Arama

Karadeniz Bölgesi'nin kültürel özellikleri nelerdir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 24 Kasım 2013 Gösterim: 67.070 Cevap: 22
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Aralık 2010       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Msn Sad iyi yinede ama kültürünü aramıştım :'(
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2011       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kültürel özellik istiyorum yazı olsun mümkünse
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2011       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya adetleri yokmu bunların ben gülsüm bu arada ...........
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2011       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ulugöl: Gölköy ilçe merkezine 17 km mesafede bulunan krater gölüdür. 250 m çapında olan gölde yaban ördeği avı yapılmaktadır. Çevresi ormanlarla kaplıdır. Kamp yapmaya uygundur. Turizme açma çalışmaları devam etmektedir.




Hoynat Adası: Perşembe ilçemizin en önemli tarihi unsurlarından biridir. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı kuş cennetidir.Tepeli karabatakların yurdumuzda yuva yaptığı tek yer olarak bilinmektedir.




Ünye Kalesi: İlimiz Ünye ilçesinde Ünye - Niksar karayolunun 7. kilometresinde yolun solunda kalan, bir tepenin üzerinde kurulu, ilçenin 5 km. güney doğusunda, 2500 yıllık bir kaledir. Kale köy sınırları içindedir.





Gölköy Kalesi: Gölköy ilçesi Kale mahallesinde yer alır. Tek kapılı geniş alana sahip olarak inşa edilmiştir. İlçeye hakim durumda, gözetleme ve savunmaya elverişli olarak yapılmıştır. Kale girişinin solunda silindir şekilli bir burç ve gözetleme kulesi yer almaktadır. 1997 yılında UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesi'ne alınmıştır.





Bolaman Kalesi: Doğu Karadeniz kıyısında zincirleme bir şekilde inşa edilmiş kaledir. Gözetleme ve karakol görevi için, iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kale kalenin batı ucunda yer almakta, çok yüksek duvarlardan oluşmuş, kesme taşlar kullanılmıştır. İç kale üzerine 18. yüzyılda ahşap bir konak yapılmıştır. Kademoğlu Konağı olarak bilinen bu ev, iç kale üzerine çift cumbalı olarak yapılmıştır. Bölgemizin sivil mimarlık örneğini teşkil eder.





Taşbaşı Kültür Merkezi (Eski Cezaevi-Kilise): Ordu il Merkezi Taşbaşı Mahallesi, kentsel SİT alanı içerisindedir. 1853 yılında yapılmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren Kültür Merkezi Olarak kullanılmaktadır.





Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi): Ordu Müzesi, il merkezinde Selimiye Mahallesinde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip konak 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır. 19. yy. sivil mimarimizin en güzel örneğini teşkil eden konak, zemin ile beraber üç katlıdır.


Paşaoğlu Konağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırılmış, 1987 yılında onarımı tamamlanan konak "Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açılmıştır. 2.121 adet eser bulunmaktadır.





Osman Paşa Şadırvanı: Aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. 1937 yılında yıktırılmış, 1997 yılında Ordulu işadamı Fahri ÇELEBİ tarafından Ordu Belediyesi öncülüğünde aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Ülkemizde sütunları en yüksek şadırvanıdır.





Boztepe: Ordu şehri Boztepe'nin yamaçlarına serilmiştir. Denizden 450 m. yükseklikte olup, ilimizin tüm güzelliklerini, Karadeniz'in muhteşemliğini Boztepe'den seyretmek doyumsuzdur. İl merkezine 6 km. asfalt yolla ulaşmak mümkündür. Yeme - içme ve dinlenme tesisleri ile ormanlık piknik alanları mevcuttur.





Yasonburnu Yarımadası: Perşembe ilçe merkezine 15, il merkezine 28 km. mesafede Çaytepe köyü sınırları içindedir. Yasonburnu üzerinde 1869 tarihinde yapılmış bir kilise mevcuttur.





Çaka Kumsalı ve Mesire Yeri: Perşembe ilçesinin en naturel köşelerinden biri olan Çaka Kumsalı Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik kirlilikten uzak kalmış nadir plajlardandır. Çaka beyaz kum plajında her türlü ihtiyaca cevap verecek tesisler bulunmaktadır.





Efirli Plajı: Perşembe ilçesinin doğusunda Ordu il sınırları içinde bulunan Efirli Plajı, uzun yıllardan beri ilimizin önemli tatil yerlerinden biridir. Kamuya ait tatil kamp yerleri ile bilinen Efirli plajında yaz aylarında yeme - içme yerleri, müzik, eğlence mekanları hizmet vermektedir. Plajda gözetleme kulesi, can kurtaran ve atlama iskelesi bulunur.





Kaplıcalar: ilimizde şifalı sular içerisinde en önemlisi Fatsa ilçesindeki Sarmaşık Kaplıcalarıdır.


Fatsa'nın doğusundaki Bolaman Çayından sonra 10 km'lik stabilize yolla ulaşılan Ordu İl Özel idaresine ait 85 oda, 236 yataklı bir tesis ile hamam ve sıra banyolar bulunmaktadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Kasım 2011       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gerçekten öğrenciler için çok iyi bir site.öğretmen olarak sitenize halk oyunalarınızı koymamanız büyük bir eksik
öğretmen doğa
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2011       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
giyimde,düğünlerde,yemeklerde,halk oyunlarında kültürel özelliklerimi söyleyin lütfennnn....5.sınıf öğrencisiyim sosyal çalışma kitabı sayfa 35 de tablo var yaşadığımız yerin kültürel özelliklerdi diye giyim düğün yemek halk oyunlarında kültürel özellikleri istiyorum (karadenizin olsun ama)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2011       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
NE OLURMUSUNUZ SÖYLER MİSİNİZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ocak 2012       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karadeniz Bölgesinin Kültürel Özellikleri nedir
Karadeniz Bölgesinin Kültürü
Karadenizin Kültürel Özellikleri

Karadeniz Bölgesinin Kültürel Özellikleri nedir

Karadeniz Bölgesine ait bazı kültürel özellikler şöyledir;
Şivesi
Yemekleri
kemençe ve horon

Şivesi

Karadeniz konuşulan şive laz şivesidir,

Tüm Kafkas dilleri gibi Lazca bol miktarda sessiz harfe (consonant) sahip olup, diğer Güney Kafkas dillerinde bulunmayan /f/, /y/ ve /h/ gibi sessizleri ve Hopa ve Borçka (Çxala) dialektinde kullanılan uvular (küçük dil) sessizi (consonat) /q/ harfini de barındırdığından ait olduğu dil ailesinin, consonant sayısı bakımımdan en zengin dilidir. Lazca özellikle büyük kentlere göçen genç nüfusun hızlı asimilasyonu sonucu yok olmak üzeredir.

yemekleri

Yörede mısır, lahana ve hamsinin özel bir yeri vardır. Çünkü bütün yemek çeşitleri bunlar etrafında yoğunlaşmıştır. Ayrıca birkaç istisna dışında Rize’de kurutma söz konusu değildir. Bu nedenle turşu da ön plana çıkmaktadır. Bu yiyecekler süt ürünleri ile desteklendiğinde beslenme dengelenmektedir.
Mısır ekmeği ince öğütülmüş mısır, ılık su ile yoğurulur,birazda tuz eklenir ve plekide pişirilir. Eskiden ekmek olarak yalnızca mısır ekmeği vardı. Yoğurtla mısır ekmeği yöre yemek kültürünün önemli bir öğesidir

kemence ve horon

Kemençe, Doğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan ve rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu özellikle Giresun, Trabzon, Rize,Artvin ve Ordu'nun yanı sıra kısmen Samsun ,Bayburt,Gümüşhane, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde kullanılır

Horon

Yörede yaşantısının önemli kısmını oluştururdu. Dede, baba, kaynana, torun, kız veya gelinin bir horonda buluştuğu çok olurdu. Temel eğlence, horon ile türkülerdi.
Horon; Horon oynamak, horon kurmak, horona durmak, horon yapmak ve horon vurmak adlarıyla yörede bilinir.
HayâLveGerçek - avatarı
HayâLveGerçek
Ziyaretçi
6 Nisan 2012       Mesaj #19
HayâLveGerçek - avatarı
Ziyaretçi
Karadenizlilerin Giyinişi;

“Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun Ünye’den Hopa’ya kadar uzanan Karadeniz yalısı halkının gemicilik ile geçinenleri ile yalı boyu gerisindeki dağlı köylülerin kendilerine has bir kılık ve kıyafeti ola gelmişti; baştan ayağa kapkara gayetle tipik bir giyim kuşam olup “Laz Kıyafeti” diye anılagelmiştir. XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda korsan ve dağ haydudu kılığı iken giderek o yalının bütün gemicileri ile dağ köylülerinin sırtında görülmüştür. Başa, üstlüğe bağlanmayan müstakil kara bir kukuleta geçirilir; “Başlık”, “Kara Puşu” veya “Kukula” isimleri ile anılır; bu kukuletanın gayetle uzun iki ucu, kukuletanın üstünden sarık gibi dolanarak uzun kulaklı bir düğümle bağlanır; o düğüm kulakları kukuletaya, başlığa kendine has bir manzara verir. Sırta, gömlek ve mintan üstüne bir kara cebken giyilir; bu cebkene “Yelek” de denilir; uzun kollu olup kolların üst kısmı dar, alt kısmı geniş, hatta bazan yırtmaçlı olup yenler bilek üstüne kolayca kıvrılır. Cebkenin göğsünde bazan sağlı sollu iki fişeklik-ceb yapılır. Kışın cebkenin altına ve mintanın üstüne omuzdan ilikli kara bir zıbın-yelek giyilir; cebkenin önü bu zıbın-yelek üstüne kavuşuk kapanır. Bacaklara “Zıbka” denilen kara bir potur giyilir, buna “Laz Poturu”, “Laz Donu” da denilir; Zıbka bir iç donu üstüne giyilir ve iç donu gibi bele uçkur ile bağlanır; kalçadan ayak bileğine kadar bacağa sımsıkı yapışır, fakat ağı körüklüdür; yüze yakın kırma ile yapılan bu körüklü ağ, zıbka giymiş kimsenin bacaklarına, tamamen çıplak bir insanın bacak hareketindeki mutlak serbestiliğini temin eder; zıbkalı bir gemici veya dağlı dilediği gibi koşar, zıplar, atlar, tırmanır. Bele karaya boyanmış hafif bir pamuk kuşak sarılır; kuşağın üstüne geniş bir meşin kemer bağlar; bu kemerin, gümüşden yapılmış yaprakcıklar, dilcikler halinde sarkıtılmış bir sıra süsü vardır. Hallice olanlar beş altı kolan halinde uzun bir gümüş saat kösteği takarlar; boyundan geçme bu uzun kösteğin ucundaki iri bir koyun saati kuşakda muhafaza edilir. Gemiciler yazın daima yalın ayak olurlarr, karaya çıkar iken ayaklarına Çapula denilen, kendilerine mahsus ayakkabılarını giyerler; kışın ayağa yün çorap giyilir. Dağlılar ise kış ve yaz ayaklarına “Salenk” giyerler, Salenk hem mest hem çizme, Çapula gibi bu yalı halkına mahsus bir ayakkabıdır. Başlık-Kukula, Zıbın-Yelek, Cebken-Yelek ve Zıbka kara çuhadan, bazan kalın ve yüzü parlak saten-bezden yapılır; ve hepsi yine kara şeridden zırhlarla süslenir.”


---------- Mesaj tarihi 19:52 ---------- Önceki mesaj tarihi 19:51 ----------

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

giyimde,düğünlerde,yemeklerde,halk oyunlarında kültürel özelliklerimi söyleyin lütfennnn....5.sınıf öğrencisiyim sosyal çalışma kitabı sayfa 35 de tablo var yaşadığımız yerin kültürel özelliklerdi diye giyim düğün yemek halk oyunlarında kültürel özellikleri istiyorum (karadenizin olsun ama)

Giyinişleri Hakkında ;

“Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun Ünye’den Hopa’ya kadar uzanan Karadeniz yalısı halkının gemicilik ile geçinenleri ile yalı boyu gerisindeki dağlı köylülerin kendilerine has bir kılık ve kıyafeti ola gelmişti; baştan ayağa kapkara gayetle tipik bir giyim kuşam olup “Laz Kıyafeti” diye anılagelmiştir. XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda korsan ve dağ haydudu kılığı iken giderek o yalının bütün gemicileri ile dağ köylülerinin sırtında görülmüştür. Başa, üstlüğe bağlanmayan müstakil kara bir kukuleta geçirilir; “Başlık”, “Kara Puşu” veya “Kukula” isimleri ile anılır; bu kukuletanın gayetle uzun iki ucu, kukuletanın üstünden sarık gibi dolanarak uzun kulaklı bir düğümle bağlanır; o düğüm kulakları kukuletaya, başlığa kendine has bir manzara verir. Sırta, gömlek ve mintan üstüne bir kara cebken giyilir; bu cebkene “Yelek” de denilir; uzun kollu olup kolların üst kısmı dar, alt kısmı geniş, hatta bazan yırtmaçlı olup yenler bilek üstüne kolayca kıvrılır. Cebkenin göğsünde bazan sağlı sollu iki fişeklik-ceb yapılır. Kışın cebkenin altına ve mintanın üstüne omuzdan ilikli kara bir zıbın-yelek giyilir; cebkenin önü bu zıbın-yelek üstüne kavuşuk kapanır. Bacaklara “Zıbka” denilen kara bir potur giyilir, buna “Laz Poturu”, “Laz Donu” da denilir; Zıbka bir iç donu üstüne giyilir ve iç donu gibi bele uçkur ile bağlanır; kalçadan ayak bileğine kadar bacağa sımsıkı yapışır, fakat ağı körüklüdür; yüze yakın kırma ile yapılan bu körüklü ağ, zıbka giymiş kimsenin bacaklarına, tamamen çıplak bir insanın bacak hareketindeki mutlak serbestiliğini temin eder; zıbkalı bir gemici veya dağlı dilediği gibi koşar, zıplar, atlar, tırmanır. Bele karaya boyanmış hafif bir pamuk kuşak sarılır; kuşağın üstüne geniş bir meşin kemer bağlar; bu kemerin, gümüşden yapılmış yaprakcıklar, dilcikler halinde sarkıtılmış bir sıra süsü vardır. Hallice olanlar beş altı kolan halinde uzun bir gümüş saat kösteği takarlar; boyundan geçme bu uzun kösteğin ucundaki iri bir koyun saati kuşakda muhafaza edilir. Gemiciler yazın daima yalın ayak olurlarr, karaya çıkar iken ayaklarına Çapula denilen, kendilerine mahsus ayakkabılarını giyerler; kışın ayağa yün çorap giyilir. Dağlılar ise kış ve yaz ayaklarına “Salenk” giyerler, Salenk hem mest hem çizme, Çapula gibi bu yalı halkına mahsus bir ayakkabıdır. Başlık-Kukula, Zıbın-Yelek, Cebken-Yelek ve Zıbka kara çuhadan, bazan kalın ve yüzü parlak saten-bezden yapılır; ve hepsi yine kara şeridden zırhlarla süslenir.”


---------- Mesaj tarihi 19:54 ---------- Önceki mesaj tarihi 19:52 ----------

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

giyimde,düğünlerde,yemeklerde,halk oyunlarında kültürel özelliklerimi söyleyin lütfennnn....5.sınıf öğrencisiyim sosyal çalışma kitabı sayfa 35 de tablo var yaşadığımız yerin kültürel özelliklerdi diye giyim düğün yemek halk oyunlarında kültürel özellikleri istiyorum (karadenizin olsun ama)

Karadenize has halk oyunları nelerdir

Doğu Karadeniz koy ve köylerimizin serhada (sınır boyuna) kadar ki hayat durumları (ve müvazî - paralel sıradağların içerden elverdiği bucaklarda ki eşik şartlar) içinde oyunun arz ettiği çeşit ve fark bölgelenişleri dikkati çeker. Oyuncular elele tutuşmuş oldukları halde kollarını havaya kaldırırlar. Kemençeci ortada olup onun bir işaretiyle oyun başlar.

Çoruh boyu ki Hopa ve yöresinde oyunlar karakterce farklı olurlar. Çoruh boyu derken Artvin Borçka Murgul Maradit Macahel ve Şavşat bölgesini kastediyoruz. Bu grup oyunlar daha ziyade Trabzon - Rize oyunlarını andırırlar. Figürleri daha belirgin biraz da karışıkçadır. Sonra Trabzon - Rize Horonları az çok benzeştikleri ve hiç değilse andırışlı karakter gösterdikleri halde Çoruh boyu oyunları kendi aralarında açık başkalıklar gösterirler.

Bu bölgede tek bir milli giyim tespit edilemiyor. Trabzon - Rize kıyafetiyle Erzurum giyimi arası bir elbiseyle karşılaşıldığı gibi daha sonra benimsenmiş olması gereken (ki bunun böyle olduğu muhakkaktır da) külot pantolon ve belden kemerli dik yakalı göğüsleri cepli ve kenarları işlemeli gömlekten ibaret bir kıyafete de sık sık tesadüf edilir.

A. Horonlar

Deli Horon : Coşkun Çoruh
Düz Horon : Durgun Çoruh
Ermeni Barı : Ata Barı
Orta Batum

B. Tek Oyunlar:

Sarı Çiçek
Karabağ
Uzundere
Teşi

Bugün Horonlar yukarda gösterildiği üzere çoğu zaman orijinal adlarıyla değil de karşılarında yazılı yeni nispetli sıfatlarıyla (adlarıyla) anılıyorlar.

Hopa ve yöresini oyunlarının çalgısı çoğu zaman Tulum'dur.

Orijinal kıyafet Trabzon - Rize dolaylarının eski mahalli giyimine benzer. Burada da zamanla ve geç yıllarda külot pantolon kemerli belinin etekleri pantolonun üstüne sarkan gömlekten ibaret bir giyimin benimsenildiği seyrek de olsa bir ara moda halinde görülmüştür.

Oyunlarının karakteri Trabzon - Rize çeşitlerinin özelliğini taşırlar. Figürlerde de az çok andırışma vardır. Yalnız biraz daha yeknesaktırlar (tekdüze monotondurlar). Başlıcaları şunlardır: Rize Papil't Yüksek Hemşin Çarışka (Çar) Horonları.

Sonuncusunun yani Çarışka (Çar Oyunu)nın çarlıkla ne al'kası olduğu bilinmiyor. Adına Türkiye'nin başka taraflarında rastlanmadığı gibi Ruslarca h'len oynanmadığı rejim gereğince açıktır. Her ne olursa olsun şimdiki karakteriyle mahalli zevke göre değişikliğe uğradığında hiç şüphe yoktur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Kasım 2012       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
o siron deyil ziron ve ayriyetten bayburta özgü bir yemek kara lahana çorbasıda bayburta özgü bi yemek birazcık akıllı olsaydınızda yazmasaydınız bide biliyoruz diyip geçiniosunuz zaaa xd

Benzer Konular

6 Kasım 2013 / Misafir Soru-Cevap
22 Mayıs 2012 / CandylevSweet Soru-Cevap
1 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
25 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap
4 Kasım 2012 / misafir Soru-Cevap