Ziyaretçi
Anadolu uygarlıkları döneminde ki icatlar hakkında araştırma yapıyorum yardımcı olursanız sevinirim
Eski Anadolu Uygarlıklarında Biyoetik
Tarihte geriye doğru gidildikçe kavramlar bulanıklaşır. Özellikle kavramların taşıyıcısı olan dil, alt kümeleri ayrışmamış soyut kavramları iletmekte yetersiz kalır. Bu nedenle bu makalede biyoetiğin, temel insan uğraşlarının etik yönlerini ve toplumsal sorumluluklarını içeren en geniş tanımı kullanılacaktır.
Anadolu’da yazılı tarihin ilk olarak Asur ticaret kolonileri ile başladığı söylenebilir. Ancak Asur Devleti Mezopotamya’da kurulmuş olduğundan Anadolu’nun yazılı tarihinde bildiğimiz ilk devletin Hititler olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Asur ticaret kolonileri ile ilgili olarak elde bulunan yazılı metinlere bakarak, Asurların kurdukları ticaret kolonilerinde oldukça ayrıntılı bir ticaret ahlâkının olduğu, kaçakçılığın hoşgörülmediği ve denetlendiği, engellenmeye çalışıldığı söylenebilir.
Hititler M.Ö. 2000’li yıllarda Anadolu’da 800 yıl süren bir devlet kurmuşlardır. Biyoetiğin ağırlıklı konulardan biri olan tıbba bakılacak olursa, Hititlerin bu açıdan oldukça gelişmiş oldukları görülmektedir. Hititlerde temel etik değerin "temizlik" olduğu söylenebilir. "Temiz" sözcüğü yalnızca somut anlamda "kirli olmayan" anlamına gelmemekte, aynı zamanda "iyi, doğru ve haklı" anlamlarına da gelmektedir.
Hitit Uygarlığı’nın asıl izleyicileri olan Galat’lar, tek tanrılı bir dine sahiptirler ve Hititlerin politeistik dinine yabancıdırlar. Galat’lar Hititlerin yerleştikleri yüksek platoya yerleşip Anadolu’nun yerli halkı ile kaynaşarak Hitit kültürü-nü almışlardır. Galatlarda toplum liderlerini oluşturan sınıfa Drüidler denmektedir. Bu grubun üyeleri herhangi bir hiye-rarşiye bağlı olmaksızın halk arasında yaşayan, onlarla aynı gündelik işleri paylaşan, bilge kişilerdir. Dogma koymamışlardır ve klasik din adamlarına benzemezler. Bir anlamda toplumun vicdanını temsil ettikleri, ahlâki değerleri belirleyip toplumun yönlendirdikleri söylenebilir. Bu bakımdan günümüzün etikçilerine benzetilebilirler.
Dr. N. Yasemin OĞUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji AD, Öğr. Gör
Sponsorlu Bağlantılar
Anadolu’da yazılı tarihin ilk olarak Asur ticaret kolonileri ile başladığı söylenebilir. Ancak Asur Devleti Mezopotamya’da kurulmuş olduğundan Anadolu’nun yazılı tarihinde bildiğimiz ilk devletin Hititler olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Asur ticaret kolonileri ile ilgili olarak elde bulunan yazılı metinlere bakarak, Asurların kurdukları ticaret kolonilerinde oldukça ayrıntılı bir ticaret ahlâkının olduğu, kaçakçılığın hoşgörülmediği ve denetlendiği, engellenmeye çalışıldığı söylenebilir.
Hititler M.Ö. 2000’li yıllarda Anadolu’da 800 yıl süren bir devlet kurmuşlardır. Biyoetiğin ağırlıklı konulardan biri olan tıbba bakılacak olursa, Hititlerin bu açıdan oldukça gelişmiş oldukları görülmektedir. Hititlerde temel etik değerin "temizlik" olduğu söylenebilir. "Temiz" sözcüğü yalnızca somut anlamda "kirli olmayan" anlamına gelmemekte, aynı zamanda "iyi, doğru ve haklı" anlamlarına da gelmektedir.
Hitit Uygarlığı’nın asıl izleyicileri olan Galat’lar, tek tanrılı bir dine sahiptirler ve Hititlerin politeistik dinine yabancıdırlar. Galat’lar Hititlerin yerleştikleri yüksek platoya yerleşip Anadolu’nun yerli halkı ile kaynaşarak Hitit kültürü-nü almışlardır. Galatlarda toplum liderlerini oluşturan sınıfa Drüidler denmektedir. Bu grubun üyeleri herhangi bir hiye-rarşiye bağlı olmaksızın halk arasında yaşayan, onlarla aynı gündelik işleri paylaşan, bilge kişilerdir. Dogma koymamışlardır ve klasik din adamlarına benzemezler. Bir anlamda toplumun vicdanını temsil ettikleri, ahlâki değerleri belirleyip toplumun yönlendirdikleri söylenebilir. Bu bakımdan günümüzün etikçilerine benzetilebilirler.
Dr. N. Yasemin OĞUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji AD, Öğr. Gör