Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
03:32, 5 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 08 Aralık 2025 - 03:37
Arama
MaviKaranlık Forum
Yeşil Çam - Türk Sineması
-
Tek Mesaj #4
Misafir
Ziyaretçi
13 Mayıs 2008
Mesaj
#4
Ziyaretçi
Türk Sineması Tarihi -4-
Bağımsız sinemacılar dönemi (1939 – 1952)
1939
1916'lardan başlayıp 1939 yılına kadar uzanan, Muhsin Ertuğrul ve tiyatro oyuncularının damgasını vurduğu bu dönemde “Taş Parçası”'yla bağımsız bir yönetmen araya girer. Tiyatrocuların dışından gelen bu yönetmen Faruk Kenç'tir. Almanya'da Fotoğrafçılık ve Film Okulu'nu bitirip 1938 yılında yurda dönen Kenç, zorunlu olarak Muhsin Ertuğrul'un takımındaki tiyatro oyuncularıyla bir süre çalışacaktır. Çünkü o günün koşulları içinde Şehir Tiyatrosu oyuncuları, hocaları Ertuğrul'un izinde olup, Türk sinemasını ellerinde tutmaktadırlar.
1940
Faruk Kenç'in sinemaya girmesiyle çekilen film sayısı 5'e yükselir. Ertuğrul'un “Şehvet Kurbanı” ve özelliklede Faruk Kenç'in “Yılmaz Ali” adlı ilk polisiye film denemesinde oynayan Suavi Tedü'yle ilk jön tipi (Jeune premier) ortaya çıkar.
1942
Bir yıl önce Ertuğrul Muhsin “Kahveci Güzeli”'yle 1941'i kapatırken, Çekoslavakya asıllı ve çeşitli tiyatrolarda takdimcilik yapan Adolf Körner'in sinemacılığa atılmasıyla bu sayı dörde çıkar. Yapımcı Halil Kamil'in ısrarlarıyla işe başlayan Körner peş peşe üç film çekti: “Duvaksız Gelin”, “S*rt*k” ve “Kerem ile Aslı”. Ve Körner'in bir tiyatro oyunu (Pigmalyon) uyarlaması olan “
S*rt*k
” daha sonraki yıllarda defalarca çekilerek, koyu melodramatik yapısı nedeniyle Türk sinemasını etkileyecektir.
1943
Burhan Felek'in senaryosunu yazıp Muhsin Ertuğrul'un İpek Film adına 1940 yılında çekimine başladığı “Nasrettin Hoca Düğünde” adlı filmi yarım kalır. Bu kez de oyuncu ve seslendirme sanatçısı Ferdi Tayfur devreye girip filmi tamamlayacaktır. Bu yıl kurulan yeni yapımevi Ses Film (Necip Erses) çalışmalara başlar. Yapımevinin ilk filmi de Faruk Kenç'in yönettiği bir köy melodramı olan “Dertli Pınar”'dır.
1944
Baha Gelenbevi; Faruk Kenç'ten sonra tiyatro dışından gelen ikinci sinemacıdır. Uzun süre Paris'te kalıp 1939 yılında yurda döner. Faruk Kenç'in “Dertli Pınar” filminde (1943) görüntü yönetmeni olarak çalışan Gelenbevi bu kez “Deniz Kızı” ile ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirdi.
1945
Kendi adına İstanbul Film'i (1944) kuran Faruk Kenç yapımevinin ilk filmi olarak “Hasret”'i yönetti. Bir köy filmi olan “Hasret”'te Münir Nurettin'le başrolü paylaşan Oya Sensev, tiyatro dışından gelen yeni bir oyuncuydu. Türk sinemasında Şehir Tiyatrosu oyuncularının dışında yeni oyuncu denemeleri Faruk Kenç'in girişimleriyle başlıyordu.
Almanya'da fotoğrafçılık öğrenimi yapan Şadan Kamil “Onüç Kahraman” ve Şehir Tiyatrosu oyuncularından Talat Artemel'le “Hürriyet Apartmanı”, Refik Kemal Arduman “Köroğlu”, ilk filmlerini bu yıl çektiler.
Bundan sonra üç yeni film şirketi çalışmalarına başladı. Halk Film (Fuat Rutkay), Atlas Film (Nazif Duru, Murat Köseoğlu) ve And Film (Turgut Demirağ). Rutkay, Samatya ve Bakırköy'deki sinemaların sahibi; Duru, sinema işletmecisi Turgut Demirağ'da Amerika'da sinemacılık tahsili yapmıştı.
1946
Tiyatro dışından gelen oyunculara “Günahsızlar”'la (Faruk Kenç), Sadri Alışık da katıldı. Film şirketleri sayısında ise belli bir artış görüldü. Erman Film (Hürrem Erman), Duru Film (Naci Duru) bu yapımevlerinin başlıcalarını oluşturdular. Yılın en önemli sinema olayı ise Yerli Film Yapanlar Cemiyeti'nin kurulması oldu. Çünkü YFYC, yapımcıları bir araya getiren bağımsız bir sinemacılar kuruluşudur. Kuruluşun İdare Heyeti'nde ise
Faruk Kenç (İstanbul Film),
İhsan İpekçi (İpek Film),
Turgut Demirağ (And Film),
Fuat Rutkay (Halk Film),
Necip Erses (Ses Film),
Murat Köseoğlu (Atlas Film),
Refik Kemal Arduman (Ankara Film),
İskender Necef (Birlik Film),
Hikmet Aydın (Şark Film),
Yorgo
Saris (Elektra Film) görev aldı.
1947
Film sayısı 12'ye tırmandı. Mısır sinemasının kuruluşunda büyük katkıları olan oyuncu Vedat Örfi Bengül “Bağda Gül”, Burhanettin Tepsi ve Sadi Tek gibi tiyatro topluluklarında sahneye çıkan Seyfi Havaeri “Yara”, “Kılıbıklar”, Şehir Tiyatrosu oyuncularından Ferdi Tayfur “Senede Bir Gün”, “Kerim'in Çilesi”, Kâni Kıpçak “Yuvamı Yıkamazsın” bu yıl yönetmenliğe sıvanıp ilk filmlerini çektiler. Ve hocaları Muhsin Ertuğrul'un etkileriyle filmlerinde, tiyatrolaştırılmış, ağdalı, ağır makyajlı bir sinema uygulayımı egemen oldu. Ayrıca, Mısır kaynaklı Arap filmleri'nin II. Dünya Savaşı yıllarına rastlayan dönemde yurda ithal edilmesi, ikinci büyük etkiyi oluşturuyordu.
Bu yıl sinemaya giren yönetmenlerden yalnızca Turgut Demirağ, dikkati çekti. Çünkü Demirağ, tiyatro dışı bir sinemacıydı. Hollywood'da iki yıl süreyle mesleki incelemelerde bulunmuştu. Bir Reşat Nuri Güntekin uyarlaması olan “Bir Dağ Masalı”, o dönemin koşulları içinde yapılmış ilk üstün yapım denemesiydi.
1948
18 film çekildi. 5'inin yönetmenliğini Vedat Örfi Bengü yaptı. 7 film ise Halk Film (Fuat Rutkay) yapımıydı. Ve Fuat Rutkay, daha sonraki yıllarda en çok film yapan prodüktör olarak çalışmalarını sürdürecekti.
Yeni kurulan Ömay Film (Ömer Aykut), Işık Film (Agop Fındıkyan), Milli Film (Sabahattin Tulgar), yapımevleri çalışmalarına başladılar. Muhsin Ertuğrul'un takımındaki oyunculardan Sami Ayanoğlu (Harmankaya) ve Kadri Ögelman (Kahraman Mehmet) yönetmen olarak devreye girdiler. Şakir Sırmalı (Domaniç Yolcusu) ve Çetin Karamanbey (Silik Çehreler) de tiyatro dışından gelen yönetmenlerdi.
Film sayısının her yıl giderek artıp yeni yapımevlerinin devreye girmesinin başlıca nedenlerinden biri, yerli yapımlara Belediye Gelirleri Kanunu gereğince bir ayrıcalık tanınması oldu. Çünkü yerli yapımların rüsumu % 25'e düşürülmüştü. Türk sineması ilk kez, gayrisafi hâsılat açısından korunmaya alınıyordu.
Yurt içinde Türk sinemasının ilk resmi yarışması da aynı yıl Yerli Film Yapanlar Cemiyeti tarafından düzenlendi. Ve "Milli filmciliğin inkişafına, çalışmaları teşvik etmek gayesiyle muhtelif ve müteaddit müsabakalar tertibine" karar veren Cemiyet, yerli film müsabakasının sonuçlarını şöyle saptadı:
En güzel film: Unutulan Sır (Şakir Sırmalı)
En güzel 2. film: Bir Dağ Masalı (Turgut Demirağ)
En çok muvaffak olan rejisör: Turgut Demirağ, (Bir Dağ Masalı)
En çok muvaffak olan operatör: Kriton İlyadis
En çok muvaffak olan ses yönetmeni: Yorgo İlyadis
En çok muvaffak olan kadın artist: Nevin Aypar
En çok muvaffak olan erkek artist: Kadri Erogan (Bir Dağ Masalı)
En çok muvaffak olan kadın karakter artisti: Cahide Sonku
En çok muvaffak olan erkek karakter artisti: Talat Artemel
En iyi senaryo: Turgut Demirağ (Bir Dağ Masalı)
En iyi hikâye: Reşat Nuri Güntekin (Bir Dağ Masalı)
En iyi laboratuvar: Ses Film (Necip Erses)
En iyi montaj: Özen Sermet
En iyi orijinal şarkı: Unutulan Sır'da
En iyi dekor: Kadri Erogan (Yuvamı Yıkamazsınız)
Makyaj ve fon müziği dallarında ise ödüle layık bir çalışma oybirliğiyle görülmedi.
Yabancı filmlere %75 vergi konması ise, film ithalatında kısa süreli azalmaya yol açarken yerli film yapımının da artmasına neden olmuştur.
1949
Film sayısı 19'a ulaştı. Artık, Türk sineması yeni bir dönemin başlangıcında. Günün değişen ekonomik ve toplumsal koşulları içinde bağımsız, özgün ve de sahici sinemacılar birer ikişer bu dönemde yerlerini alacaklardır. İşte sinemamızın ilk gerçek pırıltılarından biridir Lütfi Ö. Akad Türk sinemasının gelişim tarihi içinde çok önemli yeri ve gerçekçi bir kurtuluş savaşı filmi olan “Vurun Kapheye” ile Akad, yeni sinema anlayışının ilk belirtilerini ortaya koyar.
Aynı değişim ve dinamizm yeni denenen oyuncular için de geçerlidir. Örneğin Sezer Sezin “Vurun Kah*eye”, Muzaffer Tema “Çığlık”, Gülistan Güzey, Hümaşah Hiçan, Orhon M. Arıburnu, Reha Yurdakul bu yeni oyuncu kuşağı'nın bazılarıdır. Özellikle de Sezer Sezin ve Muzaffer Tema, daha sonraki yıllarda seyirci üzerindeki etkinlikleriyle öne çıkacaklardır. Ayrıca Tema, Suavi Tedü'den teslim aldığı jeune prömier tipini popülarize ederek daha ilerilere götürebilmeyi başaracaktır.
1950
Bu yıl çekilen 22 film içinde sayı olarak ağırlık gene eski kuşaktan Vedat Örfi Bengü'dedir. Çünkü, Mısır sinemasının Türkiye'deki mirasçısı Bengü, 7 film birden yönetmiştir. Ama Bengü de tiyatro ağırlıklı yönetmenler gibi Türk sinemasında son dönemini yaşamaktadır.
Faruk Kenç, Çetin Karamanbey gibi önceki yıllardan gelenlerle birlikte, yeni sinemacılardan Orhon M. Arıburnu, Semih Evin, Mehmet Muhtar, Hüseyin Peyda tiyatrocu egemenliğini bir ölçüde yavaşlatacaklardır. Neriman Köksal ile Mesiha Yelda bu sinemacı kuşağının oyuncuları olarak dikkati çekerler.
1951
36 film çekildi. Tarihsel film dönemi başlarken, İstiklal ve Kore Savaşı filmleri de ağırlığını gösterdi. 8 Kurtuluş Savaşı ve 5 tarihi filmin çekildiği bu yıl, Cahide Sonku da kendi adına Sonku Film yapımevini kurdu. Öteki yapımevleri ise Lale Film (Cemil Filmer), Adalı Film (Handan Adalı) ve Yakut Film'di (Dr. Arşavir Alyanak).
Nuri Akıncı, Dr. Alyanak ve İhsan Tomaç dönemin yeni yönetmeni oldular. Ama yılın en önemli filmlerinden birini kuşkusuz. Orhan M. Arıburnu Sürgün'le gerçekleştiriyordu. Oyuncu olarak da Turan Seyfioğlu'nun yıldızı parlamak üzereydi.
Türk Sineması
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Kapat
Saat: 03:37
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...