Arama

Dünya Kentleri: Venedik

Güncelleme: 17 Haziran 2011 Gösterim: 15.231 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Venedik
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  450px-Pontedisospiri.jpg
Gösterim: 463
Boyut:  67.9 KB
Günah Köprüsü

Venedik, Kuzey İtalya'nın doğusunda Adriyatik denizi kıyılarında karaya 4 kilometre uzunluğunda kara ve demiryolu köprüsü ile bağlanan, yaklaşık 118 adacık üzerine kurulu bir ada şehirdir. Venedik'te adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve birbirine bağlayan 400 köprü bulunur.
Venedik, tarih boyunca Avrupa´nın en önemli ticaret başkentlerinden biri olmuştur. Venedikliler, Türklerden ve Araplardan öğrendikleri sayı sistemi ile ticaret aritmetiğini en üst düzeye çıkarmışlar ve bu nedenle bütün Avrupalı tacirler bu aritmetiği öğrenebilmek için Venedik'te açılan birçok okula gelerek eğitim almışlardır. Venedik nüfusu o dönemlerde 300.000 civarında iken günümüzde 72.000'e kadar düşmüştür ve halen azalmaktadır. Yaşlı nüfusun yoğunlukta olduğu Venedik, artık anakarada bulunan Mestre adı verilen yeni şehre doğru kaymaktadır. Venedik'te yaşayanların %50'den fazlası geçimlerini turizmden sağlamaktadırlar. Bugüne kadarki rekor bir günde 150.000 turisttir. Bu kadar turistik olması ve her şeyin deniz yoluyla taşınması sonucu fiyatlar İtalya'nın geneline göre daha pahalıdır.

Bazı Yerler

Grand Canal

Ad:  GrandCanal,Venice.jpg
Gösterim: 447
Boyut:  76.8 KB

Grand Canal (Büyük Kanal) Venedik'e geldiğinizde öncelikli olarak görmeniz gereken, Venadik'in ana cadddesidir. Venedik'in karaya bağlandığı noktadan kalkan Vaporetto'lardan birine bindiğinizde sizi, bu harika caddeden sürprizlerle dolu bir rüyaya taşıyacaktır. Evet, Grand Canal'da suların üzerinde süzülürken aklınızdan sıkça geçecek bir sorudur bu, acaba rüyada mıyım? Vapurunuz ilerdeçikçe ne tarafa bakacağınızı şaşırırsınız; bu durumda en iyisi bir gidiş bir de yukarı dönüş turu yapmaktır ki hiçbir şeyi kaçırmayasınız. Öncelikle, Venedik'in kendine has ev mimarisi sizi gülümsetir. Hepsi birbirinden güzel renklere boyanmış suların içinde yüzyıllardır solmayan çiçekler gibidirler ve sanki bunun farkındaymış gibi hepsinin cam içlerinde yine rengarenk çiçekler sizi karşılar. Bir an duraksarsınız bu evlerin kapılarının suya açıldığını farkedince. Grand Canal'dan turunuza devam ederken buraya açılan küçük kanalcıkları görürsünüz, bazıları sadece gondolların girebileceği genişliktedir. Yolunuz her iki yakasında kimisi baston şekerler gibi boyanmış kimi de ham kütük kazıklar görürsünüz ki bunlar teknelerin park yerleridir.
Sular, gondollar, köprüler derken birden bire karşınıza çıkan San Marco Meydanı, katedral, kiliseler, Campanelli, Dükler Sarayı ve diğer ihtişamlı binalar Venedik'in bitmeyen güzellikleri olarak kendilerini gösterir.

Rialto Köprüsü

Ad:  Ponte_di_Rialto_(Rialto_Bridge),_Venice.jpg
Gösterim: 442
Boyut:  91.2 KB

Venedik kentinin en renkli mekanlarından biridir. Yalnız iki yakayı birbirine bağlamakla kalmaz; aynı zamanda cıvıl cıvıl bir alışveriş mekanıdır. Rialto köprüsünün üzerinde, girişinde ve çıkışında birbirinden güzel cam eşyalar, maskeler, kuklalar, ayakkabı-çanta ve meyve sebzeden tutunda şekerleme ve çöreklere kadar satın alabilecek her şeyi bulabilirsiniz. Bütün bu alışveriş keyfinin ötesinde Rialto Köprüsü'nün üzerinden Grand Canal manzarası bir harikadır.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
La Serenissima - Rüyalar Şehri

Sponsorlu Bağlantılar
La Serenissima (huzur dolu) deniz ve gökyüzü arasında topografik bakımdan dünyada eşi ve benzeri bulunmayan, yarım ay şeklindeki 'Laguna' 'sında bulunan 118 ada, 180 kanal ve 400 köprüden oluşan büyüleyici şehir.
gondol12

Şaşılacak kadar olağanüstü güzellikteki bu şehir bir zamanlar Adriyatik'in Prensesi olarak adlandırılmaktaydı. Doğu mimarisinin harikulade mücevheri olan Venedik'in inanılmaz sayıdaki kiliseleri ve tarihi sarayları, mermerin fantaziye benzer rüyasında mükemmel bir uyum içerisindedirler.
Çok sıkça, geçmişin canlı müzesi olarak tasvir edilen Venedik, onu tanıyanların romantik yanını ortaya çıkarmaktadır. Bugün, sahip olduğu istisnai konumu ile Venedik, kendi varlığına bir tehdit oluşturmaktadır.
Üzerine kurulduğu toprak parçasının doğası, onun yavaş bir şekilde batmasına ve onu çevreleyen suyun da seviyesinin yükselmesine sebep olmaktadır. Birçok ölçümler yapılmakta ve şehrin kurtarılması için gerekli olan projeler ve araştırmalar yapılmaya devam edilmektedir.
Ziyaretçiler için çok farklı bir özelliği vardır Venedik'in: Olağanüstü heyecen verici gondol gezintisi başka hiç bir şehirde yoktur. Burası, küçük sokaklardan ve 180 adet minik kambur-sırtlı köprülerden oluşan bir labirent olduğundan arzu edenler elbette yürüyerek de gezinti yapabilir. Burası alışveriş ve fotoğraf çekme meraklıları için cennettir (deri eşyalar, cam ve kristaller ve sayısız hediyelik eşyalar).
En iyi mevsimler İlkbahar ve Sonbahardır. Lido'daki Film festivalleri, Büyük kanaldaki Tarihi Kraliyet Regattası, vb. ile Venedik'de "mevsim" yazındır. Her iki yılda bir (çiftli yıllar), Haziran - Ekim ayları arasında dünyanın en ünlü sanatçılarının çalışmaları, Giardini Pavilion'daki Sanat Bienalinde ziyaretçileri ile buluşmaktadır.

Tarihi Notlar

venedik71

Venedik, barbar işgalcilerden kaçacak bir sığınak bulmak amacı ile anakaradan Laguna'ya geçmeye zorlanan yerli halk tarafından M.S. 811 yılında kurulmuştur.
823 yılında kemikleri İskenderiye'den Venedik'e getirilen San Marco (St. Mark the Evangelist), kanatlı aslan olarak tasvir edilerek şehrin koruyucu Azizi ünvanını almıştır. Cumhuriyet bir Doge'nin hükümdarlığı altında gelişme göstermiştir.
9. Yüzyıldan 13. yüzyıla kadar Venedik, hızlı bir şekilde zenginleşerek büyür. Venedikliler için Haçlı Seferleri dini olduğu kadar aynı zamanda ticari bir teşebbüs/yatırımdı. Istria ve Dalmaçya 10. yüzyılın sonlarında ele geçirilmişti. Dandolo'nun liderliğindeki Haçlılar 1204 yılında Constantinople (İstanbul)'u işgal etmişierdi. Bir yandan Doğuda kurulan pazarlarda baharat, kumaş ve değerli taş ticareti hızlı bir şekilde gelişirken diğer yandan yağmalanan eşyalar Venedik'e akmıştı. Marco Polo, Kubla Han'ın yönetimindeki bir kasabanın idarecisi olur ve geriye inanılmaz zenginliklerle döner.
15. Yüzyılda Venedik'in gücü doruk noktasındadır: 1416'da Türkler, Gallipoli'de yenilgiye uğratılır ve Levant'da Mora, Kıbrıs ve Girit adaları Venediklilerin eline geçer. İtalya'da ise 1414 ve 1428 yılları arasında Verona, Vicenza, Padova, Udine, ve sonra da Brescia ve Bergamo Venedik topraklarına katılır. Adriyatik Denizi, Korfu adasından Po Irmağına kadar Venedik denizi olur. Venediklilerin Altın Çağı boyunca güç, 300 adet ailenin liderliğindeki üyelerden oluşan Büyük Konseyin elindedir. Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini elinde bulunduran Onlar Meclisine on adet üye seçilerek iş başına gelir.
Venedik'in gerileme dönemi, sanatsal gelişme dönemi ile çakışır. İstanbul'un Türkler tarafından ele geçirilmesiyle gerileme dönemi başlar. Amerika'nın keşfi ticaret yolunun değişmesine sebep olur. Venedik, 1500'de Kıbrısı ele geçiren Türklerle bitmek bilmeyen bir savaş mücadelesine girmek zorunda kalır ve 1571'de yapılan Lepanto deniz savaşı, savaş sırasında önemli bir rol üstlenen Venedikliler sayesinde zaferle neticelenir. Fakat, 17. yüzyılda, Türklerin Giriti yirmi beş yıl kuşatmanın ardından ele geçirmesi çöküşün kanıtı olur.
Huzur Dolu Cumhuriyet - La Serenissima - 1797 yılında son bulur. İşgalciler tekrar geldiğinde ve Avusturya'ya karşı üstünlük gösteren Napolyon, bir zamanların güçlü deniz cumhuriyetini ele geçirdiğinde, Onlar Meclisi anayasayı yok etmişlerdir. 1866 yılında şehir tekrar, yeni kurulmuş olan İtalya Krallığı'nının eline geçer.

Kaynak: italyaonline.net

RoSSoRoSe - avatarı
RoSSoRoSe
Ziyaretçi
18 Eylül 2008       Mesaj #3
RoSSoRoSe - avatarı
Ziyaretçi
Venedik, dünyada eşi ve benzeri bulunmayan nadir şehirlerden birisidir. Buraya uğrayan bir turist en azından aşağıdaki yerleri gezmelidir:

gondol5
San Marco (St. Mark) Meydanı:
Bütün dünyaca özellikle gövercinleri ile bilinmektedir. Ünlü cafelere ve lüks mağazalara ev sahipliği yapan üzeri kapalı galerilerle çevrili büyük bir mermer salon şeklindedir. Meydan, Büyük Kanal'a harikulade güzellikteki Piazzetta'dan açılmaktadır.

Üzerinde San Marco'nun Aslanı ve San Teodoro'nun heykelleri bulunan granit sütunlar, Constantinople (İstanbul)'dan getirilmiştir.

San Marco (St. Mark) Bazilikası:
Cumhuriyetin devlet kilisesi olan Bazilika, oniki havariden birisi olan San Marco'nun kemiklerini muhafaza etmek amacı ile 1063 ve 1073 yılları arasında, Avrupa ve Bizans karışımı bir tarzda inşa edilmiştir.
Rönasans doneminde ve 17. yüzyılda bazı değişiklikler yapılmış olan Bazilikanın süslemeleri olağanüstü dercede bol ve harikuladedir.
Yunan haçı tarzında inşa edilen San Marco Bazilikası'nın, soğan şeklindeki kubbesi, haçın kolları üzerine inşa edilen farklı yükseklikteki küçük kubbeler tarafından desteklenmektedir. Zengin süslemeleri bazilikaya 'altın kilise' ünvanını kazandırmıştır.

Yurt dışına yapılan bir seferden dönüldüğü zaman, elde edilen hazineler San Marco'da sanat eserine dönüştürülmüş, bu nedenle duvarlar, mermer ve değerli heykeller ile kalın bir tabaka ile kaplanmıştır. Ön cephe, rengarenk mermer ve heykellerle donatılmış beş adet büyük giriş kapısı ile delinmiştir.

Orta giriş kapısının üzerine, Constantinople (İstanbul)'dan getirilen meşhur dört adet bronz at heykeli yerleştirilmiştir. 1797 yılında Napolyon tarafından Paris'e götürülen dört bronz at heykeli, Fransız İmparatorluğunun sona ermesiyle yeniden Venedik'e geri getirilir. Bazilikanın içerisinin göz kamaştıran süslemeleri, ender bulunan mermerler, porfir ve Bizans ve Rönesans etkisinde altın kaplı fon özerine yapılmış mozaiklerden oluşmaktadır. 12. Yüzyıl taş döşemeleri oldukça süslüdür.

Doge (Düka) Sarayı:
Venedik'in bir güç ve şöhret sembolü olan saray, aynı zamanda hem Düka'nın ikamet yeri, hem de hükümetin bulunduğu yerdi. Beyaz ve pembe mermerin oluşturduğu sevimli geometrik şekillerin düzeni ön cepheye büyüleyici bir ifade kazardırmaktadır.

venedik4Avlu, heykellerle zenginleştirilerek süslenmiş Rönesans stilinin mukemmel bir örneğidir. Ön cephe, değişken ritmik cumbaları ile Venedik tarzı kemerler, sıva ve duvar süslemeleri ile dikkat çekicidir.

Heyet Odası, elçilerin kabul edilme odası olarak kullanılmaktaydı.
Tavan, Veronese ve öğrencileri tarafından yapılan onbir adet resim ile süslenmiştir.

Düka tahtının üzerinde, Veronese tarafından yapılmış olan ve Türklere karşı Lepanto'da elde edilen zafer anısına İsa'ya teşekkürlerini sunan hıristiyan deniz komutanı Sebastian Venier'in resmi bulunmaktadır. Duvarlardaki Venedik Dükalarının portreleri Tintoretto tarafından yapılmıştır.

Senatörler Meclisi salonunun tavanı, Tintoretto tarafından yapılan olağanüstü güzellikteki Venedik'in Kutsalaştırılması ve İsa'nın haçdan indiriliş sahnesi ile süslenmiştir. 52x23m ölçülerinde olan toplantı salonu, sarayın en güzel odasıdır. Duvarlar, Venedik tarihini anlatan resimlerle döşenmiştir; Büyük Meclis salonunda bulunan Tintoretto'nun Paradiso (Cennet)'i, dünyanın en büyük resimlerinden bir tanesidir. Sarayı ile 17. Yüzyıl hapishanesine bağlayan Ponte dei Sospiri (İç Çekme Köprüsü), 1600 yılında üzeri kapalı bir galeri şeklinde inşa edilmiştir.

Aşıkların iç çekmeleri olmayan bu iç çekmeler, mahkumların, köprünün ince kafesli penceresinden belki de hayatları boyunca son kez ve bir an için görebildikleri bir ışığın iç çekmeleridir.

Campanile (Çan Kulesi):
99m. yüksekliğindeki çan kulesinin sadeliği, bazilikanın şaşalı süslemerine büyük bir contrast yaratmaktadır. Tepesine çıkıldığında Venedik'in harikulade manzarası ile karşılaşılır.

10. Yüzyılda inşa edilen campanile, 1902 yılında yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir.

Saat Kulesi 15. Yüzyıla tarihlenmektedir. Kadran ayıları burç sembollerini tasvir etmektedir. Saat kulesinin yukarısında bulunan ve iki adet büyük bronz insan olan meşhur 'Mori'ler, 500 yıldır saati çalmaktadırlar.

Canale Grande (Büyük Kanal):
15. yüzyılda Fransız yazar Philippe de Commine tarafından 'dünyanın en güzel caddesi' olarak adlandırılan Büyük Kanal, Venedik'in en güzel malikanelerine sahiptir.

Yaklaşık 2 km. uzunluğunda olan kanalda, 'Patrici''lerin yaşamış olduğu 200 adet 12. - 18. yüzyıl mermer saraylar yan yana sıralanmıştır.

Sarayların en meşhurları;
- Palazzo Corner geç Rönesans dönemi, Cà Grande'de bulunmaktadır
- Palazzo Corner -Spinelli, Rönesans dönemi
- Palazzo Grimani, geç Rönesans dönemi
- Cà d'Oro, "altın malikane". Venedik'in en güzelidir, geç Gotik dönemi (1440).
- Palazzo Vendramin-Calergi, (Rönesans dönemi), 1883 yılında Wagner burada ölmüştür.
- Palazzo Dario, Gotik dönemi
- Palazzo Rezzonico, heybetli ve çok iyi dengelenmiş geç Rönesans dönemi. Bir 18. yüzyıl müzesine ev sahipliği yapmaktadır.
- Palazzo Foscari, 15. yüzyıl Gotik dönemi, tuğla. Doge Foscari'nin ikamet ettiği yerdi. .
- Palazzo Pesaro, bir barok şahaseri (1710). Bugün, güzel sanatlar galerisi ve doğu sanatı mizesi olarak kullanılmaktadır.
- Ponte di Rialto, zarif Rialto Köprüsü, 1588 - 1592 yılları arasında, bir veya daha fazla kürekleri olan harp gemilerinin altından geçebileceği yükseklikte inşa edilmiştir. Büyük Kanalın eşsiz manzarasına sahip, yan yana sıralı sayısız mağazaların bulunduğu ticaret semtinin merkezinde bulunmaktadır.

Güzel Sanatlar Akademisi
Akademisine bugün, St. Mary of Charity kilisesi ve okulu ev sahipliği yapmaktadır. Venedik resminin sergilendiği yer olan güzel sanatlar akademisinde, Giovanni Bellini, Carpaccio, Mantegna, Giorgione, Titian, Veronese, Tiepolo, Canaletto, Longhi ve Guardi gibi meşhur sanatçıların şahaserleri sergilenmektedir.

VENEDİK'İN YAKIN ÇEVRESİ
Lido
Lido, Adriyatik kıyısında bulunan büyüleyici tatil yerlerinden birisidir. İtalya'da kumar oynanılmasına izin verilen bir kaç yerden birisi olan Casino, modern çizgilerde hizmete vermektedir. Bir başka guzel modern yapı, Ağustos ve Eylül aylarında Uluslararası Film Festivaline ev sahiliği yapan saraydır.

Murano
Ana caddesinde bir kanal ve kanalın iki yakasında yan yana sıralanmış Rönesans evlerinin bulunduğu Lagona'daki küçük şirin bir köy adası olan Murano, 1300 yılından beri önemli bir cam-üretim merkezi konumundadır.
Cam İşçiliği Müzesi, geçmiş ve modern zamanların süslemeli, işlenmiş cam eşyalardan oluşan eşsiz kolleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.

San Michele
Stravinsky gibi bir çok sanatçının mezarının bulunduğu Venedik'in mezarlık yeridir. Ayrıca, Rönesans dönemine ait hoş bir kilse bulunmaktadır.

Torcello
Bu ada köyü, bir zamanlar piskoposun ikamet ettiği önemli bir kasabaydı; 9. Yüzyılda gerilemeye başlamıştır. Görülecek en önemli yerler: piazza, 11. yüzyılda Romanesk tarzında ve sekizgen planda inşa edilen Santa Fosca Kilisesi, 11. yüzyıl güzel mozaik döşemelerin ve Korint tarzı yunan mermer sutunların üzerine yerleştirilen harikulade kemerlerin bulunduğu 9.-11. yüzyıl Katedrali'dir.

Burano
Danteli ve farklı renklere boyanmış evleri ile meşhur rengarenk balıkçı köy adası. Dantel ören kadınlar, sokaklara bakan evlerinin önünde oturarak bugün bile çalışmaktadırlar.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Nisan 2009       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Venedik
MsXLabs.org & Temel Britannica


venedik

Venedik, İtalya'da, Adriya Denizi'nin ku­zeybatı ucunda, tarihsel ve kültürel zenginlik­leriyle ünlü bir kenttir. Açık denizden küçük adacıklarla ayrılan Venedik Lagünü korunak­lı ve doğal bir liman oluşturur. 120 küçük adacığın üzerine kurulmuş olan Venedik, sayısı 170'i aşan kanalları, dantel gibi işlenmiş tarihsel yapıları ve kendine özgü romantik havasıyla dünyanın en güzel kentlerinden biridir. Anakaraya 4 km uzunluğunda bir karayolu ve demiryolu sistemiyle bağlanır. Kent içi ulaşım motorlu taşıtlar yerine, kanal­ların üzerinde işleyen gondollar ve teknelerle sağlanır. Kente trenle gelen yolcuları, istas­yon binasının ardında, sarayları ve gondollarıyla olağanüstü güzellikte bir görünüm oluş­turan Büyük Kanal karşılar. Kent içinden iki büyük kıvrım çizerek geçen Büyük Kanal kent kanallarının en büyüğüdür. Venedik'in simgesi sayılan gondolların kendine özgü bir biçimi vardır: Altı düz, kıç ve burnu yukarı kıvrık, yaklaşık 9 metre uzunluğundadır. Tek kürekle yürütülür. Düz kenarlı yuvarlak şap­kalar ve çizgili tişörtler giyen gondolcular kürek çekerken söyledikleri şarkılarla kente romantik bir hava katar. Büyük Kanal'ın kıyısında çok sayıda saray ve kilise vardır. Bu yapıların en gösterişli olanlarından Ca' d'Oro (Altın Ev), zarif dış yüzey bezemeleriyle dikkati çeker. 15. yüzyılda varlıklı bir tüccara ait olan bu yapı günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Kentte sayıları 400'ü bulan köprülerin en eskisi Rialto Köprüsü'dür. Köprünün iki yanında dükkânlar ve işyerleri sıralanmıştır. Venedik Akademisi (Accademia delle Belle Arti) Bellini, Tintoretto ve Tiziano gibi Venedik Okulu'nun usta ressam­larının yapıtlarının sergilendiği ünlü bir gale­ridir. Büyük Kanal'ın sonuna doğru Santa Maria della Salute Kilisesi yer alır. Bu büyük kubbeli kilise 1630'da binlerce kişinin ölümü­ne neden olan veba salgınının sona ermesi üzerine yapılmıştır. Büyük Kanal'ın sonunda, eskiden Venedik Cumhuriyeti yöneticilerinin oturduğu Dukalık Sarayı yükselir. Bu güzel yapının dış yüzeyi pembe ve krem renkli taşlarla bezelidir. İçinde resimlerle süslenmiş yüksek tavanlı geniş salonlar vardır. Kent köprülerinin en eskisi Ponte dei Sospiri'dir (Özlem Köprüsü). Üstü kapalı, küçük bir geçit biçimindeki bu köprü Dukalık Sarayı'nı eski kent hapishanesine bağlar. Sarayın önün­de büyük gemilerin demirleyebileceği geniş bir rıhtım vardır. Dukalık Sarayı, Piazzeta ("küçük meydan") ile dünyanın en ünlü meydanlarından olan San Marco'ya bağlanır. Meydanın en görkemli yapısı beş kubbeli San Marco Bazilikası'dır.

San Marco Bazilikası

venedik6ja5

Üç yanı arkadlı yapılarla çevrili olan San Marco sıra sıra dükkânları, kafeleri, hiç eksik olmayan gezgin müzik topluluklan ve güvercinleriyle kentin en renk­li buluşma merkezidir. Meydanın doğu ucun­da 98 metre yüksekliğindeki ünlü çan kulesi yer alır. Kentin en şık mağazalarının bulundu­ğu alışveriş merkezi Merceria, San Marco'ya açılır.
Venedik'te cadde ve sokakların çoğu, fışkı yeli havuzların süslediği küçük alanlarda bir­leşir. Kanalların kıyısında yer alan yapılar taş dolgu ya da kazıkların üzerine yapılmıştır. Bu yapıların çok azı eski sahiplerinin elindedir; çoğu dükkân, işyeri ya da otele dönüştürül­müştür. Güzel yapıların çevrelediği gizem dolu sokakları, kanalları, irili ufaklı kiliseleri ve beklenmedik bir anda karşınıza çıkıveren köprüleriyle Venedik bir masal ülkesine benzer.
Venedik Lagünü'nün kuzeydoğu ucundaki küçük adacıkların en ünlüleri cam işçiliğiyle tanınan Murano, bir balıkçı adası olan Burano ve eskiden Venedik'in en güçlü rakiplerin­den biri olan Torcello'dur. Kentin doğu kıyı­larının açıklarında, geniş kumsallarıyla sevi­len bir tatil yeri olan Lido Adası uzanır.
Turizm Venedik'in en önemli gelir kaynağı­dır. Kentteki öteki ekonomik etkinlikler mo­bilya yapımı, cam, dantel, mücevher işçiliği, kimya sanayisi, gemi yapımı, mühendislik, boya fabrikaları, un ve unlu gıda üretimi ile işlenmiş gıdadır. Kentin en önemli sanayi merkezi anakarada yer alan Porto Marghera'dır.
Dünyada bir benzeri daha bulunmayan bu güzel kent ne yazık ki taşkınlar, aşınma ve hava kirliliği gibi nedenlerden dolayı bugün çökme ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya­dır. Kentteki tarihsel yapıların çoğu asit yağmuru yüzünden bozulmakta ve yıpran­maktadır. Kentin tarihsel ve kültürel varlığını kurtarmak ve korumak amacıyla 1960'ların ortalarında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nce (UNESCO) başlatılan geniş çaplı kampanya bugün de sürdürülmek­tedir.


Tarihi

Venedik Cumhuriyeti bir zamanlar İtalya'nın ve Avrupa'nın en güçlü devletlerinden biriy­di. Başlangıçta küçük bir balıkçı köyü olarak kuruldu. İS 5. yüzyılda barbar saldırılarından kaçanlar Venedik Lagünü'ne sığınırdı. Vene­dik bölgedeki küçük ve dağınık yerleşim birimlerinin zamanla büyüyüp birleşmesinden doğdu. 697'de ilk kent yöneticisi seçildi. 9.
yüzyılda Venedikliler malvarlıklarını ve ser­mayelerini istilacı barbarlardan korumak amacıyla kentin bugün yer aldığı kanallarla çevrili bölümünde yeni bir yerleşim alanı kurmak istediler. Yeni yapıları sağlam bir temel üzerine oturtmak düşüncesiyle sulak ve bataklık kesimlere tonlarca taş ve kütük yığdılar. Venedik kenti bugün hâlâ o zaman­dan kalma temeller üzerinde durmaktadır.
Kent zamanla büyüyüp gelişerek İtalya'nın en güçlü ve varlıklı ticaret merkezi durumuna geldi. Önceleri halkın katılımıyla yürütülen kent yönetimi sonradan ticaret yoluyla zen­ginleşen güçlü ve soylu ailelerin eline geçti. Soylular 1297'de çıkardıkları bir fermanla yönetimin babadan oğula geçmesini sağladı­lar. Sonraki yıllarda gene kendi aralarından seçtikleri bir konsey, gizli polis örgütü ve casuslar yardımıyla yönetime karşı gelenleri yakalatıp ağır cezalara çarptırarak denetimi ellerinde tutmaya çalıştılar. Kent yıllar bo­yunca soylular tarafından zorbalık ve baskıyla yönetildi.
Venedik Akdeniz'in en güçlü ticaret mer­kezlerinden biri olduğu için ticaret yolları üzerindeki denetimini ve üstünlüğünü koru­mak amacıyla başka ülkelerle sık sık deniz savaşları yapmak zorunda kaldı. Bu bakım­dan Venedik tarihi bir deniz savaşları tarihi olarak tanımlanabilir. Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Haçlı ordusunun sefer giderlerini de karşılayan kent, bu savaşın sonunda büyük kazançlar sağladı. Ka­zandığı topraklar ve yeni ticaret yolları saye­sinde Avrupa'nın en güçlü devletlerinden biri durumuna geldi. Bu olay Akdeniz ticaretinin güçlü merkezlerinden Cenova kentiyle aman­sız bir üstünlük mücadelesine girmesine yol açtı. İki kent arasında uzun yıllar süren kanlı savaşlar 1380'de Venedik'in üstünlüğüyle so­nuçlandı. Venedik Doğu Akdeniz'de büyük bir ticari güce sahip oldu. Kent 15. yüzyılda İtalya'da bazı topraklar kazandı; ne var ki, bu kez de Avrupa topraklarına giren Osmanlı ordularıyla tek başına savaşmak zorunda kal­dı. Avrupa'nın öteki ülkelerinden destek gö­remeyen Venedik, 250 yıl süren uzun bir savaş döneminin ardından, 1571'de Osmanlı donanmasını İnebahtı Deniz Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğrattı (bak. Sokullu mehmed Paşa). Ne var ki, bir yandan yıllarca süren savaşlar, öte yandan yeni ticaret yollarının keşfedilmesi Venedik'in siyasal ve ticari gücü­nü zayıflattı.
Eskiden doğu ile batı arasındaki deniz ticareti Akdeniz üzerinden yapılırdı. Ümit Burnu'nun keşfiyle Akdeniz'in Hindistan'a uzanan ticaret yolu üzerindeki önemini yitir­mesinin yanı sıra, Batı Hint Adaları'nın ve Amerika kıtasının keşfi Venedik'in eski öne­mini bütünüyle yitirmesine neden oldu. Kent 18. yüzyıla doğru toprakları­nın büyük bir bölümünü yitirmişti. 1797'de Fransızlar'ın eline geçti ve Milano'ya karşılık Avusturyalılar'a verildi. Avusturya yönetimi­ne başkaldıran Venedikliler'in 1848'de başlat­tığı ayaklanma başarısızlıkla sonuçlandı. 1866'da Avusturya ile İtalya arasında çıkan savaşın sonunda Venedik İtalya'ya bağlandı.
Tarih boyunca Avrupa'nın en önemli kül­tür ve sanat merkezlerinden biri olan Venedik birçok büyük sanatçı yetiştirdi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
17 Haziran 2011       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
VENEDİK

hbrlnk4c047b1b2c521

(İt.: Venezia), Adriya Denizi'nin kuzeydoğusunda kent.

Kuruluş yeri ve şekliyle dünyanın en ilginç kentlerinden biridir. Bir lagün (kıyı gölü) içinde, birbirinden 200 kadar kanalla ayrılan 118 küçük ada üzerine kurulmuştur. Bu kanallar, irili ufaklı 400 kadar köprüyle geçilir. "Lido" adı verilen bir kıyı kordonu, kentin kurulduğu lagünü denizden ayırır. Bu kanallardan kenti ikiye bölen en büyüğü (Büyük Kanal) üç köprüyle aşılır ve kentin ana caddesi rolünü oynar. Orta Çağ ve Rönesans'a ait tarihî yapılarıyla Venedik, dünyanın en tanınmış turizm merkezlerinden biridir. Nüfusu 338.000.


MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

8 Aralık 2009 / asla_asla_deme Sanat
8 Şubat 2011 / ispermecet Taslak Konular
30 Eylül 2009 / ThinkerBeLL Tarih