Arama

Hız Nedir?

Güncelleme: 27 Haziran 2012 Gösterim: 10.597 Cevap: 2
Miriel - avatarı
Miriel
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #1
Miriel - avatarı
Ziyaretçi
Hız, bir cismin birim zamanda aldığı yol. Alınan yolun zamana göre değişimi olarak da tanımlanabilir. Hareketlinin herhangi bir andaki hızına ani hız, yol boyundaki hızların ortalamasına da ortalama hız adı verilir. Hız, vektörel bir büyüklüktür. Yönü ve büyüklüğü ile ifade edilir. Hız birimleri SI birim sisteminde m/sn., İngiliz ölçü sisteminde 1 fit/sn. = 30,6 cm/sn. veya 1 mil/saat = 1,6 km/saattir. Yaygın olarak kullanılan hız birimi 1 saatte alınan yolu kilometre cinsinden ifade eden kilometre/saat kısaca km/sa. olarak gösterilir (1 m/sn. = 3,6 km/sa.).
Bir hareketlinin hızı, sabit veya değişen olabilir. Değişen hız ise düzgün değişen (sabit ivmeli) veya gelişigüzel değişen hız olabilir, artabilir veya azalabilir. Cismin ivmesi pozitif veya negatif olabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Serbest düşen bir cismin hızı düzgün değişen ve artan hız, düz bir yolda 70 km/saat sabit hızla giden arabanın hızı sabit hız, yukarıya doğru düşey olarak fırlatılan bir cismin hızı ise düzgün değişen ve azalan hızdır. Yürüyen bir insanın hızı 5 km/sa., ses hızı 340 m/sn. = 1224 km/sa.=1 mach, ışık hızı ise 300.000 km/sa.'tir.
Bazı Hareketlilerin Erişebildiği En Büyük Hızlar
  • İnsan (100 m'lik yolda) 36 km/sa.
  • Bisiklet 40 km/sa.
  • Yarış atı 70 km/sa.
  • Leopar 96 km/sa.
  • Balık 109 km/sa.
  • Yarış otomobili 413 km/sa.
  • Yarış motorsikleti 513 km/sa.
  • Özel yarış botu 556 km/sa.
  • Özel sürat otomobili 1.016 km/sa.
  • Tabanca mermisi (Namludan çıkış hızı) 3.500 km/sa.
  • Uçak, 3 mach=3.564 km/sa.
  • İnsanlı uzay aracı 39.897 km/sa.
  • İnsansız uzay aracı 240.000 km/sa.
Açısal hız bir cismin bir eksen etrafında dönme hızının açı cinsinden ifade edilmesidir. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki açısal hızı 7,25 x 10-5 radyan/sn., bu dönüşten ötürü ekvator üzerindeki çizgisel hız ise 1.667 km/sa.'tir. Atmosfer de aynı hızla döndüğü için Dünya'nın döndüğünü fark edemeyiz.
Son düzenleyen Blue Blood; 8 Temmuz 2008 21:49 Sebep: İncelendi.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
27 Ekim 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
HIZ, en genel tanımıyla, hareketli bir cismin belirli bir zaman aralığında aldığı yolun uzun­luğudur. Örneğin, hızı saatte 100 km olan bir otomobil hiç durmadan yol aldığında bir saat sonra başlangıç noktasından 100 km uzakta olacak demektir. Ama otomobil bu bir saat boyunca hep aynı hızla gidemez. Trafiğin ve yolun durumuna bağlı olarak bazen hızlanır, bazen yavaşlar. Bu nedenle, sözgelimi 200 kilometrelik yolu 4 saatte alan bir otomobilin ortalama hızı saatte 50 kilometredir. Yol boyunca bu ortalama hızın bazen üstüne çıkan, bazen altına düşen otomobilin sürücü­sü hız göstergesine bakarak ortalama hızını söyleyemez. Çünkü bu göstergede okunan değer anlık /nz'dır; yani ortalama hızın o anda ulaştığı sınır değeri ya da matematikteki tanımıyla limitidir.
Bu otomobil örneğinde hız, hareketin yö­nünden bağımsız sayısal bir değer olarak alınmıştır. Otomobilin hızını hesaplarken, yol boyunca hep aynı doğrultuda gitmeyip yön değiştirmesi göz önüne alınmaz. Oysa fizikte hareketli bir cismin hızı hareketin yönüyle birlikte belirtilir ve cismin yalnızca o doğrul­tudaki konum değişikliği için geçerlidir. Ör­neğin çember biçiminde döşenmiş rayların üzerinde dolanan bir oyuncak treni ele alalım. Bu oyuncak trenin hızı sabittir; birim zaman­da hep aynı uzunlukta yol alır. Ama fizikteki tanımıyla hızı sabit ve düzgün sayılamaz, hareketi de düzgün doğrusal hareket değildir; çünkü birim zamanda aldığı yol eşit olsa da hareketin yönü sürekli değişmektedir. De­mek ki bir cismin düzgün doğrusal hareket yapabilmesi için hep aynı doğrultuda sabit bir hızla yol alması gerekir. Ne var ki bir cisim bu tanıma uygun düzgün hızını uzun süre koru­yamaz. Örneğin yüksekten bırakılan bir taş hep düşey doğrultuda aşağıya doğru düşer, ama düşme hızı saniyede 9,75 metre artar; yani her saniye 9,75 metre daha fazla yol alır .

Sponsorlu Bağlantılar
Bir cismin hızının belirli bir zaman aralığın-daki bu artış miktarına ivme denir. Düşen taş örneğinde ivme, düşüşün her saniyesi için, saniyede 9,75 metredir. Başka bir deyişle taşın ivmesi saniyede 9,75 metre bölü saniye ya da kısaca 9,75 m/sn2'dir. Eğer taş yukarıya fırlatılmış olsaydı düşey doğrultudaki hızı artmayacak, azalacaktı; bu yavaşlamaya ba­zen eksi ya da negatif ivme de denir. Düşey doğrultuda yukarıya fırlatılan taşın negatif ivmesi de 9,75 m/sn2'dir. Fizikte ivme, belirli bir doğrultudaki hızın (ister azalsın, ister artsın) zaman içindeki değişme oranı olarak tanımlanır. Örneğin, düz bir yolda kuzeye doğru giden bir otomobilin hızı 30 saniye içinde saatte 20 kilometreden saatte 50 kilo­metreye çıkmışsa, bu otomobilin 30 saniyelik süredeki ortalama ivmesi saniyede 1 km/sa­attir.
Bir uçak ya da bir gemi için aynı anda iki ayrı doğrultuda iki ayrı hızdan söz edilebilir. Çünkü bir yandan uçağın ya da geminin motoru, öte yandan rüzgârın ya da deniz akıntısının itme kuvveti taşıta ters yönlerde iki ayrı hız kazandırır. Bu durumda taşıt bu iki itme kuvvetinin ortak etkisinden doğan bir bileşke hızı'yla yol alır. Örneğin bir uçak saatte 50 km hızla kuzeyden güneye doğru esen bir rüzgâra karşı saatte 900 km hızla kuzeye (ters yöne) uçuyorsa, bu uçağın yeryü­züne göre bileşke hızı kuzeye doğru saatte 850 kilometredir. Bileşke hızının itme kuvvetle­rinden hiçbirinin doğrultusuyla çakışmadığı biraz daha karmaşık bir örneği inceleyelim. Sözgelimi saatte 2 km hızla kuzeyden güneye doğru akan bir ırmağın karşı kıyısına ulaşmak üzere saatte 2 km hızla batıdan doğuya doğru yol alan bir kayığın bileşke hızı ne güneye, ne de doğuya yönelir. Bu hızın doğrultusunu, yani kayığın hangi yöne gideceğini ancak bir dik üçgen yardımıyla bulabiliriz. Bu üçgenin iki dik kenarından biri küreklerin itme kuvve­tinin, öbürü su akıntısının kayığa kazandırdığı hızı, dik açının karşısındaki üçüncü kenar olan hipotenüs ise kayığın bileşke hızını gös­terir. Hipotenüsün uzunluğu bileşke hızının büyüklüğünü, doğrultusu da bileşke hızının (kayığın) yönünü verir. Hipotenüsün uzunlu­ğunu bulmak için, bir dik üçgende dik kenar­ların karelerinin toplamının hipotenüsün ka­resine eşit olduğunu belirten Pisagor teore­minden yararlanılır . Örneğimizde dik kenarların uzunluğu 2 km olduğuna göre, hipotenüsün karesi 22 + 22 = 8'dir. 8'in karekökü de yaklaşık 2,8 olduğundan söz konusu kayık saatte 2,8 km hızla güneydoğuya doğru yol alacaktır.

hzur3

Hareket etmekte olan iki cismin hızlarının doğrultusu da birbirlerine göre değişir. Örne­ğin hareket halindeki bir trenin ya da otomo­bilin içindeki bir yolcu, düşey doğrultuda yere doğru inen yağmur damlalarını eğik bir doğ­rultuda düşüyormuş gibi görür. Daha doğrusu yağmur damlalarının bu göreli hareketi dü­şeyle belirli bir açı yapar. Aynı nedenle, saatte 80 km hızla güneye doğru yol alan bir taşıtın hızı, saatte 40 km hızla kuzeye doğru giden başka bir taşıta göre saatte 120 kilomet­redir. Yani ikinci taşıttaki kişi, kuzeyden gelen taşıtı saatte 120 km hızla kendisine doğru yaklaşıyormuş gibi görür. Her zaman sabit olan ışık hızının dışında, bir gözlemcinin ölçtüğü bütün hızlar görelidir.



MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
27 Haziran 2012       Mesaj #3
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
Hız

Hareket hâlindeki bir cismin belli bir yönde, birim zamanda aldığı yol (simgesi v). Açısal hızdan ayırt etmek için buna çizgisel hız da denir. Tanım gereği hız, vektörel bir büyüklüktür, yani büyüklüğü ve yönü vardır. Hareket hâlindeki bir cismin aldığı yol (s) zamana (t) göre, örneğin, s=t2-3t gibi bir denklemle verilmişse, cismin hızın yolun zamana göre türevi alınarak bulunur (bu örnekte, v=2t-3). Hız zamana göre değişmiyorsa sabit hızdan söz edilir. Bu durumda eşit zaman aralıklarında cismin aldığı yollar eşittir. Hızı (v) ve kütlesi (m) olan bir cismin kinetik enerjisi mv2/2'dir.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

19 Aralık 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
8 Ocak 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Ağustos 2010 / nötrino Fizik
26 Şubat 2009 / Misafir X-Sözlük
28 Mayıs 2015 / nötrino X-Sözlük