Arama

Cumhuriyet bize neler kazandırmıştır? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 26 Ekim 2016 Gösterim: 270.262 Cevap: 39
kiz_güzeli - avatarı
kiz_güzeli
Ziyaretçi
20 Kasım 2010       Mesaj #21
kiz_güzeli - avatarı
Ziyaretçi
CUMHURİYET

Sponsorlu Bağlantılar
Ey Bizlere Bu Günü Kazandıran Şehitler,
Ey Hürriyet Yolunda Can Veren Koçyiğitler.

Ey Kahraman Atatürk, Sizlere Minnettarız,
Rahat Rahat Uyuyun Nöbette Bizler Varız.

Canımızdan Azizdir Bıraktığın Emanet,
Cumhuriyet Şereftir, Namustur Cumhuriyet.

Ateş İçinde Doğduk, Uyku Bize Yaramaz,
Ölüm Bile Arasa, Bizi Evde Bulamaz.

Tarlada, Fabrikada, Kışlada, Okuldayız,
Fakat Hep Bir Emelde, Bir Yönde , Bir Yoldayız,

Bugün Hürriyet İçin Kore'yi Vatan Bildik,
Edirne, Çanakkale, İzmir-Ardahan Bildik.

İnandığımız Yolda Çiğneriz Dağı, Düzü,
Hak Edenin Bağrına Saplarız Süngümüzü.

Harikalar Yaratır, Bir Damlacık Türk Kanı,
Dünyalar Alkışlıyor, Bir Avuç Kahramanı.

O Bir Avuç Kahraman Biliyor Tarihini,
Onu Muzaffer Eden Şanı, Kanı Ve Dini.

Seve Seve Bırakıp Köydeki Ocağını,
Göz Kırpmadan Veriyor, Kolunu Bacağını.

O Böyle Haşroldukça Hürriyetle, İmanla,
Türk Yurdu Yükselecek Her gün Şeref Ve Şanla.

İmanlı Göğüslere Karşı Dağlar Duramaz,
Coşarsak Selimize Dünyalar Bent Vuramaz

Türk'üz, Düşman Üstüne İşte Böyle Akarız,
Yirmi Milyon Ateşiz, Yirmi Dünya Yıkarız.

Ey, Ölümsüz Atatürk, Şerefisin Milletin
Bekçisiyiz Tek Kalsak, İnan Cumhuriyetin
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Kasım 2010       Mesaj #22
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

cumhuriyetin özellikleri nelerdir söyleyin lütfen


Cumhuriyetin Özellikleri
Sponsorlu Bağlantılar

Özellikler
Her şeyden önce Cumhuriyet, Türk Milletinin doğasında, binlerce yıllık kültüründe, örf ve adetlerinde mevcut olan bir hayat tarzıdır. Doğuştan hür olan insanın, hürriyet içerisinde hayatını sürdürmesi, hürriyetinin korunmasını varlığı ile eş tutması, en eski Türk toplumlarından başlayarak çağlar boyu devam eden özelliklerdir.

Bu özellikler:
·Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şeklidir.

·Yönetiminin özelliği, seçim esasına dayanan bir yönetim oluşudur. Seçimin, gerek seçme gerekse seçilme hakkı açısından belli bir kişiye, belli bir gruba, belli bir sınıfa ait olmayıp; bütünüyle millete ait olmasıdır.

·Cumhuriyet rejimi, her şeyden önce kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Rejimin gücünü, geniş halk kitlesinin bütününden, millet iradesinden almasıdır.

·Cumhuriyet rejimi, devlet yaşantımıza, siyasi yaşantımıza egemenliğin bir kişiye, bir gruba, bir sınıfa değil, doğrudan millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır.

·Cumhuriyet rejimi, bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayar, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaz, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlar. Vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet teminatı altına alır.

·Cumhuriyet akla, mantığa, bilime, toplumun gereklerine ve ihtiyaçlarını gidermeye en uygun ve insana değer veren bir devlet yönetim biçimidir. “Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır.” İnsanın, dolayısıyla toplumun gelişme ortamını hazırlayan, koruyan en iyi yönetim biçimidir.

4. Sonuç
Cumhuriyetin kuruluşunda nasıl emek, ter, kan ve millet olma çabası varsa O’nun korunmasında, geliştirilmesinde, ilkelerinin savunulmasında da aynı çabaların olması gerekir. Cumhuriyet bilim üzerine bina edilmiş bir anıttır. Bu sebeplerle emeğin, terin, kanın, çabaların yetersiz kalabileceği anlar olabilir. İşte bu anları hazırlamamak için cumhuriyet ancak müspet bilimle, çağın gelişmelerine uygun teknolojik ve bilime yer veren çalışmalarla korunmalıdır.

Cumhuriyet nesilleri milli, laik, sosyal Cumhuriyetin bütün temel unsurlarına bağlı, ilkelerini bilen ve bu ilkeler için her türlü aydınlatma görevlerini birlikte sırasında mücadeleyi göze alabilen nesillerdir. Cumhuriyeti kavram olarak, ilke olarak, ideal olarak sonuna kadar savunacak ve koruyacaklardır.

Gençlerimiz ve gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurulan Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Kurulan bu büyük eserin her yönüyle gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve O’nun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevidir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde kendilerine bırakılan emaneti sürekli koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti'ni Büyük Önder'in çizdiği yolda sonsuza dek yaşatacaklardır.

Ruhi Duman
İstanbul, 20 Ekim 2009

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Kasım 2010       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
·Cumhuriyetin ilanıyla birlikte köklü değişiklikler yapılmıştır.

·8 Şubat 1935 tarihinde yapılan mülletvekili seçiminde Türk kadını ilk kez oy kullandı.

·Kadın erkek bütün yurttaşlar öğrenim görme hakkı ve hürriyeti elde etti.



Çağdaşlığın gerektirdiği pek çok yenilikler içerisinde Türk milleti cumhuriyetle birlikte ülkenin yönetimine seçimler aracılığı ile katılmaya başlamış.

Birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi de kabul edilmiştir.

Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyetlere kavuşmuştur. Atatürk’ün önderliğinde Türk insanın elde ettiği bazı haklar şunlardır; Seçme ve seçilme hakkı, öğrenim görme ve meslek olmak gibi...

Bu yazıda sayılanlar kavuşulan hak ve hürriyetlerden sadece bir kaçıdır. Gerçekte Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyete kavuşmuştur.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2011       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Cumhuriyet bize kazandırdıkları nelerdir?

• Cumhuriyetin ilanıyla birlikte köklü değişiklikler yapılmıştır.
• 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan mülletvekili seçiminde Türk kadını ilk kez oy kullandı.
• Kadın erkek bütün yurttaşlar öğrenim görme hakkı ve hürriyeti elde etti.
Çağdaşlığın gerektirdiği pek çok yenilikler içerisinde Türk milleti cumhuriyetle birlikte ülkenin yönetimine seçimler aracılığı ile katılmaya başlamış. Birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi de kabul edilmiştir. Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyetlere kavuşmuştur. Atatürk’ün önderliğinde Türk insanın elde ettiği bazı haklar şunlardır; Seçme ve seçilme hakkı, öğrenim görme ve meslek olmak gibi…
Bu yazıda sayılanlar kavuşulan hak ve hürriyetlerden sadece bir kaçıdır. Gerçekte Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyete kavuşmuştur.

Diğerleri
• Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönetmesidir.
• Yılardır böyle öğrendik, böyle öğrettik…
• Osmanlı, padişahlıktı.
• Her şey, padişahın iki dudağı arasında idi…
• Padişah, iktidarda olan feodal sınıfı, yani temel üretim aracı olan toprağa sahip olan sınıfı temsil ediyordu.
• Toprak, zenginliğin; dolayısıyla gücün sembolüydü…
• Toprak ağaları ve padişahın bir gücü daha vardı: din…
• Padişah, peygamberin vekili; yani halife olarak kabul edilir,
• Her şey şeriat kurallarına göre belirlenirdi…
• Elbette; her sınıftan, her inançtan, her ulustan kişilerin temsil edildiği -ilk meclis böyleydi- bir meclisin oluşturulması,
• Yasama, yürütme ve yargı gücüne dayalı anayasal bir sistemin kurulması,
• Ve ülkenin yasalarla yönetilmesi, reddedilecek gelişmeler değildir.
• Cumhuriyetle birlikte ülke siyasi bağımsızlığını kazanmış,
• Modern yaşama dair reformlar yapılmış,
• Ekonomik bağımsızlığın sağlanması yönünde önemli girişimler başlatılmış,
• Sosyal devlet olgusu kabul edilmiştir…
• Osmanlı döneminde çok zayıf olan sanayi, devlet eliyle desteklenmiş,
• Buna bağlı olarak ülkede bir sermaye -burjuva- sınıfı yaratılmış,
• Tabi ki, sermaye sınıfı ile birlikte işçi sınıfı da gelişmiş ve ülke yönetiminde ağırlığını hissettirmeye başlamıştır.
• Bu gelişmeler işçi ve emekçilerin sigortalı, sendikalı çalışmasını,
• Toplusözleşme ve grev yapma, miting ve gösteriler düzenleme, siyasete katılma gibi ekonomik, demokratik hak ve özgürlükleri kullanmasını,
• Emeklilik, kıdem ve ihbar tazminatı, iş güvenliği, çalışma koşullarının düzenlenmesi gibi hakları kazanmasını,
• Eğitim, sağlık, haberleşme, barınma gibi kamu hizmetlerinden yararlanmasını sağlamıştır.
• Tüm bunlar toplumsal ilerlemenin motoru olmuş,
• Ülkenin demokratikleşmesi, insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi yönünde önemli adımlar atılmasının fırsatını yaratmıştır.
• Bilinen bir şeydir;
• Bir ülkenin gelişmişliği, işçi ve emekçilerin ekonomik, sosyal, kültürel, demokratik hak ve özgürlüklerini kullanıp/kullanamaması ile ölçülür.
• O ülkede bilimin, sanatın, kültürün gelişmesi,
• Ekonomik ve siyasi bağımsızlığın kurulması, korunması, sağlamlaştırılması da buna bağlıdır.
• Tarihe şöyle bir baktığımızda, emperyalistlerle ilişkilerin geliştirildiği, ülke kaynaklarının uluslar arası tekellere peşkeş çekildiği dönemler, hep:
• İşçi ve emekçi haklarının yok edildiği, askıya alındığı,
• Sanatçıların, bilim insanlarının, aydınların, gençlerin sesinin kısıldığı,
• Yani kör/topal da olsa işleyen demokratik yaşamın ortadan kaldırıldığı dönemler olmuştur…
• Bu bir tesadüf değildir…
• Cumhuriyetin kazanımlarına ve elde kalanlara bir de bu yönden baksak,
• Üzerinde çok gürültü koparılan -ancak olmayan- laikliğin teminatının da, demokratik hak ve özgürlükler olduğunu bir daha düşünsek,
• Ayrıca, cumhuriyetin kazanımlarını daha da ileri götürmenin, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye yaratmanın teminatının da bu olacağını kavrasak, eminim ki daha güzel bir ülkede yaşıyor olacağız.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2011       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Cumhuriyet bize kazandırdıkları nelerdir?

• Cumhuriyetin ilanıyla birlikte köklü değişiklikler yapılmıştır.
• 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan mülletvekili seçiminde Türk kadını ilk kez oy kullandı.
• Kadın erkek bütün yurttaşlar öğrenim görme hakkı ve hürriyeti elde etti.
Çağdaşlığın gerektirdiği pek çok yenilikler içerisinde Türk milleti cumhuriyetle birlikte ülkenin yönetimine seçimler aracılığı ile katılmaya başlamış. Birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi de kabul edilmiştir. Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyetlere kavuşmuştur. Atatürk’ün önderliğinde Türk insanın elde ettiği bazı haklar şunlardır; Seçme ve seçilme hakkı, öğrenim görme ve meslek olmak gibi…
Bu yazıda sayılanlar kavuşulan hak ve hürriyetlerden sadece bir kaçıdır. Gerçekte Türk milleti Atatürk’ün önderliğinde pek çok hak ve hürriyete kavuşmuştur.

Diğerleri
• Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönetmesidir.
• Yılardır böyle öğrendik, böyle öğrettik…
• Osmanlı, padişahlıktı.
• Her şey, padişahın iki dudağı arasında idi…
• Padişah, iktidarda olan feodal sınıfı, yani temel üretim aracı olan toprağa sahip olan sınıfı temsil ediyordu.
• Toprak, zenginliğin; dolayısıyla gücün sembolüydü…
• Toprak ağaları ve padişahın bir gücü daha vardı: din…
• Padişah, peygamberin vekili; yani halife olarak kabul edilir,
• Her şey şeriat kurallarına göre belirlenirdi…
• Elbette; her sınıftan, her inançtan, her ulustan kişilerin temsil edildiği -ilk meclis böyleydi- bir meclisin oluşturulması,
• Yasama, yürütme ve yargı gücüne dayalı anayasal bir sistemin kurulması,
• Ve ülkenin yasalarla yönetilmesi, reddedilecek gelişmeler değildir.
• Cumhuriyetle birlikte ülke siyasi bağımsızlığını kazanmış,
• Modern yaşama dair reformlar yapılmış,
• Ekonomik bağımsızlığın sağlanması yönünde önemli girişimler başlatılmış,
• Sosyal devlet olgusu kabul edilmiştir…
• Osmanlı döneminde çok zayıf olan sanayi, devlet eliyle desteklenmiş,
• Buna bağlı olarak ülkede bir sermaye -burjuva- sınıfı yaratılmış,
• Tabi ki, sermaye sınıfı ile birlikte işçi sınıfı da gelişmiş ve ülke yönetiminde ağırlığını hissettirmeye başlamıştır.
• Bu gelişmeler işçi ve emekçilerin sigortalı, sendikalı çalışmasını,
• Toplusözleşme ve grev yapma, miting ve gösteriler düzenleme, siyasete katılma gibi ekonomik, demokratik hak ve özgürlükleri kullanmasını,
• Emeklilik, kıdem ve ihbar tazminatı, iş güvenliği, çalışma koşullarının düzenlenmesi gibi hakları kazanmasını,
• Eğitim, sağlık, haberleşme, barınma gibi kamu hizmetlerinden yararlanmasını sağlamıştır.
• Tüm bunlar toplumsal ilerlemenin motoru olmuş,
• Ülkenin demokratikleşmesi, insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi yönünde önemli adımlar atılmasının fırsatını yaratmıştır.
• Bilinen bir şeydir;
• Bir ülkenin gelişmişliği, işçi ve emekçilerin ekonomik, sosyal, kültürel, demokratik hak ve özgürlüklerini kullanıp/kullanamaması ile ölçülür.
• O ülkede bilimin, sanatın, kültürün gelişmesi,
• Ekonomik ve siyasi bağımsızlığın kurulması, korunması, sağlamlaştırılması da buna bağlıdır.
• Tarihe şöyle bir baktığımızda, emperyalistlerle ilişkilerin geliştirildiği, ülke kaynaklarının uluslar arası tekellere peşkeş çekildiği dönemler, hep:
• İşçi ve emekçi haklarının yok edildiği, askıya alındığı,
• Sanatçıların, bilim insanlarının, aydınların, gençlerin sesinin kısıldığı,
• Yani kör/topal da olsa işleyen demokratik yaşamın ortadan kaldırıldığı dönemler olmuştur…
• Bu bir tesadüf değildir…
• Cumhuriyetin kazanımlarına ve elde kalanlara bir de bu yönden baksak,
• Üzerinde çok gürültü koparılan -ancak olmayan- laikliğin teminatının da, demokratik hak ve özgürlükler olduğunu bir daha düşünsek,
• Ayrıca, cumhuriyetin kazanımlarını daha da ileri götürmenin, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye yaratmanın teminatının da bu olacağını kavrasak, eminim ki daha güzel bir ülkede yaşıyor olacağız.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Nisan 2011       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
• Cumhuriyetin ilanı, Türk kurtuluş mücadelesinin askeri ve siyasi alanda zafere ulaşmasının bir sonucudur.
• Osmanlı Monarşik yönetiminin Milli Mücadeleye karşı takındığı olumsuz tavır, batıdaki siyasi gelişmelere paralel olarak çizilmiştir. Fakat bu gelişmelerin sonucunda beklenilenin aksine bir Türk devleti yok olmamış rejim değiştirerek çağdaş bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür
• Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmesiyle, saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan devlet başkanlığı sorunu da çözümlenmiştir. Cumhuriyetin ilanı, Türk Ulusu'nun çağdaş uygarlık seviyesine çıkaran inkılaplar için elverişli bir ortam hazırlamıştır.
• Devletin yönetim şekli belirlenmiştir.
• Mecliste hükümeti sistemi'nden kabine sistemi'ne geçilmiştir. Böylece Hükûmet bunalımı sorunu çözümlenmiştir.
- Demokratik bir anayasayla halk egemenliği üzerinde yükselen, yeni bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet yönetimine geçildi
- Saltanat ve Hilafet kaldırıldı
- Kapitülasyonlara son verildi
- Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, laiklik ilkesi yerleştirildi
- Köylüye toprak, makina, tohumluk vb. dağıtıldı, tarım okulları, tohum ıslah istasyonları, örnek devlet tarım çiftlikleri kuruldu, Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı, Ziraat Bankası aracılığıyla köylüye kredi olanakları arttırıldı
- Anadolu'nun içlerini denizlere bağlayan yeni demiryolları yapıldı, yabancıların elindeki demiryolları bedelleri ödenerek kamulaştırıldı
- Duyun-u Umumiye'nin elindeki petrol, tuz, şeker, kibrit, tütün tekelleri devlet tekeli haline getirildi
- Üretim ve tüketim kooperatifleri kuruldu, kooperatifçilik teşvik edildi
- Dış ticaret devletleştirildi
- Ülkenin sanayileşmesi için KİT'ler kuruldu (Sümerbank, Etibank, TKİ, M.T.A. vb.)
- Özel sektör teşvik edildi
- Özellikle liman şehirlerindeki, azınlıklardan oluşan tüccarlara ağır vergiler getirildi
- 5 yıllık kalkınma planları yapıldı ve uygulandı
- Şeriat vergisi ÖŞÜR kaldırıldı
- Tekke ve tarikatlar kapatıldı
- Eğitim birliği temelinde eğitim parasız hale getirildi ve yaygınlaştınldı
- Halkın kültürel gelişimi ve örgütlenmesi için halk evleri kuruldu
- Köy aydınlanması ve toprak sorununu çözme amacıyla köy enstitüleri planlandı, ön uygulamaları yapıldı
- Millet mektepleri açıldı, okuma-yazma seferberliği ülkenin her yanına yayıldı
- Fikir ve sanat eserlerini koruma yasası çıkarılarak, tarihsel ve kültürel değerler koruma altına alındı
- Medeni Kanun kabul edilerek vatandaşlık hakları yerleştirildi
- Yeni ticaret yasası çıkarıldı, çağdaş ticari kurumlar kuruldu
- Soyadı Yasası çıkarıldı
- Ulusal bankacılık geliştirildi, İş Bankası, Emlak Bankası kuruldu
- Türk Tarih ve Türk Dil kurumları kurularak, ulusal tarihe ve Türkçeye sahip çıkıldı
- Uluslararası takvim ve saat kabul edildi
- Kabotaj hakkı ulusallaştırıldı, yerli üretim gümrük korumasına alındı
- Arapça yazıdan vazgeçildi, latin alfabesi getirildi
- Toprak yasası çıkarılarak, aşiretlerin bir kısım arazileri kamulaştırıldı ve yoksul köylülere dağıtıldı
- Kılık kıyafet yasasıyla peçe, çarşaf, sarık, fes vb. kaldırıldı
- Ağırlık ve mesafe ölçüleri uluslararası standartlara getirildi, okka, dirhem,arşın vb. yerine kg., gr. metre vb. kabul edildi
- Enerji santralları, barajlar, şeker, çimento ve tekstil fabrikaları kuruldu
- Hafta tatili Cuma'dan Pazar'a alındı
- Ordu modernleştirildi
- Kadın hakları geliştirildi, seçme seçilme ve çalışma hakları getirildi
- Kültürel gelişme devlet desteğine alındı, Devlet Tiyatro, Bale ve Operası kuruldu
- Yeni üniversiteler açıldı
- Büyük adli reformlar yapıldı, seri mahkemeler kapatıldı, çağdaş hukuk kurumları getirildi, mecelle kaldırıdı
- Defin ve mezarlık işleyişi yeni ve çağdaş kurallara bağlandı
- Madenler devletleştirildi
- Ormanlar ve göller kamulaştırıldı ve korumaya alındı
- Gerici ve ayrılıkçı isyanlar bastırıldı
- Barışçı dış politika egemen kılındı, özellikle komşu ülkelerle dostça ilişkiler geliştirildi
- Duyun-u Umumiye borçları düzenli olarak ödendi
- Karşıhksız para basılmadan, denk bütçe her yıl gerçekleştirildi
- Halk sağlığı ve kitle sporu geliştirildi, hastaneler, hemşire okulları ve spor tesisleri yapıldı
- Türk tarihinin ilk nüfus sayımı yapıldı
- Toprak envanteri çıkarıldı, kadastro örgütü kuruldu
- Sivil havacılık geliştirildi, uçak sanayi yatırımlarına özel önem verildi
- İletişim yatırımları yapıldı, Radyo, Telgraf ve Telefon işletmeleri kuruldu, devlet posta örgütü yeniden yapılandırıldı
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
27 Ekim 2011       Mesaj #27
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

arkadaşlar lise 1'e gidiyorum bana cevapları yazarmısınız?lütfen.

• Cumhuriyetin ilanı, Türk kurtuluş mücadelesinin askeri ve siyasi alanda zafere ulaşmasının bir sonucudur.
• Osmanlı Monarşik yönetiminin Milli Mücadeleye karşı takındığı olumsuz tavır, batıdaki siyasi gelişmelere paralel olarak çizilmiştir. Fakat bu gelişmelerin sonucunda beklenilenin aksine bir Türk devleti yok olmamış rejim değiştirerek çağdaş bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür
• Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmesiyle, saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan devlet başkanlığı sorunu da çözümlenmiştir. Cumhuriyetin ilanı, Türk Ulusu'nun çağdaş uygarlık seviyesine çıkaran inkılaplar için elverişli bir ortam hazırlamıştır.
• Devletin yönetim şekli belirlenmiştir.
• Mecliste hükümeti sistemi'nden kabine sistemi'ne geçilmiştir. Böylece Hükûmet bunalımı sorunu çözümlenmiştir.
- Demokratik bir anayasayla halk egemenliği üzerinde yükselen, yeni bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet yönetimine geçildi
- Saltanat ve Hilafet kaldırıldı
- Kapitülasyonlara son verildi
- Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, laiklik ilkesi yerleştirildi
- Köylüye toprak, makina, tohumluk vb. dağıtıldı, tarım okulları, tohum ıslah istasyonları, örnek devlet tarım çiftlikleri kuruldu, Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı, Ziraat Bankası aracılığıyla köylüye kredi olanakları arttırıldı
- Anadolu'nun içlerini denizlere bağlayan yeni demiryolları yapıldı, yabancıların elindeki demiryolları bedelleri ödenerek kamulaştırıldı
- Duyun-u Umumiye'nin elindeki petrol, tuz, şeker, kibrit, tütün tekelleri devlet tekeli haline getirildi
- Üretim ve tüketim kooperatifleri kuruldu, kooperatifçilik teşvik edildi
- Dış ticaret devletleştirildi
- Ülkenin sanayileşmesi için KİT'ler kuruldu (Sümerbank, Etibank, TKİ, M.T.A. vb.)
- Özel sektör teşvik edildi
- Özellikle liman şehirlerindeki, azınlıklardan oluşan tüccarlara ağır vergiler getirildi
- 5 yıllık kalkınma planları yapıldı ve uygulandı
- Şeriat vergisi ÖŞÜR kaldırıldı
- Tekke ve tarikatlar kapatıldı
- Eğitim birliği temelinde eğitim parasız hale getirildi ve yaygınlaştınldı
- Halkın kültürel gelişimi ve örgütlenmesi için halk evleri kuruldu
- Köy aydınlanması ve toprak sorununu çözme amacıyla köy enstitüleri planlandı, ön uygulamaları yapıldı
- Millet mektepleri açıldı, okuma-yazma seferberliği ülkenin her yanına yayıldı
- Fikir ve sanat eserlerini koruma yasası çıkarılarak, tarihsel ve kültürel değerler koruma altına alındı
- Medeni Kanun kabul edilerek vatandaşlık hakları yerleştirildi
- Yeni ticaret yasası çıkarıldı, çağdaş ticari kurumlar kuruldu
- Soyadı Yasası çıkarıldı
- Ulusal bankacılık geliştirildi, İş Bankası, Emlak Bankası kuruldu
- Türk Tarih ve Türk Dil kurumları kurularak, ulusal tarihe ve Türkçeye sahip çıkıldı
- Uluslararası takvim ve saat kabul edildi
- Kabotaj hakkı ulusallaştırıldı, yerli üretim gümrük korumasına alındı
- Arapça yazıdan vazgeçildi, latin alfabesi getirildi
- Toprak yasası çıkarılarak, aşiretlerin bir kısım arazileri kamulaştırıldı ve yoksul köylülere dağıtıldı
- Kılık kıyafet yasasıyla peçe, çarşaf, sarık, fes vb. kaldırıldı
- Ağırlık ve mesafe ölçüleri uluslararası standartlara getirildi, okka, dirhem,arşın vb. yerine kg., gr. metre vb. kabul edildi
- Enerji santralları, barajlar, şeker, çimento ve tekstil fabrikaları kuruldu
- Hafta tatili Cuma'dan Pazar'a alındı
- Ordu modernleştirildi
- Kadın hakları geliştirildi, seçme seçilme ve çalışma hakları getirildi
- Kültürel gelişme devlet desteğine alındı, Devlet Tiyatro, Bale ve Operası kuruldu
- Yeni üniversiteler açıldı
- Büyük adli reformlar yapıldı, seri mahkemeler kapatıldı, çağdaş hukuk kurumları getirildi, mecelle kaldırıdı
- Defin ve mezarlık işleyişi yeni ve çağdaş kurallara bağlandı
- Madenler devletleştirildi
- Ormanlar ve göller kamulaştırıldı ve korumaya alındı
- Gerici ve ayrılıkçı isyanlar bastırıldı
- Barışçı dış politika egemen kılındı, özellikle komşu ülkelerle dostça ilişkiler geliştirildi
- Duyun-u Umumiye borçları düzenli olarak ödendi
- Karşıhksız para basılmadan, denk bütçe her yıl gerçekleştirildi
- Halk sağlığı ve kitle sporu geliştirildi, hastaneler, hemşire okulları ve spor tesisleri yapıldı
- Türk tarihinin ilk nüfus sayımı yapıldı
- Toprak envanteri çıkarıldı, kadastro örgütü kuruldu
- Sivil havacılık geliştirildi, uçak sanayi yatırımlarına özel önem verildi
- İletişim yatırımları yapıldı, Radyo, Telgraf ve Telefon işletmeleri kuruldu, devlet posta örgütü yeniden yapılandırıldı

..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2011       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Rayjon32 adlı kullanıcıdan alıntı

Cumhuriyet öncesi ve sonrası arasındaki farklılıkları nelerdir sölermisiniz please sölerseniz sevinirim arkadaslar ödevi varda kardesimin Msn Confused

cumhuriyet öncesi Cumhuriyet Yönetimi Öncesi Ve Sonrası Arasındaki Farklar

Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanında, halkın içinden seçilen temsilcileriyle “halk iradesi”nin gerçek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM’yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması’nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı engellemeye çalışmıştı.

23 Nisan 1920′den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin Lozan Barış Konferansı’na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcileri de çağırmaları üstüne, 1 Kasım 1922′de TBMM’de yaptığı konuşmada ulus’un akla aykırı olduğunu belirterek,saltanatın kaldırılmasını istedi. Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk’ü desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul’un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi. Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul’dan ayrıldı.

Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Antlaşması’nın ardından TBMM’de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu. Kendisi bir hükümet olan TBMM’nin ayrı bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanın bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların gerekli oyu sağlamakta güçlük çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı. 27 Ekim 1923′te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hükümet listesi üstünde anlaşmaya varamaması üzerine, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gerçek çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü’yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı. Ertesi gün TBMM, yapılan işin “çoktan doğmuş olan çocuğun adını koymak” olduğunun milletvekillerine açıklanmasından sonra, saat 20.30′da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti veoybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı seçimine geçerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçti.

Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin’in İstanbul’dan ayrılmasından sonra, TBMM’nin 18 Kasım 1922′de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan güç alan Abdülmecit Efendi de, yeniden törenler düzenlemeye, demeçler vermeye bazı İslam ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üzerine, İslam dünyasının önderi tavrı takınmaya başlamıştı. Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir’deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı. 1 Mart 1924′teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek ödenek konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924′t kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için Osmanlı hanedanı üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi.

Medeni Kanun’un Kabulü (17 Şubat 1926)
Osmanlı İmparatorluğu döneminde hukuk işleri din kurallarına göre yönetilmekte olduğundan, çağdaş toplumlar düzeyine erişmek isteyen Türk toplumunun temel gereksinmelerinin, söz konusu hukuk yapısıyla karşılanamayacağı anlaşılmıştı. Tanzimat Dönemi’nde hazırlanan Mecelle, bazı yenilikler getirmekle birlikte, kişilerin hak ve borçları, aile kurumu, işleyişi ve sona ermesi, mülkiyet ilişkileri, miras sorunları, kiralama, satın alma, ödünç verme, vb. ilişkiler açısından, gerçek bir Medeni Kanun sayılamazdı. Bu nedenle İsviçre Medeni Kanunu örmek alınarak hazırlanan Medeni Kanun, 17 Şubat 1926′da TBMM’de kabul edilerek, yürürlüğe kondu. Bunu, öbür temel yasalar ile, ceza hukuku alanındaki boşlukları gideren Ceza Kanunu’nun kabul edilip (1 Mart 1926) yürürlüğe konması izledi.

Tarikatların, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
Başlangıçta yalnızca din konularıyla ilgilenen, farklı düşünce sistemleri geliştirerek taraftarlarını çoğaltmaya çalışan tarikatlar, zaman içinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, çıkarları tehlikeye düştükçe halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı. Bu etkinliklerini cumhuriyetin ilanından sonra da sürdürmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi şeriattan yana ayaklanmalara yol açmaları üstüne “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz. Türkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gösterecek, uyaracak güçtedir. Biz uygarlığın bilim ve fenninden güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız” diyen Atatürk’ün sözleri ışığında harekete geçilerek, 30 Kasım 1925′te çıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı.

Laikliğin Kabulü (1928-1937)
Saltanatın kaldırılması, hilafetin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılarak yalnızca din işleriyle uğraşacak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulması, tarikat ve zaviyelerin kapatılması aşamalarından geçen laikliğin tam anlamıyla yasal tabana oturtulması için, 1924 Anayasası’nda yeralan “Türkiye devletinin dini İslam’dır” deyimini tartışmaya koyulan TBMM, 10 Nisan 1928′de Anayasa’nın ikinci maddesini değiştirip, 16. ve 38. maddeler gereğince milletvekilleri ile cumhurbaşkanının ant içerken söylemek zorunda oldukları “vallahi” sözcüğünü maddelerden çıkardı. Ayrıca, 26. maddedeki “ahkamı şeriyenin tenfizi” (şeriat hükümlerinin yürütülmesi) sözcükleri de Anayasa’dan çıkarıldı. İnananların ibadetlerini kendi dilleriyle yapmalarını doğal bir hak olarak gören Mustafa Kemal’in, aydın din adamlarıyla yaptığı görüşmelerden sonra, 3 Şubat 1928′de hutbelerin Türkçe okunmasının kabul edilmesini, dualar ve ezanın Türkçeye çevrilmesi çalışmaları izledi. 5 Şubat 1937′de Anayasa’nın ikinci maddesinde laiklik ilkesine yer verilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olduğunun yazılmasıyla, laiklik devrimi tamamlanmış oldu.

Kadın Haklarının Tanınması (1930-1933 ve 1934)
Osmanlı toplumunda hemen hiçbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmayan kadınlara Medeni Kanun’la bazı haklar tanınmış olmakla birlikte, siyasal haklar açısından bir değişiklik yapılmamıştı. Atatürk’ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930′da belediye seçimlerinde seçme, 1933′te çıkarılan Köy Kanunu’yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934′te Anayasa’da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin çoğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etti ve çok geçmeden toplumda erkeklerin çalıştığı her alanda yerini aldı.

Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925)
Ülke halkını her alanda çağdaş ve uygar düzeye çıkarabilmek için değişiklikler tasarlarken, dış görünüşüyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal’in, 25 Ağustos 1925′te Kastamonu’ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, “Buna şapka derler” diye halkı şapka giymeye özendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925′te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun çıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı.

Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik (1925 ve 1931)
Cumhuriyet döneminden önce Batı uluslarından ayrı takvim, saat, sayı ve ölçülerin kullanılması, hafta tatillerinin cuma günü olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç ettiği tarih olan 622 yılının alınması (hicri takvim), sayı olarak eski sayıları, ölçü olarak da okka, dirhem, arşın, endaze, vb. ölçülerin kullanılması, Türk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde büyük karışıklık ve güçlüklere yol açmaktaydı. 26 Aralık 1925′te miladi takvimin kabul edilip, alaturka saat yerine Batı’da kullanılan alafranga saatin kabul edilmesiyle, 23 Mart 1931′de çıkarılan yasayla da gram, kilogram, ton, metre, kilometre gibi ölçülerin benimsenmesiyle, bir yandan Batı ülkeleriyle ilişkiler kolaylaştırılırken, bir yandan da yurdun her yerinde tutarlı bir ölçü ve ağırlık düzeni kurulmuş oldu.

Soyadı Yasasının Kabulü (21 Haziran 1934)
Soyadı bulunmamasının günlük yaşamda yarattığı güçlük ve karışıklıkların önünene geçmek amacıyla 21 Haziran 1934′te çıkarılan yasayla, her Türk kendine uygun bir soyadı almakla yükümlü kılındı. 24 Kasım 1934′te çıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını verdi. Aynı yıl çıkarılan bir başka yasayla ayrıcalıkları belirten eski unvanların yasaklanmasıyla, yasalar önünde eşitlik ilkesinin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım atılmış oldu.

Eğitim ve Öğretim Devrimi (3 Mart 1924)
Osmanlı toplumundaki medreseler ile iptidai, rüştiye, idadi türünde okulların toplumun gereksinme duyduğu elemanları yetiştirme açısından özellikle sayı bakımından yetersiz kaldığını gözleyen, eğitimin önemini yaptığı konuşmalarda sık sık vurgulayan Atatürk’ün yol göstericiliği altında TBMM, eğitim ve öğretim işlerini Milli Eğitim Bakanlığı’na verip, 3 Mart 1924′te çıkardığı Öğretimin Birleştirilmesi yasasıyla, mahalle mektepleri ve medreseleri kaldırdı. Anadolu’nun çeşitli kentlerinde meslek okulları, teknik okullar, öğretmen okulları, ortaokul ve liseler açılırken, çıkarılan Üniversiteler Kanunu’yla Darülfünun kaldırılıp, yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu

Harf Devrimi (1 Kasım 1928)
Öğrenilmesi son derece güç olan Arap abecesinin okur yazar sayısının artmasını engellediğini, ayrıca Türkçe sesleri dile getirmede güçsüz kaldığını anlayan Atatürk’ün, 1926′dan başlayarak yaptırdığı araştırmalar sonucunda, Türkçe’nin yapısına en uygun abece olduğuna karar verilen Latin abecesi alınıp, yeniden düzenlenerek, 1 Kasım 1928′de çıkarılan Türk Harfleri Hakkında Kanun’la yürürlüğe kondu ve Atatürk’ün kendisinin de katıldığı yaygınlaştırma çalışmaları sonucunda, kısa süre içinde benimsendi.

Dil Devrimi (12 Temmuz 1932)
Osmanlılar döneminde aydınların büyük ölçüde Farsça ve Arapça sözcük ve dilbilgisi kuralı içeren Osmanlıca’yı kullanmalarından ötürü, aydınlar ile halkın dil bakımından birbirlerinden kopmuş olmaları, cumhuriyet öncesindeki dönemde de bazı aydınları rahatsız etmiş, Selanik’te çıkarılan (1911) Genç Kalemler dergisinde “Yeni Dil” hareketi başlatılmış, ama dilde yabancı sözlüklerden yeterli bir arınma sağlanamamıştı. Türkçe’nin özleştirilerek yeni Türk abecesiyle dünyanın en zengin dillerinden biri haline getirilmesini amaç alan Atatürk, 12 Temmuz 1932′de, sonradan Türk Dil Kurumu adını alan Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni kurdurarak, Türkçe’nin gerçek bir bilim, edebiyat ve sanat diline dönüşmesi çalışmalarını hızlandırdı.

Cumhuriyet Yönetimi Öncesi ve Sonrası Arasındaki Farklar, Cumhuriyet Yönetimi Öncesi ve Sonrası Arasındaki Farklar Nelerdir, Cumhuriyet Yönetimi Öncesi, Cumhuriyetin Öncesi, Cumhuriyet Öncesi ve Sonrası Arasındaki Farklar Nelerdir, Cumhuriyet Öncesi ve Sonrasının Farkları Nelerdir,
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mayıs 2012       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.

1924 Anayasası ilan edildi.

Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt sürgün edilmesi

Devletin dinine ilişkin maddenin anayasadan çıkartılması ve Laiklik ilkesinin anayasaya eklenmesi

Atatürk İlkeleri'nin tamamının anayasaya girmesi

Şapka ve Kıyafet kanunu ilan edilmiştir

Çok partili siyasi hayata geçilmiştir

Tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılması

Kadınlara belediye seçimlerinde ve genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanınması

Soyadı Kanunu

Efendi, Bey, Paşa gibi lakap ve unvanlarin kullanımının yasaklanması

Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerinin kabulü

İslam vakıflarının devlet idaresine alınması

İsviçre Medeni Kanunu'ndan çevrilerek hazırlanan Medeni Kanun'un kabulü

İtalyan Ceza Kanunu'ndan çevrilerek hazırlanan Türk Ceza Kanunu'nun kabulü

Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ile devlete bağlı olmayan ilköğretim kurumlarının kapatılması

Dil Devrimi, Yeni Türk harflerinin kabulü ve arap alfabesi yerine kullanılmaya başlanması

Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması

Darülfünun'un kapatılıp İstanbul Üniversitesi adıyla yeniden kurulması
ÇOCUKLAR EN İYİSİ BU OKUYUN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2012       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
·8 Şubat 1935 tarihinde yapılan mülletvekili seçiminde Türk kadını ilk kez oy kullandı.

·Kadın erkek bütün yurttaşlar öğrenim görme hakkı ve hürriyeti elde etti.

Kaynak: Cumhuriyet bize neler kazandırmıştır?

Benzer Konular

29 Ekim 2009 / yiğitin sorusu: Cevaplanmış
10 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap
4 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
29 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
25 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap