Arama

Kemal Sunal - Tek Mesaj #8

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KEMAL SUNAL

Gençliği
Ad:  kemalsunal5.jpg
Gösterim: 3484
Boyut:  57.8 KB

İstanbul Küçükpazar semtinde doğan oyuncunun babası Malatya doğumlu Migros'tan emekli Mustafa Sunal; annesi Saime Sunal'dır. Kemal Sunal'ın, Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi vardır. Sanatçı, ilkokulu Mimar Sinan İlkokulu'nda okudu, Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek tahsiline Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünde başladı. Öğrenimi sırasında Emayetaş Fabrikasında çalışmış, ayrıca elektrikçide çıraklık yapmıştır. Vefa Lisesindeki felsefe hocacı Belkıs Balkır'ın sanatçıyı Müşfik Kenter ile tanıştırmasının, Kemal Sunal'ın kariyerinde önemli yeri vardır.

İlk Yıllar
1964 yılında Ankara Bando-Mızıka birliğinde askerliğini yaptı. Sanat hayatı, Vefa Lisesi'nde amatör olarak "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. İlk kez Kenterler Tiyatrosu'nda profesyonel oyuncu olarak çalıştıktan sonra uzun süre Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda, kısa süre Ayfer Feray Tiyatrosu'nda, son olarak da Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynadığı bir oyunda Ertem Eğilmez tarafından çok beğenildi ve böylece beyaz perdeye transfer oldu. İlk rolünü 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim adlı filmde uzun boyundan dolayı basketbolcu olarak aldı. Bunun ardından Ertem Eğilmez'in yönettiği kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.

Kemal Sunal kendi ağzında ilk yıllarını ve komediye yönelişi şu sözlerle dile getiriyor;
"Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. ''Ses Tiyatrosu'ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum, ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti. Bildiğiniz gibi o gün bugündür insanları güldürmeyi seviyorum."
Ustalık
Türk sinemasında başta İnek Şaban tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. İnek Şaban'ın sevilmesi ile birlikte Kemal Sunal, birçok filmde "Şaban" adlı karakteri canlandırmıştır. 1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başlandı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para almadı.

Yüksek lisans
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve ardından yüksek lisans yaptı. Tamamlanmasından sonra Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü adıyla kitap olarak basılan yüksek lisans tezinde kendi filmlerinin sosyolojik incelemesini yaparak iktidarların sanat alanına yaptıkları ideolojik müdahaleyi irdeledi.

Ölümü ve son yılları
Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilmiştir. 2009 yılında Kemal Sunal ile anılarını anlatan Zeki Alasya, ölümünde korkularının etkisi olduğunu belirtti. Kemal Sunal'ın biraz korkak bir insan olduğunu anlatan Zeki Alasya, korkularının kalp krizi geçirmesinde önemli etken olduğunu belirtti. Zeki Alasya ne kadar bazı şeylerden korksada belli etmezdi, çok kibar bir adamdı yorumunu yapmıştır.

Hakkındaki görüşler
Kemal Sunal, hem yüzünün fizik yapısı hem de mimik ve jestleriyle Fransız komedyen ve şarkıcı Fernandel'e benzetilirdi. Fernandel 1930'lu yıllardan 1960'lı yıllara kadar tıpkı onun gibi sayısız komedi filmi çevirmişti. Kendisiyle yapılan bir röportajda Sunal, kendisi için 'at suratlı' gibi benzetmeler bile yapıldığını, ama en çok Zeki Müren'in kendisini 'Fernandel'le Jean-Paul Belmondo karışımı' diye tanımlamasının hoşuna gittiğini belirtmişti.
  • Ben Kemal Sunal hayranıyım, filmlerini bıkmadan izliyorum. Muhteşem bir oyuncu. " -Bülent Ecevit
  • "Varlığı yokluğu belli olmazdı, ama yönetmen ’motor’ dediği an, karşımızda devleşen bir aktör olurdu." -Emel Sayın
  • "Kemal Sunal, filmlerinde genellikle, haklının haksıza, güçsüzün güçlüye karşı mücadelesini temsil eden büyük komedi ustasıydı." -Altan Öymen
  • "Türk sinemasının usta sıfatına layık oyunculardan biri olan Sayın Sunal, çizdiği kompozisyonlarla hafızalarda önemli bir yere sahiptir." -Murat Sökmenoğlu
  • "...çok takdir ettiğim, çok beğendiğim, hakikaten Türk sinemasına damgasını vurmuş, halkın sevgisini kazanmış, gönlüne girmiş olan çok büyük bir sanatçıydı." -Göksel Arsoy
Kişiliği
Sanatçı kendi profilinin, oynadığı karakterlere göre farklı olduğunu şu sözlerle belirtiyor; "Ben özel hayatımda çok az konuşan, çok soğuk bir adamım" ve aynı zamanda iş ve ev yaşamında titiz olduğunu belirtiyor.

Tiyatro oyunları
  • 1966 - "Fadik Kız" - Kent Oyuncuları. İki-üç değişik rolde
  • 1967 - "İspinozlar" (Orhan Kemal uyarlaması) - Ulvi Uraz Tiyatrosu. Taşkasaplı rolünde.
  • 1967 - "Deli İbrahim" (Yazan: Turan Oflazoğlu, reji: Şükran Güngör) - Kent Oyuncuları. Cellât Hamal Ali rolünde
  • 1968 - "Yalova Kaymakamı" - Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
  • 1968 - "Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım" - Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
  • 1968/69 - "Fermanlı Deli Hazretleri" - Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
  • 1968 - "Hamhumşarolop" - Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
  • 1969 - "Murtaza" (Orhan Kemal uyarlaması) - Ulvi Uraz Tiyatrosu. Bekçi ve Kahveci rollerinde.
  • 1969 - "Yaz Bitiyor" - Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
  • 1972 - "Gergedan" (Yazan: Eugène Ionesco) - Devekuşu Kabare Tiyatrosu. Bakkal ve Mösyö Papiyon rollerinde.
  • 1972 - "Dün Bugün" (Yazan: Haldun Taner) - Devekuşu Kabare Tiyatrosu.
  • 1973 - "Dev Aynası" (Derleyen: Haldun Taner) - Devekuşu Kabare Tiyatrosu (Ankara Nergis Sineması'nda sahnelendi).
Kitapları
  • Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü, Sel Yayınları, İstanbul, 1998
  • Kemal Sunal Güldürüsü, Om Yayınevi, İstanbul, 2001,
  • Einstein Gibi Düşünmek, Beyaz Yayınları
Hakkındaki kitaplar
  • Feriha Karasu Gürses, Kemal Sunal Film Başka Yaşam Başka, Sel Yayınları, İstanbul 2002,
  • Nuran Turan, Kemal Sunal Çocukken, Önel Yayınevi,
  • Vadullah Taş, Kemal Sunal Filmlerini Anlatıyor, Esen Kitap
Ödüller
  • 1977: 14. Antalya Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, Kapıcılar Kralı
  • 1998: 35. Antalya Film Festivali, Yaşam Boyu Onur Ödülü, Kapıcılar Kralı
  • 1989: 2. Ankara Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, Düttürü Dünya
Anısı

Vakıfbank Kemal Sunal Sanat Merkezi
İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde kurulmuş Özel Sektöre Bağlı Kültür Merkezi olan Vakıfbank Sanat Merkezi Kemal Sunal’ın ismini taşıyor.

Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülü
Mezun olduğu Vefa Lisesi’nde Kemal Sunal anısına bir anket düzenlenmiş ve anket sonucunda başarılı ve sevilen sanatçılara "Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülü" verilmesi kararlaştırılmıştır.

Askerden babasına mektup
Vefatının 9. yılında mezarı başında anılırken, Mardin'de vatani görevini yapan oğlu Ali Sunal, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki anma törenine katılmamıştır. Ama törende, askerden babasına hitaben yazdığı mektup okunmuştur. 4 sayfalık o mektubun son sayfasında şu ifadeler yer alıyordu:
« "... Baktık ki bu iş böyle olmayacak, bir umut ışığı doğmayacak, bizden başkası bizi anlamayacak, gururum, kardeşim de dönünce sen varmışsın gibi hayata, birbirimize bağlandık.Yaşamalıydık. Sen gittin ve biz burada kaldık. Merak etme rahat, huzurlu uyu. Yeni doğan, seni hiç tanımayan kardeşler de izliyor, Hababam'ı, Tosun Paşa'yı, Salako'yu... Bıraktığın eserler mutlu ediyor, hayata umutla baktırıyor bir ömür boyu. Koruduğun efsane soyadını milyonlar koruyor, milyonlara aktarıyor artık. Bir de yeni isim koydular 'Melek Şaban' diye, tarihe bıraktık. Sen gittin ve biz burada kaldık. Biz mi? Hala bir yanı kırık, ama gururlu, dimdik ayaktayız. Senin emanetinden hiç ayrılmadan yaşamaktayız. Bir tek bugünde ayrıyız.
Biz arkadaşlarla vatani görev için Mardin'de silah altındayız. Bu mektupla benim, annemin, Ezomun, sevenlerinin kalpleri birleştik başucundayız. Bize bıraktığın güzelliklere minnettarız. Çok özledik ama ağlamayacağız. Gözün arkada kalmasın, hiç ayrılmayıp seni sonsuza dek bizimle yaşatacağız. Tamam sen gittin ama biz burada kaldık." »
(Ali Sunal'ın babasına hitaben yazdığı mektupdan)


Son düzenleyen Safi; 6 Mayıs 2016 23:24