Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mısır Piramitleri
Ehramlar olarak da bilinen Mısır Piramitleri, çoğu Eski ve Orta Krallık döneminde Mısır krallarının (firavun) mezarlan üstüne yapılmış büyük anıtsal yapı­lardır. Orta ve Güney Amerika'da Mayalar, Aztekler ve İnkalar tarafın­dan benzer yapılar yapılmıştır, ama gerçek piramitler Mısır'dadır. Yunanca pyramis söz­cüğünden türemiş olan piramitlerde genellik­le taş ya da tuğla kullanılmıştır. Dörtgen bir taban üzerinde yükselen piramitlerin üçgen biçimli dörtkenar yüzeyi tepede bir noktada birleşir. Mezar odası çoğunlukla piramidin üzerine oturduğu kayanın içine oyulmuştur.

Eski Krallık'ta 2. hanedan döneminin sonu­na kadar (yaklaşık İÖ 1650) krallar ve soylu­lar mastaba denen mezarlara gömülürlerdi. Mastabalar, dikdörtgen biçimli, yan duvarları içeriye doğru eğimli ve üst yüzeyi düz olan; daha çok üstü kesik bir piramide benzeyen anıtmezarlardı. 3. hanedan döneminde (İÖ 2650–2575) kral mezarlarında taş kullanılma­ya başlandı. İlk piramit, bu dönemde, Kahire'nin yakınındaki Sakkara'da ünlü mimar İmhotep tarafından yapıldı. Kral Zoser için tasarlanan ve üst üste konmuş altı mastabadan oluşan bu anıtmezara Basamaklı Piramit denmiştir.

Kutsal sayılan ölmüş krala armağanların sunulduğu bir tapınağı da içeren Basamaklı Piramit ve ek yapıları geniş bir duvarla çevrelenmiştir. 60 metre yüksekliğinde olan ve kireçtaşından yapılan bu piramit Eski Mısır'ın en güzel anıtlarından biridir. Yapının altından toprağın içine uzanan 11 geçitte kral ve bazı soyluların pembe granit ve albatrdan (kaymaktaşı) yapılma lahitleri bulunur. Ne var ki, bu lahitler, daha önce soyulduğu için bu kişilerin mumyalanmış cesetleri bulunama­mıştır. Bölgede daha birçok piramidin yapıldığı sanılmaktadır. 1953'te Sakkara'da 3. hanedan döneminden kalma tamamlanmamış bir başka basamaklı pirami­din kalıntılarına rastlanmıştır.

En tanınmış piramitler, Kahire'nin güne­yinde Gize'de bulunan üç piramittir. Bu piramitler 4. hanedan döneminden (İÖ 2575–2464) kalmıştır. En büyüğünü Yunanca adıyla Firavun Keops yaptırmıştır. Keops Mısırlılar' ca Khufu olarak adlandırılır. Keops Piramidi' nin taban kenarları yaklaşık 230 metre ve yüksekliği 146 metredir. Ama dış kaplaması aşındığı için bugün yüksekliği 9 metre daha düşüktür. Kayalık bir zemine oturan pirami­din dış bölümü kireçtaşı ve granitten yapılmış­tır. Tüm yapıda her biri ortalama 2,75 ton ağırlığında toplam 2,3 milyon taş blok kulla­nılmıştır.
Ad:  piramit.jpg
Gösterim: 3181
Boyut:  45.2 KB
Piramidin yapımında kullanılan kayalar Nil Irmağı'nın karşı kıyısından getirilmiş, kireçta­şı Kahire yakınlarından, granit ise Assuan'dan taşınmıştı. Kabaca yontulan granit blok­lar, silindirler üzerinde çekilerek ırmağa geti­rilir ve buradan mavnalarla piramide en yakın yük iskelesine taşınırdı. Bloklar, iskele ile piramit arasında döşenmiş granit geçitten, tahta silindirler üzerinde çekilerek yerine ulaştırılırdı. Taş blokları çıkaran ve taşıyan kişiler kendi adlarını kırmızı bir boya ile taşın üzerine yazarlardı. Bugün, bu yazılar hâlâ okunabilmektedir. Taşlar çok düzgün bir biçimde bakır aletlerle işlenirdi.

Keops'un ardıllarından Kefren ve Mikerinos tarafından yaptırılan öbür ünlü iki pira­mit, ilkine göre daha küçüktür. Her üç piramit de yağmalanmış oldukları için içlerin­deki eşyaların çoğu kaybolmuştur. 5. ve 6. hanedan kralları (İÖ 2465–2150) da Gize ve Abu Şir'de birçok piramit yaptırmışlardı. 11. ve 12. hanedan krallarının (İÖ 2130–1756) piramitleri daha çok Dahşur, Havara ve el-Lahun'da bulunmuştur. Bu dönemden son­ra, soylulara mezar olarak kullanılan piramit­lerin yapımına son verildi. Mısırlılar kralları­nı, 18. hanedan döneminde (İÖ 1540–1292) başkent olan Teb yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde kayalara oyulmuş mezar odalarına gömmeye başladılar.

Bir zamanlar Nil Irmağı'nın batı kıyısı boyunca birçok piramit yer alırdı. Bunların Eski ve Orta Krallık döneminde yapılmış olmaları ile Mısırlılar'ın Güneş tanrısı Ra'ya tapınmaya ve ölülerini mumyalamaya başla­maları arasında bir ilişki olduğu sanılmakta­dır. Eski Mısırlılar, ölen bir kişinin bedenini koruyarak, ona yiyecek ve içecek sunarak ölümden sonra yaşamasını sağlayabilecekleri­ne inanırlardı. Bu nedenle ölülerini, öbür dünyada gereksinecekleri eşyalarla birlikte gömerler, mezar duvarlarına çizdikleri resim­ler ve yazdıkları yazılarla ölülere karşılaşabi­lecekleri tehlikelerden korunma yollarını gös­terirlerdi.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 31 Temmuz 2017 23:45