Arama

Milli edebiyatta şiirin durumu nedir?

Güncelleme: 16 Mayıs 2010 Gösterim: 4.797 Cevap: 2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Milli edebiyatta şiirin durumu nedir?
Son düzenleyen SeRCaX.TR; 11 Kasım 2008 20:29
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #2
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
MİLLİ EDEBİYAT ,
1911 yılında Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin’in “Yeni
Sponsorlu Bağlantılar
Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlar.
Milli Edebiyat hareketi
öncelikle bir dil hareketidir. Sade Türkçe’nin bir dava olarak ele alınması ilk
kez bu dergide ortaya konulmuştur. “
Milli Edebiyat” terimi de ilk defa bu
dergide kullanılmıştır.



Bu dönem sanatçılarının şiir anlayışıyla, Fecr-i Ati topluluğunun şiir anlayışı
birbirinden pek farklı değildir. “Şiir vicdani bir keyfiyettir” düşüncesinde
olan şairleri bireysel konuları işlerler.
Daha sonra 1917 yılında yaptıkları bir
toplantıda, hece ölçüsünü kullanma, günlük konuşma diliyle yazma noktasında
birleşen şairlerin, içerik konusunda her birinin ayrı bir yaklaşımda olduğu
gözlenir. Bu dönem sanatçıları Divan edebiyatını, Doğu edebiyatının, sonrasını
ise Batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar.

Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen bu dönem sanatçıları, roman ve öyküde
sosyal meselelere eğilmişler; milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş savaşı gibi
konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkarılması da bu dönemin
belirgin özelliklerindendir. Ayrıca “aşk” bu dönem roman ve hikayesinin en
önemli temasi olarak dikkat çeker. Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir.


MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN DİL ANLAYIŞI

1) Yabancı dilbilgisi kuralları, Arapça, Farsça ad ve sıfat tamlamaları
bırakılmalıdır.

2) Yabancı sözcükler, kendi dillerinde dilbilgisi bakımından hangi türden olursa
olsun, Türkçede ne olarak lullanılıyorsa, dilbilgisi yönünden o türden
sayılmalıdır.

3) Arapça ve Farsça’dan gelen sözcüklerden, konuşma diline kadar girip
yaygınlaşmış olanlar Türkçeleşmiş sayılmalı ve kullanılmalıdır.

4) İstanbul hanımlarının günlük konuşma dili esas alınmalıdır.
5) Terimler bilimle ilgili oldukları için aynen kullanılmalıdır.
6) Türkiye Türkçesine diğer Türk lehçelerinden sözcük alınmamalıdır.

Dönemin Şairleri
Ömer Seyfettin
Ziya Gökalp
REfik Halit Karay
Halide Edip Adıvar
Reşat Nuri Güntekin
Mehmet Fuat Köprülü
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yahya Kemal Beyatlı


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mayıs 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sadasd

Benzer Konular

1 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
17 Kasım 2012 / Ziyaretçi Cevaplanmış
24 Kasım 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Temmuz 2013 / 123bursa Soru-Cevap