TEMA ya da TEM a. (fr thöme; lat. ve yun. thema, önerilen, ortaya konan'dan).
1. Bir söylemde, öğretici ya da yazınsal bir yapıtta işlenen ana konu, geliştirilen düşünce: Bir demecin, bir tartışmanın, bir romanın teması. Aşk temasının işlendiği halk şiirleri.
2. Herhangi bir sanat yapıtında işlenen konu, izlek: Gerçeküstü- cü resmin ana temalarından biri düştür. Bir yontunun teması.
—Ed. Tema eleştirisi, bir yazarın ya da yapıtın değişmez temalarını saptayan ve inceleyen eleştiri türü.
—Müz. Bir besteye temel olan melodik, ritmik ya da armonik müziksel düşünce. (Bk. ansikl. böl.) || Tema dizgesi, bir parçanın kurgusunun temel gerecini oluşturan temaların tümü.
—ANSİKL. Ed. Anlatı göstergebilimi, folklor incelemelerinin ve anlambilimin etkisiyle kuramsal tema anlayışına yenilik getirdi: buna göre tema gidimli ve değişme- celi bir yolun özelleştirilmiş biçimini tanımlar. Değişmece verilerinin paralellikten ayrıma kadar uzanan çeşitliliği, bunların temeldeki benzerliğini gizlememelidir: sözgelimi bir anlatıda balo ya da ayin, birbirinden ayrı temasal rolleri belirleyen toplu etkinliklerdir. Temanın birliği özelleştirmelerle anlatının tutarlılığını ve karmaşıklığını sağlar, bu birlik temasal bir ağ ve bir tema anakalıbıyla desteklenir. Temayı belirten terime yapıtta rastlanmayabilir; bu durumda temaya çeşitli tematik rollerin anlamsal çözümlemesiyle ulaşılır.
—Müz. Bir parçanın ya da parçanın bir bölürtıünün çıkış noktasını tema oluşturur Bir tema, gelişmelerin konusunu oluşturacak belirgin öğeleri kapsamalı ve dinamik, melodik, ritmik, armonik düzeylerde birlik ve tutarlılık göstermelidir. Birçok müziksel biçim, özellikle de sonat ve füg tema kavramı üzerine kurulur. Klasik temalar birçok aşama içerebilir ya da birçok değişik dinamik öğeyi yan yana getirebilir. Ritmik, melodik ve armonik öğelerin en yalın anlatımlarına indirgendikleri tema hücresi kavramı Beethoven tarafından değerlendirildi ve bol bol kullanıldı. Tema bestenin başındaki yerini yavaş yavaş yitirerek yapıt boyunca ilerler ve ona bir birlik kazandırır (çevrimsel biçim). Wagner ve Franck'ın öğrencileri, o güne kadar görülmemiş uzunlukta temalar kullandılar. Onikitoncu okul tema kavramını kaldırmaya çalıştı.
Kaynak: Büyük Larousse