Arama

Zincir Nedir?

Güncelleme: 19 Mart 2016 Gösterim: 2.315 Cevap: 12
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİNCİR a. (fars. zencir'den).
1. Birbirine bağlı ya da iç içe geçmiş madeni, plastik vb. halkalar dizisi: Köpeği zincirle bağlamak. Boynunda altın bir zincir vardı. Bisikletin zinciri, pedalı tekerlek dişlisine bağlar.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Birbiri ardından, kesintisiz biçimde gelen şeylerin oluşturduğu dizi: Olaylar zinciri. Bizler bir zincirin halkalarıyız.
3. Her biri bir önceki kişinin yaptı ğı şeyi aynen kendisinden sonrakine yapan bir grup insanın katıldığı iş yöntemi: Bir yardımlaşma zinciri oluşturmak.
4. Özgür düşünce ve davranışı engelleyen toplumsal, duygusal, töresel vb. bağımlılık: Zincirlerini kıran halk.
5. Esk. Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ, pranga.
6. Bir kimseyi zincire vurmak, bir kimseyi prangaya vurmak ya da özgürlüğünü elinden almak.

—Anat. Şişkinlik gösteren öğelerin ardışık dizilişi. (Örneğin kemikçik zinciri, gang- liyon zinciri, karın, leğen, göğüs sempa tik zinciri.)

—Ask. denize. Abluka zinciri, yelkenli gemiler döneminde, Ortaçağdan itibaren, bir limanın girişini kapatmada kullanılmış zincir (Daha sonra yerini yavaş yavaş sallara bırakmıştır. Günümüzde ise, bir liman, gerektiğinde kazıklarla kapatılır.)

—Aydınlt. Işık zinciri, aynı kablo üzerine seri ya da paralel olarak monte edilmiş dekoratif lambalar kümesi.

—Balıkç. Zincir yaka, trol ağını ağırlaştırmak için ağın zincirle donatılmış alt yakası.

—Bilş. Birbiri ardına yerleşmiş aynı tip öğeler kümesi. (Bk. ansikl. böl.)

—Ceb. Tam sıralanmış E kümesi, yani öy- leki E nin herhangi iki elemanı, E içinde tanımlanmış olarak*verilen bir sıra bağıntısı yardımıyla karşılaştırılabilir. || Birgrafın zinciri, her ayrıt, uçlarından biriyle öncekine ve sonrakine bağlanmak üzere, ayrıt dizisi.

—Ciltç. Ciltlenecek kitabın sırtı üzerinde, başta ve etekte, dikiş iplikleriyle oluşturulan düğümlerin tümü.

—Dağc. Dağcı zinciri, tırmanış sırasında aynı iple birbirine bağlanmış dağcılar grubu. (Bk. ansikl. böl.)

—Dantele. Dantel zincir, bir dantelin üst kısmında yer alan ve süslenecek eşyanın üstüne dikilebilen küçük kenar süsü.

—Denize. Birbirine geçirilmiş bir dizi metal ya da plastik bakladan olşan ve demirleme sistemlerinde, palangalarda ve var- davelalarda kullanılan malzeme. (Bk. ansikl. böl.) || Zincir bosa, tel halatları bosa- ya vurmada kullanılan, belli uzunlukta, ince zincir.

—Zinciri bosaya vurmak için, güverteye sıkıca bağlanmış, bir çımasında maça kilidi bulunan parça zincir. || Zincir dikişi, bir bastika ya da makarada işletilecek bir halatı zincire eklemede kullanılan dikiş türü. || Zincir hırça kilidi, demir zincirlerinin çımalarını zincirlikteki hırça mapasına bağlamaya yarayan özel bir kilit. || Zincir kastanyolası, ırgata vurulmuş bir zincirin akış hızını kontrol altında tutan kastanyola. || Zincir maçası, zincir bosa- ların çımalarına bağlanarak demir zincirini tutmayı sağlayan özel maça. || Zincir manikası, demir zincirinin ırgattan zincir- liğe ulaşıncaya dek içinden geçtiği çelik boru. || Zincir misbaço, yelkenli gemilerde, cıvadrayı alttan geminin talimarına ^bağlamada kullanılan zincir köstek. || Dümen zinciri, bir tekerlek yekeyle kumanda edilen ve dümeni sağa sola çevirmeyi sağlayan zincir. || Sintine zinciri, sintineye kolayca su geçebilmesini sağlamak için, baştan kıça kadar uzanan zincir. (Baş ve kıç doğrultusunda hareket ettirilerek delikler temizlenir.)

—Dilbil. Söz zinciri, zaman içinde birbirini izleyerek sözceler oluşturan ayrık dilsel birimler biçiminde tasarlanmış dil. (F. de Saussure'ün ortaya çıkardığı bu deyim [fr. chaîne parlee] dilin çizgisel özelliğini vurgular. Söz zincirinin incelenmesi, her şeyden önce sentagma bağıntılarının incelenmesidir.)

—Ed. - İADE.

—El sant. Çiti*’ye bazı yörelerde verilen ad. (Dığdı da denir.) || Zincir iğnesi, zincir görünümlü, ilmekli bir işleme iğnesi. (Giyim süslemede, başka işleme iğneleriyle birlikte nakışta kullanılır. Biçimine göre; kolye, fiyonk, tepeli, kare, geçmeli, çubuklu, örgü zincir iğnesi vb. adlar alan birçok türü vardır.)

—Elektroteknv Senkronaltı zincir, SEN KRONALTl KASKAT’ın eşanlamlısı.

—Esk. sil. Dövenin (kamçı topuz) sapı ile vurucu topuzunu birleştiren parça.

—Fişekç. Piroteknık zincir, her biri kendinden sonra gelen öğenin çalışmasına kumanda eden pıroteknik elemanlar dizisi; birbirlerine kumanda eden piroteknik elemanların tümü.

—Fizs. kim. Zincir tepkimesi, tepkime sırasında oluşan ürünlerin tepkimenin giderek gelişmesine katkıda bulunduğu kimyasal tepkime mekanizması. (Bu mekanizmada bir başlangıç tepkimesi, kimi kararsız maddeler oluşturur, daha sonra bu maddeler kendi aralarında tepkimeye girerek son ürünün yanı sıra ayrıca kararsız bir kök verir; bu kök de sırası geldiğinde yeniden tepkimeye girer ve böylece çok kısa bir sürede rastlantısal molekül kopmalarına da yol açan zincirleme bir tepkime dizisi ortaya çıkar. Örneğin hid roklorik asidin [HCI] ışık etkisi altındaki bi reşimi, zincir tepkimesine iyi bir örnektir; ışık etkisiyle oluşan ilk tepkime klor molekülünü Cl2 — CI* + Cl* biçiminde ayrıştırır; bundan sonra başlayan tepkime zinciri şu şekilde gelişir:
Cl* +H2 - HCI + H * ; H* +CI2 - HCI + CI* ; vb.; bu durum ya tepkime kabının çeper leriyle temas etme, ya daha önce oluşan bir molekülün etkimesi, ya da kimi zamarı bir yavaşlatıcının etkisi sonucu zincirin kopmasına dek sürer.) [Buna zincirleme tepkime de denir.] || Elektrolitik zincir, bir pil oluşturan bir sistemde elektrotlar ile elektrolitlerin art arda sıralanışını şematik olarak gösterme biçimi.

—Havc. Güdüm zinciri, bir hava yolu boyunca sıralanan radyoelektrikli güdüm düzeneklerinin tümü. (Yeryüzünde bulundukları bölgelere göre, uçaklar Decca* ya da boran* zincirleriyle ya da havadaki konumlarını her an duyarlı olarak belirlemeyi sağlayan tamamen farklı bir yöntemle gü- dümlenirler.)

—Hematol. Ağır zincirler hastalığı, hastaların serumunda hafif polipeptit zincirlerden yoksun ağır, tam olmayan, aynı im- münoglobülin sınıfına ya da alt-sınıfına ait tekdüze bir polipeptit zincirleri kümesi bulunmasıyla tanımlanan, immünoproliferatif sendrom. (Serum içinde bulunan polipeptit zincirlerinin gama [-y] (Franklin hastalığı), alfa [a] (alfa zincirleri hastalığı) ya da mü [n] (mü zincirleri hastalığı) tipinde olmasına bağlı olarak günümüzde ağır zincirler hastalıklarının üç çeşidi bilinmektedir.)

—inş. Zincir eğrisi kemer, tonoz, eğrisi ters olarak göz önüne alındığında iki ucundan asılmış bir zinciri andıran kemer, tonoz. — iş örgüt ve iş topbil. işleme zinciri yöntemine göre üretim ya da montaj çalışmaları yapmak üzere kurulmuş sanayi tesisi. || işleme zinciri, imal edilecek ürünün, bu üretim süreci içinde yer alan iş postalarından her birinin önünden belirli ve değişmez bir hızla otomatik olarak geçirilmesinden oluşan üretim tarzı. (Bk. ansikl. böl.)

—işlem. Zincir işi, iğneyle ya da tığla yapılan, birbirinin içine geçmiş bir dizi zincir halkası görünümünde nakış.

—Jeod. Üçgen zinciri, genellikle bir meridyen (meridyen zinciri) ya da bir paralel (paralel zinciri) doğrultusu boyunca uzanan, birbirine eklenmiş üçgenter dizisi. (Bk. ansikl. böl.)

—Jeod. ve Topogr. Zincirle ölçme, bir uzaklığı ölçme zinciriyle belirleme. || Ölçme zinciri, baklalarla uzatılabilen 10 m uzunluğunda bir zincir ya da 10, 20 ve 50 m uzunluğunda, bölüntülü çelik şerit.

—Kâğ. san. Kâğıt bandın sarıldığı bobin üzerinde, nemin daha fazla olduğu bölümde oluşan çembersel kıvrım. (Genellikle kâğıdın enine yöndeki kuruma eşitsizliğinden kaynaklanır.)

—Koregr. icracıların el ele tutuşup her iki yana doğru ilerleyen bir halka oluşturarak yaptıkları dans figürü.

—Kılıtç. Emniyet zinciri, kapının aralanabilmesi için yapılmış güvenlik düzeneği (bir kertiği olan bir kutudan ve bir platin üzerine tespit edilmiş ucu küçük topuzlu bir kanca bulunan bir zincirden oluşur).

Mak. san. Birbirleri üzerine kapanan (zincir halkaları) ya da aralarında mafsallanan (zincir baklaları) birbirinin aynı halka biçimindeki elemanların art arda dizilmesi ile oluşan ve bir şeyi bağlamaya ya da bir hareketi iletmeye yarayan bükülgen bağ. (Bk. ansikl. böl.) || Kalibre zincir, baklalarının boyutları üzerine geçtiği makaranın izlerine uyan zincir. || Kare zincir, halkaları uzun ve ikiye bükülmüş olan zincir, || Katalan zinciri, ikili olan her bir halkanın diğer iki tanesinin içinden geçtiği zincir. || Kinematik zincir, bir mekanizmada çeşitli iletim organlarından oluşan bütün. || Sonsuz zincir, bir dönme hareketim iletebilmek için ıkı ucu birleştirilen zincir. || Gaile zinciri, baklalarj özel bir çark üzerine geçen millerle birbirine bağlanan yan levhalardan oluşan zincir. || Yassı zincir, halkaları yassı olan ve sadece bir düzlem üzerinde bükülebilen zincir. || S zincir, halkaları Ş biçiminde bükülmüş olan zincir. || Vau- canson zinciri, her bir halkasının uçları diğerinin gövdesi üzerine mafsallanan zincir.

—Masonl. Birlik zinciri, masonların el ele tutuşarak oluşturdukları ve kardeşlik birliğim simgeleyen çember.

—Mim. ve Süslem. sant. Zincir baklası, bir silme üzerinde, benzerlerine takılmış halka biçiminde kabartma ya da boyalı bezek.

—Org. kim. Molekül zinciri, kimi açık formülleri düzlemsel olarak gösterme biçimi. (Bk. ansikl. böl.)

—Patol. Lenf bezleri dizisi. || Kaburga zinciri, raşitiklerde, kaburgalarla kaburga kıkırdaklarının birleşme yerlerinde görülen şişlikler. (Kaburga zincirine raşitik hayvanlarda, özellikle de köpek inciğinde rastlanır.)

—Parapsikol. Manyetizmacılara göre iki ya da daha çok kışının iradeleri arasında kurulan bağlantı.

—Pedol. Toprak zinciri, bir yamaç boyunca sürekli biçiminde değişen toprak tiplerinin art arda gelmesi. (Bk. ansikl. böl.)

—Polım. Makromolekülzinciri, bir polimerin temel yapısını oluşturan birim motiflerin (monomerler) birleşmesiyle meydana gelen bütün. (Makromolekül zinciri hem doğrusal [doğrusal polietilen ya da poli- metılen]
~CH2 — CHp — CHp — CHp — CH2~ hem de dallı [dallı polietilen]
~CH2-CH2-CH2 - CH2 - CH2 -
CH2
CH2
CH2
olabilir.)

—Siber. Ana etki zinciri, ölçme organı ya da ana karşılaştırıcı ile ayarlanan donanım arasında yer alan bütün organlardan oluşmuş etki zinciri. || Ana geribesleme zinciri, ayarlanan donanım ile ölçme organı ya da ana karşılaştırıcı arasındaki bütün organları içeren geribesleme zinciri. || Doğrudan etkili ek zincir, işareti, yalnız referans büyüklüğünün değişimlerinden etkilenen ek zincir. || Ek etki zinciri, ana etki zincirinin dışındaki her tür etki zinciri. || Etki zinciri, bir ölçme organı ya da bir karşılaştırdı ile ayarlanan donanım arasındaki yolun tamamı ya da bir bölümü boyunca, tek yönde işaretler gönderen otomatik denetim zinciri. || Geribesleme zinciri, ayarlanan donanım ile ölçme organı ya da kar- şılnşt rın aras'ndaki yolun tamamı ya da < ı gunderen etki zinciri. || İkincil genbet eıne zinciri, toplam yolun bir bölümüne işaretler gönderen geribesleme zinciri. (Bir
ana etki zinciri, etki zincirleri ve ikincil geribesleme zincirleri içerebilir.) || Otomatik denetim ya da ayarlama zinciri, bir otomatik denetim gerçekleştirmek amacıyla işaret yayımı, iletimi ve alımı sağlayan öğelerin tümü.

—Soğut, san. Soğuk zincir ya da soğutma zinciri, bozulabilir besin maddelerini üretimden tüketime kadar soğutarak uygun bir biçimde saklayabilmek için peş peşe kullanılan araçların tümü.

—Tic. Aynı niteliğe sahip ticari kuruluşla- rın tümü (oteller, mağazalar vb.) || Gönüllü kuruluşlar zinciri, perakendeci işletmelerle bir ya da birden fazla toptancı işletme arasında alım, yönetim ve satım işlerini ortaklaşa düzenlemek amacıyla (her birinin hukuksal ve malı bağımsızlığını korumak koşuluyla) kurulan ortaklık. (Bk. ansikl. böl.) || Soğuk zincir, dayanıksız besin maddelerini (et, süt, meyve, sebze vb.) bozulmadan tüketicilere ya da ilk üretildikleri yerden alınarak işlenecekleri yere ulaştırabilmek için soğutucu donanımı olan araçlarla sağlanan taşıma sistemi.

—Topol. Bir (E, d) metrik uzayının, j c [1, .... n-1} için d(xr x,+1) in sıkı pozitif bir gerçek sayıyla üstten sınırlandığı sonlu x,, ..., xn nokta sistemi. (Bu gerçek sayı a olduğuna göre a-zincir diye adlandırılır; a = x1 ve b = xn ise bu a ile b yi birleştiriyor denir.)

♦ sıf. Zincir biçiminde olan.

—Elektron. Zincir bağlama, KASK AT* BAĞ- LAMA'nın eşanlamlısı.

—Elektrotekn. Zincir eşleme ya da bağlama, KASKAT* EŞLEME ya da BAĞLAMA’ nın eşanlamlısı.

—Koşumc. Zincir dikiş, KAZAYAĞI* DİKİŞ' in eşanlamlısı.

Orm. san. Zincir testere, orman sanayisinde ve ağaç kesiminde kullanılan ve bir makinenin döndürdüğü kesici baklalardan oluşan eklemli testere.

—ANSİKL. Bilş. Bir bilgisayar ortamında, zincir değişik uzunlukta bit ya da karakter dizisidir. İşlenmelerini, yani zincirin yerde- ğiştirmesini öğelerin yerdeğiştirmesini, iki zincirin bağlanmasını vb. özel komutlar sağlar. Programlama dillerinin büyük bir bölümünde, zincirleri tanımlama ve bunları işleme olanağı sağlayan işleyenler bulunur. Bir derleyici için program, çözümlenmesi ve çevrilmesi gereken bir karakter zinciridir. Bir işleme zinciri, art arda geçişi işlenecek bilişim uygulamasının yürütülmesini gerçekleştirecek bir program kümesinin birbirine eklenmesidir. Yönetim uygulamalarında (ödeme zinciri, muhasabe zinciri vb.) bir işleme zinciri, bilgisıyarda tanımlanmış bir sırayla işlenir.

—Dağc. Normal bir dağcı zinciri üç dağcıdan oluşur; en usta dağcı önde yürür, en acemi ise ortada; inişte ise, usta dağcı, arkadaşlarının güvenliklerim sağlamak için en arkadan gelir. Zincir mesafesi tırmanılacak yolun zorluğu oranında geniş tutulur. Zorlu çıkışlarda daha hızlı ve daha emin olan ikili zincir, her tırmanıcının sırası geldiğinde öne geçmesi durumunda "dönüşlü" olarak adlandırılır.

—Denize. Demirlerin tutması için, 1840'a doğru halatların yerine zincirler kullanılmaya başladı. Demir zincirleri, birbirlerine kaynakla eklenmiş demir ya da çelikten baklalardan oluşur. Bir baklanın dayanımı, ortasına hidrolik . sıkıştırmayla bir Ayrıca, işleme zinciri yüzünden emeğin vasıf kaybına uğraması, benzer iş postalarında çalışan kişilerin birbirleriyle değiştirilebilmesine yol açtı. Bu sistem bazı ters etkiler de doğurdu: tekdüzelilik, işe karşı ilgisizlik, işten kaçma. Bu sakıncalar, işin otomatikleştirilmesi ve çeşitli biçimlerde yeniden yapılandırılması (görevlerin genişletilmesi. işin zenginleştirilmesi) yoluyla giderilmeye çalışılmaktadır.

—Jeod. Türkiye'de 1 'inci derece nirengi ağı 180-200 km uzunlukta nirengi zincirlerinden oluşur. Zinciri oluşturan üçgenlerin kenar uzunlukları 25-35 km arasındadır.
Türkiye'nin Vinci derece nirengi ve ni- velman ağını oluşturan üçgen zincirleri, yaklaşık 37° 39°, 40° 41° kuzey paralelleri ile 27°, 29° 30° 33° 36°, .38°, 40° 42°, 44° doğu meridyenleri boyunca uzanmaktadır.

—Mak. san. Zincirler bir diğerine geçen ve çalışma sırasında belirli bir açısal hareket yapabilen çok değişik biçimde halkalardan ya da baklalardan oluşur. Başlıca iki amaçla, ya halatlar gibi bağlama elemanı olarak ya da kayışlar gibi iletim aracı olarak kullanılırlar. Baklaları kaynaklı olan ya da olmayan, payandalı vb., olan birinciler her yönde bükülebilir. Dişli çarklar üzerine takılan İkinciler yalnız bir düzlemde bükülebilirler: Gaile, Vaucanson zincirleri, masuralı, dişli zincirler vb. örnek gösterilebilir.
Zincirli bir iletim sisteminde zincirin baklalarına uyan dişlerle donatılmış iki çark ile sonsuz bir zincir kullanılır. Böyle bir zincirli iletim "devinimbağirdır: hareket (kayış ve kasnaklı olan iletimin aksine) kayma olmaksızın iletilir.

—Org. kim. Molekül zinciri. Karbon atomları kendi aralarında birbirlerine kararlı bir biçimde bağlanır; karbondan başka hiçbir element, bu derece kararlı bir bağlanma gösteremez. Bu atom grupları, karbon zincirlerini oluşturur. Bu zincirler, açık (yağ serisi ya da asiklik seri) ya da kapalı (halkalı seri) olabilir. Açık zincirler,
üstteki şemada olduğu gibi doğrusal ya da alttaki şemada görüldüğü gibi dallı olabilir: .
Ayrıca halkalı bileşiklerde de yanal zincirler (açık ya da kapalı, doğrusal ya da dallı) bulunabilir; bu zincirler uçlarından biriyle halkanın meydana getirdiği kapalı bir zincire bağlanır.

—Pedol. Topografyanın harekete geçirdiği süreçlerin (aşınım, verevine yıkanma) yol açtığı hareketlerle birbirine bağlı olan toprşklar yamaç boyunca toprak zinciri adı verilen ardışık diziler oluşturur. Ilıman ülkelerdeki toprak zincirine örnek olarak Fransa'nın kuzey-doğu’sunda kireçtaşı platosu yamaçlarında Duchaufour tarafından betimlenen zoprak zinciri gösterilebilir: platonun terra fuscası üzerinde kalın kahverengi toprak (kayın ormanı), ardından yamaç rendzinası tipinde yüzeysel kireçli bir toprak (tüylü meşe ormanı), daha sonra yamacın eteğinde derin kireçli kahverengi bir toprak (gürgen, dişbudak ormanı). Bocquier, tropikal iklimde granitli bir inselbergin dibinde şu zinciri betimlemiştir: yamacın yukarısında kaolinli, demirli kırmızı topraklar, yamacın alt kesiminde monmorilonit killeri bakımından zengin siyah topraklar (vertisoller).

—Tic. Gönüllü kuruluşlar zincirinde, toptancılar örgütün lideri rolünü oynarlar Zaten tarihi bakımdan da bu dağıtım biçimini ilk kez toptancı bakkallar ortaya çıkarmıştır: 1921'de ABD’dekı M. Flickinger, 1932'de Hollanda'da A. J. M. Van Well. Bağımsız perakendecilerin, entegre ticaret biçimlerinin (özellikle şubeler halinde örgütlenmiş olanların) rekabetine karşı durumunu güçlendirmeyi amaçlayan bu sistem, toptancılarla parekendeciler arasında bir çıkar birliği kurulmasına dayanır. Bir satın alma grubu oluşturan sistemde, perakendeci müşteriler bir mal sağlama sözleşmesiyle (tekel hakkı tanıyan ya da tanımayan) bölge toptancısına bağlanılırlar; üyeler, atımların merkezileşmesinin sağladığı avantajlardan başka, zincirin merkezi organlarının çeşitli hizmetlerinden yararlanırlar (reklam, yönetim ve ticaret danışmanlıkları, mağazaların düzenlenmesi, malların sergilenmesi vb.).

Ad:  zincir1.png
Gösterim: 1661
Boyut:  132.3 KB

Ad:  zincir2.jpg
Gösterim: 464
Boyut:  14.6 KB
Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 19 Mart 2016 19:39
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİNCİRLEME a. Zincirlemek eylemi.

Sponsorlu Bağlantılar
—Biliş. Bir bellekte, her kayıtta bir sonrakinin adresini belirten bir bölgenin bulunduğu, düzenleme biçimi. || Bir öğenin işlenmesinin bir diğerini hazırladığı her tür işleme yöntemi.

—Koregr. Koregrafik bir cümleyi oluşturan adım ve zaman dizisi; karmaşık bir adım olarak ele alınan bu dizinin kendisi (bourree adımlar releve zamanlar). [Çoğu henüz XIX. yy.'dan önce belirlenmiş olan klasik zincirlemeler koregrafların düzenlemelerinde değişik bileşimler gerçekleştirmelerini sağlıyor ve aynı düzenlemenin değişik bölümleri arasında bir geçiş işlevi görüyordu.)

—‘Fiyat. Oyundaki oluntuların bağlantısını belirten tiyatro terimi. (Çeşitli hikâye bölümlerinin zincirlenmesi, dramatik anlatıya özgü bir özelliktir ve epik anlatıdaki kesintilere karşıttır.)

♦ sıf. Birbiri ardından yinelenen, birbirini izleyen, art arda gelen şey için kullanılır: Zincirleme intiharlar. Zincirleme kaza.

—Ed. MÜSELSEL’in eşanlamlısı.

—Fiz. ve Nük. müh. Zincirleme tepkime. kimi koşullar altında komşu çekirdeklerde ’ ' benzer tepkimeler oluşturmaya elverişli parçacıkların yayımlandığı nükleer tepkime; bu süreç bu şekilde giderek yayılır. (Zincirleme tepkimeden, nükleer reaktörlerde ve silahlarda yararlanılır.) [Bk. ansikl. böl. Nük. müh.]^-Koregr. Çok hızlı ya da fazla geniş olmayan sık adımlar için kullanılır.

—Mant. Zincirleme tasım. A, B'dir; B, C’dir; C, D’dir...; M, N'dir; öyleyse A, N'dir biçimindeki tasım. (Bk. ansikl. böl.)

—Oto. Zincirleme kaza, üç ya da daha fazla taşıtın çarpışması.

—ANSİKL. Nük. müh. Zincirleme nükleer tepkime. Çalışmakta olan bir nükleer reaktör, kimi ağır atom çekirdeklerinin, örneğin uranyum 235 izotopunun çekirdek lerinin bir dizi parçalanmaya uğramasıy la oluşan zincirleme nükleer tepkimenin kaynağıdır. Bu parçalanma tepkimelerin her biri bir çekirdeğe bir nötronun çarp masıyla oluşur ve bu tepkime sonucu ortaya çıkan nötronlar da ayrıca başka parçalanmalara yol açar. Ortalama olarak her parçalanma tepkimesi bir başka parça lanma tepkimesini bu şekilde sağlayabı- liyorsa, reaktör içindeki parçalanma sayısı ve dolayısıyla reaktörün gücü değişmez kalır.

—Mant. En alışılmış anlamıyla zincirleme î tasım, birinci ve sonuncu önerme dışında, ne kadar önerme varsa o kadar basit tasıma ayrıştırılâbilecek bir bileşik tasımdır: A, B’dir; oysa B, C'dir, öyleyse A, C'dir vb. Örnek: ırmağın sesinden onun aktığı, öyleyse donmadığı, öyleyse üstünden geçilemeyeceği sonucunu çıkaran Kurnaz tilki’nin zincirleme tasımı.

Kaynak: Büyük Larousse

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİNCİRLEMEK g. f.
1. (Bir kimseyi, bir hayvanı, bir şeyi) [bir şeye, bir kimseye] zincirlemek, onu bir zincirle bağlamak: Bir köpeği zincirlemek. Mahkûmları ayaklarından birbirine zincirlemek. Kasaları birbirine zincirlemek.
2. (Şeyleri) zincirlemek, onları art arda sıralamak.

zincirlenmek dönşl. f.
1. Art arda sıralanmak.
2. Birbirine sıkıca bağlanmak.

zincirlenmek edilg. f. Zincirlemek eylemine konu olmak, zincirle bağlanmak.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİNCİRLENME a Zincirlenmek eylemi.

—Bilş. Bazı programlama dillerinde yarar lanılan ve iki liste ya da iki nitelik zincirini uç uca getirerek bir tek liste ya da nitelik zinciri durumuna getirmeye dayanan işlem. (Karşt. bölme.)

—Dilbil. Dilbilimsel birimlerin belli bir düzen içinde yan yana konması ve art arda gelişi. (Örneğin ses zinciri, sesbilimsel düzeyde sesbirimler zincirlenmesidir.)

—Fels. Fikirlerin, kavramların birbirini izleyişi. || Maddi olguların nedenselliğe göre birbirini izleyişi.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİNCİRLİ sıf.
1. Zincirle bağlanmış oian: Zincirli bir köpek.
2. Zinciri olan şey için kullanılır: Zincirli bir kolye.

—Al. tak. Zincirli boru anahtarı, sıkıştırılmak, gevşetilmek ya da hareket ettirilmek istenen boruya sarılan bir zincir ya da bir kayış taşıyan bir kolla donatılmış takım.

—Süslem. sant. Zincirli şemse, zincir biçiminde bordürlü şemse.

—Topol. iyi zincirli uzay, a>o ne olursa olsun, içinde, elemanlarının herhangi ikisini birleştiren bir a-zincir bulunan metrik uzay. (Bir uzay bağlantısızsa iyi zincirlidir.
Bu özelliğin karşıtı doğru değildir. Q buna bir örnek oluşturur. Buna karşılık, yalnızca iyi zincirli değil de ayrıca tıkızsa, bu durumda küme bağlantısızdır.)

ZİNCİRLİ
a Nümism. Ahmet III döneminde bastırılan, fındık ya da fındıklı olarak da anılan altın sikkelere verilen ad. (—FINDIK.)
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
zincir
isim Farsça zencir

1 . Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ.
2 . Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi:
"Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor."- A. İlhan.
3 . Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet.
4 . mecaz Kesintisiz süren olaylar, sebep vb. dizisi:
"Olaylar zinciri bu savunuyu haklı çıkaracak nitelikte değildir."- S. Birsel.
5 . eskimiş Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ, pranga.
6 . Altın veya gümüşten yapılmış takı.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(birini) zincire vurmak
zincir gibi
(birine) zincir vurmak
Ad:  zincir3.jpg
Gösterim: 552
Boyut:  21.2 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
zincir ingilizcesi

1. chain: saat zinciri watch chain. kapý zinciri door chain. tekerlek zinciri tire chain.
2. necklace (in the form of a chain); gold necklace.
3. chain, series, succession: daðlar zinciri chain of mountains.
4. formerly a heavy iron chain shackled to a prisoner´s ankle with a ring and tied to his back with a rope.
– çekmek crocheting to do a chain stitch.
–e vurmak /ý/ to put (someone) in chains; to put a pranga on (someone).
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
zincirli
sıfat

1 . Zincirle bağlı.
2 . Zinciri olan.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
zincirli ingilizcesi

1. chained: Köpek zincirli. The dog´s chained up.
2. equipped with a chain
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
zincirleme
isim

1 . Zincirlemek işi veya durumu.
2 . sıfat Birbirini izleyen, art arda gelen, müteselsil, teselsül:
"Zincirleme lâflarla karşı tarafın ekmeğine kat kat yağ sürerler."- H. Taner.

Birleşik Sözler
zincirleme isim tamlaması
zincirleme kaza
zincirleme sıfat tamlaması
zincirleme tepkime
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

1 Aralık 2014 / Misafir Soru-Cevap
7 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri