Arama

Çevre kirliliği ile ilgili dilekçe nasıl yazılır, örnek verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Haziran 2017 Gösterim: 26.295 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ocak 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çevre kirliliği ile ilgili dilekçe nasıl yazılır, örnek verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Gece Prensesi verdi
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
ÇEVRE İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞINA,

Sponsorlu Bağlantılar
Ümraniye ilçesi Dereköy Mahallesinde yapılan kazılar sonucu çevre kirliliği oluşmuştur. Yaklaşık bir aydır, açılan çukurlar kapatılmadığı için yollarda çamur birikintileri oluşmuştur ve çukurlar cadde trafiğini olumsuz etkilemekte, çevre ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Bu çukurların en kısa sürede kapatılması gereğini bilgilerinize arz ederim.


(İMZA )
Adı SOYADI

Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 01:06
Gece Prensesi - avatarı
Gece Prensesi
Ziyaretçi
9 Haziran 2011       Mesaj #2
Gece Prensesi - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
ÇEVRE İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞINA,

Sponsorlu Bağlantılar
Ümraniye ilçesi Dereköy Mahallesinde yapılan kazılar sonucu çevre kirliliği oluşmuştur. Yaklaşık bir aydır, açılan çukurlar kapatılmadığı için yollarda çamur birikintileri oluşmuştur ve çukurlar cadde trafiğini olumsuz etkilemekte, çevre ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Bu çukurların en kısa sürede kapatılması gereğini bilgilerinize arz ederim.


(İMZA )
Adı SOYADI

Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 01:06
Gece Prensesi - avatarı
Gece Prensesi
Ziyaretçi
9 Haziran 2011       Mesaj #3
Gece Prensesi - avatarı
Ziyaretçi
ALİ CANİP YÖNTEM’DEN
Cuma, 5 Mart 1920
Bugün öğleye kadar evde uyudum. Sonra sokağa çıktım. Arkadaşlardan diş tabibi Şevki Bey’le Cafer, Ömer’i ziyarete gelmişlerdi. Fakülteye götürdüğümüzü söyledim. Oraya gittiler.

Cumartesi, 6 Mart 1920 Öğle üzeri fakülteye gittim. Doğru Ömer’in odasına girdim. Bitap yatıyordu. Elini elime aldım. Ter içindeydi. Burnunun delikleri kararmış gibiydi. Nefesi de intizamsızdı. Hizmetçi kadınlara sordum. Gece çok sayıklamış, “Burası hastane değil, tımarhane… Ben Canip’e gideceğim!” demiş. Dalgındı, “Ömer! Ömer!” diye seslendim. Gayet fersiz gözlerle bana baktı: “Tanıdın mı?” dedim. Kendine mahsus çabuk ifadeyle kafasını sallayarak “Canip!” dedi, yine daldı. Kâğıdına baktım: hararet “39,2” şeker litrede 28. Bir müddet bekledim. Sonra tekrar seslendim: “Ömer, konsültasyon günü yarınmış, erkenden gelirim. Artık gideyim mi?” Kafasını salladı “Git, git!” dedi. Yeis içinde ayrıldım. Fakat hâlâ ümit ile doluydum. Çünkü Ömer ve ölüm birbirine tamamıyla yabancı iki şeydi. Eve gelirken deniz kenarında hizmetçime rasgeldim. Bana doğru koşuyordu. “Ne var?” dedim. “Sizi Tıbbiye’den istiyorlarmış. Rıdvan Beyler’de bekliyorlar” cevabını verdi. Soluk soluğa komşumuza gittim. Ortada bir fevkalâdelik vardı. Nihayet anlaşıldı: Ömer ölmüş!…

Bu da günlük örneğidir..
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 01:06

Benzer Konular

16 Ocak 2012 / beyza nur Cevaplanmış
11 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
28 Ocak 2013 / misafir Cevaplanmış
14 Nisan 2010 / Misafir Cevaplanmış