Arama

Unutkanlık Nedir? - Tek Mesaj #9

sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
8 Nisan 2008       Mesaj #9
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
Bellek genel olarak iki ana bölümde ele alınmaktadır.Birincisi, bilgileri zihinde tutma,yani bilgileri depolama yeteneğidir.İkincisi ise daha önceden depolanmış bir bilgiyi zihinde yeniden bulma olarak açıkladığımız anımsamadır.Yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan önemli bir sonuç vardır.Bellek.bilgi depolamada daha başarılıdır.Ancak yeterli derecede çalıştırılmamışsa anımsama konusunda daha az güvenilir konumdadır.Yapılan başka araştırmalar konuya değişik açıdan yaklaşmışlar ve hemen hemen aynı sonuca ulaşmışlardır.Buna göre,zihinlerimizde tahmin edilenden çok daha fazla bilgi depolanmaktadır.
*
Sinir uzmanları beyni elektrik ile uyararak yaptıkları deneylerde, insanların yaşamlarına ilişkin belirli olayların tam olarak anımsanmasının sağlanabileceğini ortaya koymuşlardır.Diğer taraftan insanların gördükleri düşler,yıllar önce unutulmuş kişilerin ve olayların aniden,üstelik bütün açıklığı ile görülmesini sağlarlar.Bundan,bilgilerin aradan geçen bütün bu süre boyunca saklandığını anlarız.Verilebilecek diğer bir örnek ise,belirli bir zamana kadar unutulmuş olan bazı olayların birdenbire anımsanmasıdır.
*
Belleği zaman açısından ele alırsak,kısa ve uzun süreler için farklı işlemler gözümüze çarpar.Kısa süreli bellekte etkin beyin süreci önemlidir,yani beynin bizzat kendisi etkilidir.Uzun süreli bellekte ise kimyasal değişiklikler oluşabilir.Ancak bütün bunlar kesin değildir,dolayısı ile belleğin dayandığı fiziksel temel tam olarak bu gün itibarı ile bilinmemektedir.Bu konuda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir.Bunlardan birisine göre beyin,çok geniş depolama kapasitesine sahiptir ve içindeki hücrelerini birbirleriyle birleştiren olağanüstü bağlantılardan oluşmuştur.Bu bağlantılar çeşitli eylemlerle uyarılara maruz kalırlar. Böylece aynı bilgiye birkaç defa başvurarak anımsamayı kolay hale getirir.Ancak diğer bir olasılık ta, anımsamada görülen bu gelişmenin nedeni,belleğe ilişkin kimyasal bağların tekrarlanma yoluyla güçlendirilmesidir.
*
Birçok kişi anımsama yönünden belleğinin iyi çalışmadığından şikayetçidir.Bu durumda sorun büyük bir ihtimalle kalıtsal nedenlere dayanmaz.Asıl neden zihnin çalışma yönteminin yanlış kavranmasıdır.Anımsama olayını iki alana bölebiliriz.Birincisi, öğrenme sırasında anımsama,ikincisi ise ,öğrendikten sonraki anımsamadır.Öğrenme sırasında zihin, beden gibi davranır,hem çalışma hem de dinlenme zamanına ihtiyacı vardır.Burada önemli olan birbirini izleyen çalışma ve dinlenme zamanlarını uygun biçimde ayarlamaktır.Böylece anımsama hem ayrıntılı olacak hem de hız kazanacaktır.
Öğrenme işlemi bittikten sonra anımsamanın gücü,bilginin bir çeşit sindirildiği kısa süre içinde oldukça yüksektir.Aradan zaman geçtikçe bu güç hızla azalmaya başlar,ayrıntılar ve ayrıntıların anımsanması güçleşir.Bu durumu önlemenin yolu, bilgiyi yeniden gözden geçirmek ile belirli çalışma ve dinlenme süreleri uygulamaktır.Örneğin okuma işlemini 20 ile 40 dakika arasında değişen sürelere bölerek anımsamayı geliştirme metodu uygulanabilir.On dakikalık bir boşluğu on dakikalık bir anımsama süresi izler ve böylece anımsanan bilgilerin zihine yerleştirilip daha önceki bilgilerle karşılaştırılması sağlanır.Aynı bilginin ertesi gün iki ile dört dakikalık süreler içinde,bir hafta sonra da iki dakikalık süreler içinde yeniden gözden geçirilmesiyle bellek pekiştirilir.
*
Zihinde tutma işlemi için bir diğer işlem,çeşitli bilgilerden oluşmuş bir grubu özetleyen bir anahtar sözcükten veya bir deyimden yararlanmaktır.Zira beyin bu bilgileri aynı biçimde depolamıştır.Bütün bunlar belleği eğitmek için kullanılan yöntemlerdir.Böylece düşünceleri birbirlerine çağrışım yoluyla bağlamak veya düşünceler arasında ilişki kurmak gerçekleşir.Uzun zamandan beri ‘belleği eğitme bilimi’ diyebileceğimiz bir sistem kullanılmaktadır.Bu sistemle bilgiler olabildiğince kolay depolanacak birimler halinde düzenlenir.Örneğin sayıları,tarihleri veya söylenmesi zor olan adları öğrenmek için kafiyelerden yararlanılır.Bir diğer yöntemde ise kolayca anımsanacak anahtar sözcüklerle düşsel bir resim çizilir.Bilinmeyen olaylar ve adlarla bilinenler arasında ilişki kurulur.
Öğrenmemizi sağlayan en genel yöntem okumaktır.Ancak okumayı daha etkili kılacak yöntemlerin bilinmesinde yarar vardır.Hızlı okuma ile hem zihin belli bir noktaya toplanır hem de zihinde tutma daha etkili olur.Kelimeleri tek tek izleyerek okuyan bir kişinin aklı ister istemez dağılır.Çünkü bilginin zihne giriş hızı yavaş olmaktadır.Halbuki bir bakışta birkaç sözcük birden okuyan bir kişi,bilgileri zihnine bütün halinde sokar,onları bütün halinde kavrar ve daha çok anımsar.
*
Unutmuş olduğumuz bilgilerin çoğu aslında öğrenmekte olduğumuz bilgiler üzerinde zihnimizi yeterince yoğunlaştırmamış olmamızdan kaynaklanır.Yani unutmanın asıl nedeni tam olarak öğrenmemiş olduğumuz bilgilerdir.Çoğumuz karşılaştığımız kişilerin adlarını hatırlamakta güçlük çekeriz.Dolayısıyla yeni kişilerle tanıştığımızda ileride onların adlarını da unutacağımızdan korkarız.Böyle düşünmemiz anımsama için kullanılan yöntemin tam tersidir.Bizler korkuyla algıladığımız herşeyi unutma eğilimi taşımaktayız.Oysa insan adlarını anımsamak için ,tanıştığımızda dikkat etmek,bu adları içimizden tekrar etmek ve o kişilerle başka şeyler arasında ilişki kurmak çok yararlıdır.Öneğin tanıştığımız kişinin yüzüne dikkatle bakıp yüzünün belirgin özellikleri ile adı arasında bağlantı kurmayı denemek iyi sonuç verir.Tekrarlama adın zihne sağlam olarak yerleşmesini gerçekleştirir.Bu şekilde yapılan zihinsel egzersizler her şey için uygulanabilir.
İnsanlar değişmez bir bellek yapısı,sürekli zihinde tutma özelliği ve şaşmaz bir anımsama yeteneği ile doğmazlar.Diğer beceriler gibi bellek te çalışarak geliştirilmeye ve eğitilmeye muhtaçtır.