Arama

Kıbrıs'ın Tarihi - Tek Mesaj #7

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
21 Mayıs 2008       Mesaj #7
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi

İngiliz İdaresinde Kıbrıs:


  • Adaya yerleşen İngilizler, harpler olmuş bitmiş lakin onlar yardim hususunda yerlerinden bile kıpırdamamışlardır. İngilizler Mısır'ı işgalleri altına almış, Süveyş Kanalını açmışlar ve Hindistan'ı egemenliklerine altına almış ve buna bağlı olarak tarihi Baharat Yolları'na sahip olmuştur.
  • Kıbrıs'a hileli bir yolla ayak basan İngilizlerin asıl amacı Doğu Akdeniz hakimiyetiyle; Hindistan'daki hakimiyetini pekiştirmekti. Osmanlı ve Osmanlı-Rus savaşları İngiltere'yi pek fazla ilgilendirmiyordu.
  • Kıbrıs'a misafir olarak çıkan İngiltere daha sonraki dönemlerde Kıbrıs'a "milletlerarası hukuku çiğneyerek " vali tayin edip, sömürge yönetiminin bir benzerini de burada da oluşturmaya başlamıştır.
  • Osmanlı Devleti'nde İngiltere'ye kafa tutacak bir irade mevcut olmadığı için bu oldu bittiye maalesef çok fazla itiraz edememiştir. 19. asır başlarında başta, Rusya, İngiltere ve Fransa'nın himayelerinde ayaklanan Rumlar, Mora Yarımadasında 1829 yılında Yunanistan Devletini kurarak çıkmışlardır.
  • İngiliz'lerin adaya çıkması ile birlikte Kıbrıslı Rumların hamisi kesilen "Yunanistan" bununla da yetinmeyip, adayı Yunanistan'a bağlama projesi geliştirmişti: "ENOSİS"
  • Osmanlı Devleti girmiş olduğu 1.Cihan Harbi'nden maalesef yenik çıkmış, Muhteşem Osmanlı İmparatorluğu Emperyalist İngiltere, Fransa, Rusya ve diğerleri tarafından paramparça edilmişti.
  • Bununla da yetinmeyen Emperyalist devletler 30 Ekim 1918 yılında imzalattıkları Mondros Mütarekesi ile kalan Anadolu topraklarını da işgale başlayıp Türk Milleti'ne "İSTİKLAL" mücadelesi verdirtmişlerdir. İngiliz'lerin evlad-ı manevisi Rumlar (Yunanlılar) Batı Anadolu'da Türk'ün "Osmanlı Tokadını" yemişti. Son yüzyılın en büyük komutanı ve tartışmasız en büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Türk Milleti "Türkiye Cumhuriyeti" ile yoluna devam etmiştir.
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun dünya devletlerince kabul ve tasdik edildiği Lozan Antlaşması'nda Kıbrıs Türklerinin de durumu tartışılmıştır.
  • Maalesef Lozan Antlaşması'nın 16., 20. ve 21. maddelerindeki Kıbrıs'ın İngiltere'ye ait olduğu kabul edildiği gibi, İngiliz dayatması ile Kıbrıs Türklerinin adayı terke zorlanmaları da söz konusu ediliyordu...
  • 19. asrın başlarında nüfusun ekseriyetini teşkil eden adanın sahib-i ekseriyesi Türklerin adadan kovulma süreçleri de başlamıştı. Aksine Türkiye'den kovulan Rumlar adaya yerleştiriliyor ve Türk nüfusunun azınlıkta kalmaya mahkum ediliyordu. 1940'lı yılların başına kadar Kıbrıs'ta azalarak mevcudiyetini sürdüren Kıbrıs Türkleri, Rumların ENOSİS heveslerini frenlemek ve kendi varlıklarını sürdürmek için 18 Nisan 1943 yılında Kıbrıs Türklerinin ilk siyasi partisini kurarak, Dr. Fazıl Küçük liderliğinde yeni bir döneme doğru yol almıştı.
  • Daha sonra kurulan, İşçiler Birliği, Çiftçiler Birliği , Milli Parti birleşerek "Kıbrıs Türk Birliği”ni oluşturarak varlık mücadelelerini tüm dünyaya ilan ederler. 1950'li yılların başına kadar Türkiye Kıbrıs Meselesinde Maalesef iyi bir imtihan verememiştir. 1950'lerde Yunan Generali Grivas'ın adaya gelip ENOSİS'i gerçekleştirmek için EOKA terör Örgütü'nü kurup, Türk'lere karşı katliamlara girişmesi ile Türkiye tavrını değiştirme durumunda kalmıştır.
  • Büyük İngiltere İmparatorluğu'nun II. Dünya Savaşı sonucunda çözülme sürecine giren İngiltere'nin Kıbrıs'ı terk edeceğini anlayan Kıbrıslı Rumlar Yunanistan'ında açık desteğiyle "Halk Oylaması" yapıp Kıbrıs'ta önce bir Kıbrıs Rum Devleti kurmak, sonrada adayı Yunanistan'a bağlamak niyetlerini aşikarane ilan edince, Türkiye ve Türk Halkından tepki görmekte gecikmemişlerdir.
  • Rumların bu hareketine Türkiye-Adada Taksim tezini ortaya atmıştır. 1949'da Malatya Kültür Derneğinin Kıbrıslı Türklere sahip çıkan ilk mitingi, 1950'li yıllarda bütün Türkiye'ye yayılmış ve Türk Milleti Kıbrıslı kardeşlerine sahip çıkmıştır.
  • Türkiye bundan sonra "Kıbrıs Meselesi"ni milli bir dava olarak benimseyecek ve Kıbrıs Türk'ünün hep yanında olacaktır. 1955'lerden itibaren,Türkiye'ye dalga dalga yayılacak olan " Kıbrıs Mitingleri" ile Türk Halkı “Milli Mücadele” den sonra en büyük milli heyecan dalgası ile ayağa kalkacak ve Kıbrıslı kardeşlerinin en büyük teminatı olacaktır.
  • 1959 yılında Londra ve Zürich’e Türkiye-İngiltere ve Yunanistan arasında yapılan konferanslar, Türk ve Rum ortaklığı "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin kurulmasıyla neticelenecektir. 15-16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanı Rumlardan (Baş Piskopos Makaryos), yardımcısı Türklerden (Dr. Fazıl Küçük) oluşmaktaydı. % 70 - % 30 ortaklıkla oluşan Cumhuriyetin teminatı, İngiltere, Yunanistan ve Türkiye olacaktır.

1931-1954 Yıllarında ENOSİS Faaliyetleri:


  • İngilizlerin adada kurmuş oldukları sömürge yönetimi gerek Rumlar tarafından gerek Türkler tarafından pek hoş karşılanmamıştır. Kıbrıs Adası’nı İngiliz’lerden kurtarmak için mücadeleye önce Rumlar başlatmıştır. Rum’lar ENOSİS hayalleri doğrultusunda Ada’yı Yunanistan’a bağlama çalışmaları, diplomatik yollardan gerçekleşmeyince bu defa silahlı bir yola başvurmaya başladılar.
  • Rum toplumu, 1931 yılında Yunanistan’ın Kıbrıs Konsolosu Kyrou ve Kitium Piskoposu Nikodemas yönetiminde İngilizlere karşı ayaklandı. Bu ayaklanma karşısında, İngilizler, 12 Kasım 1931 tarihinde Yasama Meclisini feshederek 6 üyeli bir Yürütme Konseyi kurmuştur. Ayaklanmadan sonra İngiliz Sömürge Yönetiminin aldığı caydırıcı önlemler, ile 1940’lı yılların sonlarına kadar olayların yatışmasında etkili oldu.
  • İngiltere’nin Kıbrıs Ada’sı üzerindeki politikası Rum-Yunan ikilisi lehine gelişmeye devam etmiştir. Kıbrıslı Rumlar, Enosis isteklerine, II.Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan “milletlerin kaderlerini kendilerinin tayin etmesi” ilkesi doğrultusunda, çoğunlukla bu Yunanistan’la birleşmek anlamı taşımaktaydı, sürekli olarak tekrarlamaya devam etmiştir.
  • II. Dünya Savaşı’ndan sonra Rumlar, Yunanistan’ın İngilizlerle birlikte savaşmış olmasını ileri sürerek, Enosis isteklerini tekrarlamaya başladılar . İngiltere, savaştan sonra Kıbrıs Adası’na Muhtariyet verilmesi için çalışmalara başladı.
  • İlk olarak 1947 senesinin başlarında Lord Winster’i Ada’ya vali olarak tayin etti. Vali Temmuz 1947’de bir danışma meclisi kuracağını açıklamış, bu meclisin 19 kişiden oluşacağı ve bunlardan 4’ünün Türk olacağını belirtmişse de Türk tarafının buna tepki göstermesi üzerine değişiklik yapılarak Rum üye sayısı 12’ye düşürülmüş Türk üye sayısı da 7’ye çıkarılmıştır. Bu meclise Rumlardan sadece Solcu Rumlar destek vermiş Milliyetçi Rumlar ve Kilise ise tam bir Muhtariyet getirmediği gerekçesi ile destek vermemişlerdir.
  • Destek vermeyen Rumların asıl amacı Yunanistan’a ilhak fikirlerini yinelemiş, ancak Vali tarafından bunun mümkün olamayacağı kendilerine bildirilmiştir. Rum Cemaati Başkanı Başpiskopos Makarios tarafından reddedilir ve arkasından, Rum kaynaklı Milli Kıbrıs Mücahitleri Örgütü, E.O.K.A. (Etniki Organosis Kypriou Agonistan) tarafından fanatik General George Grivas liderliğinde, İngilizlere karşı, “Enosis” istekleri ile saldırıya başlarlar.
  • Rumların, İngiltere’ye karşı başlattıkları mücadele 1Nisan 1955 tarihinde EOKA saldırılarıyla başlar .
  • Anayasa çalışmalarına Rumların büyük engellemelerine rağmen devam edildi ve 1948’de Anayasa teklifi hazırlandı. Rumlar tam bir Muhtariyet getirmediği gerekçesi ile mayıs 1948’de bu Anayasayı reddettiler, Türk Delegeleri ise Türk azınlığının hukuku korundukça Türkler için kabul edilebileceğini beyan etmiştir.
  • Muhtariyet çalışmalarında tam bir başarı sağlayamayan Lord Winster, seçtiği bir İstişare Meclisi ile Ada’yı yönetmeye devam etmiştir.
  • Rumlar, Başpiskopos Makarios önderliğinde asıl amaçlarının Enosis olduğunu beyan ederek İlhak için mücadelelerine devam ettiler.

1950 Yılındaki Plebisit (Halkoylaması):


  • Rodos ve On iki Ada’yı alan Yunanistan , Megali İdea emelleri ile Kıbrıs’ı da kendisine ilhak edebileceği kanısına varmıştır. Bu amaçlarına ulaşmak için Kıbrıs Rumlarının Ruhani Lideri III.
  • Makarios önderliğinde yapılacak bir halkoylaması ile haklı olduklarını Dünya Kamuoyuna göstermeye çalışmışlardır.
  • Bu Plebisit’e karşı Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’den 1949 yılının sonlarına doğru büyük bir tepki ve gösteri yapılmış ama Yunan tarafında ise Plebisit lehinde gösteriler yapılmıştır.
  • Kıbrıs Hükümetinin muhalefetine rağmen, Rum Kilisesi uluslararası kaidelere uymayan plebisiti 16 Ocak 1950 tarihine rastlayan bir Pazar günü , Rumların çoğunlukta olduğu bir yerde plebisitin sonucunun zaten ilhak lehine olacağı şüphesizken yaptırdı .
  • Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, 1947 yılında Kıbrıs ile ilgilenirken daha sonraki yıllarda ise sanki kendi meselesi değilmiş gibi davranmaya başlamıştır.
  • Yunanistan ise Kıbrıs meselesini kendi meselesi olarak benimsemiş ve bu doğrultuda Ada’nın kendisine verilmesi için birkaç kere İngiltere’ye müracaat etmiştir.
  • Ancak İngiltere bunun mümkün olmadığını ve mevcut statükonun devam edeceğini beyan etmiştir.
  • Anayasa çalışmalarına Rumların büyük engellemelerine rağmen devam edildi ve 1948’de Anayasa teklifi hazırlandı. Rumlar tam bir Muhtariyet getirmediği gerekçesi ile mayıs 1948’de bu Anayasayı reddettiler, Türk Delegeleri ise Türk azınlığının hukuku korundukça Türkler için kabul edilebileceğini beyan etmiştir.
  • Muhtariyet çalışmalarında tam bir başarı sağlayamayan Lord Winster, seçtiği bir İstişare Meclisi ile Ada’yı yönetmeye devam etmiştir.
  • Rumlar, Başpiskopos Makarios önderliğinde asıl amaçlarının Enosis olduğunu beyan ederek İlhak için mücadelelerine devam ettiler.
Son düzenleyen Safi; 13 Ocak 2017 02:08