Arama

Ticaretin gelişmesi için alınması gereken önlemler nelerdir?

Güncelleme: 12 Mayıs 2010 Gösterim: 3.614 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ticaretin gelişmesi için alınması gereken önlemler nelerdir??
Sponsorlu Bağlantılar
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
12 Mayıs 2010       Mesaj #2
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Ticaret Kazanç amacıyla yapılan alım-satım faaliyeti. İktisadi malların elden ele geçerek sahip değiştirmesidir. Geniş anlamda ticaret, parayla temsil edilen bütün malların kendi veya başkası hesabına nakden veya hesaben sürekli olarak alınıp satılma faaliyetidir.

Sponsorlu Bağlantılar
İnsan sonsuz ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçların elde edilmesini sağlayan içgüdüler, akıl, zeka ve ruhi kuvvetlerle birlikte yaratılmıştır. İhtiyaçların çok çeşitli olması insanları birlikte yaşamaya, birbirinden faydalanmaya, ticarete itmiştir. Kısacası insan, medeni yaratılmıştır, insanla birlikte ticaret var olmuştur. İlk insan ve ilk peygamber olan adem aleyhisselam zamanında ticaretin vasıtası olarak altın para basılmıştır. Arkeolojik kazılarda binlerce yıl öncesine ait ticari ortaklık hükümlerini taşıyan taş levhalar kullanılmıştır. İnsanoğlunun gelişmelerine paralel olarak ticaret de, dünyayı tek bir pazar kabul eden günümüz ticaret anlayışına doğru gelişme göstermiştir. Para, yazı, hukukun gelişmesi, tekerlek, yelken, ticareti atağa kaldıran ilk tesirlerdir.

Büyük çapta ticaret, denizci olan Fenikelilerle başladı. Ülke dışı ticareti emniyet altına almak için 5. yüzyılda Romalılar tarafından harekete geçildi. 11. yüzyıldan itibaren ticarette yenilik kendisini iyice gösterdi. İtalyan kıyı şehirleri gemilerle ülkelerarası ticaret yapmağa başladılar. İpekyolu, ticaretin can damarı oldu. Bu yol üzerindeki ülkeler zenginleştiler. On altıncı yüzyılda büyük keşiflerin yapılması, Amerika'nın ve Ümitburnu'nun keşfiyle İpekyolu'nun ehemmiyeti kayboldu. Afrika, Hindistan, Amerika ve Avustralya gibi ticari bakımdan eldeğmemiş bölgeler bulan, gemicilikte ileri giden Avrupa Devletleri iyice zenginleştiler. Bu bölgeleri, insanına varıncaya kadar ticaret malı olarak gördüler. Büyük sömürge imparatorlukları kurdular ve bu bölgelerin her türlü zenginliğini kendi memleketlerine götürdüler. Buralarda ancak kan ve gözyaşı bıraktılar. Fransa, İngiltere, Portekiz, Hollanda ve İspanya bu zenginlikleri paylaşabilmek için 17. yüzyılda kendi aralarında kanlı mücadeleler yaptılar.

Sanayi devrimiyle birlikte hammadde alımı ve mamul madde satımı ticareti gelişti. Avrupa içinde karayolları yapılmağa başlandı. Himayeci merkantilizmin karşısına, serbest dolaşım iktisadi doktrini çıktı. Ticarette serbest dolaşım savunulmaya başlandı. Ticaretin gelişmesi, mali işlerle uğraşanlara ve tüccarlara faydalı oldu. Burjuva denen, zengin yeni bir sınıf doğdu. Avrupa toplumlarında sosyal dengeler değişti. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllardaki buharlı geminin, lokomotifin, telgrafın keşfi, mesafeleri kısalttı. Ticaretteki ulaşım zorluklarını büyük ölçüde azalttı. Yirminci yüzyılda petrolün keşfiyle taşıtlarda ve sanayide kullanılması ve havacılığın gelişmesi ticarette, dünyanın tek pazar haline gelmesine sebep oldu. Yalnız ülke hudutları içinde değil, bütün dünyada etkili devlet gücüne ulaşıp, hükümetlerin geleceğiyle oynayan büyük ticaret şirketleri ortaya çıktı. Savaş sanayiinin de ticarete konu olması, küçük devletlerin kendi iradeleri dışında savaşa sürüklenmelerine sebep oldu. Dünya ticaretini elinde tutanlar, dünya siyasetine yön vermeye başladılar.

Ticaret günümüzde konuları itibariyle toptan, perakende, aracı olmakla birlikte, bölgelere göre iç ve dış ticaret diye ikiye ayrılır. Özellikle dış ticaret hızla gelişme göstermektedir.

Ticarette; satılan malı aşırı medhetmemeli, malın aybını gizlememeli, ölçüde hile etmemeli, satış fiyatında hile yapmamalıdır. Ticarette ihsan yapmalıdır. Ticarette ihsan altı türlü olur: 1) Müşteri fazla ihtiyacı olduğu için, çok para vermeye razı olsa bile, fazla kar istememeli. 2) Fakirlerin malını fazla parayla almalı. 3) Fiyatta ikram etmeli. 4) Borçluyu sıkıştırmamalı. 5) Alış-veriş yapan pişman olursa satışı geri çevirmeli. 6) Fakirlere veresiye vermeli.

Ticaret hukuku: Ticari münasebetleri düzenleyen hukuk dalı. Kara, deniz ve hava ticaret hukuku olmak üzere başlıca üç kısma ayrılır. Şimdi bunlara uzay ticaret hukuku da dahil olmak üzeredir.

Türk Ticaret Hukukunun günümüze gelinceye kadar üç safha geçirdiği görülür. 1) İslam hukukunca düzenlenen devre. Bu devrede müstakil ticaret kanunları yoktur. İslam hukukunun muamelata ait hükümleri ticari işlerde uygulanmıştır. Bu devre Türklerin İslamiyeti kabulleriyle başlar. 1839 Tanzimat Fermanına kadar devam eder. 2) Bu devrede, 1850'de yürürlüğe giren ve 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanununun tercümesi olan Kanunname-i Ticaret'le ticaret hayatı düzenlenmek istenmiştir. Fakat bu kanun, örf ve adete ters düştüğü için o zaman kargaşaya sebep olmuştur. 3) TürkiyeCumhuriyetinde şer'i hukukun uygulanmasının kaldırılmasından sonra aynı Fransız Ticaret Kanunu yapılan değişikliklerle milli bünyemize uydurulmaya çalışılmış, yeni ticaret kanunu medeni kanunla birlikte 4 Ekim 1926'da yürürlüğe girmiştir. Fakat yeni kanunda zamanla birçok aksaklıklar görüldü. Hem milli bünyemize uymuyor, hem de medeni kanun ve borçlar kanunuyla çakışıyordu.

Yeni bir ticaret kanunu için çalışmalar yapılmağa başlandı ve 1 Ocak 1957'de 6762 sayılı günümüz Ticaret Kanunu yürürlüğe girdi. Türk Ticaret Hukuku, 6762 sayılı Ticaret Kanunu'yla birlikte, örf-adet hukuku olarak hala halk üzerinde tesirini kaybetmeyen İslam Hukuku, Bankalar, Sermaye Piyasası, Parayla ilgili kanunlar, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve milletlerarası ticaret anlaşmalarıyla düzenlenmektedir. Ülkemizde uygulanmakta olan 6762 sayılı Ticaret Kanunu'na göre:

Ticaret Mahkemeleri: Ticari davalara bakan ihtisaslaşmış Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Eğer bir yerde ayrıca Ticaret Mahkemesi yoksa bunun görevine giren davalara Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davalarıyla tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aşağıdaki kanunlarda belirtilen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır ve ticaret mahkemelerinde görülür:

1) Ticaret Kanunları, 2) Medeni Kanunun 876 ve 884. maddelerinden, 3) Borçlar Kanununun 179, 180, 348, 352, 372, 385, 399, 403, 416, 429, 449, 456, 457, 463 ve 482. maddelerinden, 4) Diğer kanunlarda düzenlenmiş belli hususlardan doğan davalar.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu: 1 Ocak 1957'de yürürlüğe giren bu kanun 1475 maddeden ibarettir. Bir başlangıçla beş bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölümde; ticari işletme, tacir (Bkz. Tacir), ticaret sicili, ticaret ünvanı, haksız rekabet, ticari defterler, cari hesap, tellalcılık, acente ve ticarete mahsus yerler düzenlenmiştir.

Ticari işletme: Ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseselere denir.

Ticaret sicili: Ticaret davalarına bakan her Asliye Hukuk Mahkemesi bünyesinde tutulan ve kanunda belirtilen ticari işletmenin adı, ticaret ünvanı gibi konuların yazıldığı kütük.

Ticaret ünvanı: Her tacir, ticari işletmesine bağlı muameleleri ticaret ünvanıyla yapmaya ve işletmesiyle ilgili her türlü evrakı bu ünvan altında imzalamaya mecburdur.

İkinci bölümde ticari şirketler; üçüncü bölümde kıymetli evrak adı altında, nama, hamile yazılı kambiyo (poliçe, bono, çek) senetleri ve emtia senetleri düzenlenmiştir. Dördüncü bölümde, deniz ticareti; beşinci bölümdeyse sigorta hukuku düzenlenmiştir.

Ticaret Bakanlığı; Ticari işleri idare eden bakanlık. Osmanlı Devletinde bu bakanlığın işlerini 1839'da kurulan Ticaret ve Ziraat Nezareti yürütürdü. Türkiye Cumhuriyetinde 1924'te kurulmuştur. İlk adı, İktisad vekaletiydi.Çeşitli dönemlerde çeşitli bakanlıklarla birleşti ve değişik isimler aldı. Görevleri: Yerli ve yabancı şirketleri denetler, iç ve dış ticareti düzenleyici tedbirler alır. Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları, Türkiye Odalar Birliği ve Esnaf kuruluşlarını denetler, yönlendirir. İhracat ve ithalat programlarını düzenler. Son olarak Sanayi Bakanlığı ile birleşerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı adını aldı.

Dış ticaret: Ülkeler arası yapılan alış-veriş, ihracat-ithalat. İç ticaret homojen, benzer bir yapıya sahip olduğu, belli kanunlarla ve para birimleriyle yapıldığı halde dış ticaret heterojen ayrı cinsten bir yapıya, karmakarışık işlemlere, birden çok hukuk düzenine ve para birimine sahiptir. Genelde ekonomisi kuvvetli olmıyan ülkelerin en büyük sıkıntısı zaruri ihtiyaçlarını alabilecekleri dövizi bulabilmek olmaktadır. Türk ekonomisi de, 24 Ocak 1980 Ekonomik Tedbirleriyle kabuk değiştirmiş ve döviz elde edebilmek için dış ticaret öncelikli liberal bir ekonomik politika takip etmeye başlamıştır. İhracatı teşvik edici tedbirler getirilmiş, ithalata kolaylıklar getirilerek iç piyasadaki fiyat artışları önlenmeye çalışılmıştır.

Dış ticaretin temel gayesi daha az fiyatla daha iyi mal temin etmek, ülke malını daha iyi fiyat ve kuvvetli parayla satmaktır. 1944'ten sonra milletlerarası bir ticaret yönetmeliği hazırlamak için çalışmalar başladı. 1944'teki Bretton Foods Antlaşmaları, kambiyo, paralar ve kotalarla ilgili kuralları tayin etti. Roma Antlaşması, 25 Mart 1957'de Ortak Pazarı meydana getirdi.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:

Benzer Konular

14 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
10 Nisan 2011 / ödevimvar.com Soru-Cevap
9 Ağustos 2010 / Demir YumruK Taslak Konular
31 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap