Arama


The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
4 Mayıs 2008       Mesaj #2
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Türk dünyasının Azerbeycan, İran, Doğu Anadolu, bölgelerinde gelişerek XIV. yüzyılda Kadı Burhaneddin, Kadı Darir, Seyyid Nesimi, XV. yüzyılda Habibi, XVI. yüzyılda Hatayı ve en büyük şairimiz Fuzûli gibi sanatçılar yetiştiren edebiyatımızın zengin bir koludur. Anadolu Türkçesi'nden XIII. yüzyılda ayrılmaya başlayan Azeri Türkçesi ilk önemli yazılı ürünlerini XIV. yüzyıldan sonra vermeye başlamıştır. Bu edebiyatın ilk örneklerini Horasan'dan gelen halk şairleri vermişlerdir. Bunlar genellikle ...

Türk dünyasının Azerbeycan, İran, Doğu Anadolu, bölgelerinde gelişerek XIV. yüzyılda Kadı Burhaneddin, Kadı Darir, Seyyid Nesimi, XV. yüzyılda Habibi, XVI. yüzyılda Hatayı ve en büyük şairimiz Fuzûli gibi sanatçılar yetiştiren edebiyatımızın
zengin bir koludur.

Anadolu Türkçesi'nden XIII. yüzyılda ayrılmaya başlayan Azeri Türkçesi ilk önemli yazılı ürünlerini XIV. yüzyıldan sonra vermeye başlamıştır. Bu edebiyatın ilk örneklerini Horasan'dan gelen halk şairleri vermişlerdir. Bunlar genellikle sözlü eserler olduğu ve çoğu yazıya geçirilemediği için, zamanla sahiplerinin adları unutularak halka mâl olmuş ve Anonim Halk Edebiyatı'nın bir dalı olan Bayat'ları meydana getirmişlerdir. Bayat'lar Anadolu Türkçesi'ndeki Mani'lerin karşılığıdır.

Azeri Edebiyatı'nın bilinen ilk şairi Hasanoğlu isimli bir sanatçıdır. XIII. yüzyıl ile XIV. yüzyıl başlarında yaşayan Hasanoğlu, şiirlerinde Pir Hasan mahlasını kullanmıştır.

XIV. yüzyılın tanınmış isimleri Erzurumlu Darir, Kadı Burhaneddin ve Seyyit Nesimi'dir. Bu yüzyıl, Azeri Edebiyatı'nın belirgin bir gelişme gösterdiği devredir. XV. yüzyıl, Azeri Edebiyatı için pek parlak sayılmaz. Bu yüzyılın tek tanınmış ismi Habibi'dir.

Azeri Edebiyatı en parlak devrini XVI. yüzyılda yaşamıştır. Çünkü bu yüzyılda Fuzuli gibi dev bir sanatçı yetiştirmiştir. XVI. yüzyıldan sonra XIX. yüzyıla kadar Azeri Edebiyatı'nda bir duraklama görülür. XVIII. yüzyıl sonlarına doğru gelişmeye başlayan milliyetçilik hareketine paralel olarak, Azeri Edebiyatı'nda yeni bir canlılık dikkati çeker.

Yeni dönem Azeri Edebiyatı'nın ilk öncüsü Vedadi'dir. Onun yanı başında ünlü şair Vakıf dikkati çeker. XIX. yüzyılda Vakıfı Mirza Feth Ali ve Zekir izler. Mirza Feth Ali Avrupai edebiyat türlerini Azeri Edebiyatı'na getiren ilk sanatçı olarak tanınır. Bu hususta o Anadolu Türk Edebiyatı'ndan bile önde gelir.

Azeri Edebiyatı Tarihi'nin son büyük halkasını Sabir teşkil eder. 1961 de doğan ve 1911 de ölen bu çok ünlü Azerbeycan şairi, Türk-İslâm dünyasında cehaletle savaşan bir sanat felsefesine sahiptir. 1920’den sonra bağımsızlığını yitiren Azerbeycan ile birlikte edebi hayat da derin bir suskunluğun içine gömülmüştür.
Son düzenleyen Daisy-BT; 4 Haziran 2011 16:57 Sebep: Sayfa düzeni.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (: