Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
19 Eylül 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Yemin
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi

Yemin, dini bakımdan, "bir işi yapmak ya da yapmamak hususunda azme ve iddiaya kuvvet vermek için Allah adına söz vermek, and içmek­tir."
Böyle Allah adına bir söz verildi mi onun yerine getirilmesi şarttır. Bu­nun için çok iyi düşünüp taşınarak ye­mine başvurmak gerekir. Yeminde ve­rilen söz yerine getirilmezse sorumlu­luk ve günah sebebi olur. Gerçekte bir Müslüman yemin etmeden de söz ver­se sözünü yine tutması gerekir. Müs­lümanın sözü yeminsiz de olsa senet­tir. Ondan caymak olmaz. Ama bir söz yeminle teyid edilmişse artık ne pahasına olursa olsun gereği yapıl­malıdır.
Yemin genellikle "vallahi", "bil­lahi", "tallahi", gibi Allah'ın zat isimleri üzerine olur. Fakat "yemin ederim ki", "şehadet ederim ki", "üzerime ahdolsun ki..." gibi ifade­lerle de yemin edilmiş olur.
Helal bir şeyi kendine haram kıl­makla da yemin edilmiş olur. "Falan yere gitmek, şu yemeği yemek bana haram olsun" gibi bir ifade de yemin sayılır.
Bu tür sözlerle yemin eden biri ye­minini yerine getirmezse ona kefaret denen ceza gerekir.
Din kitaplarında üç türlü yemin ayırt edilmiştir:
  • Yemin-i lagiv
  • Yemin-i gâmus
  • Yemin-i mün'akide
1- Yemin-i lagiv: Boş yere, yanlışlıkla yapılan yemindir. Birisinden borç para alan birinin onu geri öde­mediği halde ödediğini zannederek "ödedim" diye yemin etmesidir. Du­rum aydınlatılınca bu yemine bir şey gerekmez. Kasıt olmadığı için güna­hı ve sorumluluğu yoktur.

2- Yemin-i gâmus:
Yalan yere, kasıtlı olarak yapılan bildiği halde "ödedim" diye yemin etmesi böyle­dir. Böyle yemin eden kimseyi yemin kurtarmaz tövbe ve bağışlanma dile­mesi gerekir. Çünkü böyle bir yemin çok günahtır. Zaten "yemin-i gâmus" sahibini batıran yemin demektir.

3- Yemin-i mün'akide:
Geleceğe ait bir konuda yemin etmektir. Aldı­ğı borç için "Vallahi falan zaman ödeyeceğim" diye yemin eden biri bu tür bir yemin etmiş sayılır. Böyle bir yemin tutulur, gereği yerine getirilirse bir şey gerekmez. Ama tutulmaz­sa işte bu yemin için keffaret gerekir. Yeminin keffareti ya on fakiri bir gün iki öğün doyurmak, ya da üç gün ara vermeden oruç tutmaktır. Birden faz­la yemin bozan kimse için tek keffaretin kâfi geleceği âlimler tarafından benimsenen görüştür.

İnsan kasıtlı, bilinçli olarak yap­tığı yeminden sorumludur. Böyle ye­min sonuç doğurur. Ağız alışkanlığı ile yapılan yeminlerden sorumluluk doğmaz. Kur'an-ı Kerim'de "Allah, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutar" buyurulmaktadır.
Yeminde hile geçersizdir.
Bazıları yeminlerine kurnazlık ka­rıştırdıklarını mesela yemin ederken ayaklarını kaldırdıklarını dolayısıyla yeminlerinin kendilerini bağlamadığı­nı söylerler ki bunun hiçbir dini de­ğeri yoktur. Sen ne yaparsan yap, ye­mini kim niçin ettiriyorsa esas onun niyeti geçerlidir. Çünkü hadis var:
"Yemin ettirenin niyeti üzerine­dir."
Dilimizde bir deyim vardır: "Kara­manın koyunu sonra çıkar oyunu" di­ye. Çoğumuz bunu Konya'nın Kara­man'ın davarı olan koyunu sanırız. Deyimdeki Karaman'ın koyunu baş­ka bir koyundur: İnsan boynu, göğsü.
Osmanlı tahtında henüz Fatih adı­nı almamış Sultan Mehmet bulunuyor Fatih olma yolunda hazırlıklar sürdü­rüyordu. Bizansa saldırmadan önce imparatorluğun sınırlarını güven al­tına almak istiyordu. Karaman Beyi, Karamanoğlu II. Mehmet ise ikide bir pürüzler çıkarıyor sınır ihlalleri yapı­yordu. Bir iki defa affedilmiş ama us-lanmamıştı. Nihayet Sultan Mehmet orduyla Konya üzerine yürüdü. Ka­ramanoğlu Konya ovasındaki çadırın­da Osmanlı komutanı Beyazıd Paşa tarafından ansızın enselendi. Karama­noğlu Sultan Mehmet'in ayaklarına kapanıp affını istedi ve bir de yemin etti. Elini göğsüne koyarak,
"Bu can bu tende bulunduğu müddetçe Os­manlı ülkesine kötü gözle bakmayacağım."
diye yemin etti. Fa­tih âlicenaplık gösterip yine affetti. Üstelik kendisine hil'atlar, atlar he­diye etti. Fakat Karamanoğlu, Osmanlı ça­dırından ayrılıp biraz uzaklaşır uzak­laşmaz,
"Benim Osmanlıya düşmalığım kıyamete kadardır."
demişti. Adamları
"Ama beyim yemin ettiniz bu can bu tendeyken."
diye hatırlat­tılar. Karamanoğlu,
"Yemin ettim ama koynumdaki güvercin üzerine. Güvercini uçurdum yemin de kalktı."
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!