Arama

Tıp alanındaki gelişmelerin insan hayatına etkileri hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 22 Mayıs 2011 Gösterim: 4.445 Cevap: 3
Saqo KoLiq - avatarı
Saqo KoLiq
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #1
Saqo KoLiq - avatarı
Ziyaretçi
Tıp aLanındaki geLişmeler insan hayatını nasıL etkiLer?
ArkadaşLar Lütfen Kısa oLsun Msn Happy))
Sponsorlu Bağlantılar
Şimdiden Çok TeşekküR EdeRim Msn Happy)
biruni - avatarı
biruni
VIP Önce Sağlık
10 Mayıs 2011       Mesaj #2
biruni - avatarı
VIP Önce Sağlık
uzman adayı doktorlar; her yıl tıp şurasında "tez" olarak yeni bir öneri ortaya atarlar.
bu öneriler, dünyanın değişik yörelerinden veya tarih kitaplarından araştırılmış önerilerdir + yeni buluşlardır.
Sponsorlu Bağlantılar

yeni öneriler her zaman insanlığa daha iyi hizmet içindir.
tedaviye daha fazla yardımcı olmak içindir.
Düşüncene katılmam şart değil, düşünceni anlatman için savaşırım...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Mayıs 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
insanların iyileşmelerinin hızı ikiye katlanır...
The Eniqmatic - avatarı
The Eniqmatic
Ziyaretçi
22 Mayıs 2011       Mesaj #4
The Eniqmatic - avatarı
Ziyaretçi
Kuşkusuz tıbbın, fizik, kimya, matematik gibi sınırları iyi kötü belirli, kendine ait yöntemi olan bir bilim dalı olmadığını biliyoruz. Kuramsal yönden de, uygulama yönünden de tıp, hemen tüm bilim ve teknoloji disiplinlerinin içinde yer aldığı geniş bir alan. Bilgisayar teknolojisinde ya da diyelim manyetik fizikteki bir atılım, tıbbın bütün uygulama alanlarına kısa zamanda yansıyor.Bu yüzden kuramsal bir çerçeve çizmek olanağı yok.
Hipokrat geleneğine dayanan Batı tıbbının temelinde “hastalık”olgusu yatar.Tıp bu olguyu tanımlar, sınıflar, nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaya çalışır ve tedavi yöntemleri önerir.Bunu yaparken,yani hastalık olgusunu tanımlarken, nedenlerini açıklarken, bir taraftan geçerli çağdaş doğa bilimlerinin verilerinden, bir taraftan da hekimlik deneyimlerinden yararlanır.Hekim, yaşadığı dönemin bilimsel bilgisine hâkimdir. Hippokrat da, aynı geleneğin doğudaki öncülerinden biri olan İbni Sina da, hem hekim, hem bilim adamı, hem de filozoftular. İlaçları da kendileri yapardı; yani aynı zamanda eczacıydılar. Önce filozofluk elden gitti, sonra da eczacılık. 20.yüzyılın ortalarına kadar hekim, mesleğini uygularken, hastalık dediğimiz olguların altında yatan bilimsel mekanizmaları izleme, kavrama, onlardan sonuçlar çıkarma ve tedavi konusunda yararlanma olanaklarına az çok sahipti. Bugün bu olanak büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Uygulama alanında çalışan, yani fiilen hasta tedavi eden hekımlerin, bırakın başka uzmanlık alanlarını, kendi alanlarında bile, tüm bilimsel gelişmeleri yakından izleme, kavrama ve onlardan doğrudan doğruya tedavi konusunda yararlanma olanağı kalmamıştır. İlaç geliştirme ve üretme süreci ise hekimin elinden büsbütün kaçmıştır. Kısaca tıp 3. milenyuma çok geniş boyutlu bir dissasiasyon içinde girmektedir. 20. yüzyılın tıp uygulamaları açısından karakteristik özelliği, insanın kendi sağlığına egemen olan bilgiye yabancılaşmasıydı. 21. yüzyılda bu yabacılaşmayı hekimler yaşayacak .

Benzer Konular

8 Ekim 2014 / Misafir1 Soru-Cevap
25 Aralık 2011 / Misafir Cevaplanmış
27 Kasım 2013 / Misafir Cevaplanmış
22 Mayıs 2013 / Misafirim_Ben Soru-Cevap