Arama

Hastalıklar Bilgisi - Tek Mesaj #2

BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
9 Mayıs 2008       Mesaj #2
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
HASTALIKLAR BİLGİSİ (Devam)

ENSEFALİT;
Beyin parankimasını tutan, inflamatuar bir hastalıktır. Ensefalit ile meninkslerin enfeksiyonu birlikte ise meningoensefalit denir. Virüs ve bakterilerin doğrudan MSS ‘ye yayılması sonucu Ensefalit oluşabilir.
Akut Ensefalit etkenleri; Togo virüsler, bunyavirüsler, arena virüsler, reovirüsler, kuduz, herpes simplex 1-2, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği ve influenza.
Belirtiler; Ani veya yavaş başlayabilir. Ateş baş ağrısı, kusma, ense sertliği, konuşma güçlüğü, aşırı duyarlılık, kasların istemsiz kasılması, delirium, koma.
Tedavi; Bildirimi zorunludur, hastanede tedavi görmeli.

TİFO;
Yeni doğan dışında her yaşta görülen enfeksiyöz bir ateşli bağırsak hastalığıdır.
Etken; Salmonella typhi veya eberth basilidir. Basil hareketli gram (-) sporsuz ve kapsülsüzdür. Nemli ortamlarda kontamine olmuş besin ve sularda yaşar. Rezervuar insandır.
Epidemioloji; Yurdumuzda sporadik olarak görülür. Hastalık sindirim yoluyla alınır. Hasta iyileştikten sonra bakteri yıllarca kişinin safra kesesinde yaşayabildiğinden kişi portör olabilir. Hastalık ömür boyu bağışıklık bırakır. Ağız yoluyla alınan mikrop mide asitinden etkilenmez. Doğrudan ince barsakların peyer plaklarına yerleşir.
Bulaşıcılık süresi; Hasta ve portörün dışkı ve idrarını attığı sürece sürer.
Kuluçka süresi; Ortalama 1 -3 haftadır.
Belirtiler; Bazen nezle şeklinde bazende barsak ve mide şikâyetleri şeklinde başlar. Ani başlayan baş ağrısı, iştahsızlık, kusma, ishal, yüksek ateş. (en önemli belirti). Hastalığın 7 -10 günlerinde göbek etrafında çıkan roseol adı verilen küçük, elle basıldığında kaybolan pembe renkli makülo papüler lezyonlar, apati (dalgınlık), uyuklama, dil paslı ve çatlak, karında aşırı hassasiyet, ishal, dışkı bezelye ezmesi şeklinde, dalakta büyüme, kesin tanı laboratuvar tetkikleriyle konur.
Komplikasyonlar; Sindirim sisteminde, dil, diş eti, boğaz iltihapları, özefagus ülseri, midede gaz, hematemez, mide ve barsak kanallarında kanama, barsak delinmesi, peritonit, miyokardit, menenjit.
Tedavi; Geniş spektrumlu antibiyotikler, sıvı elektrolit dengesi düzeltilir. Koruma tifo aşısı ile olur. İçme suları klorlanmalı.

PARATİFO;
Salmonella typhi dışında Salmonella serotplerinin sindirim yolundan alınması ile bulaşan, besin zehirlenmesi şeklinde belirti veren tifoya benzer bir enfeksiyon hastalığıdır.
Etken; Salmonella grubundan bir basildir. Etken gram (-) ve hareketlidir.
Epidemioloji; Hastalık bütün dünyada endemik olarak her zaman bulunur. Tifodan daha hafif seyreder. Üç tipte görülür.
- Lokal paratifo
- Paratifo bakteriyemi
- Paratifo gastroenterit
Bulaşıcılık süresi; tifodaki gibi
Kuluçka dönemi; 3 -15 gün
Belirtiler; Titreme, ateş, sırt, baş ağrısı, bulantı, ishal, ağız kuruluğu, susuzluk hissi.
Tanı; İdrar ve dışkı kültüründe salmonella paratyphi A-B-C görülür.
Komplikasyonlar; Kolesistit ve piyelit.
Tedavi; tedavi ve korunma tifodakinin aynısıdır. Diyet çok önemlidir ilk gün hiç yemek verilmez yalnız buz parçaları ve alkalen maden suları içirilir.

DİZANTERİLER;
Kramp şeklinde karın ağrısı ve kanlı ishallerle seyreden enfeksiyöz bir kalınbağırsak hastalığıdır. İkiye ayrılırlar. A) Basili ve B) Amipli dizanteri.

1) Basilli Dizanteri;

Etken; Shigella grubu bakterilerdendir. Dört gruba ayrılır A) Shigella dysenteria, B) Shigella fleknen, C) Shigella Boydi, D) Shigella sonni. En tehlikelisi Shigella dysenteria. Vücuda ağız yoluyla grip çoğalır. Çoğaldığı yerde lokal iltihap ödem ülserasyon yapar.
Epidemioloji; Hastalık daha çok sıcak ülkelerde yaz aylarında endemi ve epidemiler halinde görülür
Bulaştırıcılık süresi; Hastalık ve portörlük halinin devamı süresincedir.
Kuluçka dönemi; 1 – 7 gün.
Belirtiler; Yüksek ateş, halsizlik, kramp tarzında karın ağrıları, ishal (günde 10 -30 defa kötü kokulu, kanlı, cerahatli, müküslü), dehidratasyon, fazla ishalden dolayı prolabsus rekti.
Tanı; dışkı kültüründe mikroorganizma aranır. Ayrıca dışkının karakteristiği tanıda önemli rol oynar.
Komplikasyonlar; Dehidratasyon (su kaybı), rektal prolabsus, rektum çevresi apseleri, vajen ve idrar yolu iltihapları
Tedavi; Bildirimi zorunludur. Hasta izole edilmeli. İlaç tedavisinde kloramfenikol, sulfonamidler ve tetrsiklin grubu ilaçlar verilir, uygun antibiyotik için antibiyogram yapılmalıdır.

2) Amipli Dizanteri;
Etkeni; Entamoeba histolica adında bir amip. Dış koşullara dayanıklıdır. Oral yolla girer ve sindirim kanalından kalınbarsağa yerleşir ve yayılır.
Kuluçka süresi; birkaç günden aylara ve hatta yıllara kadar uzaya bilir.
Belirtiler; İshal sayısı basilli dizanteriye göre daha azdır. İshal ağaç çileği jölesi şeklindedir. Şiddetli baş ağrısı, ateş, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal.
Tanı; Laboratuvar bulguları ve dışkının özelliği tanıda yardımcı olur.
Tedavi; Spesifik tedavi de; Metranidazol, emetin, tetrasiklin, hydrocorid, iodoform gibi ilaçlar kullanılır.

KOLERA;
Kolera vibriyonları ile bulaşan akut barsak enfeksiyonudur. İki çeşittir.
1) Asya Kolerası
2) El Tor Kolerası
Etken; Kolera vibrionu. Dış etkilere dirençleri az, asite çok duyarlı, kuruluğa, ışığa, güneşe dayanıksızdır. Sularda uzun süre yaşar.
Epidemioloji; Hastalık her mevsimde her yaşta her cinste görülebilir. Hastalığın ana kaynağı Hindistan dır. Pandemi ve epidemiler yapar. Kaynak hastanın vücut artıklarıdır. Ağız yoluyla bulaşır. İnce barsaklara yerleşir. Tedavi edilmez ise sıvı kaybından dolayı ölümler oluşur.
Kuluçka dönemi; birkaç saatten, 5 güne kadar değişir.
Bulaşıcılık süresi; Hastalık süresince.
Belirtiler; Ani başlayan pirinç suyu şeklinde şiddetli ishal, karın ağrısı, bulantı öğürtüsüz kusma, dehidratasyon sonucu ciltte kuruma ve elastikiyetini kaybetme (çamaşırcı eli), gözler çöker, anüri, dışkı kokusuz müküssüz, kesin tanı laboratuvar tetkikleriyle olur.
Komplikasyonlar; Vücut direnci kırılır. Kas krampları, gebelerde abortus(düşük) görülebilir, dolaşım ve böbrek yetmezliğine bağlı olarak ölümler.
Korunma; bildirimi zorunlu hastalıklardandır. Portörler bulunmalı ve tedavi edilmeli. Hasta ve hastanın malzemeleri izole edilmeli, sular klorlanmalı, dehidratasyonun önlenmesine yönelik İ.V özel sıvılar verilmeli, ayrıca oral olarak ta diyetinde bol sıvı gıdalar verilmeli.

ŞARBON;
Hayvanlardan insanlara geçen, bakteriyel akut bir hastalıktır.
Etken; Bacillus anthracis hareketsiz gram (+) çomak şeklinde bir bakteridir. Etken toprakta ve hayvan dışkılarında bulunur ve yıllarca canlı kalır.
Epidemioloji; Ot yiyen hayvanlardan insanlara geçen zoonoz bir hastalıktır.
Bulaşma yolları;

a) Deri Yoluyla; Açık yaralarla (deri şarbonu)
b) Sindirim yoluyla;
Kontamine gıdaların yenmesiyle(barsak şarbonu)
c) Solunum yoluyla;
Sporların inhalasyonu ile (akciğer şarbonu)
Kaynak; Hasta hayvanların eti, sütü, derisi, yünü, kemikleri, toprak ve kontamine olmuş tüm eşyalar.
Bulaşıcılık süresi; İnsandan insana bulaşma nadirdir. Hayvanlarda hastalık devam ettiği sürece bulaştırma söz konusudur.
Kuluçka dönemi; 2 -7 gün
Belirtiler;
a) Deri Şarbonu Belirtileri; iki çeşit deri şarbonu vardır;

• Püstüla Malignada; Özellikle el kol, baş boyunda basilin girdiği yerlerde önce kaşıntı bir iki gün sonra ağrısız papül ve vezikül oluşur. Daha sonra püstül halini alır ve ortası siyah renk alır.
• Ödema malignada; Deri altı dokusu yumuşak fakat basınçla iz bırakmayan ağrısız, kırmızı, yaygın ödem şeklindedir. Yılancık ile karıştırılabilir. Kesin sınırlarının olması ve ağrısı olması ayırt etmede önemli rol oynar.

b) Akciğer Şarbonu; Siyanoz, dispne, kanlı balgam, yüksek ateş, balgamda şarbon basillerinin tetkikler sonucu görülmesi. Ölümcüldür.
c) Barsak şarbonu; Genel durumda bozulma, bulantı, kusma, kanlı ishal, karın ağrısı. Ölümcüldür.
Komplikasyonlar; şarbon sepsisi, şarbon menenjiti, barsak apseleri, deri şarbonunda sekonder enfeksiyonlar, en tehlikelisi iç organ şarbonudur sonucu ölümle sonuçlanır.
Korunma; şüpheli hayvanların eti yenmemeli, sütü içilmemeli, hasta hayvanlar yakılarak veya kireç kuyularına gömülerek imha edilmeli, kontamine otlak ve gübreler yakılmalı.
Tedavi; penisilin, tetrasiklin ve geniş spektrumlu antibiyotikler verilir. Deri şarbonunda antiseptik pomadlarla yara kapatılr. Deri şarbonunda sıcak uygulama etkilidir (42 C etken üreyemez). Cerrahi girişimde bulunulmaz.

RUAM;
Vücutta yaygın ülserleşen noduller ve granülomatoz abseler bulunan bir hastalıktır.
Etken; Pseudomorias mallei.
Epidemioloji; Bulaşıcı zoonoz bir hastalıktır. At, eşek, katırlarda görülür. Hayvandan hayvana geçmede enfekte sular önemli rol oynar. Bulaşma yolları deri, mukoza, solunum yoluyla olabilir.. Girdiği yerde ufak bir çıban oluşturur.
Bulaşıcılık süresi; Hayvanlar iyileşinceye kadar bulaşma riski vardır.
Belirtiler; Yüksek ateş, titreme, kırgınlık, baş, sırt, eklem ve kas ağrıları, bulantı kusma, burunda şişme, mükotik kanlı akıntı, halsizlik, nezle hali, deri altı kaslarda apseler, lenf düğümlerinde büyümeler. Hastalık tedavi edilmez ise ölümle sonuçlanır.
Tanı; Klasik belirtiler ve deri belirtileri tanıda önemlidir. Ayrıca laboratuar bulguları kesin tanıyı koyar.
Tedavi ve korunma; Karantina, hastalıklı hayvanların imhası. Tedavide spesifik ilaç olarak streptomycin, sulfonamid veya tetracyclin, penisilin kullanılabilir ayrıca sıvı dengesi korunmalıdır.

HUMMA-İ RACİA (Dönen Ateş);
Etken;
Borelia.
Epidemioloji; Toplumun bitlenme durumunun fazla olduğu dönemlerde epidemiler yapmıştır. Borellar yaşamlarını bit, pire, kene ve kemiriciler üzerinde sürdürürler
Kuluçka dönemi; Ortalama 1 hafta.
Belirtiler; Hastalık titreme ile 39 – 40 C kadar yükselen ateşle başlar. Baş eklem ağrıları, iştahsızlık, baş dönmesi, kusma, bulantı karaciğer ve dalakta büyüme.
Tanı; Kan tetkikinde etkenin görülmesi.
Komplikasyonlar; Dolaşım bozuklukları, nefrit, bronkopnömoni, arterit, anemiler, etken BOS’a geçerse menenjit görülür.
Tedavi; Yatak istirahati, yüksek dozda penisilin, kalorisi yüksek sıvılar.

SODOKU (FARE ISIRIĞI HASTALIĞI);
İnsanlarda ısırması ile oluşan ateşle ve yerel belirtilerle seyreden bir sipiroket enfeksiyon hastalığıdır.
Etken; Sipirillum minus. Hareketli gram (-) mikroorganizmadır.
Epidemioloji; Sodoku hastalığı Hindistan, Japonya ve Afrika da Sporadik olarak görülür. Hastalık insanlara fare ısırması ile bulaşır
Kuluçka Dönemi; 7 -21 gün
Belirtiler; Isırık yerinde kızarıklık, kaşıntı, hafif şişlik, 39 -40 C ateş, yaranın etrafından yayılan ve tüm vücuda yayılan kızarıklık
Komplikasyonlar; apse, sepsis, pnömoni, nefrit.
Tanı; Laboratuvar tetkikleri.
Korunma ve tedavi; Bildirimi zorunludur, ısırılan yer Phenol’le kotorize edilir. Tedavisinde streptomisin, penisilin, tetrasiklin grubu antibiyotikler. Ağrılar için analjezikler verilir.

ENFEKSİYÖZ HEPATİT;
Enfeksiyöz hepatit A virüsünün yaptığı ve sarılık belirtileri ile tanınan karaciğer parankiminde yaygın iltihap ve hücre nekrozu ile karakterize ateşli bir hastalıktır.
Etken; A virüsü. Doğal etkenlere dayanıklı, klora yüksek oranda duyarlıdır.
Epidemioloji; Tüm dünyada yaygın bir hastalıktır. Ülkemizde endemik vakalara rastlanmaktadır. Toplu yaşanılan yerlerde epidemiler yapar.
Kuluçka dönemi; 10 – 40 gün
Belirtiler; iki dönemde incelenir.

a) Sarılık Öncesi dönemi
b) Sarılık dönemi

A) Sarılık öncesi dönemde görülen belirtiler; Hastalık ani veya sinsi başlar. İştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, eklem ağrıları, 38-39 C ateş. Karaciğer ağrılı ve hassastır.
B) Sarılık Dönemi Belirtiler; Ateşte düşme, karaciğer şiş ve ağrılıdır, ilk sarılık belirtisi göz sklera tabakasında tüm vücutta görülür. Deride sararmadan sonra kaşıntı iştahsızlık, kilo kaybı, idrarın demli çay rengini alması.
Sarılığın nedeni; karaciğerin bilirubin metobolizması ile ilgili bütün fonksiyonlar bozulunca kanda bilirubin toplanır ve kanda bilirubin düzeyi fazlalaşır ve bunun sunucunda dokular sarıya boyanır.
Laboratuar Bulguları; Sedemantasyon yüksektir, kanda total bilirubin artar
Tanı; Tipik Klinik belirtiler, kan idrar tetkikleri, karaciğer fonksiyon testleri ile kesin tanıya varılır.
Komplikasyonlar; Siroz, nefrit menenjit, pnömoni
Tedavi; Yatak istirahati, vitaminli gıdalar.

SERUM HEPATİTİ;
Etken; B virüsüdür.
Kuluçka Dönemi; 50 – 180 gün
Bulaşma; Kan transfüzyonu, enjektörler, cerrahi aletler, cinsel yolla, oral yolla bulaşır.
Kuluçka süresi; 70 gün
Hepatit B’nin Aşısı vardır.

VEBA;
Etken;
Pasteurella Pestis adlı bakteridir.
Epidemioloji; Kemirici hayvanlar arasında epidemiler şeklinde görülür. Enfekte hayvanlardan insanlara dolaylı olarak bulaşır. Üç klinik şekli vardır.
1) Bubon vebası
2) Akciğer vebası
3) Veba sepsisi
Vebanın kaynağı farelerdir.
Kuluçka dönemi; 2 -6 gün
Belirtiler; genel belirtiler lenf bezlerinde iltihaplanmalar ve ağrı ani olarak 40 C ateş.
1) Bubon Vebası; Pirenin ısırdığı yere yakın yerde lenf bezleri şişer, ağrılıdır, cerahatlenerek fistülize olur. Konjonktivitalar kanlıdır, ateş, huzursuzluk, konuşma bozukluğu, baş ağrısı, sayıklama, dengesiz yürüyüş.
2) Akciğer vebası; Bubon vebasında kan yoluyla yayılan bakterilerin akciğere yerleşmesi ile veya damlacık enfeksiyonu ile gelişir. Hasta öksürür zor nefes alır. Balgam önce müköz, sonraları köpüklü ve kanlıdır. İçinde veba bakterileri vardır.
3) Veba septisemisinin belirtileri; Hastalığın etkeni olan bakteri güçlü bir endotoksin salgılar. Hastalığın her iki türünde de zehirlenme tablolarını bu toksin yapar. Ani yüksek ateş nabız 120 -130 deride peteşial kanamalar kanlı isshal, septisemi belirtileri gelişir. Septisemi sonucu karaciğer, dalak ve kemik iliğinde cerahatlenmeler görülür.
Tanı; Laboratuvar bulguları.
Korunma; Bildirimi zorunludur. Karantina ve izole gerektirir.

KUDUZ;
Akut bir ensefalittir.
Etken; Rabdo Virüstür. Sıcağa dayanıksız bir virüstür. Enfekte ettiği canlıların MSS inde ve tükrük bezlerinde çoğalır.
Epidemioloji; Etken yabani hayvanlarda ve yabani hayvanların ısırdığı kedi, köpeklerde bulunur. Yaralanmış ve hasta ile temas etmiş kişilere kuduz aşısı uygulanır.
Bulaşıcılık süresi; Kilinik bulguların ortaya çıkmasından 3 – 5 gün önceden başlar.
Kuluçka dönemi; 15 gün ile 5 ay arasında değişir. Ortalama 40 gündür.
Belirtiler; Tüm hayvanlarda kuduz belirtileri aynı özelliktedir. Hayvanda huy değişikliği, korkma, ilgisiz olma, ışık ve gürültüden rahatsız olma, fotofobi, hidrofobi, hipersalivasyon (salyada artma) spazm nöbetleri
Tanı; Ölen hayvanın beyninde negri cisimcikleri aranır, kilinik belirtiler kolaylıkla tanıyı verir.
Tedavi ve korunma; Bildirimi zorunludur, şüpheli ısırıklar bol sabunlu su ile temizlenmelidir. Yaraya dikiş atılmaz.

TETANOZ;
Tetanoz ekzotoksin ile oluşan akut toksemik hastalıktır.
Etken; Clostridium tetani. Gram (+) anaerop hareketli kapsülsüz ve sporlu bir basildir. Güneş görmeyen yerlerde yıllarca canlı kalmaktadır.
Epidemioloji; Yaz aylarında daha çok görülür. Hastalık her yaşta tüm dünyada görülür.
Prognozu; kuluçka süresi ne kadar kısa olursa hastalık o kadar ağır seyreder ve kurtulma şansı o oranda azalır.
Kuluçka Süresi; 5 – 14 gün.
Belirtiler; Tetanozun yerleştiği odak çevresinde ağrı, huzursuzluk, baş ağrısı, kasılmalar, yüzde acı bir tebessüm, ağzını açamama (trismus) baş geriye itilmiş şekilde bel kubbeleşmiştir (opistotonus)
Komplikasyonları; Solunum kaslarının spazmı ve sekrasyon birikimi ile pnömoni, kas kanamaları, omur kırıkları.
Tanı; Tanı kilinik belirtiler ile ve yaradan alınan örnekte mikroorganizma bulunması ile konur.
Tedavi ve korunma; yaralanmalar hemen temizlenmeli (bol oksijenli su ile) Tetanoz immunglobulini yapılabilir, aşı yapılmalı, yeni doğanın göbeği steril aletler ile kesilmeli. Anneye gebeliğin 7 ayından sonra tetanoz aşısı yapılır.

SİFİLİZ (FRENGİ);
Sosyal bulaşıcı ve zührevi hastalıktır.
Etken; Treponema pallidum adında sipirokettir.
Epidemiolojisi; Dünyanın her yerinde görülebilir. Erkeklerde 15 -39 yaşlarında çok görülür.
Bulaşıcılık süresi; Açık lezyonların bulunduğu sürece bulaşıcıdır.
Kuluçka süresi; 21 gün
Belirtiler; 3 dönemde incelenir.

1) Pirimer Dönem; Etkenin yerleştiği genital bölgede oluşan papül ve şankr görülür, göz kapaklarında konjonktiva, yüz ve saçlı deride, el ve parmaklarda, anüste tipik şankr görülür.
2) Sekonder Dönem;
Şankr belirmesinden üç dört hafta sonra başlar. Tüm gövdede özellikle avuç içinde ve ayak tabanında ağız ve boğazda bakır renginde ağrısız, kaşıntısız, makül, papül, püstül şeklinde döküntüler oluşur. Bütün lenf bezlerinde şişmeler görülür.
3) Latansit dönem;
hastalığın başlamasından 3-4 sene sonra başlar. Sekellerle seyreder . belirtileri tüm organlarda görüle bildiği gibi kendine özel bir organ da seçebilir. Bu devrenin en tipik belirtisi gom adını alan granülomların oluşmasıdır.
Latansit dönem lezyonları;
• Eritema tertiaris
• Sifiliz gomu
• Sifiliz tüberkülleri
• Eklem üstü nodüller.
Komplikasyonlar; Gomların yerleştiği yere göre komplikasyonlar görülebilir. Göze yerleşirse körlük, MSS ye yerleşirse baş ağrısı, aşırı duyarlılık.
Tanı; tanıda hastadan alınan anamnez önemlidir. Özellikle cinsel temas öyküsü tanıda önemli rol oynar.
Tedavi ve korunma: bulaşma kaynaklarının bulunup gerekli önlemlerin alınması.

GONORE (BEL SOĞUKLUĞU);
Üretrit ile karakterize, cinsel temas ile bulaşan, zührevi sosyal bir hastalıktır.
Etken; Neisseria Gonorrhoeae
Epidemiolojisi; Tüm yaş gruplarında görülür. 15 - 40 yaş arası erkeklerde daha sık görülür. Kaynak insandır. Cinsel temas ile veya vajen, üretra, konjonktiva salgıları ile bulaşır. Hastalık bağışıklık bırakmaz.
Bulaşıcılık süresi; Hastalık veya portörlük süresincedir.
Kuluçka süresi; 1-14 gün
Belirtiler;

  • Erkekte; Üretrit (sarı-yeşilimtırak ağrılı akıntı), epidemit, prostatit, üretra şişliği.
  • Kadınlarda ise; akut bir üretrit, sarı vaginal akıntı, idrar yapma sırasında ağrı, genital bölgede ülser ve apseler.
Tanı; Erkeklerde üretradan gelen mükopürülan akıntı, kadında ise uterusun kollumundan alınan muayene maddesinin, gözde enfeksiyon varsa göz salgısının bakteriyolojik incelenmesi ile kesin tanıya varılır.
Komplikasyonlar; En önemli koplikasyonu sterilite, dış gebelik, körlük, endokardit, menenjit, septisemi
Korunma ve tedavi; Bildirimi zorunludur. İzalasyon sağlanmalı, cinsel temas önlenmeli. Hastalığın spesifik ilacı penicilindir.

YUMUŞAK ŞANKR;
Akut zührevi bir hastalıktır.
Etken; Haemophilus ducreyi adlı gram (-) çomakçıktır.
Epidemioloji; Genellikle tropik bölgelerde görülen cinsel temasla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bağışıklık bırakmaz.
Kuluçka dönemi; 4 – 10 gün
Belirtiler; Basilin vücuda girdiği yerde püstül, bu püstüller kısa zamanda ülserleşirler. Glans ve peniste yumuşak şankırlar oluşur. Şankırın bol miktarda kötü kokulu akıntısı vardır.
Tanı; Kesin tanı için şankr dan alınan örnek laboratuarda incelenir.
Korunma; Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma önlemleri gibi önlemler alınır.
Tedavi; Etkili ilaçlar tetracyline, sulfadiazin, streptomycin kullanılır. Antibiyograma göre antibiyotikler verilir.

TÜBERKÜLOZ (VEREM – TBC)
Etken; Mycobacterium tuberculosis adında bir basil. 1882 yılında Robert Koch tarafından bulunmuştur. Etken alkole ve asite karşı dirençlidir. Havasız, güneşsiz yerlerde yaşar. Etkenin insan, hayvan ve kuş tipi vardır. Kuş tipi insanda hastalık yapmaz.
Epidemioloji; soğuk iklimlerde kış aylarında daha sık görülür.
Bulaşma yolları;
• İnhalasyon yoluyla; En sık bu yolla bulaşır. Hastalık kaynağı genelde TBC li insandır. Öksürme, aksırma, konuşma gibi faaliyetler sonucu insanlara bulaşır.
• Sindirim yoluyla; Balgam üzerine konmuş sineklerin gıdalar üzerine konarak sindirim yoluyla alınır.
• Deri yoluyla; Nadir olarak Laboratuar ortamında kontamine olmuş materyallerin deri bütünlüğünü bozarak bulaşması.
En sık akciğer TBC görülür. Diğer organlarda görülenler ise menenjit TBC, kemik ve eklem TBC, Lenf bezleri TBC, Böbrek TBC, bağırsak, larenks, deri TBC.
TBC Hastalığını Hazırlayıcı Faktörler;
- Yakın Temas.
- Basilin yoğunluğu
- Çevre şartlarının basil açısından uygunluğu.
- Sosyo – ekonomik bozukluklar
- Sigara – içki –uyuşturucu madde bağımlılıkları ve kullanımı.
- Bazı enfeksiyon hastalıklarının direnci düşürmesi
- Nemli soğuk ortam ve beslenme bozuklukları
- Irk yaş; Siyah ırkta ergenlerde ve yaşlılarda daha sık görülür.
Kuluçka dönemi; 4 -8 hafta
Belirtiler; Etkenin vücuda girmesinden 6 hafta sonra tüberkülin testi (+) çıkar. Ateş, halsizlik, zayıflık, sedimantasyon yüksekliği.
Akciğer TBC Belirtileri; Basit bir grip gibi başlar. Gece terlemesi, kesik öksürük, ateş, uykusuzluk, iştahsızlık, kilo kaybı, solunumla hissedilen göğüs ağrısı, hemoptizi (kan tükürme), akciğer röntgeninde lezyon görülmesi, kesin tanı için Tüberkülin testi yapılır. Hastaya yapılan PPD testi (-) ise TBC yok (+) ise TBC hastada mevcuttur.
Tanı: Kilinik belirtiler, laboratuar tetkikleri, radyolojik tetkikler, PPD deri testi.
Korunma; bebeklerde 2 aylıkken BCG aşısı 2 aylıktan büyüklerde PPD testi yapılarak (-) ise yapılır. Aşılamadan 2-3 hafta sonra tüberkülin testi yapılmalıdır.
Tedavi; Anti TBC ilaçları verilir. (İNH; İzoniazid, PAS; Aminosalisilik asit, EMB; Etambutal, Etionamid, SM; Streptomisin, RPM; Rifampisin.) TBC de kombine tedavi olumlu sonuçlar verilir. Örneğin İNH, PAS, SM ile üçlü kombine üç aylık bir tedaviden sonra İNH, PAS ile ikili bir kombineye geçilmeli 18 -24 ay tedavi uygulanır ve kesin sonuç alır. TBC tekrar edebilen bir hastalıktır o yüzden tedaviden sonra hastanın şartları iyileştirilmeli tekrar hastalık oluşma olasılığı kaldırılmalıdır.

ÇOCUK FELCİ (POLİO);
Akut, ateşli, MSS belirtileri veren nekrozlar yaparak paralizlerle sonuçlanan enfeksiyöz bir hastalıktır.
Etken; Poliomyelit virüsüdür. Dayanıklı bir virüstür. Düşük ısılarda çok uzun süre canlı kalırlar. 50 C de ısıtılarak inaktive edilir.
Epidemioloji; Dünyanın her yerinde endemik olarak görülür.. her yaşta görülebilir fakat 1-4 yaş arası erkeklerde daha sık görülür. Kaynak poliolu hastaların boğaz ve dışkılarıdır.
Bulaşıcılık süresi; Kuluçka döneminde çok bulaşıcıdır.
Kuluçka dönemi; 7 -14 gün
Belirtiler; oral yolla alınan virüs farenkse veya bağırsaklara yerleşerek buradan kana geçer. Kan ve sinir yoluyla MSS ne gider. Burada kanama ve dejenerasyon yaparak felçlere neden olabilir. Her zaman belirti vermeye bilir bu yüzden belirtiler dört kilinik şekilde incelenir;

• Belirtisiz Enfeksiyon Şekli; Hiçbir belirti göstermez çoğalır dışkı ile atılır. Ancak laboratuar tetkikleri ile hastalık anlaşılır.
• Abortif şekil;
Ani başlangıç, ateş, boğaz ağrısı, nezle, bulantı, kusma, eklem ve kas ağrıları. Bu bulgulardan birkaç gün sonra hastalık tamamen kaybolur veya menengital bulgular felçler ortaya çıkabilir.
• Nonparalitik dönem;
Yukarıdaki belirtilere ek olarak çok yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı boyun ve sırt kaslarında sertlik, BOS ta protein artması, lokositoz, lenfositoz görülür . hasta ya iyileşir yada paralitik döneme doğru ilerler.
• Paralitik dönem;
Bir hafta içerisinde yukarıdaki hastalık tablosuna ek olarak felçler eklenir. (spinal felçler; alt ekstremitede duyu kaybı olmaksızın asimetrik fask felçler ve barsak, mesane felçleri. Bulber felçler; farenks, yumuşak damak felçleri gelişebilir.
Tanı; kesin tanı laboratuar tetkikleri ile konur.
Komplikasyonlar; Bronkopnömoni, myokardit, zeka bozuklukları, kanamalar, kalıcı sekeller.
Korunma; aşılanma, izalasyon, sağlık eğitimi, genel hijyen kuralları, suların ve gıdaların temizliği.
Tedavi; Yatak istirahati, felçli bölgelere sıcak uygumla, pasif hareketler yaptırılır.

AIDS;
Bağışıklık sistemini kıran bir enf hastalığıdır. Hastalığın prognozu kötüdür.
Etken; HIV: İmmunodeficiency virüs. T lenfositlerine yerleşir ve onları harap eder.
Kuluçka dönemi; 5 ay ile 5 yıl
Bulaşma yolları;

1) Cinsel İlişki; Virüs hasta veya portörün sperm, vagina, kanında bulunur.
2) Kan yoluyla;
Enfekte kan ve kan ürünlerinin sağlam kişilere nakli ile bulaşır. Ayrıca kontamine enjektör ve cerrahi aletlerle de bulaşma olabilir.
3) Anneden bebeğe;
anne hasta ise bebeğe de hastalık hamilelik veya emzirme sırasında bulaşır.
Bulaşmadığı durumlar;
• Tükürük, gözyaşı, ter ve öpüşme
• El sıkışma, deri yoluyla
• Yiyeceklerle
• Aids hastasının kullandığı eşyalarla
• Tuvalet, duş, havuz
• Böcek sokmaları.
Tanı; Elisa testi sonucu (-) ise kişi sağlam (+) ise hastalık bulaşmıştır.

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI;
Sindirim sistemi hastalıklarının genel belirtileri;
- Disfaji; Yutmada güçlük
- Dispepsi; Hazımsızlık
- Meteorizm; Karın şişkinliği yapan gazın sindirim kanalında toplanması.
- Diare; ishal
- Constipation; Kabızlık
- Hematemez; Mide yoluyla ağızdan çıkan kahve telvesi şeklinde kusma.
- Melena; sindirilmiş kanın katran renginde dışkı olarak çıkması.
Sindirim sistemi hastalıklarının tanı yöntemleri;
1) Dışkı tetkiki; Dışkının miktarı, sayısı, rengi, kokusu, kıvamı bazı hastalıkların tanısında önemli rol oynar. Dışkıda gizli kan aranacak ise hastanın diyetinden et ve et ürünleri 24 saat önce çıkartılır.
2) Mide ve duodenum tubajı; Ağız ve burun yoluyla mideye bir tüp sokularak elde edilen mide öz suyunun miktarı, pH derecesi, koch basili aranması ve bazı hastalıkların tanısına yardım eder. Mide – Duodenum tubajından 8 saat önce hasta aç bırakılır.
3) Endoskopik inceleme; Endeskop ile sindirim sistemi organlarının incelenmesi. İncelemeden önce hasta gece yarısından sonra aç bırakılır ve işlemden 1 saat önce hastaya sedatif yapılır. Lokal olarak boğaz uyuşturulur. İşlem bittikten sonra ağızdan 2 saat bir şey verilmez.
4) Biopsi incelenmesi; Canlı dokudan alınan parçanın mikroskop altında incelenmesi.
5) Rektal tuşe; Anüsten girilerek parmakla yapılan muayenedir.
6) Radyolojik yöntemler; Sindirim kanalının direkt filminin çekilip incelenmesi veya opak materyal verilerek seri halde röntgen filmlerinin çekilmesi. Hastanın kolon filmi çekilecekse hastaya 3 gün önceden laksatikler verilerek bağırsağın tamamen boşaltılması sağlanır.

  • Kolesistografi; Safra kesesinin veya safra yollarının oral veya damar içine iyot içeren opak maddeler verilerek filminin çekilip incelenmesi.
  • Oral Kolesistografi; Hasta bir akşam öncesi hafif bir yemek yedikten sonra belli aralıklarla özel tabletleri yutar ve film çekilinceye kadar ağızdan bir şey verilmez. Filmler ile safra kesesinin görünümü ve taş olup olmadığı incelenir.
  • Kolanjiografi; İ.V yolla opak madde verilerek safra kesesi ve safra yollarının filminin çekilmesi.
7) Parasentez inceleme; Karın içindeki sıvının bir iğne yardımıyla boşaltılıp incelenmesi
8) Portal basıncın ölçülmesi; portal venin basıncının ölçülmesi
9) Kan ve idrar tetkikleri; Hastadan alınan kan ve idrar örneklerinin laboratuarda incelenip tanı konması.


MİDE HASTALIKLARI;

GASTRİT;

Mide mukozasının iltihaplanması. Akut ve kronik olarak ikiye ayrılır.
Nedenler; Viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar, mide mukozasını tahriş eden çok sıcak ve çok soğuk yiyecekler, aşırı alkol, sigara, çay, baharatlı besinler, bazı ilaçların sık alınması.
Belirtiler; Midede yanma, şişkinlik, epigastrik ağrı, geğirme, iştahsızlık, bulantı kusma.
Tanı; Gastroskopi ve biopsi ile konur.
Tedavi; İstirahat, ağızdan bir şey verilmez, anti asit ve anti emetikler, diyetten ekşili, baharatlı, asitli besinler çıkartılır.

MİDE ÜLSERİ;
Ülserler sınırları belli yaralardır. Mide ülseri erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülmektedir.
Peptik ülser; Özefagus, mide veya duodenum da mide sıvısı ile temas eden yerlerde gelişen ülserdir.
Nedenler; Stres, beslenme bozuklukları, alkol, sigara kullanımı, kalıtım, bazı ilaçlar.
Belirtiler; Yemeklerden hemen sonra veya bir saat sonra epigastriumda ağrı, kusma, iştahsızlık.
Tanı; Radyolojik tetkikler, mide tubajı, biopsi, Gastroskopi
Tedavi; Stres ortadan kaldırılır, hasta aç kalmadan sık ama az yemek yemelidir. Diyetten acılı, ekşili kafeinli ve asitli gıdalar çıkartılmalı. Anti asitler verilebilir .sedatif ve laksatifler verilebilir.
Komplikasyonlar;
- Gastrointestinal kanamalar
- Perfarasyon ( ülserin delinmesi)
- Penetrasyon (ülserin pankreas veya diğer komşu organlara geçmesi)
- Obstrüksiyon ( ülserin bulunduğu bölgede daralma)
- Mide ülserinin kanserleşmesi.

MİDE TÜMÖRLERİ;
Anormal şekilde gelişen yeni oluşumlardır. Mide tümörleri selim ve habis olmak üzere iki türlüdür.
Hazırlayıcı sebepler; Pernisyöz anemi, atrofik gastrit, kalıtım, ırk, yaş, hormonlar

DUODENUM HASTALIKLARI;
Duodenum Ülseri; Duodenum mukozasında görülen ülserdir.
Nedenler; Kalıtım, yaş, cins, stres, bazı ilaçlar, midenin fazla asit salgılması.
Belirtiler; Epigastrik bölgede şiddetli ağrı, yemeklerden 2-3 saat sonra ağrı, ağrı sırta ve sol omuza vurabilir, yanma, bulantı kusma, melena şeklinde kanama olabilir.
Komplikasyonlar; Baş dönmesi, ani halsizlik, huzursuzluk ve peptik ülserdeki görülen Komplikasyonlar gelişebilir.


BAĞIRSAK HASTALIKLARI;

ENTERİT;

İnce bağırsağın iltihaplanması.
Nedenler; besin zehirlenmeleri, psikolojik nedenler.
Belirtiler; karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, ateş
Tanı; Laboratuar tetkikleri, dışkı incelemesi, Endoskopik bulgular.
Tedavi; Etkene göre antibiyotik, anti emetik, antidiyaretikler verilebilir. İ.V sıvı takviyesi (paranteral)

KOLİT;
Kalın bağırsak iltihabı.
Nedenler; Pisikolojik nedenler ve mikroorganizmalar.
Belirtiler; İshal (10-15), dışkının kanlı olması, tenesmus, karın ağrısı, şişkinlik, bulantı, kusma, halsizlik ve ateş.
Tanı; Laboratuar tetkiklerinde anemi, yüksek sedimantasyon, lökositoz, dışkıda kan ve mukus bulunması.
Tedavi; ağrı kesiciler, antibiyotikler, paranteral yolla demir preparatları, ağır anemi durumlarında kantransfüzyonu, kalorili yumuşak posasız gıdalar verilebilir.

KABIZLIK VE İSHAL;
Kabızlık;
Dışkının katı olmasına canstipasyon ve dışkılamanın seyrek ve zor olmasına kabızlık denir.
Nedenler; İklim, yer değişikliği, psikolojik nedenler, bağırsak hastalıkları, şişmanlık, gebelik, bazı ilaçlar, ateşli hastalıklar, beslenme alışkanlıkları.
Tedavi; Sabahları aç karnına bir bardak ılık su, günde en az 8 bardak su içilmeli, boşaltıcı lavman yapılabilir, düzenli tuvalet alışkanlığı, diyetinde bol sulu gıdalar.
İshal;
Bir hastalık değil bir belirtidir. Dışkı kıvamının sulu ve günlük sayısının artması ve fazlalaşması olayıdır.
Nedenler; Bakteri ve enterotoksinler, besin zehirlenmeleri, psikolojik nedenler, sistematik hastalıklar, ince bağırsak tümörleri, laksatifler, antibiyotikler.
Tedavi; Neden ortadan kaldırılır. Bol sıvı, antidiaretik, antiemetikler verilir. İ.V sıvı takviyesi, istirahat ve diyetinde bol su, pirinç lapası, yulaf lapası, kızarmış ekmek, koyu çay, tuzlu yağsız bisküvi, rafadan yumurta, patates püresi verilebilir.

APANDİSİT;
Apandis, kalın bağırsağın başlagıcıdır. Sağ fossa iliyaka’dadır.
Nedenler; apendiks içindeki mikro organizmalar, taş ve katı yabancı maddeler.
Belirtiler; Bulantı, kusma, iştahsızlık, sağ ileumun üst kısmında şiddetli ağrı (Mc Burney noktası)
Tedavi; tanı konduktan sonra apandisit perforesi olmadan cerrahi müdahale. Ameliyat olana kadar hastayı rahatlatmak için bölgeye buz uygulanabilir.


KARACİĞER HASTALIKLARI;


HEPATİT;
Karaciğer iltihabı. Akut veya kronik olabilir 3 tipi vardır.
- A tipi Hepatit (Enfeksiyöz hepatit); Sindirim yoluyla bulaşır.
- B tipi Hepatit ( serum hepatit); Portörlerle parenteral yolla geçer.
- A ve B tipi olmayan Hepatit;
Nedenler; A ve B virüsler, parazitler, mikroorganizmalar, bakteriler, alkol, bazı ilaçlar ( sülfonamitler).
Belirtiler; İştahsızlık, halsizlik, bulantı kusma, kas ve eklem ağrıları, sarılık.
Tanı; Dışkı, kan ve idrar tetkikleri ve vücuttaki sarılık.
Tedavi; Yatak istirahati, karaciğerin daha fazla harap olmaması için ilaç alımı en aza indirilir, diyet bol miktarda protein, karbonhidrat ve B vitamini içermeli.
Komplikasyonlar; Siroz, Fulminan Hepatit ( Karaciğer hücrelerinin nekrozu)

SİROZ;
Karaciğerde fibröz bağ dokusunun artışıyla kendini gösteren hastalıktır.
Nedenler; Viral Hepatit, uzun süre alkol alınması, beslenme bozuklukları ve bazı hastalıklar (sifilis, malarya)
Belirtiler; Halsizlik, çabuk yorulma, sarılık, bacaklarda ödem, gastro intestinal kanamalar, karın bölgesinde asit birikmesi, amonore ( adet görmeme)
Tanı; Fiziksel muayene, laboratuar tetkikleri, radyolojik tetkikler.
Komplikasyonlar; Hepatik koma, gastrointestinal kanama, karı boşluğunda asit birikmesi.

KARACİĞER KİSTLERİ;

Kisthidak; Asalak olarak köpekte yaşayan “Ekinekokus Granilosus” kurtçuğunun insan bedenine yerleşimine bağlı olarak içi sıvı ile dolu kist oluşumu.
Nedenler; Köpekler ve köpek dışkıları ile kontamine olmuş gıdalar.
Belirtiler; Bazen hiç belirti vermeyebilir bazende karaciğer bölgesinde şişlik yaparak belirti verir.
Tanı; Radyolojik, serolojik testlerin (+) çıkması.
Komplikasyon; Yerleştiği organda patlama veya yırtılma.
Tedavi; Cerrahi müdahale.


SAFRA KESESİ HASTALIKLARI;
KOLESİSTİT;

Safra kesesi iltihabı.
Nedenler; Safra taşları, mikroorganizmalar.
Belirtiler; Sağ hipokondriumda ağrı, ateş, bulantı – kusma, karında hassasiyet, yağlı besinlere tahammülsüzlük.
Tanı; Kolesstografi ve laboratuar tetkikleri.
Tedavi; İstirahat, taşların ses dalgaları ile kırılması, yağlı gıdalardan kaçınma, cerrahi müdahale.


REKTUM HASTALIKLARI;
HEMOROİD;

Anüs ve rektum venlerinin genişleyerek iltihaplanması.
Nedenler; Karın içi basıncın artması (gebelik, karında kitle), konstipasyon, uzun zaman oturan ve ayakta kalanlar, portal hipertansiyon.
Belirtiler; Ağrılı defekasyon, rektal kanama
Tanı; Fiziksel bulgular, rektoskopi, rektal tuşe.
Tedavi; Kabızlık önlenir, bol sulu gıdalar, analjezik pomadlar ve ılık banyo. Cerrahi müdahale yapılabilir.


SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI;
Solunum Tipleri;
• Dispne; Zor ve sıkıntılı soluk alıp verme.
• Kussmaull solunum; Dispnenin aralıklı şekli olup gürültülüdür.
• Ortopne; Hastanın daha iyi soluk alması için verilen pozisyonda bile zor soluk almasıdır.
• Hiperventilasyon; solunumun hız ve derinliğinin birlikte artması.
• Hipoventilasyon; Solunumun hız ve derinliğinin birlikte azalması.
• Hiperpne; solunum derinliğinin artması.
• Hipopne; solunum derinliğinin azalması.
• Barad****; solunumun yavaşlaması
• Taş****; solunumun hızlı olması.
• Apne; bir süreliğine solunumun durması.
• Siyanoz; cildin solunum alamaması sebebiyle morarması.
• Asfiksi; boğulma.

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARININ GENEL BELİRTİLERİ;
Balgam çıkarma, öksürük, Hemoptiz.
Balgam çeşitleri;
- Akciğer kanserinde; Pekmez kıvamında pis kokulu.
- Akciğer ödeminde; köpüklü
- Pnömoni; paslı demir renginde
- Akciğer apsesinde; kötü kokulu sarı renkte
- Astımda; gri renkte
- Bronşektazide; bol miktarda ve periodik balgam
- Bronşit ve Amfizemde; kalın ve yapışkan.
- TBC de; kanlı
- Hemoptizi; solunum yollarından gelen açık kırmızı kanlı balgam.

ÖKSÜRÜK;
Hastalıklara göre değişikler gösterir. Nöbetler halinde, gece gündüz, kuru öksürük, yatar pozisyonta artan öksürük, sabah öksürüğü, balgamlı ve balgamsız öksürük. Akut ve kronik olarak ikiye ayrılır.

  • Akut Öksürük; Akciğer ödemi, pnömoni, akciğer embolisi ve enfarktüsü, akciğer apsesi, akciğere yabancı cisim kaçması gibi durumlarda görülen öksürük.
  • Kronik öksürük; Sigara içenlerde, laranjit, faranjit, bronşektazi, akciğer tbc’si, boğmacada görülen öksürük.
Solunum sistemi hastalıklarının teşhis yolları;
1) Akciğer Grafisi;
2) Tomografi
3) Bilgisayarlı tomografi
4) Bronkoskopi – Bronkografi ve Biopsi
5) Pulmoner Anjiografi
6) Balgam incelemesi
7) Torasentez
8) Deri testleri
9) Mide suyu analizleri
10) Akciğer fonksiyon testleri
11) Kan testleri

SOLUNUM YOLU ENFEKSİYON HASTALIKLARI;

LARENJİT;
Larink’in (gırtlak) iltihaplanmasıdır.
Nedenler; Enfeksiyonlar (kızamık, grip), toksik gazların inhalasyonu, kronik tbc, frengi, fazla bağırma.
Belirtiler; Ses kısıklığı, afoni (ses çıkmaması), öksürük, boğaz ağrısı.
Tedavi; Etkene göre spesifik tedavi, konuşma istirahati, buğu inhalasyonu, sigara içilmemeli, sıcak ortam, sulu sıcak içecekler.

ANJİN;
Etken;
Pnömokoklar, stafilokoklar, enfluenza ve menengekoklar.
Epidemioloji; Soğuk iklimlerde ve kış aylarında görülür.
Kuluçka dönemi; 1 – 3 gün
Belirtiler; Ani titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık, baş ve kas ağrıları, bulantı, kusma, tonsillarda şişmiş ve üzerinde sarı renkte bir zar.
Komplikasyonlar; Cerahatli adenit, ortakulak iltihabı, endokardit, menenjit, pnömoni, nefrit.
Tanı; Kesin tanı boğaz kültürü ile konur.
Tedavi; analjezikler, ağız gargaraları, C ve B kompleks vitaminler, hasta odası havalandırılmalı ve nemlendirilmeli.

AKUT BRONŞİT;
Bronşların iltihaplanması.
Etken; Virüsler, bakteriler, hava kirliliği.
Belirtiler; Kuru öksürük, halsizlik ve eklem ağrıları, ateş, balgam.

KRONİK BRONŞİT;
Sık sık tekrarlayan akut bronşit sonucu kronik bronşit yerleşebilir.
Nedenler; Sigara, hava kirliliği, bazı meslek grupları, kalıtım, mikroorganizmalar.
Belirtiler; Kronik öksürük, Dispne, Siyanoz, ateş, kırgınlık.
Tanı; Röntgen filmi, Bronkoskopi, balgam kültürü.
Komplikasyonlar; Amfizem, korpulmonale, bronşektazi.
Tedavi; istirahat, oksijen, yumuşak diyet, sulu gıdalar, postüral drenaj, ekspektoranlar, antibiyotikler.

BRONŞİYOLİT;
Kapiller bronşların iltihaplanmasına bronşiyolit denir.
Nedenler; İrritan maddelerin inhalasyonu, akciğer hastalıklarının komplikasyonu, virüsler ve bakteriler.
Belirtiler; Şiddetli dispne, siyanoz, ateş, bol balgam.
Tanı; Laboratuar bulgularında lökositoz vardır. Sedimantasyon yüksek.
Tedavi; İstirahat, sulu yumuşak gıdalar, hasta sıcak tutulur, antibiyotik, ekspektoranlar, oksijen ve inhalasyon yapılır.

ASTIM BRONŞİYALE;
Solunum güçlüğü krizleriyle seyreden, bronş daralması ile karakterize, kronik akciğer hastalığı.
Nedenler; Allerjenler, irritan maddeler, meteorolojik değişiklikler, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, ruhsal sıkıntılar, kalıtım.
Belirtiler; soluk verirken hastanın ıslık gibi ses çıkarması, dispne, öksürük, balgam.
Tanı; Kan tahlili, balgam kültürü.
Tedavi; Krizlerde epinefrin deri altına enjekte edilir, neden olan allergenden hasta uzak tutulur, öksürüğe karşı ekspektoranlar, psikolojik bakım.

BRONŞEKTAZİ;
Bronşların ve bronşiyellerin genişlemesi ve tekrar eski durumuna gelmemesi durumudur.
Nedenler; Enfeksiyonlar, bronş tıkanması.
Belirtiler; Kronik öksürük, kötü kokulu kanlı balgam, parmaklarda çomaklaşma.
Tanı; Röntgen ve balgam tetkikleri ile.
Tedavi; Sigara yasaklanır, tozsuz dumansız ortam, buhar inhalasyonu.

PNÖMONİ (ZATÜRRE);
Akciğer dokusunun iltihabı. Akciğerin bir lobu veya birden fazla lobu hastalanabilir.
Nedenler; Pnömokoklar, streptekok, stafilokoklar, virüsler, TBC, basiller, bakteriler, radyasyon, sigara, alkol, üşütme, hastalık komplikasyonları, anestezi.
Belirtiler; Ürperme, titreme ile ani başlar. Ateş 39-40 C, nabız ve solunum sayısı artar.

KALP VE DAMAR HASTALIKLARI;
Kalp Hastalıklarının Tanısında Yapılan Tetkikler;

• Kan testleri
• Kan gazlarının basıncının ölçülmesi.
• İdrar muayeneleri
• Grafik testleri ( Fonokardiyografi, Ekokardiyografi, Elektrokardiyografi)
• Radyolojik testler

MİYOKART ENFAKTÜSÜ;
Damarda kan akışının durması sonucu dokuda oluşan sınırlı nekrozlara enfarktüs denir. En önemli etken trombozdur.
Belirtiler; Sırta ve kola vuran ağrı, terleme, boğulma hissi, göğüs üzerine baskı vardır, ölüm korkusu, bulantı kusma, kalp enzimlerinde yükselme.

ANJİNA PEKTORİS;
Kalbi besleyen koroner arterlerin kalınlaşması ve aterom plakları denilen oluşumlarla damarların daralması veya tıkanması sonucu meydana gelen kalp hastalığıdır.
Belirtiler; Göğüs ağrısı, uykuda ağrı.

HİPERTANSİYON;
Ventriküllerden arterlere atılan kanın, arter duvarına yaptığı basınç.
a) Sistolik Basınç; Ventriküllerin kasılması sırasında kanın arter duvarına yaptığı basınçtır.
b) Diastolik Basınç; Ventriküllerin gevşemesi sırasında kanın arter duvarına yaptığı basınç.
Sistolik basıncın 140 mm Hg veya Diastolik basıncın 90 mm Hg üzerine çıkmasına hipertansiyon, Sistolik basıncın 90 mm Hg, Diastolik kan basıncının 50 mm Hg olması durumuna hipotansiyon denir.
Nedenler; Yaş, kalıtım, obesite, stres .
Belirtiler; Baş dönmesi, sersemlik, başağrısı, bellek bozukluğu.
Komplikasyonlar; Kalp, beyin ve gözlerde hasar yapar.
Tedavi; İstirahat, antihipertansifler, anksiyetesi olan hastalara yüksek tansiyonu söylenmez, tuzsuz, yağsız diyet.

KAN HASTALIKLARI;
Kandaki elemanların normal değerleri;

  • Eritrosit; Kana rengini verir, oksijen taşır, yaşam süreleri 120 gün. Kemik iliğinde yaklaşık olarak 3 milyon eritrosit yapılmaktadır. Yetişkin bir insanın kanında 4, 5 – 5 milyon /1mm³ eritrosit bulunur.
  • Lökosit; 5 000 – 10 000 / 1mm³
  • Trombosit; 250 000 – 500 000 / 1 mm³
  • Hemoglobin; Her 100 ml kanda erkekte; 14, 0 – 18, 0 gr kadında; 12, 0 – 16, 0 gr'dır.
KAN HASTALIKLARININ GENEL BELİRTİLERİ;
- Deride solukluklar
- Kardiyovasküler sistem bulguları
- Kadınlarda menstruasyon bozukluğu
- Baş ağrısı, çabuk yorulma, ellerde uyuşma, kulak çınlaması.
- Sık sık enfeksiyonlara yakalanma
- Deri ve mukoza kanamaları

KAN HASTALIKLARININ TANI YÖNTEMLERİ;
• Kan sayımı
• Retikülosit sayımı
• Kemik iliği aspirasyonu
• Kanama zamanı ( normalde 3-8 dk)
• Pıhtılaşma zamanı ( normalde 5-8 dk)
• Protrombin zamanı ( normalde 12 sn)

LÖSEMİ;
Kandaki lökositlerin anormal, kontrolsüz ve farklı şekillerde artması ile seyreden prognozu kötü bir hastalıktır. Bu hastalık kan yapan Organlarda bulunur. ( kemik iliği, dalak, lenf düğümleri.
Nedenler; Radrasyon, virüs, kalıtım ve kimyasal maddeler.
Belirtiler; Akut lösemide seyir hızlıdır. Anemi, ağızda lezyon, halsizlik, lenf bezlerinin büyümesi, kanamalar, kemik ve eklem ağrıları.
Tanı; Kemik iliği aspirasyonu, biopsi

BÖBREK HASTALIKLARI;
BÖBREK HASTALIKLARININ GENEL BELİRTİLERİ;

  • Poliüri; Günlük idrar miktarının normalden fazla olması.
  • Oligüri; Günlük idrar miktarının normal idrar miktarından az olması.
  • Anüri; günlük idrar miktarının 100 ml’nin altında veya hiç idrar olmaması.
  • Poliaküri; idrara çıkma sayısının çokluğu.
  • Strangüri: ağrılı idrarla beraber idrarın damla damla olması.
  • Dizüri; idrar yaparken yanma.
  • Noktüri; gece idrara çıkma
  • Proteinüri/albüminüri; İdrarda protein görülmesi
  • Hematüri; idrarda kan görülmesi
  • İdrar retansiyonu; idrarın mesanede birikip dışarı atılamaması.
  • İdrar inkontinansı; idrarı tutamama.
  • Enüresis; gece idrar kaçırma.
  • Sağlıklı bir kişinin idrarında; glikoz, ketonlar, protein, bilibürin, bakteri silenleri, kristaller yoktur. Eritrosit, lökosit; 0 -4 olabilir.
  • Kan üre azotu; Normal kanda 25 -35 mg / 100ml
  • Keratinin; Bun testinde normal değer; 0, 7 – 1, 5 mg /ml
  • Üremi; Kanda 100 ml de 35 mg üzerinde üre görülmesi.

ENDOKRİN SİSTEMİ HASTALIKLARI;
DİABETES MELLİTUS (ŞEKER) HASTALIĞI;

Diabet, karbonhidret metobolizması bozukluğu ve bunu takiben yağ ve protein metabolizmasının bozukluğu ile seyreden, metabolik, kronik ve vasküler Komplikasyonlar gösteren bir endokrin sistemi hastalığıdır.
Normal kişilerde açlık kan şekeri 80 -120 mg /100 ml dir.
Nedenler; Kalıtım, şişmanlık, enfeksiyonlar, endokrin organ bozuklukları.
Belirtiler; Kanda şeker düzeyi yükselir (hiperglisemi), idrarda glikoz (glikozüri ), susama hissi, gece sık idrara çıkma, geç iyileşen ve geç kapanan yaralar.
İnsülin miktarı hesaplama;
1 ml = 40 ünite 1ml = 10 dizyem 1 dizyem = 4 ünite
İki yolla hesaplanır;
1) Orantı kurularak
4 ünite = 1 dizyem
32 ünite = ?
= 8 ünite = 0, 8 ml
2) Dörde bölünerek.
30 ünite; 30 / 4 = 7, 5 dizyem.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 16 Haziran 2010 13:42