Arama

Doğal Afetler - Erozyon - Tek Mesaj #31

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2010       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Erozyona Karşı Alınacak Önlemler
Dünya’nın neresinde olunursa olunsun, insanlar erozyonu durdurmak ya da durdurmak için bir şeyler yapmalıdırlar. Bu nedenler değişik şartlar için deiğişik önlemler bulunmuştur. Bu bulunan önlemler ikiye ayrılmıştır: Teknik ve Biyolojik

Erozyona Karşı Alınması Gereken Toplumsal Önlemler:

Ormansızlaşma ve erozyon gibi doğal dengelerin bozukluğunun çölleşme getirdiği çok açıktır ve bütün dünya bunu kabul eder. Ayrıca bu çölleşmenin en büyük nedeninin “insan” olduğunu bildiğimiz halde, kendi menfaatlerimizin uğruna toprağı tahrip edip, yaptıklarımızın erozyona yol açıp sonunda da çölleşmeye yol açtığını bildiğimiz halde yaptıklarımıza hiç “dur” demiyoruz ya da herhangi bir önlem almıyoruz.
Doğa bu konuda “masum” olsa da çok güçlü bir savunma sistemi olduğunu bildiğimiz için bu bozukluk ile ilgili hiç bir önlem almadık; ancak her şeyin bir dayanma sınırı vardır ve insanlar doğanın dayanma sınırını çok fazla aşmışlardır.
Erozyon bir sosyo-ekonomik bir olaydır. Maalesef, ileri indüstri toplumları daha lüks ve yüksek yaşam standartlarına taşırlarken çevre sorunlarını da çoğaltırlar. Bu nedenle indüstrilerin şehir dışında, tarım alanlarının veya meraların üstüne inşaa edilmeyip, toprağı zaten daha kullanışsız olduğu bir alan kurulması daha akıllıcadır.
Doğaya ve yeşil örtülere sahip çıkmama, geri kalmışlığın bir göstergesidir. Çok büyük nüfus patlamaları, eğitimsizlik ve saygı eksikliği nedeniyle hem kendilerine hem ülkelerine hem de doğaya zarar vermektedirler. Bunların olmaması için bütün insanların bu konuda eğitilmesi, aslında doğaya zarar vererek, kendilerine de zarar verdiklerini ve doğaya saygı öğretilmelidir.
Doğanın tahribatının diğer bir nedeni ide toplumların kültürüdür. Doğayı koruma, ormanlara ve yeşil örtülere sahip çıkma kültürel bir olaydır. Bunun da aile, yuvasında başalaması, okulda devam etmesi ve medya dahil tüm yaşam boyunca verilmesi gereken bir eğitimdir.
Bunların yanında insanların kararını değiştiren toplumsal kuruluşlar kurulması, insanları bu kuruluşlara çağırılması ve insanları bu konuda teşvik etmeleri gerekmektedir. Ayrıca kuruluşlara destek amacıyla ülkeler anayasaya bu konuyla ilgili yasalar koyup erozyon bu kuruluşların yaptıklarını resmileştirmelidirler.

Sonuç

Dünyadaki tüm besin maddelerinin %78’ini bitkisel besin maddeleri oluşturmaktadır. Bu bitkisel besin maddelerinin tek üreticisi topraktır. Bu nedenle yararlı toprağı götüren erozyon durdurulmalıdır. Topraklar kendi “yeteneklerine”6 göre kullanılmalı, hatalı arazi kullanımından kaçınılmalı ve bitki örtüsü korunmalı ve bitki örtüsünün gelişmesinde doğaya yardımcı olunmalıdır. Tabii ki, bunların hepsini tek bir kişiden beklenemez, bu yüzden insanlar eğitilmeli ve herkes bu konuda birbirlerine yardımcı olmalıdırlar. Bu maddeler bu konuyu özetlemektedir:
“Dünya insanlara ait değildir.
Dünya bizlere geçmişin mirası değil, geleceğin emanetidir. Emanet hıyanet gerçek insanlıkla bağdaşmaz.
Doğanın tahribi, tüm canlılara ait yaşam koşullarının yok edilmesiyle özdeşleşmiştir.
Doğal Denge bozulmuştur. O nedenle, yaşanılabilir bir dünyanın yeniden kazanılması veya ekolojik dengenin yeniden eski sağlığına kavuşması, insan yardımı olmadan gerçekleşemez.
Doğal kaynakların korunması ve devamlılıklarının sağlanması, onlardan en yüksek düzeyde yaralanma amacından çok, gerçek insanlığımızın ortaya konması bakımından önemlidir.
Doğal kaynakları, sömürü materyali olarak değil, yaşamın temel varlıkları olarak görmek zamanı gelmiş, hatta geçmektedir.
Yaşadığımız ortamı kurtarmak için henüz çok geç kalınmamıştır. Fakat olaya sadece karşıdan bakıp yorumlamakla zaman kaybetmemeliyiz. Tam aksine, çevremizi aktif olarak koruma eylemini gerçekleştirmeliyiz. Çünkü, doğayı aktif olarak koruma, tüm canlıların yaşamına hizmet demektir.
İnsan dışında hiç bir doğal varlık, kendisini etkin bir şekilde savunamaz. Tam aksine, hepsinin korunmaya gereksinimleri vardır. Eğer insanlar, bu doğal varlıklardan en üst düzeyde ve sürekli olarak yararlanmak istiyorlarsa, bunu onları koruyacak, yani ekolojik dengeyi bozmak için bu yararlanmayı doğa yasalarına uygun şekilde yapmak zorundadırlar.
İnsanlara doğal güzellikleri sevdirmek, ve onların tahribine acımalarını sağlamak kolaydır. Fakat insanların daha uygar ve modern bir yaşam için doğayı sürekli olarak tahrip ettiğine ve bu eylemin yaşam koşullarının ve temellerinin yok edilmesiyle eşdeğer olduğuna inandırmak çok güçtür. Buna karşın, bu güçlüğü aşmak için hepimize önemli görevler düşmektedir. Bireysel olarak yapılacak ve çok önemsiz gibi görünen bu görevleri küçümsememek gerekir. Çünkü “Hiç kimse çok az şey yapabileceği için, hiç bir şey yapmamayı yeğleyen birisi kadar büyük bir hata işleyemez.”7
Son düzenleyen Safi; 14 Mart 2016 09:33