Arama

Mafya - Tek Mesaj #37

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Nisan 2006       Mesaj #37
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
PKK’da mafya çatışması

PKK’dan ayrılan eski örgüt militanları silah kaçakçılığı, uyuşturucu, çek senet tahsilatı işine girdi. PKK kendisinden kopan ve mafyalarla birlikte çalışan mensupların peşini bırakmıyor. Öte yandan, çözülen PKK’nın parçaları artık bağımsız hareket ediyor.
PKK, silahlı eylemlere yeniden başladı. Her geçen gün saldırıların şiddeti artıyor. Yollara mayınlar döşeniyor, vur-kaç taktiğiyle güvenlik güçlerine zarar verilmeye çalışılıyor. Terör örgütü, bu eylemlerle “ben de varım” demek istiyor. Ancak, kendi içinde önemli sorunlar da yaşamıyor değil. Özellikle, tek merkezden yönetilen katı hiyerarşik sistemin bozulmasının bir sonucu olarak örgütün küçük gruplar halinde bağımsız hareket etmesi gözlerden kaçmıyor. Aslında söz konusu bölünme örgütün taktiksel planı değil. Daha çok kendi içindeki parçalanmanın bir delili. Nitekim, dağda eli silahlı teröristler arasında başlayan çözülme şehirlerde mafyalaşma olarak karşımıza çıkıyor. “Mafya, çete” gibi kavramlarla ifade edilen bu rant kavgası, farklı grupları karşı karşıya getiriyor.

Örgüt içindeki çıkar çatışması eski HADEP Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan’ın öldürülmesiyle iyice gün yüzüne çıktı. Fırat Aydınkaya, Özgür Gündem gazetesinde yer alan bir yazısında, cinayetin Kürt cephesindeki değişik çetelerin işi olabileceği şüphesinin değişmediğini söylüyor. Aydınkaya’nın kullandığı “çete” ibaresini İmralı’daki terörist başı Abdullah Öcalan da açıklamalarında kullanarak, artan bölünmeleri ve ayrılığı mafyalaşma olarak tanımlıyor. Öcalan, örgütte liderlik ve rant kavgasının yaşandığını, bu durumun da hizipçiliği körüklediğini söylüyor: “Bunlar Şemdin (Şemdin Sakık’ı kastediyor) tarzıyla gençlerimizi ölüme götürmeyi bir yanlışlık görmeyecek kadar mafyalaşmışlardır.”

Öcalan’ın altını çizdiği mafyalaşma PKK’da son bir yılda iyice kendini belli ediyor. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, haraç alma, çek senet tahsilatı ve insan kaçakçılığı gibi organize işlerden büyük paralar kazanan örgüt mensupları, PKK’dan bağımsız ama PKK adına hareket ederek oluşturdukları gruplarıyla rant sağlıyor. PKK’nın dağdaki sorumluları ise bu işlerden elde edilen paraların kendilerine ulaşmamasından rahatsız. Bu nedenle onlara karşı ciddi bir savaş başlatmış durumda.

Örgüt kaynaklarına ve bildirilerine yansıyan bilgilere göre PKK’lılar, Türkiye’de özellikle sahil kesiminde ve kısmen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Kıbrıs ve Avrupa ülkelerinde mafyalaşmış vaziyette. Kandil’de bulunan terörist Murat Karayılan zaman zaman yaptığı açıklamalarda, bazı örgüt üyelerinin mafyalaştığını, uyuşturucu, kadın ticareti, insan kaçakçılığı gibi alanlardan elde ettikleri paralarla kendilerine lüks hayatlar sağladıklarını dile getiriyor. Karayılan, “Bizden ayrılan hainler gidip kendileri gruplar oluşturuyor. Bunlarda dava yok, tamamen kendi çıkarları var. Artık mafya olmuş bunlar. Kıbrıs’talar, Avrupa’dalar. Sahil şehirlerinde keyif çatıyorlar.” diyor.

Türkiye ve Avrupa’da Kürtlerden zorla toplanan paraların Kandil’e ulaşmaması üzerine sorunun halledilmesi için geçmiş dönemlerde terörist Rıza Altun’un görevlendirildiği, Altun’un kayıp paralarla ilgili kapsamlı soruşturma yürüttüğü ve paraları kendi zimmetine geçiren veya kendi şahsi çıkarı için kullanan çok sayıda örgüt sorumlusunun cezalandırılması yönünde rapor hazırladığı belirtiliyor. Bu raporlarda ismi geçenlerin mafyalaştığı ve kendi başına hareket ettikleri vurgusu yapılarak öldürülmeleri gerektiği şerhi düşülüyor. Musul’dan Suriye’ye giderken Senpal kasabası yakınlarında öldürülen Meysa Baki, Himmet Toprak, Nebo Ali, Hacı Cumali ve Zekerya İbrahim’in PKK tetikçileri tarafından paraları örgüte teslim etmedikleri gerekçesiyle cezalandırıldığı ileri sürülüyor. Aynı akıbeti PKK’nın Ermenistan’daki kasası olarak bilinen ve Ermeni mafyası ile işbirliği içinde olan Murat Yücel ve sevgilisi Mizgin kod adlı örgüt mensubu da yaşadı. Söz konusu kişilerin, PKK’dan talimat alan Kargo Süleyman kod adlı tetikçi tarafından başları kesilerek öldürüldükleri belirtiliyor.

Yine terör örgütü adına uzun yıllar çalışan ancak sonradan PKK’dan ayrılarak bulundukları ülkelerdeki mafyalarla işbirliği içine giren örgütün Avrupa kasası Salih Tatoğlu, Rusya Federasyonu sorumlusu Nuran Uçar infaz edilirken bunları Almanya’da Mustafa Günaydın, Ermenistan’daki mali işler sorumlusu Murat Bayun, Karabağ’da 300 bin dolar alarak kaçan İran sorumlularından Muhammed Aslan, Urumiye’de 400 bin Euro’yu zimmetine geçiren örgütün mali işleri sorumlularından Kemal Durmaz’ın Belçika’daki infazları takip ediyor.

Türkiye, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya, İngiltere ve Fransa hattı üzerinden insan kaçakçılığı yapan ve Murat Karayılan tarafından “insan mafyası” olarak tanımlanan Celal Güneş ve ekibi geçtiğimiz aylarda Romanya’da yakalandı. Celal Güneş Romanya Organize Suçlarla Mücadele Birimi’ndeki ilk ifadesinde örgütün mafyalaşması ile ilgili önemli bilgiler veriyor: “Kendi adıma çalışıyorum ve bu ticaretten büyük para kazanıyorum. Eskiden PKK adına çalıştım. Benim gibi olan başkaları da var. Artık herkes kendi grubuyla birlikte hareket ediyor.” Romanya ve Türkiye emniyet birimlerince hazırlanan raporda da Celal Güneş’in önceleri insan kaçakçılığından topladığı paraları Kuzey Irak’a aktardığı ancak son dönemlerde elde edilen paraları kendisi için kullandığı kaydediliyor.

Örgütten ayrılıp kendi oluşturdukları gruplarıyla mafyacılığa başlayan PKK’lılar haricinde mafya gibi hareket eden ve tamamen PKK’daki bölünmüş gruplar adına çalışan örgüt mensupları da var. Bunlar, silahlı gruplar adına hareket ediyor ve Kürtlerden haraç topluyor. Ayrıca, Doğu ve Güneydoğu’daki silah, uyuşturucu ve mazot kaçakçılığından da pay alıyor. Elde edilen gelirler de silahlı militanlar için harcanıyor. Terörün şehirdeki kolu olan ve bir mafya grubu gibi hareket eden teröristler PKK’dan ayrılan ve mafyalaşan gruplara karşı da mücadele ediyor.

PKK paramparça

PKK’daki parçalanmanın giderek arttığına dikkat çeken Emniyet yetkilileri, örgüt içinde Abdullah Öcalan’a muhalif 1500 kişinin kamplarda infaz edildiğini söylüyor. Terörist başı Öcalan’ın talimatı ile infazı gerçekleştirilen 50’ye yakın üst düzey örgüt yöneticisi bulunduğu belirtiliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün PKK ile ilgili bir raporunda terör örgütünün yediye bölündüğüne dikkat çekiliyor. Raporda, PKK’lı teröristlerin bugün sadece sekizi Kandil Dağı’nda olmak üzere örgüte ait Irak ve İran topraklarında yer alan toplam 24 farklı kampta örgütsel faaliyetlerine devam ettiği vurgulanıyor.

Raporda terör örgütü PKK’nın içinde, Mehmet Can Yüce ve Meral Kıdır’ın başını çektiği Devrimci Çizgi Savaşçıları Grubu; Sait Çürükkaya, Yıldırım Kaya ve Ayhan Çiftçi’den oluşan Özgürlük İnisiyatifi; cezaevinde yatan Ferhat Güllü’nün de aralarında bulunduğu Kürt Aydın Grubu; Vejin M. Cahit Şener, Cihangir Hazır ve Abdurrahman Kayıkçı’nın öncülüğündeki 4. grup; Hamili Yıldırım, Orhan İlbay ve Haydar Alpaslan Kayıkçı’nın öncülüğündeki 5. grup; Selahattin Çelik, Şükrü Gülmüş ve Baran Funderkan’ın bir araya gelerek oluşturdukları 6. grup ile en son Osman Öcalan’ın da içerisinde yer aldığı bir grup üst düzey örgüt mensubu tarafından kurulan Demokratik Barış İnisiyatifi diye 7 ayrı grubun bulunduğu belirtiliyor.

2-5 Ağustos 2004 tarihinde yaptığı kongre ile PWD (Partiya Welatparez Demokratik) Demokratik Yurtsever Parti isimli partiye dönüşen 7. grubun içinde, 6 Temmuz günü Diyarbakır’da öldürülen Hikmet Fidan da yer alıyordu. Ama emniyet raporunda ele alınmayan ve dağdaki asıl grup içinde de bölünmenin olduğu örgütün kendi kaynaklarında ortaya çıkıyor. Murat Karayılan ile Cemil Bayık grubu arasında ciddi bir tartışmanın olduğu ve iki grubun birbirinden bağımsız hareket ettiği belirtiliyor.

Dağda şiddet yanlısı PKK ile PKK Devrimci Çizgi Grubu sonuna kadar silahlı mücadeleyi savunuyor. Devrimci Çizgi Grubu daha çok Tunceli kırsalında faaliyet yürütüyor. Bu grup çoğunlukla üniversite eğitimi almış kişilerden oluşuyor. Pek çoğunun Kürtçe bilmediği PKK Devrimci Çizgi Grubu, zaman zaman PKK’dan bağımsız olarak silahlı eylemde bulunuyor. Terörist Murat Karayılan’ın kaçırılan er Coşkun Kırandi’yi teslim etmeye hazır olduklarını açıkladığı sırada Bingöl’ün Yayladere İlçesi Belediye Başkanı Haşim Akyürek’in kaçırılması bir tezat olarak algılandı. Ancak Belediye başkanını PKK Devrimci Çizgi Grubunun kaçırdığı ve Karayılan’dan bağımsız hareket ettikleri belirtiliyor.

Bu gruplar haricinde emniyetin raporuna yansımayan iki grup daha bulunuyor. Üniversite öğrencilerinden oluşan Demokratik Gençlik (Dem-Genç) daha çok gençleri örgütleme ve şehirlerde gösteri ve yürüyüş eylemleri düzenliyor. Haziran ayında emniyet birimlerince Ankara ve Sivas’ta yapılan operasyonlarda toplam 21 kişi tutuklandı. Diğer bir grup ise Dem-Genç’in aksine silahlı eylemi savunan ve şehirlerde daha çok patlayıcı madde kullanarak eylem yapmak isteyen Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK). Bunlar Kandil’den emir aldıkları gibi çoğu zaman da bağımsız hareket etmeyi yeğliyorlar. Çeşme ve Kuşadası’ndaki patlamaları gerçekleştiren örgüt kendi eylemlerine devam edeceklerini de belirtiyor.