Arama

Kahramanmaraş - Tek Mesaj #10

The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2008       Mesaj #10
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Elbistan

Ad:  elbistan.jpg
Gösterim: 755
Boyut:  49.0 KB

Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kent. Ceyhan Irmağı'nın başlıca kollarının birleştiği ve Elbistan Ovası'nın güney kenarında kurulmuş olan kentin çevresi dağlarla kaplıdır. Önemli bir tarım ürünleri merkezi olan Elbistan'da özellikle baklagiller, tahıl, şekerpancarı ekimi yapılır ve hayvan yetiştirilir. Son yıllarda işletilmeye başlanan linyit yatakları ile Afşin-Elbistan Termik Santralı'nın kurulması çalışmaları, ilçenin ekonomik yaşamına olağanüstü bir canlılık getirdi. Yüzölçümü 4.028 km2, ilçe nüfusu 144.441, merkez nüfusu 87.274 (1997).

Elbistan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 4.028 km2 (1989) olan Elbistan ilçesi kuzeyde Sivas ve Malatya illeri, doğuda gene Malatya ili, güneyde Nurhak ve Ekinözü, güneybatıda Göksün, batıda da Afşin ilçeleriyle çevrilidir.

İlçe topraklan akarsularla parçalanmış geniş bir çöküntü alanıyla bunu çevreleyen dağlardan oluşur. İlçe topraklarının kuzey kesimini Hezanlı Dağı (Devlethöyüğü Tepesinde 2.283 m), doğu ve güneydoğu kesimini de Nurhak Dağının kuzeydoğu uzantılan engebelendirir. ilçe alanının büyük kesimini Elbistan Ovası kaplar. Ova ile kuzey ve doğusundaki dağlar arasında, 1.500-2.000 m yüksekliğinde platolar yer alır. Ceyhan Irmağının kollarıyla parçalanmış bu platolar hayvancılık bakımından önem taşıyan gür çayırlarla kaplıdır.

İlçenin en önemli akarsuyu olan Ceyhan IrmağıÇ), Elbistan kenti yakınındaki Pınarbaşı’ndan doğduğu kabul edilir. Ceyhan’ı besleyen çok sayıda irili ufaklı çay ve dere, Elbistan Ovasında bir akarsu şebekesi oluşturur.

İlçe ekonomisi tarıma dayanır. Elbistan Ovası, Kahramanmaraş ilinin en önemli bitkisel üretim alanlarından biridir. Ovanın büyük bir bölümünde buğday ekilir. Yaygın olarak yetiştirilen bir başka tahıl da arpadır. Baklagiller ve sanayi bitkileri üretimi de önemlidir. Kahramanmaraş, nohut ve fasulye üretiminde Türkiye’nin başta gelen illerindendir. Elbistan, Kahramanmaraş ili toplam fasulye üretiminin yarısına yakınım, nohut üretiminin de üçte birinden fazlasını karşılar (1984). İlçede üretilen sanayi bitkileri ise şeker pancarı ve ay çiçeğidir. Bağcılık ve sebzecilik de önem taşır. 1970 sonrasında Elbistan Ovasında antepfıstığı yetiştirilmeye başlamıştır. Ayrıca önemli ölçüde elma ve kayısı da yetiştirilir.
Elbistan’a bağlı köylerin yaklaşık yarısında halkın temel geçim kaynağı hayvancılıktır.

1950’lerde bitkisel üretim alanlarının otlakların aleyhine genişlemesiyle belirgin bir gerileme sürecine giren hayvancılık, 1970’lerden sonra yeniden canlanmaya başlamıştır. İlçede en çok koyun, dağlık yörelerde kıl keçisi, ovada ise sığır yetiştirilir.
Elbistan ile Afşin ilçeleri arasında kalan geniş bir alanda düşük kalorili linyit yataktan vardır. Yaklaşık 100 km2’lik bir alana yayılan bu yatakların toplam rezervi 1981’de 3 milyar 539 milyon ton olarak hesaplanmıştır. 1984’te üretime geçen, Türkiye’nin en önemli yatırımlarından biri ve en büyük termik santralı olan Afşin-Elbistan Termik Santralı, yöreden çıkartılan linyitleri kullanarak enterkonekte sisteme katkıda bulunur. İlçe topraklarında bulunan demir yatakları rezervinin 5 milyon 232 bin tonu aşkın olduğu saptanmıştır (1981). Termik santraldan başka önem taşıyan sanayi kuruluşu şeker fabrikasıdır.

Güç geçit veren dağlar arasında yer alan Elbistan, tarih boyunca önemli bir yerleşim alanı olmuştur. İlçe merkezinin kuzeyindeki İkizin Mağarasında Üst Paleolitik ve Neolitik çağlara tarihlenen buluntular ortaya çıkarılmıştır. Kentin 10 km kadar kuzeybatısındaki Karahöyük’te yapılan kazı çalışmaları, yörenin Asur ve Hititler zamanında önemli bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymuştur. Yöre Persler zamanında Kapadokya Büyük Satraplığı içinde yer almıştır.

Elbistan’ın kuzeybatısındaki Karaelbistan yakınlarında kalıntıları bulunan eski kent, çeşitli kaynaklarda Ablasta, Ablastayn, Ablustayn, Ablistan adlarıyla geçer. Elbistan, Selçuklular ile Danişmendliler arasında birkaç kez el değiştirdikten sonra, önce Haçlıların, ardından da Moğolların saldırılarına uğradı. 1277’de Memlûkler ile İlhanlIlar arasındaki savaş Elbistan Ovasında yapıldı. Bir sınır yerleşmesi olduğundan çeşitli yıkımlara uğrayan eski kentin 4 km kadar güneydoğusunda, bugünkü yerinde kurulan Elbistan’da Bozok Türkmenleri, Memlûk- lerin desteğinde Dulkadıroğulları Beyliği’ni kurdular. Dulkadıroğullannm ilk beyi Zeyneddin Karaca Bey 1337’de Elbistan’ı İlhanlı valisi Eretna Bey’in elinden alarak başkent yaptı.

Elbistan yöresi


I. Selim’in (Yavuz) Dulkadıroğulları Beyliği’ne son vermesiyle 1515’te Osmanlı topraklarına katıldı. I. Süleyman (Kanuni) döneminde Zulkadriye Eyaleti’nin merkez sancağı olan Maraş’a bağlı bir kaza yapıldı. Elbistan, Maraş’ın önce İngilizler, daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edildiği Kurtuluş Savaşı yıllarında önemli bir Kuvayı Milliye merkezi durumuna geldi. Elbistanlı gönüllüler Maraş ve Antep’in kurtarılmasında önemli rol oynadı.

Elbistan kenti


aynı adlı ovanın güney kesiminde ve kalker yapılı Şar Dağının eteğinde yer alır. Kentin, tarihsel gelişim içinde bugünkü yerine taşınmasının bir nedeni de, 1114’teki çok şiddetli bir depremde Karaelbistan’m tamamen yıkılmış olmasıdır. Kahramanmaraş’tan sonra ilin en büyük ve gelişkin kenti olan Elbistan’a termik santral ve şeker fabrikasıyla yol ve sosyal konut gibi tesislerin yapımı inşaat kesimine büyük bir canlılık getirmiş, çevredeki kırsal yerleşmelerden önemli göçler olmuştur. Bunun sonucunda 1970-80 arasında kent nüfusu bir kat artmıştır. Kentte bir devlet hastanesi ve bir SSK dispanseri vardır. Kentin karayoluyla Kahramanmaraş’a uzaklığı 158 km’dir.

Kentteki en önemli tarihsel yapı


16. yüzyıla ait Elbistan Ulucamisi’dir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen Himmet Baba Türbesi’nin 700 yıllık olduğu sanılmaktadır. Daha sonralan türbenin yanma bir de cami eklenmiştir. 150 m yüksekliğindeki bir tepenin üzerinde yer alan Kız Kalesi’nin yapım tarihi ve adının kökeni bilinmemektedir.
Elbistan Belediyesi 1885’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 112.024; kent, 54.741.

Elbistan Ovası


Doğu Anadolu’nun Akdeniz Bölgesi’ne komşu batı kesiminde ova. Doğu-batı doğrultusundaki uzun ekseni 60- 65 km’yi, genişliği ise 40-45 km’yi bulur. Ceyhan Irmağının başlıca kolları olan Söğütlü, Hurman ve Göksün çayları bu ovada birleşir. Ceyhan’ın asıl doğduğu yer olarak kabul edilen kaynak da ovadan, Elbistan kentinin yanı başında bulunan Pmarbaşı’ndaki mesire yerinden çıkar. Tabanı, denizden 1.100-1.200 m yükseklikte bulunan ovanın çevresini 2.000 m’den yüksek dağlar kuşatır. Bunlar batıda Binboğa (2.935 m), kuzeyde Hezanlı (2.283 m), güneydoğuda Nurhak (3.081 m) ve güneybatıda Berit (3.027 m) dağlandır. Kenardaki dağların bazı uzantılan Elbistan kentinin gerisinde yükselen kalker yapılı Şar Dağında olduğu gibi ova içine doğru sokulur.

Elbistan Ovası Doğu Anadolu’da Elbistan’dan başlayarak güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunu izleyen tektonik kökenli Malatya-Elazığ (Uluova)-Palu-Muş çöküntü ovaları dizisinin ilk ovasıdır. Ovanın tabanı, kalın bir alüvyon tabakasının altındaki Neojen Bölüm (y. 26-2,5 milyon yıl önce) arazisinden oluşur. Neojen tortullar arasında Türkiye’nin en zengin rezervli linyit yatakları bulunur. Elbistan Ovasının doğu yarısı düz tabanlıdır; derelerle yarılmış olan batı yarısındaki Afşin kesimi ise dalgalı bir görünüm taşır. Yüzey şekilleri açısından farklılık gösteren bu iki kesimin sınırını Hurman Çayı çizer.

Ova eskiden beri önemli bir tahıl üretim alanı olmuştur. Günümüzde tahıldan başka, baklagiller, şeker pancarı, bağlar ve meyve bahçeleri de önemli yer tutar. Yıllık yağış ortalamasının 400 mm’nin altında olduğu bir yörede bulunan Elbistan Ovasında sulamaya dayalı tarımın gelişmiş olması, Hurman ve Söğütlü çaylarının ovada çok yüzeyden akması ve bu nedenle sulamanın kolay olmasının sonucudur. Ayrıca adını Elbistan kentinin 10 km kadar batısındaki Kalealtı köyünden alan Yukarı Ceyhan Afşin-Elbistan Ovaları Kalealtı Pompaj Sulaması Projesi’nin gerçekleşmesiyle sulama olanaklarının daha da gelişmesi beklenmektedir. Şeker pancarı tarım alanlarının hızla genişlemesi sulama olanaklarından ve ilçede bir şeker fabrikası kurulmasından kaynaklanır.

Elbistan Ulucamisi


Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde Dulkadıroğlu Beyliği döneminden kalma cami. Cümle kapısı üstündeki yazıtta II. Gıyaseddin Keyhusrev zamanında, 1239/40’ta yapıldığı yazmaktaysa da, mimari üslubu açısından çok daha geç bir döneme ait olduğu açıktır. Sanat tarihçileri yapım tarihi olarak 15. yüzyılın sonuyla 16. yüzyılın başını ileri sürerler. Belki de bugünkü yapı, yazıtta belirtilen ilk caminin yerine yapılmıştır. Asıl cami mekânı yaklaşık 20 m kenarlı bir kare biçimindedir. 8 m çapındaki kubbe, kare kesitli dört büyük ayağa oturur ve dört yanından birer yarım kubbeyle desteklenir. Bu örtü sisteminin dört köşesinde kalan boşluklar da 3 m çapında birer küçük kubbeyle kapatılmış, böylelikle simetrik bir merkezî plan elde edilmiştir.
Dışarıdan bakıldığında merkezî kubbenin sekizgen bir kasnak üstünde yükseldiği ve bu kasnağın, yarım kubbelerin arasına gelen çapraz kenarlarından birer payanda kemeriyle desteklendiği görülür. Giriş cephesinde, kare cami kütlesini dikdörtgene tamamlayan bir son cemaat yeri vardır. Burası kare kesitli iki ayakla üç açıklığa bölünmüş, üstü üç tane çapraz tonozla örtülmüştür. Caminin iki yan duvarı öne doğru uzatılarak son cemaat yerinin de iki yanı kapatılmıştır. Son cemaat yerinin batı köşesine bitişik minare, kare planlı bir kürsüden sonra gelen sekizgen planlı bir pabuç üstünde yükselir; peteği ve külahı, kaim silindirik gövdeye göre oldukça ince ve kısadır.

Elbistan Ulucamisi, Atina’daki Fethiye (15. yy), Diyarbakır’daki Fatih Paşa (1522), Kahire’deki Hadım Süleyman Paşa (1528/ 29) camileri gibi birkaç benzeriyle birlikte, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki Şehzade Camisi’nde (1548) en olgun örneklerinden birini ortaya koyduğu, dört yarım kubbeyle desteklenen merkezî kubbeli plan şemasının daha eski tarihli uygulamalarından biridir.

ELBİSTAN BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:35
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (: