Zengin safha(M.Ö 430–400):
Zamanın en önemli yeniliği elbisenin incelmesi ve bunun altında vücudun tam olarak belli olmasıdır.Dönemin heykeltıraşları Alkamenes,Agorakritos ve Paionios’dur. M.Ö. 490 ile 450 yılları arasında yer alan dönem Yunan sanat tarihinde ‘’sert üslup’’dönemi olarak adlandırılmakta ve bu üslubun meydana gelişinde 6.y.y. sonlarında belirmeye başlayan ve Pers harpleri zamanında daha kuvvetli olarak ortaya çıkan bazı etkenler önemli rol oynamaktadır. Sanatçı kişilikleri bu dönemde kendilerini daha fazla belirtmekte, heykellerde vücut, elbiseler ve hareketler daha realist bir şekilde kavranmakta ve geliştirilmektedir. Nitekim heykeller ‘’frontalite’’dışına çıkmakta, vücudun ağırlığını bir bacağa yüklemek ve serbest kalan bacağı hafifçe bükmek dolayısıyla heykelin ana ekseninde dikey hatlardan ayrılmak ve hafifçe bir tarafa döndürmek süratiyle dimdik ayakta duran ve dosdoğru öne bakan arkaik heykellere kıyasla daha doğal şekiller almış bulunmaktadır.
M.Ö.5 y.y. başlarında İonia heykeltıraşlık ekollerinin yanında gerek Yunanistan’da gerek İtalya’da ve Sicilya’ da başlı başına bir karakter taşıyan birtakım ekoller vardır. Argoslu Hegeladas ve Aiginalı Onatas’ın geleneğini sürdüren Peloponnes ekolleri en çok tunç heykellerde başarı göstermekte, arkaik sanatın ağırlık ve sertliğini gidermekte büyük rol oynamaktadır. Bu hususta Aigina’da ki Aphaia tapınağının Truva harbiyle ilgili savaş sahnelerini tanımlayan alınlık heykelleri güzel bir örnek meydana getirmekte. Hem İonia hem de Peloponnes ekollerinin etkisi altında kalan Elisli bir heykeltıraş tarafından yapıldıkları anlaşılan Olimpia’da ki Zeus tapınağının alınlık heykelleri Oinomaos ile Pelops arasında yapılacak yarıştan önceki sükunu,batı alınlığında ise ortadaki görkemli Apollon’un sağında ve solunda Lapith’ lerle ve Kentaur lar arasında yapılan mücadelenin en şiddetli anını güzelliğe önem vermeksizin realist bir suretle tanımlamakta,gerek figürlerin üslubu gerek hareketlerindeki canlılık bakımından Aphaia alınlık heykellerini geride bırakmaktadır.
Sert üslup heykeltıraşlığı en çok Atina’da ilerlemeler kaydetmiştir. M.Ö.480 yılından sonra Atina sanatçıları Akropol’de bulunan bazı kadın ve erkek heykellerinin gösterdiği gibi İon etkilerinden kurtulmakta, bağımsız olarak çalışmaya başlamaktadır. Bu dönemin en tanınmış tunç heykeltıraşları arasında Kritios ve Nesiotes gösterilebilir. M.Ö.450–400 yıllarında büyük heykeltıraşların sert üslubun çerçevesinin dışına çıktıkları daha eski dönemlerde de var olan bazı sorunların değerlendirilmesi için başka yollar izlemeye başladıkları görülüyor. Bu dönem heykeltıraşları her şeyde önce tanrı heykellerini ele almakta bu heykellerde vücut ile elbise arasındaki ilişkilere, vücudun çeşitli kısımları arasındaki oranlara ve çeşitli bir çehre ifadesine önem vermekte ve güzelliği bozabilecek herhangi bir şekil ya da hareketten kaçınmaktadırlar. Bu zamanın sanat merkezleri arasında Atina tabii olarak birinci yeri almakta ve bu şehir birinci sınıf heykeltıraş ve ressamlarla dolup taşan bir ekol haline gelmiş bulunmaktadır.
Akropolis'te Athena Tapınağı alınlıklarında Yunan heykelinin klasik üsluba geçtiği görülür. Burada Doğu çıkışlı bir korku motifi olan GORGO tipine de rastlanır.Tiranlık sona ermiştir. Demokrasinin kuruluşu Antenor'un "Tiran Katilleri" anıtında işlenmiştir.İnsan vücudunun değer ve sağlamlığı, ölçü ve kanonları önem kazanır. Optik doğa yapısı ele alınıp, uyumlu bir durgunluk dikkati çeker. İnsan vücudu rahat, kendine egemen bir duruşta ve ruh haliyle mükemmel bir uyum içinde gösterilir. Tüm unsurlar insan iradesini yansıtır. İrade ve iç niyet, hareketlerde, sakin ve sağlıklı vücutla kendini gösterir.
- Vücut kendi ekseni etrafında dönmeye başlamıştır.
- Kadın ve erkek heykellerinde zarif ve zengin dökümlü kumaş kıvrımları görülür.
Hermes
Amazon Sciarra
HELLENİSTİK DÖNEM HEYKELTRAŞLIĞI
Hellenizmin sosyal ve siyasal olaylarının yankılarının heykeltraşlıkta da görmek mümkün oluyor.3.y.y.’da heykeltıraşlıkta plastik sanatlarda büyük bir gelişim göze çarpar,onu izleyen yüzyıllarda ise sanat eserleri yalnız azalmakla kalmamakta fakat yaratıcı gücün yavaş yavaş zayıfladığı,heykeltıraşların eski dönemlerin ve en çok 5.y.y’ın heykellerini kopya etmeye başladıkları,bu icat ve orijinallik yetersizliği teknik alanda elde ettikleri virtüozite ile karşılaşmaya çalıştıkları görülür.
Hellenizmin heykelltraşlarının başında,4.y.y’da faaliyette bulunmakla beraber bu dönemde olgun bir aşamaya ulaşmış olan Sikyonlu Lisippos gelmektedir.Bu sanatçı insanları oldukları gibi değil,kendisine göründükleri gibi tanımlamış,bu nedenle en küçük ayrıntılarına kadar seyirci üzerinde yapacağı optik etkileri ve yeni bir oranlar sistemine göre işlenmiş birtakım tunç heykeller,en çok atlet heykeller ortaya koymuştur.Lisippos portre alanında da ün kazanmıştı.Büyük İskender’in bu sanatçıdan başka hiç kimseye portresini yaptırtmamıştır.Portrede realizmin ne kadar ileri gitmiş olduğunu Lisippos’un kardeşinin canlı modellerden alınmış kalıplar üzerinde çalışmış olması gösterir.
Sikyon ekolünün realist üslubu Atina ekolü üzerinde de etkilerde bulunmuş Demostenes,Euripides,Poseidippos ve Menandros gibi tanınmış kişilerin karakter portrelerinin vücut bulmasına yol açmıştır.Fakat realist üslup bu şehirde pek fazla gelişememiş,sonraki yüzyıllarda orijinallikten yoksun yapmacıklı bir stil haline gelmiş.Realist sanat akımı kendini portreden başka pişmiş toprak heykelciliklerde ya da karikatür alanında göstermektedir.Bu dönemde idealleşmiş hatlar gösteren tanrı heykelleri de yapılmıştır.
Demostenes
Themis Rhamnus
Laakon Heykel Grubu
Pergamon Zeus Altarı
Pergamon
Altar Detayı