Arama


Alvarez Ocean - avatarı
Alvarez Ocean
Ziyaretçi
28 Kasım 2009       Mesaj #4
Alvarez Ocean - avatarı
Ziyaretçi

NATO

Ad:  NATO - Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü3.jpg
Gösterim: 1533
Boyut:  55.5 KB

North Atlantic Treaty Organization yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, resmen açıklanmasa da II. Dünya Savaşı sonrası oluşan politik ayrımda, İngiliz Lord Ismay'ın deyişi ile "Rusları dışarıda, Almanya'yı alaşağı edilmiş halde ve ABD'yi içeride" tutmak için kurulmuştur. Yani amaç salt SSCB'ye karşı güvenlik değil, aynı zamanda Avrupa'nın güvenliği için ABD'nin katkı koymasını sağlamak, Almanya'nın yeniden silahlandırılmasını bölgeye tehdit oluşturmadan gerçekleştirmektir. Çünkü bilindiği gibi o dönemde ABD kongresi ve kamuoyu ülkenin Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilere karışmasını istemiyordu.
9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kollektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle 3., 4., ve 5. maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini gelistirmeye, herhangi bir uyenin toprak butünlüğu, siyasi bagimsizlik ve guvenligi tehlikede oldugunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine salidirildiginda bu saldırıya hepsine karsi yapilmis bir salidiri olarak kabul etmeyi taahhut etmislerdir.

NATO'nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri, kendi savunma anlaşmalarını yapmışlar ve Soğuk Savaşın yol açtığı kutuplaşma iyice belirginleşmiştir. Varşova Paktı olarak bilinen bu anlaşma, 1955'ten 1991'e kadar varlığını sürdürmüştür.

Türkiye, Adnan Menderes'in başbakanlığı sırasında, o güne kadar ABD ve SSCB arasında tutunduğu tarafsız tavırdan vazgeçerek ABD yanlısı politikalar gütmeye başlamış, bunun sonucunda da 1952 yılında NATO'ya katılmıştır. Türkiye'nin gene Adnan Menderes hükümeti zamanında Kore Savaşı'nda ABD ve Güney Kore'nin yanında çarpışmak üzere asker göndererek 1000 şehit vermesi, NATO üyeliği için yapılan bir hareket olarak değerlendirilmektedir. Norveç, Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkeleri Türkiye'nin üye olmasına uzun müddet karşı çıkmışlardır.
NATO'nun etkinlği dış güvenlik ile sınırlı kalmamıştır. 1950'li yıllarda İtalya'dan başlayarak NATO ülkelerinde gizli Özel Harekat daireleri kurulmuştur. Gladio adı ile anılan bu birimler ülkelerdeki devrimci sol hareketler başta olmak üzere her tür muhalefete karşı bir önlem olarak oluşturulmuştur. Bu birimler aynı zamanda Derin Devlet kavramının da ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Pek çok ülkede daha sonra bu birimler ortaya çıkarılarak sorumluları yargılandıysa da, Türkiye dahil çoğu ülke bu süreci henüz yaşamamıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası Gladio kurumlarının dağıtıldığını iddia etse de, bu birimlerin şu anki durumu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Günümüzde NATO ve savunduğu değerler tartışılmakta, kuruluş amacı olan SSCB ve Doğu Bloğu'nun dağılması nedeni ile kendisine yeni amaçlar aramaktadır. Artan uluslararası terör olaylarına karşı etkin rol oynaması, şu durumda olasılığı en fazla olan yeni misyondur. Doğal afetlere müdahalede harekete geçirilmesi de 2005 yılında ard arda gelen doğal afetler sonucunda gündeme gelmiştir. Bununla birlikte Bosna katliamına müdahale etmemiştir.

Özellikle Gladio birimlerinin teker teker ortaya çıkması ve ABD'nin Irak ve AfganistanNATO'ya ciddi eleştiriler yöneltilmesine sebep olmuştur. Ayrıca, BM kararlarının NATO'ya herhangi bir etkisinin olmadığı görüldükten sonra, pek çok grup NATO'ya karşı muhalefeti arttırmışlardır. NATO, bazı kesimler tarafından "terörist örgüt" olarak adlandırılmaya dahi başlamıştır. 21. yüzyıla girilirken, NATO'nun geleceği konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. işgallerinde oynadığı rol,

Anti-NATO Merkezi


Soğuk Savaş'ın bir ürünü olan NATO bu savaşın bitimiyle birlikte işlevini önemli ölçüde yitirdi ve bir tü kimlik bunalımına girid. Ancak Rusya'ya olan şüpheci yaklaşım korundu. Orta ve Doğu Avrupa'da genişleme devam etti ve Rusya bu genişlemeden pek de hoşnut olmadı. Anti-NATO merkezi bu çerçevede kurulmuştur. NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesini engellemek için Rusya’nın başkenti Moskova’da 23 Aralık 2005'de ‘Anti NATO Merkezi’ kuruldu. Ukrayna Halk Muhalefeti lideri Natali Vitrenko’nun inisiyatifiyle kurulan merkezin diğer bir amacı ise turuncu devrim ülkesi Ukrayna’nın NATO’ya girişini engellemek. Merkezin faaliyet alanıyla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Rusya’da çok sayıda Ukrayna vatandaşı yaşıyor ve onlar, ülkelerinin NATO’ya girmesini istemiyor. NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesine karşı çıkan merkezimiz, tartışma, haberleşme ve görüşme platformu olacak.” denildi. Geçtiğimiz kış yaşanan Batı destekli halk hareketiyle yönetimi değişen Ukrayna, NATO’ya girmek isterken, Rusya yanlısı muhalefet ülkenin yönünü Moskova’ya çevirmesini istiyor. Moskova ise NATO’nun genişlemesini istemezken iki yıl önce Roma Antlaşması’yla NATO-Rusya Konseyi oluşturulmuştu. Konsey kararlarına göre Rusya, bu örgütün hayati olmayan kararlarında söz sahibi olabiliyor. Bu arada gaz fiyatlarının ve askerî üslerin kiralarının artırılması yüzünden Rusya ile Ukrayna arasında çıkan tartışmalar halen sürüyor (Mirzet Çetinkaya).

NATO'nun Askeri Yapısı


Teşkilatın askeri yapısı, üye ülkelerin Genelkurmay Başkanlarından veya onlar adına daimi görev yapan temsilci askeri personelden oluşur. Konseye karşı sorumlu olan Askeri Komite, ittifakın en üst düzeydeki askeri merciidir. Konseye ve Savunma ve Planlama Komitesine askeri konularda bilgi sağlayan ve önerilerde bulunan Askeri Komite, iki büyük Nato Komutanlığına direkitf verebilmektedir.

Büyük NATO Komutanlıkları


NATO'nun halen Askeri Komiteye bağlı Atlantik Müttefik Komutanlığı ve Avrupa Müttefik Komutanlığı olmak üzere iki büyük komutanlığı bulunmaktadır. Ayrıca Kanada ve A. B. D. Bölgesel Planlama Grupları da mevcuttur. Savunma Planlama Komitesinin 12 Mayıs 1992 tarihli kararıyla; "CINHAN" adıyla bilinen Manş Müttefik Komutanlığı, teşkilatı ve sorumluluk sahası tadil edilerek l Temmuz 1994 tarihinden itibaren "Afnortwest" adıyla Avrupa Yüksek Komutanlığına bağlanmıştır. Avrupa Müttefik Komutanlığı (ACE)'nın sorumluluk sahası; ku-zeyde, Norveç'in kuzey burnundan Akdeniz'in güney kıyılarına; Ba tıda, Atlantik Okyanusu'ndan Türkiye'nin Doğu sınırlarına kadar uzanır. "SHAPE" adıyla anılan karargahı, Belçika'nın Mons şeh-rindedir ve komutanı "Saceur" olarak bilinir. Saceur'un ana ast komutanlıkları ise; Kuzeybatı Avrupa Müttefik Komutanlığı AFNORTWEST, Merkezi Avrupa Müttefik Komutanlığı AFCENT ve Güney Avrupa Müttefik Komutanlığı AFSOUTH'dur
  • AFSOUTH (Güney Avrupa Müttefik Komutanlığı)'nın Kuruluşu da şöyledir:
  • LANDSOUT: Bir İtalyan Generalinin komutasında İtalya'nın savunulmasından sorumludur.
  • LANDSOUTHEAST: Karargahı İzmir'de olup, bir Türk Generalinin komutasında Türkiye'nin savunmasından sorumludur.
  • AIRSOUT: Güney Bölgesi Hava Komutanlığıdır. Nato'nun komutanlık yapısı; gelişen durum ve şartlara uygun olarak değişikliğe açık bir özellik arzeder.

NATO'nun Değişmeyen Prensipleri


  • İttifak, savunma amaçlıdır.
  • Caydırma için yeterli bir gücü muhafaza etmek esastır.
  • Üyelerin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı garanti edilerek dünya barışma katkı devam ettirilir.
  • Üye ülkelerden birine yapılan tecavüz, tamamına yapılmış kabul edilir. (5 nci madde)
  • İttifak, Avrupa'da Amerika'nın konvansiyonel ve nükleer askeri varlığını zaruri sayar.
  • NATO Savunmasının kollektif tabiatı, işbirliğine ve entegrasyonuna istinad eder.
  • Nükleer silahlarda sıfır çözüme ulaşıncaya kadar, konvansiyonel ve nükleer silahların uygun bir kombinasyonunu kullanmaya devamı zorunlu görür. Nükleer silahların amacı siyasi olup, ittifakın güvenliğinin en önemli garantisidir. Bu kuvvetler savaşı ve dengeyi korumak için asgari düzeyde tutulur.

NATO'ya Göre Tehdit Değerlendirmesi


Doğu Bloku'nun dağılmasından sonra NATO'nun geleneksel tehdit değerlendirmesi sona ermiştir. Bunun yerini Belirsizlik, İstikrarsızlık, çok yönlü tehdit ve riskler almıştır. Buna göre; 1990'lı yıllardan itibaren Türkiye ve NATO için esas risk, Rusya'nın cepheden planlı bir taarruzundan ziyade, bölgesel kriz ve çatışmaların teşkil ettiği riskler teşkil etmeye başlamıştır.

NATO'nun Genişlemesi


NATO'nun genişlemesinden maksat; karşılıklı hak ve yükümlülükler çerçevesinde ittifaka tam üye statüsünde yeni üyelerin kaydedilmesi ve dolayısıyla NATO'nun sınırlarının genişletilmesidir.
29 MART 2004 Tarihinde NATO'ya 7 yeni üye ülke daha katıldı. Bu ülkeler;
  • Bulgaristan
  • Estonya
  • Letonya
  • Litvanya
  • Romanya
  • Slovakya
  • Slovenya' dır.
Ayrıca;
  • Arnavutluk,
  • Makedonya ve
  • Hırvatistan aday ülkelerdir.

Türkiye'nin NATO Üyeliği


Sovyetler Birliği ile Lenin zamanında imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması, Moskova Antlaşması ve Kars Antlaşması'na rağmen, 2. Dünya Savaşı sırasında Stalin'in önce 1939'da Molotov kanalıyla Ribbentrop ve Hitler'den, daha sonra da 1945'te Truman ve Churchill'den Türkiye sınırları ile ilgili talepleri dolayısıyla Türkiye, Batı ittifakı ve NATO ile yakınlaşmıştır.

1950'de Adnan Menderes hükümeti döneminde TBMM kararıyla Kore Savaşı'na Birleşmiş Milletler komutası altında ABD ve Güney Kore'nin yanında çarpışmak üzere asker gönderilmiş ve böylece NATO üyeliği konusundaki niyetini uluslararası arenaya göstermiştir. Kore savaşında verilen şehitler dönemin muhalefet lideri İsmet İnönü ve partisi CHP tarafından NATO üyeliği için yapılan bir taviz olarak adlandırılmıştır.

Başlangıçta 12 devletin iştirakiyle akdedilmiş olan Kuzey Atlantik Antlaşmasına Londra'da 17 Ekim 1951 tarihinde düzenlenen bir Protokol ile Türkiye ve Yunanistan'ın da katılımları onaylanmış, Türkiye 18 Şubat 1952'de yine Fuat Köprülü'nün dışişleri bakanlığını yaptığı Adnan Menderes hükümeti döneminde NATO'ya resmen üye olmuştur. Norveç, Danimarka gibi üyeler Türkiye'nin üye olmasına, çok yakın zamana kadar Monarşi yle yönetildiği ve yeterli demokrasi tecrübesi olmadığı gerekçesiyle uzun müddet karşı çıkmışlardır.

8 Eylül 1952'de [1] Türkiye NATO'ya kabul edildikten yedi ay sonra İzmir'de Müttefik Kara Kuvvetleri Karargahı (LANDSOUTHEAST) kurulmuş, karargahın başına ABD'li bir korgeneral getirilmiştir. 1954'te karargaha Fransa, İngiltere ve İtalya'dan askerler dahil edilerek üs güçlendirilmiştir.

“NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi”[2] adlı uluslararası anlaşma, İzlanda hariç, NATO üyesi diğer devletler tarafından imzalanmıştır. Sözleşme Türkiye tarafından 10 Mart 1954 tarihli ve 6375 sayılı kanunla onaylanmıştır. NATO Kuvvetleri Sözleşmesi, her biri oldukça detaylı kaleme alınmış yirmi maddeden oluşur. Kısaca bu anlaşmayla ABD’nin Türkiye topraklarında askeri tesisler ve üstler kurması ve askeri personel bulundurulması kabul edilmiştir.
1966'da, NATO'ya ait haber alma tesislerinin sayısı 112'ydi. Türkiye'de 35 kilometrekarelik alan NATO'nun denetiminde olup buraya, bakanlar dahil Türk yetkililerin NATO komutasından izinsiz girmesi yasaktı.

ABD ile Türkiye arasında 1976 yılında imzalanan "ABD-Türkiye Savunma ve İşbirliği Anlaşması", İncirlik, Kargaburun ve haber alma tesislerinin NATO adına ABD tarafından kullanılmasını sağladı. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi sonrasında imzalanan "Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması" ise 12 askeri üssün NATO adına ABD tarafından 5 yıllık kullanılmasına karar verildi. Bu anlaşma, ABD'nin talebi doğrultusunda halen yürürlüktedir...

NATO'DA GÖREV YAPAN TÜRK DAİMİ TEMSİLCİLERİ
  • 1952-1954 - Fatin Rüştü Zorlu
  • 1954-1957 - Mehmet Ali Tiney
  • 1957-1960 - Selim Sarper
  • 1960-1960 - Haydar Görk
  • 1960-1972 - Muharrem Nuri Birgi
  • 1972-1976 - Orhan Eralp
  • 1976-1978 - Coşkun Kırca
  • 1978-1988 - Osman Olcay
  • 1988-1989 - Tugay Özçeri
  • 1989-1991 - Ünal Ünsal
  • 1991-1997 - Tugay Özçeri
  • 1997-2002 - Onur Öymen
  • 2002-2004 - Ahmet Üzümcü
  • 2004-2006 - Ümit Pamir
  • 2006- - Tacan İldemir

Türkiye'deki NATO Üsleri


(Afyonkarahisar)Türkiye'nin en büyük askeri havaalanıdır.NATO'nun 2. büyük havaalnıdır. "Ana Jet Bakım Üssü" olarak kullanılmaktadır. Sivil uçuşlara açılması konusundaki çalışmalara NATO'dan izin çıkmamıştır.
İncirlik Hava Üssü yönetimi ve denetimi TSK'da olan, NATO'nun önemli bölgesel bir depo üssüdür. Adana'ya 10 km uzakta bulunan üs, Akdeniz'e 56 km uzaklıktadır. Türk Hava Kuvvetleri 10. Ana jet üssü ve ABD hava kuvvetleri 39. Ana jet üssü burada görev yapmaktadir.
İzmir Hava Üssü İzmir'in 17 km kuzey batısında Çiğli'de bulunan Avrupa'daki ABD hava kuvvetleri'ne (USAFE) bağlıdır. 42 uçak ve 300 asker-personel bulunan üste I-HAWK ve Roland füze sistemleri konuşlandırılmıştır. İzmir Hava Üssü NATO'nun Türkiye'deki en eski üssü olmakla beraber, son yıllarda önem kazanmıştır. 11 Ağustos 2004'de LANDSOUTHEAST karargâhı Napoli'den İzmir'e taşınmış [3], 1 Ocak 2006'da da ABD 16. hava filosu, Almanya'nın Ramstein hava üssünden alınarak buraya yerleştirilmiştir.
Şile üssü: Stinger füzelerinin fırlatılması için uluslararası standartlarda bir atış alanıdır.
Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı: Irak savaşı sürecinde NATO tarafından getirilen AWACS'lar burada üslenmiştir.
Balıkesir 9. Hava Jet Üssü: Bu üsde 6 adet "vault" denilen füze rampası bulunmaktadır.
Muğla Aksaz Deniz Üssü.
Ankara-Ahlatlıbel, Amasya-Merzifon, Bartın, Çanakkale, Diyarbakır-Pirinçlik, Eskişehir, İzmir-Bornova, İzmit, Kütahya, Lüleburgaz, Sivas-Şarkışla, İskenderun, Ordu-Perşembe, Rize-Pazar, Erzurum, Van-Pirreşit ve Mardin'de NATO'ya bağlı Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri (CAOC6)
Son düzenleyen Safi; 15 Eylül 2016 01:04