Arama

Türkiye'nin Endemik Hayvan Türleri

Güncelleme: 29 Mayıs 2016 Gösterim: 98.659 Cevap: 1
snackbloot - avatarı
snackbloot
Ziyaretçi
7 Kasım 2010       Mesaj #1
snackbloot - avatarı
Ziyaretçi

ARAP TAVŞANI


Ad:  ARAP TAVŞANI.jpg
Gösterim: 23292
Boyut:  14.8 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Kırtavşanı, adatavşanı, yerköpeği veya daha çok bilinen adıyla araptavşanı (Allactaga williamsi) Orta Anadolu Bölgesi ve Batı Anadolu Bölgesi ovalarıyla Doğu Anadolu'nun yayla ve steplerinde görülür. Türkiye'de yaşayan diğer türlerinden A. elater genellikle Iğdır-Kars dolaylarında, A. euphratica Şanlıurfa civarında yayılım göstermektedir. Çok fazla bilinen ve rastlanılan bir tür değildir. Bitki örtüsü bozulmamış, seyrek otlu, zemini sert, 350 ila 2 bin 600 metre yüksekliğe kadarki doğal alanlarda yaşar. Gececil bir kemirgen türüdür. Kanguru gibi zıplayarak yol alır. Yaşadığı yerlerde kalabalık koloniler kurar. Herhangi bir tehlike ile karşılaştığında hızlı manevralarla yuvasına girip yuva ağzını hemen kapatır. Jerboa olarak da bilinir. Arap ülkelerinde özellikle Suriye'de avlanılıp yenilir. Ülkemizde tarım nedeniyle hızla sayıları azalmış, özellikle Fırat arap tavşanının nesli tükenmek üzeredir. A. williamsi ve A. euphratica IUCN tarafından kırmızı listeye alınmıştır.

ANKARA TAVŞANI


Ad:  ANKARA TAVŞANI.jpg
Gösterim: 18936
Boyut:  16.0 KB
Angora tavşanı da denilen bu ırk, yününden iplik elde edilen tek tavşandır. Yünü uzun, ince, yumuşak, parlak ve dokunmaya elverişlidir. Dünyada ankara tavşanı yetiştiriciliği ülkemizdekinden daha yaygındır. Vücut ağırlığına bağlı olarak Ankara tavşanından yılda elde edilen yün miktarı, koyunun l kg. canlı ağırlığına karşılık alınabilen yünün yaklaşık 4 katı kadardır. Bu yünün lifleri, düzgün ve ipeksi bir yapıya sahiptir. Genellikle % 10-20 oranında kuzu yünü veya sentetik liflere karıştınlarak çeşitli giysilerin yapımında kullanılır. Boyanmamış saf Ankara yünü kuvvetli elektromanyetik etkisi dolayısıyla romatizma, artrit gibi hastalıklara karşı terapik giysilerin üretiminde de kullanılmaktadır.

TİFTİK KEÇİSİ


Ad:  TİFTİK KEÇİSİ.jpg
Gösterim: 21852
Boyut:  45.8 KB
Orta asyadan anadoluya göç sırasında getirilmiş bir ırktır. Daha çok Ankarada bulunduğu için ankara keçisi olarak adlandırılır. Vücut örtüsü, gümüş renginde, ince, uzun, parlak tiftiklidir. Büyük boynuzları ince ve kısa kuyrukları vardır. Tiftik, gümüş beyazı rengi, parlaklığı, uzunluğu, elastik olması, nem çekmesi, ısıya dayanıklılığı, iyi boya alması ve diğer tekstil elyafı ile karışabilmesi gibi özelliklerinden dolayı tekstil sanayiince tercih edilmektedir.

MİDİLLİ


Ad:  MİDİLLİ.jpg
Gösterim: 16949
Boyut:  29.9 KB
Bu atlar poni grubundandır. Poniler çok küçük yapılı, 110-120 cm cidago yüksekliğine sahip hayvanlardır. Türkiye'de daha çok Ege Bölgesinde sahillerde ve adalarda yetiştirilirler. Ponilerin küçük olanları spor ve zevk amaçlı yetiştirilirken, daha büyük yapılı olanları hafif binek ve yük hayvanı olarak kullanılırlar. Bu atlar küçük yapılı olmalarına rağmen, kötü bakım ve beslenmeye karşı dayanıklı hayvanlardır.

YAYLA TİPİ SİVAS ATI


Ad:  YAYLA TİPİ SİVAS ATI.jpg
Gösterim: 16432
Boyut:  15.6 KB
Bu at tipi, Sivas'la Malatya illeri arasında bulunan Uzun Yayla'dan köken aldığı için bu ismi almıştır. Uzun yayla atlarının ataları, Rusya'dan gelen göçmenlerin beraberinde getirdikleri çerkez atlarıdır. Günümüzde bu atların sayısı oldukça azalmıştır. Anadolu tipine göre daha yüksek ve daha ağır bir cüsseye sahiptir. Baş iri, burun koç görünümündedir. Omuzlarının dik olması nedeniyle yavaş yürürler. Dar göğüslülük ve sarkık karınlılık sıkça görülür.

KARS ÇOBAN KÖPEĞİ


Ad:  KARS ÇOBAN KÖPEĞİ.JPG
Gösterim: 15836
Boyut:  27.3 KB
Kars, Ardahan, Artvin, Erzurum, Ağrı, Iğdır bölgelerinde yetişen, saflığı tescil edilmiş, bölge şartlarına uyumlu, çok iyi koruyucu özelliğe sahip, uyumlu, zeki, akıllı ideal bir çoban köpeğidir. Baş oldukça büyük, geniş ve iri yapılı (ayı baş) ve siyah; burun içi, orta uzunlukta, küt ve siyah; ağız büyük, kuvvetli çene yapısında ve dudaklarının iç tarafı siyah renkte; gözler kahverenginin tonlarında, alın düz, kulaklar sarkık, geniş ve derin, kuyruk uzun tüylü, iri ve sırta yukarıya doğru kıvrımlı; bacaklar kuvvetli, iri pençeli ve güçlü; tüyleri karışık ve kabarık görünümlü, baş kulak, göğüs altından arkaya doğru olan kısım siyah ağırlıklı, diğer yerler sarıdan kirli sarıya kadar mat renkte ve siyahla yer yer karışmış durumda,ayaklarda sarının tonları hakim ve yukarıya doğru siyahlık artıyor. Neler Yapar? çok iyi koruyucu özelliğe sahip ve uyumludur,düşmana karşı hırçındır, pençelerini rahatlıkla kullanabilir. Pençe vurma özelliği vardır. çene yapısı kuvvetlidir. Akıllı, zeki, koruma içgüdüsü gelişmiştir. Soğuk ve çevre şartlarına karşı adaptasyonu kuvvetlidir. Eve (çiftliğe, vs.)ait herşey ve herkes, her ne pahasına olursa olsun koruma alanına dahildir. (çocuklar, kediler, kuşlar, diğer köpekler, evin kendisi). Gene de tek başına ufak çocuklarla bırakılmamalıdır. Aile dışındakilere (misafir dahi olsalar) karşı temkinlidir ve dostça yaklaşmaz. Kars çoban Köpeği de herkesin köpeği olamaz, olmamalıdır. Kendisiyle vakit geçirecek eğitmeni, lideri olabilecek güçlü ve sağlam karakterde sahiplerle gerçek anlamda kişilğini bulabilir. Tarihçesi Yüzyıllar önce sürüleri, Kafkasya'dan dağlarla ve Karadeniz'le Hazar denizi arasındaki bölgelerde diğer insanlardan ve hayvanlardan koruyan ve en aşağı 600 yıllık bir geçmişe sahip bir ırktır. Kuzeydoğu Türkiye'de çok yüksek dağlarda veya aşağıda vadilerde sığır veya at çobanlığı yapan kıymetli bu köpek konsültasyon sonuçlarında resmi otoritelerce Türkiye'de Kars çoban Köpeği olarak adlandırılmıştır. Türkiye orijinli Kangal, Akbaş, Kars çoban, Türk tazısı ve çatalburun köpekleri ırk özellikleri belirlenen köpek ırklarıdır. Bu ırklar ile ilgili bilimsel çalışmalar sürmekte, ayrıca konuya duyarlı kesimlerce kurumsal bazda sahiplenilmektedir. Kars Türk çoban Köpeğinin yurtdışına çıkarılmasında Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığının izni aranır.

TÜRK TAZISI


Ad:  TÜRK TAZISI.jpg
Gösterim: 16486
Boyut:  16.5 KB
Yerli av köpekleri, Türkiye'de tazı ya da Türk tazısı olarak adlandırılır. Görme yetisiyle avlanan bu ırk gazehound ya da greyhound ailesindendir. Atalarının St. Hurbert tazıları olduğu düşünülmektedir. İpeksi postu saluki’ye(iran tazısı) benzer. Gözlerinin ön planda olmasıyla salukiden ayrılır. İyi bir bakımla salukiden daha büyük olabilir. Benekli tazı bu ırkın temsilcilerindendir. O, Türk tazısının klasik örneğidir. Çeşitli tüy renklerine sahiptir. Türk tazısının coğrafi sınırları yoktur. Yani bölgesel bir ırk değildir. Türkiye'nin herhangi bir kırsal bölümünde bulunabilir. Genellikle sahipsiz, kırsal bölgelerde başıboş dolaşırlar ve kontrolsüz ürerler. Bu yüzden birbirlerinden farklı şekil ve renklere sahiptirler. beyaz, kahverengi, siyah, krem, sarımtırak kahverengi olabilir. Başıboş dolaşan tazılar diğer sıradan sokak köpekleri gibi görünürler. Türleri tehlike altındadır.Ve üretilmeleri için çalışmalar başlatılmıştır.

SİVAS KANGAL


Ad:  SİVAS KANGAL.jpg
Gösterim: 15872
Boyut:  31.6 KB
Türk Çoban Köpeği olan bu tür 1071 Malazgirt Savaşı ndan sonra Anadolu hakimiyetine girmiştir, Selçuklu Devleti ve Danişmend Devleti egemenliklerini görmüştür. 1413 te I. Bayezid devrinde Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Kangal, 1302 Tarihli Sivas Salnamesi nde kaza olarak geçer. 1902 de ilçe olmuştur; ilk kaymakam olarak eski Sivas valilerinden Muammer Bey atanmıştır. Milli Mücadele döneminde, bazı kaynaklarda geçen adı ile Ulviye Kadın Cemiyeti nin bir şubesi de Kangal'da açılmıştır. Sivas Kongresi sırasında çıkarılan, Milli Mücadele nin ilk resmi yayını İrade-i Milliye Gazetesi nde yayınlanan bir nizamnâme ile kurulan ve Anadolu nun birçok kentinde faaliyet gösteren Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyetleri nin ilk şubelerinden biri Kangal'da açılmış, Milli Mücadele'ye cephe gerisinde çok önemli hizmetlerde bulunmuştur. Özellikleri ve kullanım alanları Yavru Kangal köpekleri Kangal köpekleri genellikle çoban köpeği olarak nitelendirilirler ancak bekçi köpeği tanımına daha çok uyarlar. Zira diğer çoban köpeği türleri sürüyü korumaktan ziyade yönlendirme ve yönetmekte ustadırlar. Kangal köpeğinin en belirgin özelliği ise sahibine duyduğu aşırı sadakat ve buna bağlı olarak sahibine ait olduğunu düşündüğü şeyleri korumaya yönelik kuvvetli içgüdüsüdür. Bu nedenle çok iyi bir dövüşçüdür. Kurt, çakal gibi yabani hayvanlara karşı çok etkin bir muhafız olmakla beraber aile fertlerine ve özellikle de çocuklara karşı hiçbir tehdit oluşturmazlar. Kangal köpekleri, örnek olarak Namibya'da, Alman çoban köpeklerinden daha üstün koruyucu yeteneklere sahip oldukları için, yaygın bir şekilde yerli çiftçiler tarafından kulanılırlar. Hiç çekinmeden bir ayıya saldıracak kadar cesur, bir pumayı, domuzu, pitbulu öldürecek kadar güçlüdür. Afrika'da manda sürülerini çitalardan, sırtlanlardan ve hatta aslanlardan korumak için kullanılmaktadır.

VAN KEDİSİ


Ad:  VAN KEDİSİ.jpg
Gösterim: 15913
Boyut:  9.6 KB
Van kedisi, Van yöresi kökenli, iyi bir yüzücü olan, gözleri mavi veya kehribar rengi veya biri mavi diğeri kehribar olabilen, nadide ve asil bir kedi ırkıdır. Asaletini ve beyaz rengini paylaşmakla birlikte, önemli farklılıkları da bulunan Ankara kedisi ile karıştırılmamalıdır. Genelde Van kedisi yavrularının iki kulağı arasında bir veya iki adet siyah nokta bulunur Van kedisinin göz rengi üç gruba ayrılır. Her iki gözü mavi (daima turkuaz mavisi), her iki gözü kehribar (Sarı renk ve tonları, çok nadiren kahverengi) ve tek-göz (Diskromatopsi; yani bir gözü mavi diğer gözü kehribar renkte olanlar) diye gruplandırılır. Mavi renk, daima turkuvaz mavisi özelliğinde olurken, kehribar rengi farklı tonlarda görülebilir. Bununla birlikte, mavi gözlü Van kedileri de kendi arasında a)mavi gözlü kısa, kadife kürklü ve b)mavi gözlü-uzun ipek kürklü kediler diye ikiye ayrılır. Van kedilerinde, yeni doğan yavruların gözleri grimsi renktedir. Yavru kedinin doğumundan 25 gün sonra göz renkleri farklılaşmaya başlar ve 40 gün sonra da göz renkleri netleşir. İki kulağı arasında bir veya iki adet siyah nokta bulunan Van kedisi yavrularının çoğu tek-göz olur. Ve bu siyah noktalar adeta Tek-göz kedilerin mührü olarak tanımlanır. Van kedisi gibi değişik göz rengine sahip köpeklerin, evcil güvercinlerin ve insanlarında bulunduğu ve bu özelliğin genetik bir defekt sendrom olduğu bilinmektedir Terminoloji açısından, Türkiye dışındaki kediseverler boyutunda bir diğer olası kavram kargaşası mevcuttur. Literatürde, Türkiye'de bir yabancıya "Van kedisi" olarak satılan ve sonrasında yurtdışına giden ilk kedi olarak 1955'de İngiliz bayanlar Laura Lushington ve Sonia Halliday'e 500 Sterlin'e satılan, biri "Van güzeli İskenderun" isimli iki kedi kaydedilmektedir. "Van güzeli İskenderun"un ve hemcinsinin safkan Van kedileri olmamaları, baş ve kuyruk kısımlarının renkli ve benekli olması nedeniyle bayan Lushington'ın bu kedilerden türettiği kedi türü, günümüzde Van ismi taşımakla birlikte, Van kedisinden farklı bir ırk oluşturmuştur. Bayan Lushington bu kedilere Turkish Van ismini vermiştir, bu isim Fransızcaya Turc de Van, Almanca'ya Türkisch Van şeklinde geçmiştir Başka bir deyişle, Van kedisi ve Batı dünyasındaki Turkish Van farklı kedilerdir. Ancak, Turkish Van isimli kedi cinsi de iyi yüzücüdür ve göz renkleri üç çeşittir. Aradaki farkın az çok anlaşılmaya başladığı günümüzde, safkan Van kedisi, Turkish Van'den ayırmak için, Batı literatüründe de Türkçe olarak "Van kedisi" şeklinde anılmaktadır.

ANKARA KEDİSİ


Ad:  ANKARA KEDİSİ.jpg
Gösterim: 16077
Boyut:  16.4 KB
Ankara'dan köken alan bu kediler yurtdışında angora ismiyle de tanınır. Uzun tüylü kedilerin atası olarak kabul edilirler. Sahiplerine ve evlerine bağlı olan ankara kedileri zeki, meraklı ve cana yakındırlar. İnsanlarla iyi anlaşırlar. Oyun oynamayı ve araştırma yapmayı çok severler. Tüy rengi beyaz, kahverengi ve sarıdır. Gözleri mavi, yeşil ve sarıdır. Kafaları orta büyüklükte, burunları uzundur. Vücutları uzun ve zariftir. Kulakları uzun, dik ve uç kısımları tüylüdür. Tüyleri uzun ve yumuşaktır. Kuyrukları da uzun tüylü ve kabarıktır. Yürürken kuyruklarını yatay şekilde sırt hizasında tutarlar. Bu hareket tipik ırk özelliğidir. Ankara kedisi, dünyaca tanınan bir kedi ırkıdır. Anavatanı Anadolu olan Ankara kedisi, en eski uzun tüylü kedi soylarından birisidir. İlk kez 17'nci yüzyılın denizcileri tarafından Avrupa'ya da götürülmüştür. 18'nci yüzyılda Avrupa asillerinin sevgilisi haline gelmiş olan Ankara kedisi, bu zamanlarda örneğin Fransız krallarının saraylarında ve her yerde mevcuttu. Diğer uzun tüylü bir kedi soyu olan Fars kedisinin ortaya çıkması ile Ankara kedisi yıldızı solmaya başlamıştır. Ancak 1950'li yıllarda Amerikalı kedi yetiştiricileri tarafından tekrar bir Ankara kedisi çifti Anadolu'dan götürülerek yetiştirildiğinde, tekrar sevilen bir ev kedisi olarak eski meşuriyetine kavuşmuştur. Bugünkü Ankara kedileri güçlü, enerji dolu ama nazik, orta uzun ipekimsi tüylü bir kedi olarak tanınır. Çok hareketlilerdir, atlamayı severler, yeterince ilgi ve şefkat görmezse bunu zorla elde etmeyi iyi bilirler. Ankara kedisi saf ve doğal bir kedi türü olmasının yanı sıra Türkiyenin ulusal hazinelerinden biri olarak görülür. Ankara kedisi pek çok kişi tarafından orijinal uzun tüylü kedi olarak kabul edilir. Eski adıyla Angora olan Ankara, ipeksi, zarif desenli ve uzun postlu hayvanların evi olarak bilinir. Ankara kedileri hala Türkiye'nin köylerinde ve kırsal yerlerinde, yüzyıllardır neredeyse hiç değişikliğe uğramadan dolaşmaktadırlar. Bu kadar zaman boyunca hayatta kalmalarını sağlayan özellikleri, oldukça içgüdülerine bağlı ve son derece zeki olmalarıdır. Günümüzde, özgür yaşamak yerine insanlarla yaşamaya alışmış olsalar da, kendilerine özgü güçlü kişilik özelliklerini korurlar. Bir Ankara kedisi beslemiş ya da görmüş olan biri bu gerçeği bilir. Eskiden Angora olarak bilinen Ankara da ortaya çıkan Ankara kedisi, Avrupa da görülen ilk uzun tüylü kedi olarak bilinir. 10. yüzyılın başlarında Viking ler tarafından Avrupa ya getirildikleri ve bu yüzden günümüz uzun tüylü kedilerinin ataları oldukları bilinmektedir. Bugünkü Ankara kedisi, varlığını 60lı yıllarda kendisinden Amerikaya, sonra da Avrupa ya ithal edilen Ankara Hayvanat Bahçesi gibi kuruluşlara borçludur. Ankara Kedisi 16. yüzyılın sonlarında bilimadamı Claude Fabri de Peirese ile birlikte Fransaya varmıştır. Vücudunun güzel ve oryantel yapısı kısa zamanda popüler olmasını sağlamıştır. 1868 yılında bir İngiliz yazar tarafından,"genellikle boyun kısmında uzun, gümüşe çalan muhteşem ve farklı tüylere sahip güzel bir kedi" olarak tanımlanmıştır. Bu türün beyaz rengi, türünün gerçek temsilcisi olarak görüldüğünden, beyaz kediler için Ankara Hayvanat bahçesi tarafından bir üreme programı başlatılmıştır.

ANADOLU PARSI


Ad:  ANADOLU PARSI.jpg
Gösterim: 14855
Boyut:  20.9 KB
Anadolu parsı, Orta Doğu ve Batı Asya da yaygın olan İran leoparının (Panthera pardus saxicolor) Anadolu'da 1980'lere kadar yaşamış olan bir ırkıdır. Uzun süre ayrı bir pars alt türü olarak kabul edilmiş ve Panthera pardus tulliana adı verilmiş, ancak modern genetik araştırmaların bu türün diğer batı ve orta Asya pars türlerinden genetik olarak çok az farklılık gösterdiğini kanıtlaması üzerine İran parsı alt türleine eklenmesi görüşü hakim olmuştur. Anadolu parsının Anadolu'da hâlâ yaşadığı iddia edilmesi günümüze kadar sürmekte olsa da hatta bazı kişiler Antalya civarında kendilerine saldırdığını iddia etse de, Anadolu'da varlığı 1974 yılından bu yana güvenilir şekilde kanıtlanamamıştır. Bundan dolayı en son bireyin 1974'de Beypazarı'nda vurulduğu kabul edilmektedir Boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarındaydı. Yaklaşık ömrü 20 yıldı. Çok çevik olan Anadolu parsı, etoburdu ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ile kuşlar gibi hayvanlar av yelpazesini oluştururdu. Anadolu parsı, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamıştır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması parsları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:00
snackbloot - avatarı
snackbloot
Ziyaretçi
7 Kasım 2010       Mesaj #2
snackbloot - avatarı
Ziyaretçi

KARPAZ EŞEĞİ


Ad:  KARPAZ EŞEĞİ.jpg
Gösterim: 14581
Boyut:  15.1 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Kibris'daki vahsi hayat ile ilgili arastirma yapan cesitli kaynaklardan elde ettigimiz bilgilere gore yuzyillardan beri bu yabani eseklerin Karpaz yoresinde yasamlarini surdurdukleri bilinmektedir. Bu sevimli hayvanlarin varligi ile ilgili ilk kaynak 1878 yilina kadar gider. Kibris'in sahip oldugu dogal zenginliklerden biri konumunda olan bu yabani eseklerin varliginin bizden sonraki nesillere aktarilabilmesi icin bu konuya duyarli olan herkesi bu hayvanlarin gelecekteki varliklarini tehlikeye dusurebilecek her turlu girisime karsi cikmaya davet ediyoruz. Dipkarpaz yoresindeki Esek nufusu hakkinda 300 ile 3000 arasinda degisen celiskili rakamlar mevcuttur. Sayim yapan cesitli kurumlar birbirine cok uzak rakamlar belirtmektedirler. Bu durum bakanlik tarafindan bildirilen sayi hakkinda bizle supheye dusurmektedir.

KAFKAS ARISI


Ad:  KAFKAS ARISI.jpg
Gösterim: 14542
Boyut:  13.8 KB
Kafkas arısının (Apis mellifera Caucasica) ana yurdu Kafkasların dağlık bölgesidir. Kafkasların alçak ovalarında sarı abdomen halkalı olan Apis mellifera Remipes alanlarına kadar değişik lokal formları bulunmakla birlikte bizi ilgilendiren, dağ arısı da denen yüksek rakımlı bölgelerin uzun ve karlı kışına adapte olmuş siyah renkli arılardır. Dış Görünüşü: (Morfolojik Özellikleri) Diğer arılardan daha iridirler. Gözden çıkan isçi arıların ağırlıkları 70 - 80 mg.dır. Kitin esmer renktedir. Geçit formlarının ilk abdomen halkasındaki iki adet kahverengi leke bulunur. Dağlık yöre Kafkaslarının tüm abdomen halkaları siyahtır. Kıllarda gri renk baskındır. Erkeklerin thoraksları siyahtır. Ari ırkları içinde en uzun dilli olanıdır. Uzun dilleri sayesinde derin tüplü çiçeklerden de nektar toplayabilirler. Dil uzunlukları 6.6 - 7.25 mm. dır. Ortalama 7.09 mm Cubital indeks 2.16 ile normaldir. Koloni Davranışları: (Fizyolojik Özellikleri) İyi bir yavru yetiştiricisidir. Kuvvetli koloniler teşkil eder. Kıştan zayıf çıkar, ilkbahar basında gelişme çok erken baslar ve düzenli seyreder. Koloninin gelişme sürecinde ana ari bir günde 1100 - 1500 yumurta yumurtlayabilir. Gömeçler üzerinde sessizdir. Kontrol için çerçeveler kovandan çıkarıldığı esnada bile yaptıkları islere devam eder. Uysaldır, hırçın ve sokucu değildir. Çok düzgün gömeç yapar ve sırlar. Göz sırları koyu renklidir. Propolisi çok taşır ve kullanır. Balı ilk önce kuluçkalığa, sonra da ballığa depolar. Güçlü bir yiyecek toplama yeteneğine sahiptir. Fazla bal yapar ve yavru gözlerine yakın depolar. Yeni yiyecek kaynağı aramada çok basarilidir. Zengin nektar kaynaklarını çok iyi değerlendirir. Kıt kaynaklardan da en ekonomik yararı sağlar. Yağmacılık eğilimleri fazladır. Doğal oğul verme eğilimleri zayıftır. Araştırmalar normal şartlardaki kolonilerin % 13 ünün oğul verdiğini göstermiştir. Doğal habitatlarında ağır ve uzun kış şartlarında üstün kışlama yeteneğine sahiptir. Sonbaharda küçük bir delik hariç, uçuş deliğinin diğer kısımlarını propolis perdesi ile kapatır. Yiyecek depolarını çok iyi korur ve tutumlu kullanır. Sayılan bu özellikleri ile Dağ arısı olarak da adlandırılan Kafkas arıları, kişi soğuk ve karlı iklimlerde basarili, dünyadaki iki önemli ari ırkından birisidir. Kafkas arısı, ABD’nin kuzey eyaletlerinde, Kanada’da, Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinde, Rusya’nin hemen her yerinde, Çin’de, Mançurya ve Moğolistan’da, Orta Asya Cumhuriyetlerinde ve soğuk iklime sahip diğer bazı ülkelerde basari ile kullanılan en önemli arı ırkıdır. ·Kafkas Arısının Kuzeydoğu Anadolu Bölgesindeki Mevcut Durumu Gezginci Aricilik başlamadan önce Ardahan, Artvin, Kars ve bazı çevre illerde Kafkas arısı saf olarak bulunuyordu. Çünkü doğal coğrafya Kafkas arılarının saf olarak kalabilmesini sağlıyordu. 1950’li yıllarda gezginci arıcılığın başlaması ile bu illere çevre bölgelerden gelen farklı ırktan Suriye arısı, Iran arısı, Anadolu arısı ve Muğla arısı gibi arılar Kafkas arısını melezleşmişlerdir. Artık bu illerde Kafkas arısı saf olarak bulunmamaktadır. Saf Kafkas arısı 1983 yılında Ardahan’ın Posof ilçesi dolaylarında bulunabilmişken, bugün Posof ve çevresinin de melezlendiği görülmektedir. Zaman zaman Artvin-Zeytinlik , bölgesinde, bazen de Posof’ta konaklayan (ve melezlenmiş olan) Ardahan Aricilik Üretme İstasyonu kolonileri ile 1999 yılında başka bölgelerden getirilerek Ardahan köylülerine dağıtılan 1550 koloni bu melezlenmeyi tetiklemiştir. Ayrıca Akdeniz Bölgesinden gelerek Ardahan’da konaklayan bir ana ari üretim isletmesi de, tüm bölgeye ana arılar satarak melezlenmeyi daha da hızlandırmıştır. Kafkas arısının bulunduğu bu bölgenin çevresindeki Iran, Ermenistan, Suriye ve Anadolu arılarının tamamı sari abdomen halkalı arılardır. Siyah renkli Kafkas arısı, çevreden gelen sari renkli kolonilerle melezlendiğinde, Kafkas koloniler de sari renkli isçi arılar ortaya çıkmaktadır. Böylece melezlenme kolayca görülebilmektedir. ·Camili Havzası’nda Saf Kafkas Irki Ari Varlığının Belirlenmesi Artvin ilinin Borçka ilçesi Camili Havzası’ndaki tüm kolonilerin saf Kafkas olarak kalabildiği, 1998 ve daha sonraki yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla belirlenmiştir.

GEYİK BÖCEĞİ


Ad:  GEYİK BÖCEĞİ.jpg
Gösterim: 14550
Boyut:  16.8 KB
Dünyaca ünlü "geyik böceği", Türkiye'de sadece Hatay'daki Amanos Dağları'nda yaşıyor. Onun da nesli tehdit altında. Amanos Çevre Koruma Derneği Başkanı Nazım Sönmez, yurtdışında 90 bin dolara kadar satılan bu böcekler için özellikle Japonya'dan çok sayıda araştırmacının geldiğini söyledi. Sönmez şu bilgileri verdi: "Araştırmacı kimliği altında gelen kişilerin örnek amaçlı bu böceklerden alıp yurtdışına gönderdiklerini, bölge halkına böcekleri toplattıklarını ve tanesini 5 ile 30 YTL arasında aldıkları belirlendi. Buradaki geyik böcekleri diğerlerinden farklı olarak 4 yerine 6 antene sahip. Yöreye özgü böcekler aracı kuruluşlar tarafından tanesi ortalama 150 YTL'ye yurtdışına gönderiliyor. Japonya'da bu böceğin 15 santimetrelik olanının tane fiyatının 90 bin dolara kadar ulaştığı yönünde bilgiler var

LACRODECTUS (ZEHİR ÖRÜMCEĞİ)


Ad:  LACRDEKTUS (ZEHİR ÖRÜMCEĞİ).jpg
Gösterim: 14329
Boyut:  18.8 KB
Zehiri örümcek familyasının ülkemizdeki liderlerinden.İstanbul Ankara gibi büyükşehirlerde de yaşıyor. Ancak kökeni Mardin. Renklerine aldanmayın çok tehlikeli

MİLDEİ ÖRÜMCEĞİ


Ad:  MİLDEİ ÖRÜMCEĞİ.jpg
Gösterim: 15229
Boyut:  21.6 KB
İç Anadolu'da sık görülen bir türdür.Pek saldırgan olmamakla birlikte çocuk ve yaşlıları ısırması tehlikelere yol açabilir.Niğde'de bu örümceğe bakbak böceği de denir.

KARAKULAK


Ad:  KARAKULAK.jpg
Gösterim: 15237
Boyut:  15.8 KB
Karakulak (Caracal caracal), kedigiller (Felidae) familyasından vahşi bir hayvan türü. Dış görünümü ile vaşağa çok benzeyip Step vaşağı, Mısır vaşağı gibi adlarla da anılmış olsa da daha sonraları moleküler DNA çalışmaları ile, tamamen farklı bir tür olup Afrika altın kedisi ve Serval ile yakın akraba olduğu gösterilmiştir.Türkiye'de bulunan yabani kedilerden biridir. Türkçe isminden uyarlanma olan] olan Latince ismi Caracal caracal, TÜBİTAK tarafından geliştirilen bilgisayar işletim sistemi Pardus 2007.2 sürümüne de adını vermiştir Karakulaklar kolayca evcilleştirilebilir. Zaman zaman bir evcil hayvan izlenimi verir. İnsanlarla birlikte yaşamaya kolayca adapte olurlar. Afrika daki çiftçiler bu hayvanı hoş karşılamazlar çünkü çoğu zaman telleri aşarak çiftçilerin tavuk ve diğer kümes hayvanlarını yerler. Doğada son derece iyi gizlenmeleri sebebi ile vahşi yaşamda görülmeleri çok zordur. Türkiye de ilk kez 1994 yılında fotoğraflanan Karakulak, 15 yıl sonra 2009 da, Antalya Güllük Dağı Milli Parkı nda Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencileri tarafından ekoloji proje çalışmaları sırasında görüntülenmiştir

İSPERMEÇET BALİNASI


Ad:  İSPERMEÇET BALİNASI.jpg
Gösterim: 14346
Boyut:  13.6 KB
Yetişkin erkekler yazın kutup sularına göç eder. Akdeniz'de görülen en yaygın balina türüdür. Türkiye'de görülmüş 4 balina türünden biridir 2 metreden daha büyük balıkları ve mürekkep balıklarıyla beslenirler.

PEÇELİ BAYKUŞ


Ad:  PEÇELİ BAYKUŞ.jpg
Gösterim: 14492
Boyut:  11.5 KB
Bir çok baykuş türü gibi gece avcılığı yapmaktadır. Av listesinde kemirgenler , küçük kuşlar bulunmaktadır. Sesi ürpertici ve kükremeye yakın bir sestir. Kalp şeklindeki suratı ile diğer baykuş türlerinde kolayca ayırt edilir.İç Anadolu'da görülebilir.

İSTANBUL KERTENKELESİ


Ad:  İSTANBUL KERTENKELESİ.JPG
Gösterim: 14396
Boyut:  36.4 KB
Sırt bölgesinin rengi genel olarak yeşilimsi kahverengi. Sırtta ayrıca yeşil ve kahverengi boyuna çizgili bulunur. Çizgilerin üzerinde ağa benzeyen siyah, kahverengi ve beyaz benekler bulunur. Beneksiz olan karın bölgesi, kirli beyaz ya da sarımsı olur. Dişiler bir defada 3- 9 kadar yumurta bırakabilirler. Genel olarak böcekleri, örümcekleri ve solucan gibi yumuşak vücutlu, küçük omurgasız hayvanları besin olarak alırlar. Eylül'le Mart ayları arasında, taşların altında ya da yarıklarda kış uykusuna yatarlar. Kuyrukları vücudun 2/3'ü kadar olur. Boyları 24 cm kadar olabilir Habitat: Bitki örtüsünün az olduğu yerlerde, kayalık ve taşlık alanlarda, çalılık yerlerde, bahçe duvarlarında yaşarlar. Yüksekliği 0-1000 metre arasında olan yerlerde bulunabilirler. Türkiye'deki Dağılım: Marmara Denizi'ne kıyısı olan yerlerde (Güneybatı Marmara hariç), Marmara Adalar'ında (Yassıada, Sivriada gibi) habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2016 06:18

Benzer Konular

2 Şubat 2013 / eis Soru-Cevap
30 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
22 Kasım 2018 / ThinkerBeLL Botanik
14 Mart 2015 / Misafir Soru-Cevap