ON ÜÇÜNCÜ BAP
TAKSİRATLI VE HİLELİ İFLAS
I- TAKSİRATLI İFLAS
TAKSİRATLI İFLAS HALLERİ
MADDE 310 - Aşağıdaki hallerden biri kendisinde bulunan müflis taksiratlı sayılır ve Türk
Ceza Kanununa göre cezalandırılır.
1- Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;
2- Evinin masrafları hadden fazla ise;
3- Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para
sarfetmisse;
4- Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri
olmıyan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;
5- (Değişik: 6763 - 29.8.1956) Ticaret Kanununun 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ilâ 3
üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya Kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
6- Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler imza etmiş ise;
7- (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs takibi sırasında mahkeme, iflâs idaresi veya iflâs dairesi
tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;
8- İşlerini terkederek kaçmış ise;
9- Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflâsına hükmolunmuş ise;
10- 178 inci maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyipte bir sene içinde iflâsı vuku
bulmuşsa.
II- HİLELİ İFLAS
HİLELİ İFLAS HALLERİ
MADDE 311 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâsından evvel veya sonra alacaklılarını zarara
sokmak kasdiyle ve hususiyle aşağıdaki suretlerle hileli muamelelerde bulunan kimse hileli
müflis sayılır ve Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılır :
1. Alacaklıların müşterek rehini makamında olan mallarını tamamen veya kısmen kaçırır,
gizler veya tahrip ederse;
2. Alacaklıların zararına olarak hakikata aykırı makbuzlar verir veya yazı ile borç ikrar
ederse;
3. Muvazaalı satışlar, muameleler yahut bağışlamalar yaparsa;
4. Evlenme mukavelesinde hakikaten getirilmemiş bir çeyizi getirilmiş gibi tanır ve karı da bu
mukaveleyi kocasının alacaklılarına karşı istimale kalkışırsa;
5. Hakikata aykırı borç ikrar etmek yahut muvazaalı muameleler ve mukaveleler yapmak
suretiyle alacaklılarını zarara sokarsa;
6. Borcu mevcudu ile alacağından ziyade olduğunu bildiği halde ehemmiyetli kıymeti haiz
ticari mallarını yahut fabrikasının mahsullerini hem satış gününün piyasasından, hem de
malolduğu veya satınalındığı kıymetten pek aşağı bir fiyatla satmak suretiyle mevcudunu israf
ederse;
7. Konkordato mukavelesi haricinde alacaklıya hususi menfaatler temin ederse;
8. Hakikate aykırı muhasebe ve sahte bilânçolarla aktifini hakikatte olduğundan fazla veya
noksan gösterirse.
(Değişik 2. fıkra: 3222 - 6.6.1985) Bir numaralı bentte yazılı malların kıymetine göre Türk
Ceza Kanununun 522 nci maddesi tatbik olunur.
Bir numaralı bentte yazılı suçları yapanlar müflisin evi halkından kimseler ise müflis gibi
cezalandırılırlar.
Türk Ceza Kanununun iştirak hükümleri dışında kalsa dahi, müflisin aktifini azaltmak
maksadiyle ona ait menkul ve gayrimenkul malları kısmen veya tamamen saklıyan veya
kaçıran ve muvazaa ile temellük eden veya bu hususlarda yataklık veya tavassut eden veya
iflâs masasına müracaat ile kısmen veya tamamen asılsız alacaklarını kaydettiren veya
müflisin tediye kabiliyetine azaltmak maksadiyle kendi adına veya müstear adla ticari
faaliyetlere girişen kimseler hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.
ON DÖRDÜNCÜ BAP
İTİBARIN YERİNE GELMESİ
A - HİLELİ MÜFLİS
MADDE 312 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Hileli müflis itibarının yerine gelmesini Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun memnu hakların iadesine dair faslındaki hükümlere göre
elde edebilir. Ancak mezkûr fasılda yazılı şartların ifasından başka dilekçesine, masaya kabul
edilmiş bütün alacaklıların alacakları tamamen itfa edildiğine dair makbuzlarını veya sair
vesikalarını raptetmesi lâzımdır.
B - TAKSİRATLI MÜFLİS
MADDE 313 -Taksiratlı müflis infazı lâzımgelen cezasını çektikten veya kanuni sebeplerle
ceza düştükten sonra iflâs kararını veren mahkemeye dilekçe ile müracaat ederek itibarının
yerine gelmesini talep edebilir. Dilekçe masaya kabul edilmiş bütün alacaklıların alacaklarını
gösteren iflâs dairesinden alınmış bir defterle bu borçların tamamen itfa edildiğine dair
makbuzlar veya sair ispat edici evrak ile tevsik edilir.
C - ADİ MÜFLİS
MADDE 314 - Adi müflis masaya kabul edilmiş bütün alacaklıların alacaklarını itfa ettiğine
dair makbuz veya vesikaları göstererek iflâsa karar veren mahkemeden itibarının yerine
gelmesini istiyebilir.
İLAN
MADDE 315 - Yukarıdaki maddelere göre talebin kabulü üzerine verilen hüküm, Resmî
Gazete ile ilân olunur.
ÖLÜMDEN SONRA İTİBARIN YERİNE GELMESİ
MADDE 316 - Hileli veya taksiratlı yahut adi müflisin itibarının yerine gelmesine ölümünden
sonra mirasçılarından birinin talebile de hükmolunabilir.
ON BEŞİNCİ BAP
FEVKALADE HALLERDE MÜHLET VE TATİL
I- FEVKALADE MÜHLET
BU BABIN TATBİKİ ŞARTLARI
MADDE 317 - Fevkalade hallerde hususile devamlı iktisadi buhranlarda İcra Vekilleri Heyeti
318 den 329 uncuya kadar olan maddeler hükümlerinin muayyen bir müddet için bu hallerden
müteessir olan mıntıka borçlularına tatbik edilmesine karar verebilir.
FEVKALADE MÜHLETİN KABULÜ, BORÇLUNUN DİLEKÇESİ
MADDE 318 - İcra Vekilleri Heyetince bu suretle tayin edilen mıntıkalarda 317 nci maddede
gösterilen haller sebebile kusuru olmaksızın taahhütlerini ifa edemiyen borçlu mühletin
hitamında borçlarını tamamen tediye edebileceğini ahval ümit ettiriyorsa tetkik merciinden
nihayet altı ayı geçmemek üzere fevkalâde bir mühlet istiyebilir.
Borçlu dilekçesine mali vaziyetini gösteren vesikaları, alacaklılarının listesini raptetmeğe ve
tetkik mercii tarafından talep olunan bütün malûmatı vermeğe ve kendisinden istenebilecek
evrakın hepsini göstermeğe mecburdur. Borçlu iflâs yolile takibe tâbi ise dilekçesine fazla
olarak bilânço ve defterlerini de rapteder.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.85) Dilekçenin verilmesinden sonra tetkik mercii, 326 ncı
maddede öngörülen alacaklar hariç, tedbir yoluyla derdest takipleri durdurabilir. Tetkik
mercii, takiplerin durdurulması süresinin fevkalade mühletten indirilip indirilmeyeceğini ve
indirilecekse ne ölçüde indirileceğini belirler.
TETKİK MERCİİNE YAPILACAK TETKİKLER
MADDE 319 - Tetkik mercii lüzum gördüğü tahkikleri de yaptıktan sonra mühlet talebi ilk
bakışta esassız gibi görünmezse bir gün tayin ve o gün için ilân tarikile bütün alacaklıları
davet ve icabında ehli hibreye de müracaat eyler.
Alacaklılar tayin olunan günden evvel dosyayı tetkik edebilirler; alacaklıların mühlet talebine
karşı tahrirî itirazlarını dermeyan etmek yetkileri de vardır.
Tetkik mercii kısa bir müddette kararını verir; mühlet vermekle beraber borçluyu bir veya
müteaddit taksitlerle ödemeğe de mecbur edebilir.
TEMYİZE MÜRACAAT
MADDE 320 - Karar hakkında tebliğ tarihinden on gün içinde borçlu ile alacaklılardan her
biri tarafından temyize müracaat olunabilir.
Tetkik mercii tarafından verilmiş olan fevkalâde mühletin hükmü Yargıtayın katî kararına
kadar muteberdir.
DEFTER TANZİMİ, KOMİSER
MADDE 321 - Tetkik mercii, mühlet kararını vermezden evvel veya verirken defter
tutulmasını emreder ve alacaklıların haklarını korumak maksadile diğer bütün tedbirleri alır.
Merci mühlet vermekle beraber borçlunun muamelelerine nezaret etmek üzere bir komiser
tayin edebilir.
KARARIN TEBLİGİ
MADDE 322 - Mühlet kararı katileşince icra dairesine tebliğ ve hemen ilân olunur.
NETİCELER, TAKİPLER VE MÜDDETLER
MADDE 323.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.86) Mühlet içinde borçluya karşı takip
yapılabilir ve bu takiplere hacze veya depo emrine kadar devam edilebilir. Haczedilen ücretler
mühlet sırasında da tahsil edilir; mühlet sırasında veya mühletten önce başlatılmış bir takip
çerçevesinde ayni teminat kapsamına girdiği takdirde kiralar için de aynı kural geçerlidir.
Buna mukabil, rehnin paraya çevrilmesi talebi, haciz veya depo emri mühletin verilmesinden
önce vuku bulmuş olsa bile, satış yapılamaz veya iflasa karar verilemez.
106, 150/e, 156, 206, 278, 279 ve 280 inci maddelerde öngörülen süreler mühlet süresince
uzatılır. Aynı kural, ayni teminatlarda, taşınmaz rehni ile temin edilmiş alacakların faizleri
için de geçerlidir.
BORÇLUNUN TASARRUF HAKLARI
A - UMUMİYETLE
MADDE 324 - Borçlu işlerine devam edebilir. Ancak mühletin devamınca alacaklıların
kanuni menfaatlerine dokunacak yahut alacaklılardan bir kısmını diğerlerinin zararına olarak
tercih suretile yapılacak muameleler memnudur.
B - YETKİLİ MAKAM TARAFINDAN ALINAN HUSUSİ TEDBİRLER HAKKINDA
MADDE 325 -Tetkik mercii fevkalâde mühleti verirken komiserin, yoksa bizzat merciin
muvafakatı olmaksızın borçlunun gayrimenkullerini temlik yahut bunlar üzerinde aynî haklar
tesis, rehinler ihdas, ivazsız tasarruflar icra etmiyeceğine ve fevkalâde mühletten evvel
doğmuş borçlara karşı ödemeler yapamıyacağına ve kefalet edemiyeceğine ve ederse
hükümsüz olacağına karar verebilir.
Ancak 206 ncı maddede mezkûr ikinci ve üçüncü sıradaki borçların ödenmesi ve 319 uncu
maddenin üçüncü fıkrasında bahsolunan taksitlerin tediyesi için muvafakat almağa lüzum
yoktur.
Fevkalâde mühlet kararında yukarıdaki kayıtlar bulunursa bunlar da ilâna yazılır ve fevkalâde
mühlet tapu siciline temlik hakkının tahdidi suretile geçirilir.
FEVKALADE MÜHLETE TABİ OLMAYAN ALACAKLAR
MADDE 326 - (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.87) Mühlet, beşyüzmilyon liradan
aşağı alacaklara ve 206 ncı maddenin birinci sırasındaki alacaklara uygulanmaz.
Bu alacaklar, borçlu iflâs yolile takibe tâbi bulunmuş olsa bile fevkalâde mühlet esnasında
ancak haciz yolile yahut rehinin paraya çevrilmesi suretile takip olunabilir.
UZATMA
MADDE 327 - 317 inci madde hükümlerine göre tayin olunan müddet içinde borçlunun
dilekçesi üzerine tetkik mercii tarafından verilen fevkalâde mühlet; bunu icap ettiren sebepler
borçlunun kusuru olmaksızın devam ediyorsa, nihayet dört ay uzatılabilir.
Borçlu dilekçesine alacaklıların mütemmim bir listesini ve eğer iflâs yolile takibe tâbi ise
mütemmim bir bilânço raptetmeğe mecburdur.
Merci alacaklıların itirazlarını yazı ile bildirmeleri için bir müddet tayin ederek uzatma
talebini ilânla tebliğ eder.
Bir komiser tayin edilmiş ise o da rapor vermeğe davet olunur.
Müddet bittikten sonra merci kararını verir ve bu karar aynı şartlara göre ilân olunur.
Fevkalâde mühlette olduğu gibi bu karar hakkında da temyize müracaat olunabilir.
Yargıtay bu halde dosya üzerine kararını verir.
REFİ
MADDE 328 - Tetkik mercii aşağıdaki hallerde alacaklılardan birinin veya komiserin talebi
üzerine mühletin kalkmasına karar verebilir :
1- Borçlu tayin olunan taksitleri vaktinde ödemezse;
2- Borçlu komiserin talimatı hilâfına hareket eder ve alacaklıların kanuni menfaatlerini ihlâl
yahut bazılarını diğerlerinin zararına olarak iltizam eylerse;
3- Borçlunun mercie verdiği malûmatın hakikata muhalif olduğunun yahut borçlunun bütün
taahhütlerini ifaya muktedir bulunduğunu alacaklılardan biri ispat ederse.
Borçlu dinlenmeğe yahut itirazlarını yazı ile bildirmeğe davet olunur.
Merci icabı halinde mütemmim malûmat elde ettikten sonra dosya üzerine kararını verir.
Müracaat vukuunda Yargıtay da aynı veçhile hareket eder.
Refi kararı mühlet kararının tâbi olduğu şartlar dairesinde ilân olunur.
Refi kararı ikinci ve üçüncü numaraya göre verilmiş ise borçluya konkordato mühleti veya
yeni bir fevkalâde mühlet verilemez.
FEVKALADE MÜHLET İÇİNDE KONKORDATO VE YENİDEN MÜHLET
VERİLMEMESİ
MADDE 329 - Fevkalâde mühletin devamı esnasında konkordato talep etmek arzusunda
bulunan borçlu vesikalarını ve komiserin mütaleanamesile birlikte konkordato projesini
mühletin bitmesinden evvel vermeğe mecburdur.
Fevkalâde müddetin bitmesinden sonra başlayan altı ay içinde konkordato mühleti
verilemeyeceği gibi yeniden fevkalâde mühlet de verilemez.
İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLİŞKİ:
MADDE 329/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.88) Bir sermaye şirketi veya kooperatif fevkalade
mühlet elde etiği takdirde, mühletin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde 179 ve devamı
maddeleri uyarınca iflasın ertelenmesinden yararlanamaz.
Bir sermaye şirketi veya kooperatifin iflası 179 ve devamı maddeleri uyarınca ertelendiği
takdirde, bu ertelemenin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde fevkalade mühlet verilemez.
II - FEVKALADE HALLERDE TATİL
İCRA TAKİPLERİNİN DURDURULMASI HALLERİ
MADDE 330 - Salgın hastalık, umumi bir musibet veya harp halinde İcra Vekilleri Heyetinin
kararile memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için
icra takipleri durdurulabilir.
ON ALTINCI BAP
CEZAİ HÜKÜMLER
ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTEN
BORÇLULARIN CEZASI
MADDE 331.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.89) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya
bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya
bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki
surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan
borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya
alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve birmilyar
liradan yüzmilyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki
fiilleri işleyen borçlu hakkında da, bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler
uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato
mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu hükümler uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kasdı ile
taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve
birmilyar liradan yüzmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.
Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur.
Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı fiillere iştirak edenler de asli
fail gibi cezalandırılırlar.
ACZİNE KENDİ FİİLİYLE SEBEBİYET VEREN VEYA VAZİYETİNİN FENALIGINI
BİLEREK AGIRLAŞTIRAN BORÇLUNUN CEZASI
MADDE 332 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu
talepten önceki iki yıl içinde borçlu, âdet üzere tecviz edilemiyecek bir hiffetle hareket ederek
veya haddinden ziyade masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce
spekülâsyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile
sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı
ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini
ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hafif hapis cezasiyle cezalandırılır.
Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu hükümler uygulanır.
Bu suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur. Borçluyu fazla borç altına girmeye veya talih
oyunu ile spekülâsyonlarda bulunmaya sevk etmiş yahut ağır faiz almak suretiyle za'fından
istifade etmiş olan alacaklıların şikâyet hakkı yoktur.
İFLAS VE KONKORDATO İŞLERİNDE HUSUSİ MENFAAT TEMİN EDENLERİN
CEZASI
MADDE 333 - Her kim iflâs bürosu veya idaresi yahut bir alacaklının veya alacaklılar
toplanmasındaki mümessilinin reyini yahut konkordatoya muvafakatini kazanmak için ona
hususi bir menfaat temin veya vadederse Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak takibat üzerine
altı aydan üç seneye kadar hapsolunur.
Kendisine menfaat temin veya vadettiren alacaklı yahut mümessili de aynı ceza ile
cezalandırılır.
İflâs bürosu veya idaresi azası hakkında bu ceza beş seneyi geçmemek üzere iki kat olarak
hükmolunur.
TİCARİ İŞLETMEDE YÖNETİCİNİN SORUMLULUGU:
MADDE 333/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.90) Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen
yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin
borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem
ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde altı aydan iki yıla kadar hapis ve
dörtmilyar liradan dörtyüzmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Birinci fıkradaki suç taksirle işlendiği takdirde, faile zararın ağırlığına göre, ikimilyar liradan
ikiyüzmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu maddede yazılı suçların takibi
alacaklının şikayetine bağlıdır.
KONKORDATODA YETKİLİ KİMSELERİ HATAYA DÜŞÜREN VEYA
KONKORDATO KOŞULLARINA UYMAYAN BORÇLUNUN CEZASI:
MADDE 334.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.91) Konkordato mühleti
elde etmek veya konkordatoyu tasdik ettirmek için gerçeğe aykırı hesap veya bilanço
göstererek mali durumu hakkında alacaklıları, komiseri veya yetkili memuru hataya düşürmek
veya konkordato projesine uymamak suretiyle kasten zarara sebebiyet veren borçlu, ilgilinin
tetkik merciine yapacağı şikayet üzerine altı aydan bir yıla kadar hafif hapis cezası ile
cezalandırılır.
KONKORDATO KOMİSERİNİN SORUMLULUGU:
MADDE 334/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.92) Konkordato komiserleri, işledikleri eylemler
bakımından Türk Ceza Kanununun 279 uncu maddesi anlamında memur sayılırlar.
KİRACININ CEZALANDIRILACAGI HALLER
MADDE 335 - Üzerlerinde kiralayanın hapis hakkı tanınmış ve 270 inci madde mucibince
defteri yapılmış eşyayı kaçıran veya gizleyen borçlu ile tahliyesi emrolunan yeri kiralayana
zarar vermek maksadile işgal ettiren şahıs Türk Ceza Kanununun (276) ncı maddesine göre
cezalandırılır.
MÜFLİSİN MALLARINI VERMİYENLER HAKKINDAKİ CEZALAR
MADDE 336 - Müflisin mallarını ellerinde bulunduran veya müflise borçlu olan üçüncü
şahıslar iflâsın açıldığına dair ilâna muttali oldukları tarihten itibaren bir ay içinde makbul bir
mazeret olmaksızın o malları iflâs idaresi emrine vermezler veya borçlarını bildirmezlerse
tetkik merciince elli liraya kadar hafif para cezasile cezalandırılırlar.
KENDİSİNE TESLİM EDİLEN MALLARI VERMEYENLER HAKKINDAKİ CEZALAR:
MADDE 336/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.93) Bu Kanun uyarınca, muhafaza edilmek üzere
kendisine rehin, haciz veya diğer herhangi bir sebeple teslim olunan malları icra dairesinin
talebine rağmen yedi gün içinde icra dairesine teslim etmeyen kimse, alacaklının şikayeti
üzerine tetkik merciince iki aydan altı aya kadar hafif hapisle cezalandırılır.
MAL BEYANI İÇİN GELMİYENLERİN VE BEYANDA BULUNMIYANLARIN VE
İSTENEN MALI TESLİM ETMİYENLERİN CEZASI
MADDE 337 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.94)
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya
yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikayeti üzerine, tetkik mercii tarafından on
günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Borçlunun haczi kabil mallarını
alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği takdirde yahut borcu karşılayacak miktarda
malın haczedilmesi halinde borçluya ceza verilmez.
Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği ispat olunursa
borçluya ceza verilmez.
162,209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis hakkında da iflâs idaresinin
vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii tarafından aynı ceza hükmolunur.
TİCARETİ TERK EDENLERİN CEZASI
MADDE 337a - (Ek: 538 - 18.2.1965) 44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmıyan
veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim
olan değerini haciz veya iflâs sırasında gösteremiyen veya beyanından sonra bu malları
üzerinde tasarruf eden borçlu hakkında, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik
mercii tarafından 3 aydan 1 seneye kadar hafif hapis cezasına hükmoulunur.
Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya
ceza verilmez.
Borçlunun iflâsı takdirinde birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflâs hali sayılır.
HAKİKATE MUHALİF BEYANDA BULUNANLARIN CEZASI
MADDE 338 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı
surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan (Değişik
ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.95) "altı aya" kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir geçim sürdürdüğü, aciz
vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına bağlanmasından en geç beş sene içnde
müracaatı üzerine sabit olursa, asgari ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra tetkik merciinin
dörtte birden az olmamak üzere tespit edeceği kısmını merci kararının kesinleşmesinden
itibaren en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra
dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu bir aydan bir
seneye kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılır. Hafif hapis cezasının tatbikine başlandıktan
sonra borçlu o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye
edilir.
Borçlu ödemelerini tekrar keserse, geri kalan cezası infaz olunur, ancak, bakiye borcun
tamamını ödediği takdirde cezadan kurtulur.
Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi, asgari ücretin üstünde
eline gelen para ve menfaatlerin icra tetkik mercii kararı ile belirlenecek kısmını, icra
veznesine yatırmak mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.
İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası hamili alacaklı talep etmiş ise,
bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkını haizdir.
BEYANDAN SONRA MAL VE KAZANÇTA OLAN TEZAYÜDÜ BİLDİRMEYEN
BORÇLUNUN CEZASI
MADDE 339 - Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu
Kanun mucibince bildirmeğe mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün
içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahî surette bildirmezse bu mal veya kazancı
asıl veya bedel itibarile mevcut olduğu takdirde beş günden bir aya kadar ve mal veya
kazancını asıl veya bedel itibarile makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, on beş
günden altı aya kadar hafif hapis ile cezalandırılır.
Bu cezalar alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından hükmolunur.
BORÇLUTUNUN ÖDEME ŞARTINI İHLALİ HALİNDE CEZA
MADDE 340 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) 111 inci madde mucibince veya alacaklının
muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep
olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan üç
aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır.
ÇOCUK TESLİMİ EMRİNE MUHALEFETİN CEZASI
MADDE 341.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.96) Çocuk teslimi hakkındaki ilamın veya ara
kararının icrası sırasında çocuğu gizleyen ya da ilamın veya ara kararının icrasından sonra
tekrar kaçıran borçlu ile bu fiillere bilerek iştirak edenler, lehine hüküm verilmiş kimsenin
şikayeti üzerine, tetkik mercii tarafından, iki aydan altı aya kadar hafif hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
İCRA DAİRESİNCE TESLİM EDİLEN GAYRİMENKUL VEYA GEMİYE TEKRAR
GİRENLERİN CEZASI
MADDE 342 - İcra dairesi marifetile alacaklıya veya alıcıya teslim edilen bir gayrimenkule
veya gemiye haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu tetkik mercii tarafından Türk Ceza
Kanununun (309) uncu maddesi mucibince umumî hükümler dairesinde cezalandırılır.
30 VE 31 İNCİ MADDELER HÜKMÜNE MUHALEFET EDENLERİN CEZASI
MADDE 343 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin
yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tesisi veya kaldırılması
hakkındaki ilâm hükümlerine makbul mazerete müstenit olmayarak muhalefet eden borçlular,
hüküm lehine verilmiş olan kimsenin şikâyeti üzerine, tetkik mercii tarafından bir aydan üç
aya kadar hafif hapis cezasına mahkûm edilirler.
NAFAKAYA İLİŞKİN KARARLARA UYMAYANLARIN CEZASI:
_____
Madde 344 ün "Nafaka Hükmüne Uymıyanların Cezası" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 97. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 344 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Nafaka vermeye mahkûm olup da ilâmda
gösterilen ödeme şartlarına riayet etmiyen borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik merciince
tarafların hal ve vaziyetlerine göre on günden üç aya kadar hafif hapse mahkûm edilir.
Cezanın infazından sonra işliyecek nafaka hakkında aynı hüküm cereyan eder.
Ancak borçlu, nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açmış ve borçlunun ileri
sürdüğü sebepler, tetkik merciince cezanın tehiri talebini kabul ettirecek mahiyette bulunmuş
olursa, bu madde hükmünün uygulanması yargılama sonucuna bırakılabilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.97) Mahkemece ara kararı ile hükmedilen nafakayı
ödemeyen borçlular hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
HÜKMİ ŞAHISLARIN MUAMELELERİNDE KİMLERİN CEZA GÖRECEGİ
MADDE 345 - Bu kanunda yazılı suçlar, hükmi bir şahsın idare veya muamelelerini ifa
sırasında işlenmiş ise ceza o hükmî şahsın müdürlerinden, mümessil ve vekillerinden, tasfiye
memurlarından, idare meclisi reis ve azasından veya murakıp ve müfettişlerinden fiili yapmış
olan hakkında hükmolunur.
SERMAYE ŞİRKETLERİNİN İFLASINI İSTEMEK MECBURİYETİNDE OLANLARIN
CEZASI (1)
MADDE 345a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya
tasfiye memurları, kasden veya ihmal ile 179 uncu maddeye göre şirketin mevcudunun
borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflâsını istemezlerse, alacaklılardan birinin
şikâyeti üzerine, tetkik merciince on günden üç aya kadar hafif hapis veya 1.000 liradan
10.000 liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılırlar.
ARTIRMADAN ÇEKİLME
MADDE 345b - (Ek: 3494 - 9.11.1988)) Bu Kanuna göre yapılan ihalelerde kendisine veya
başkasına vaad olunan veya sağlanan yarar karşılığında araştırmadan çekilen veya artırmaya
katılmayan kimseye bir aydan altı aya kadar (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.98) "hafif
hapis" ve ikimilyon liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Aracılara da aynı ceza verilir.
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMEMESİ
MADDE 346 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Tetkik merciinin yetkisine giren ceza davaları diğer
mahkemelere aid olan davalarla birleştirilemez.
Ancak kat'ileşen cezalar infaz sırasında içtima kaidelerine göre birleştirilir.
ŞİKAYET SÜRESİ
MADDE 347 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik merciince bakılan suçlardan dolayı şikâyet
hakkı, suçun vukuuna ıttıla tarihinden itibaren üç ay ve her halde vukuundan bir sene
geçmekle düşer.
YETKİ
MADDE 348 - Ceza hususlarında yetkili tetkik merci icra takibinin yapıldığı yerdeki
mercidir.
YARGILAMA USULÜ
MADDE 349 - Şikâyet dilekçe ile veya şifahî beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını
alan tetkik merciii duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve
maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.
İki taraf tayin olunan gün ve saatte tetkik merciinin huzuruna gelmeğe veya vekil göndermeğe
mecburdurlar. İcabında merci tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir.
Maznun başka yerde ikamet ediyorsa istinabe yolile sorguya çekilir.
Maznun, şikâyeti alan veya istinabe edilen tetkik merciinin huzuruna gelmez veya müdafi
göndermezse yahut bizzat bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetile getirilir. Bu suretle
de bulundurulamazsa muhakeme gıyabında görülür.
Şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikâyet hakkı düşer.
Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun gıyabında verilen karara karşı eski hale
getirme talebi hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı hükümler tatbik olunur.
DURUŞMA
MADDE 350 - Tetkik mercii iki tarafı ve delillerini dinler ve gerek tarafların gerek şahitlerin
ifadelerini duruşma tutanağına geçirir.
Cumhuriyet Savcısı hazır bulundurulmaz.
TAHKİKAT
MADDE 351 - Şikâyetçi dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlıdır.
Maznun müdafaası için tahkikatın tevsiini ancak bir kere istiyebilir.
KARAR
MADDE 352 - Tetkik mercii iki tarafın ifadelerini ve bütün delillerini ve iddia ve
müdafaalarını dinledikten sonra nihayet beş gün içinde kararını verir ve hülâsasını
Cumhuriyet Savcısına bildirir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.99) Takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354 üncü
maddede yazılı sebeplerle düşeceği kararda belirtilir.
CEZA KARARNAMESİ:
MADDE 352/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.100) Bu Kanunda yazılı olup cezasının üst sınırı
altı aya kadar hafif hapis veya yalnızca hafif veya ağır para cezası veya bunlardan biri veya
ikisi olan suçların failleri hakkında duruşma yapılmaksızın ceza kararnamesiyle karar
verilebilir.
Şikayet dilekçesin i veya dava beyanını alan tetkik mercii, işin ceza kararnamesiyle
sonuçlandırılabileceği kanısına varırsa 349 uncu madde hükmünü uygulamaz. Bu takdirde
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 386 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 387, 388, 389 uncu
maddeleri ve 390 ıncı maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 391 inci maddesi hükümleri
uygulanır. Tetkik mercii, şikayet konusu ile ilgili dosyayı, sanığın nüfus kayıt örneğini ve
sabıka kaydını getirtir.
Hakim, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 388 inci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen hususlara ek olarak borcun ödenmesi halinde 354 üncü maddeye göre bütün
sonuçlarıyla birlikte cezanın düşeceği hususunu ceza kararnamesine yazar.
Hafif hapis cezası içeren ceza kararnamesine itiraz halinde bu Kanun hükümlerine göre
yargılama yapılır.
Ceza kararnamesiyle sadece para cezasına hükmolunduğu hallerde itiraz, tetkik merciinin
yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi başkanı tarafından incelenir. İtiraz
dilekçesinin verilmesi, aleyhine itiraz olunan ceza kararnamesinin yerine getirilmesini
durdurur. Hakim evrak üzerinde yapacağı inceleme sonucunda itirazı yerinde görürse itiraz
konusu hakkında karar verir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
CEZALARIN TECİL EDİLEMEMESİ VE PARA CEZASINA ÇEVRİLEMEMESİ
MADDE 352b - (Ek: 3222 - 6.6.1985) Bu Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil
edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza
Kanununun 19 uncu maddesi hükmü uygulanmaz.
_____
Madde 352a nın madde numarası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de
yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 100. maddesi hükmü gereğince
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
TEMYİZ
MADDE 353 - (Değişik: 538 - 18.2.1985) Tetkik merciinin kararı tefhim veya tebliğ
tarihinden yedi gün içinde sanık veya şikâyetçi veya Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz
olunabilir.
Temyiz, dilekçe veya tetkik merciine zaptettirilecek sözlü beyanla olur.
Depo ve lâyiha aranmaz. Dilekçe veya beyan üzerine evrak hemen Yargıtaya gönderilir.
DAVANIN VE CEZANIN DÜŞMESİ
MADDE 354 - Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikâyete bağlı olanların müştekisi
feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticelerile beraber ceza
düşer.
(...) (Madde 354 ün 2. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
ON YEDİNCİ BAP
HUSUSİ HÜKÜMLER
MAAŞ VE ÜCRETLERİN KESİLMESİNDE USUL
MADDE 355 - Devlet işlerinde veya hususî müesseselerde bulunan borçlu memur veya
müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın
kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir
hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan
miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.
Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip
olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti
de malmemuru veya daire âmiri yahut hususî müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra
dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya âmirini haberdar
etmeğe mecburdur.
YUKARIDAKİ MADDEYE RİAYET ETMEYENLER HAKKINDA HÜKÜMLER
MADDE 356 - Yukarıdaki madde hükümerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk
vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra
dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır.
Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmiyen her hangi bir memur veya âmir hakkında
istenecek malûmatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin
vazifesidir.
CUMHURİYET SAVCILIGINCA TAKİP
MADDE 357 - İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve
neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alâkadarlar mecburdur. Makbul sebep
haricinde tebliğ ve emirleri yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye
hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSA BIRAKILAN MALLAR
MADDE 358 - Üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden
istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya
ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş
olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince resen tazmin ettirilir.
Bu kıymetleri tazmin ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararına karşı
tetkik merciine, 16 ncı maddede tayin edilen müddet içinde şikâyette bulunabilirler.
İCRA DAİRELERİNİN MUHABERELERİ
MADDE 359 - İcra müdürleri yaptıkları muameleden dolayı her daire ve makam ile doğrudan
doğruya muhabere edebilirler.
HACZEDİLEN MALLARIN İSTİNABE SURETİLE SATIŞI
MADDE 360 - Haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış, istinabe suretile
yapılır. Artırma ve ihaleye mütedair ihtilâflar istinabe olunan icra dairesinin tâbi bulunduğu
tetkik merciince hallolunur.
FAZLA VERİLEN PARANIN GERİ ALINMASI
MADDE 361 - İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut
yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca
hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.
EMANETLER HAKKINDA ZAMANAŞIMI
MADDE 362 - İcra veznesine tevdi yahut dairece tahsil olunan para veya icra muamelesi
sebebile hıfzedilmekte olan eşya tevdi veya tahsil yahut hıfız tarihinden itibaren on seneye
kadar alâkadarları tarafından müracaat olunmazsa talep hakkı Hazine lehine düşer.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (: