Arama


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #64
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hayır işlemeyi, kötülüklerden sakınmayı ve fakirleri sevmeyi nasip etmesi, insanlar hakkında bir fitne geleceği zaman, canını alması pahasına o fitneye maruz bırakmaması için Rabbine yalvarırdı. (Ahmed, Müsned, I, 368...).

Bir meclisten kalktığında şöyle dua ederdi: “Allah'ım, bizimle Sana isyan sayılan şeyler arasında engel olacak korkunu, bizi cennetine ulaştıracak taatini, dünya musibetlerini gözümüzde hafifletecek kuvvetli imanı bize nasip eyle. Allah'ım, hayatta kaldığımız sürece bizi kulaklarımızdan ve gözlerimizden faydalandır ve biz ölünceye kadar onları bizden alma. Bize zulmedenlerden öcümüzü al. Bize düşmanlık edenlere karşı bize yardım eyle. Bize dini musibet verme. Dünyayı bizim en büyük kaygımız ve ilmimizin hedefi yapma. Bize merhamet etmeyenleri başımıza musallat etme!î (Tirmizî, Daavât 79).

Güneş ve ay tutulduğunda, yağmur yağmadığında, biri öldüğünde yaptığı dualar ise gayet meşhur olup ilmihal kitaplarında yer almaktadır. Hastalara da şöyle dua ederdi: “Allah'ım! Ey insanların Rabbi! Hastalığı gider. Şifa ver. Şifa veren ancak Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalıktan eser bırakmasın!î (Buharî, Marda 20)

Hz. Peygamber her vesileyle bizzat dua etmekle yetinmemiş, bazı sahabilerinden de kendisi için dua etmelerini istemiştir. Mesela, Hz. Ömer'e şöyle demiştir: “Kardeşim, duanda bizi de unutmaî (Tirmizî, Daavât 109).