Arama

Kıbrıs'ın Tarihi - Tek Mesaj #6

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
20 Mayıs 2008       Mesaj #6
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi

Eski Devirlerde Kıbrıs:


  • Mısır'ın on sekizinci sülalesine mensup III. Tutmez, Doğu Akdeniz'e hakim olan Kıbrıs Adası'nı M.Ö. yaklaşık 1450 tarihinde zabetti. 450 sene Kıbrıs'a hakim olan Mısırlılar, Ada'nın medeniyeti üzerinde hiç bir etki yapamadılar.
  • 450 sene Mısır hakimiyetinde bulunduktan sonra Kıbrıs, Akdeniz sömürgeci devletlerinden Fenike'nin eline geçti. M.Ö. yaklaşık 1000 tarihinde Fenike Kralı Hiram Kıbrıs'ı zaptetti. Kıbrıs'ta Fenike hakimiyeti M.Ö.709 tarihinde sona erdi.
  • Kıbrıs, Fenike hakimiyetinden sonra M.Ö. 669 senesine kadar Asur idaresinde kaldı. Mısır'ın son Firavunlarından Amasis II, M.Ö. 525 tarihine kadar Kıbrıs, Mısırlılara bağlı olarak Salamis Kralı Evalton tarafından idare edildi.
  • M.Ö. 332'den itibaren Kıbrıs, Büyük İskender'e bağlandı. İskender'in ölümünden sonra Ada'da Ptolemeler egemenliği başladı (M.Ö.294).
  • Kıbrıs iki buçuk asır Ptolemeler'in idaresinde kaldı. Romalı Kartacalılar arasında yer alan ve tarihi "PÖN SAVAŞLARI" olarak geçen savaşlardan galip çıkan Romalılar egemenlik alanlarını Anadolu ve Suriye'ye kadar genişlettikten sonra, Ptolemeler'i ortadan kaldırıp Kıbrıs'ı ele geçirdiler.
  • İmparator Büyük Theodosius'un ölümünden sonra coğrafi olarak merkezi İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun sınırları içinde kalan Kıbrıs, 395 tarihinden başlayarak, Bizans egemenliği altına girdi.
  • Kıbrıs, 1192 yılından sonra, üç yüzyıl Guy de Lussingan'in soyundan gelen Katolik Krallar tarafından yönetilmiştir. Bu devirde Türk-Kıbrıs ilişkileri Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Türklerin Antalya'yı ele geçirmeleriyle başlar.
  • Lussingan Kralı I. Hugh ve Anadolu Selçuklu Sultanları İzzettin Keykavus ve Gıyasettin Keyhüsrev arasında karşılıklı "altın mühürle" gönderilmiş mektuplar, Kıbrıs'la Anadolu arasında eski iyi ilişkilerin devam ettiğini göstermektedir. Kıbrıs, 1489'da Lussingan'lardan sonra Venedikliler'in yönetimine geçti.
  • 1453 yılında İstanbul'un Türklerin eline geçmesi ve Bizans İmparatorluğu'nun sona ermesi, Doğu Akdeniz'in kontrolü için Venedik ile Osmanlı İmparatorluğu arasında rekabeti artırdı.
  • Venedikliler, Doğu Akdeniz'de önemli imtiyazlar elde etmişlerdi. Ancak Venedik, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul fethinden sonra birçok imtiyazlarını kaybetti.
  • Fatih Sultan Mehmet, Kıbrıs'a karşı hemen ciddi bir harekete girişme konusunda tereddütteydi. Çünkü Kıbrıs, 1426'dan beri Mısır Memlükleri'ne vergi veriyordu.
  • Dolayısıyla Ada, Osmanlılarca bir İslam devletinin yüksek hakimiyeti altındaydı.
  • İkinci Bayezıt devrinde, 1485 yılında Türklerle Memlükler arasında savaş başlayınca durum değişti. Türkler, Kıbrıs'ı ele geçirmek için planlar yapmaya başladılar.

Osmanlı İdaresinde Kıbrıs :


  • Kıbrıs, oldukça hareketli Mısır-İstanbul deniz ticaret yolu üzerinde önemli bir engeldi. Burası Venedikliler'in elinde bulunuyor, Ada'da yuvalanan Venedik desteğindeki Hıristiyan korsanlar sık sık ticaret ve haç gemilerini vuruyorlardı.
  • Kıbrıs'ın Ortadoks olan yerli halkı Venedik yönetimince Katolik almaya zorlanıyor, ağır vergiler altında eziliyor ve Venedikliler'in topraklarında angarya usulüyle çalışmak zorunda bırakılıyordu. Osmanlı Devleti'nin adaletli yönetimini bilen halk, fırsat buldukça İstanbul'a heyetler göndererek kendilerinin bu zulümden kurtarılmasını istiyorlardı.
  • Osmanlı Devleti'nin Girit ve Kıbrıs Adaları'na olan ilgisini gören ve bu iki ada elinden gittikten sonra büyük devlet olma vasfını kaybedeceğini bilen Venedik Yönetimi, bir taraftan Osmanlılar'la iyi geçinmeye çalışıyor, diğer taraftan da Avrupa'da Osmanlılar'a karşı girişilen hareketleri el altından destekleyerek iki yüzlü bir politika takip ediyordu.
  • 16.asır sonlarında Akdeniz bir "Türk Gölü" haline gelmişti. Fakat Doğu Akdeniz'de Türk Ülkesi'nin siyasi ve ekonomik güvenliğini tehdit eder bir durumu da Kıbrıs Ada'sı Venedik hakimiyetinde idi. Padişah II. Selim bu tehdidi ortadan kaldırmak için Lala Mustafa Paşa'yı görevlendirmiş ve Mustafa Paşa da Donanmayı-ı Humayun ile hareket edip 1570 yılının sonlarına doğru Kıbrıs Adasını fethetmiştir.
  • Fethi müteakip kısa bir sürede Anadolu'dan sevk edilen Türk nüfus ile Kıbrıs'ın her alanda Türk-İslam memleketi haline gelmesi sağlanmıştır. Tüklerin müsaamması sayesinde Rumlar ve diğer etnik unsurlar yüzyıllar boyu varlıklarını devam ettirmişlerdir. 19.asır boyunca Osmanlı Devleti doğu, batı ve kuzeyde, oldukça geniş topraklarını kaybetmiştir. Ruslarla yüz yıl boyunca kronik bir seyir yakıp eden harpler Türk Milletinde „Moskof Düşmanlığı“killi bir kin haline getirmiştir. 1877-1878’de Rusların Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden Osmanlı topraklarına girmesi ile İngilizler Kıbrıs’ta bir üs verilmesi karşılığında Osmanlı Devleti’ne yardım edeceğini bildirmiştir. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu olumsuz şartlar bu teklifin kabul etmesinde en büyük etken olmuştur .
Son düzenleyen Safi; 13 Ocak 2017 02:05