Arama

Özay Gönlüm - Tek Mesaj #8

sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
24 Mayıs 2008       Mesaj #8
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
Özay Gönlüm

Kemal Özay Gönlüm’ün hayat öyküsü, 5 Şubat 1940 tarihinde, Erzincan- Tercan’da doğmasıyla başlıyor. Ünlü halk ozanı Davut sulari’yle süt kardeşi olan Özay Gönlüm’ün babası Ahmet Gönlüm, aslen Denizli’nin, Tavas ilçesine bağlı Kızılcabölük kasabasından…Annesi Zekiye Hanım da Denizli-Acıpayam’lı.

Babasının jandarma astsubayı olması nedeniyle, Denizli, Afyon, Kütahya gibi kentlerde geçiriyor çocukluğunu, Özay Gönlüm.Müzikle tanışması, Kütahya’dayken gerçekleşiyor.Babasının aldığı ağız armonikasını öğrenme tutkusuyla, 3 yaşında başlayan müzik serüveni, ortaokul yıllarında mandolin ve kemanla devam ediyor.Ancak liseye geldiğinde, yüreğini asıl titreten tınıyla karşılaşıyor.Bağlamadan çıkan sesler , öylesine yüreğinden kavrıyor ki onu, bağlama öğrenmeye karşı müthiş bir merak duyuyor.Bu büyük meraka karşın, ne yazık ki, etrafında kendisine yardımcı olabilecek kimseyi bulamıyor.Hani şöyle birazcık yardım alabilse, kendisine azıcık yol yordam gösteren olsa!Çaresiz kendi kendine keşfediyor bağlamayı…Ancak inanılmaz bir azim ve büyük bir aşkla çalışıyor, gece gündüz demeden, hatta bazen ailesini rahatsız etmeyi göze alarak, durmaksızın bağlama çalıyor. Öyle ki zaman zaman babasının tatlı uyarılarına maruz kaldığı da oluyor. Herşeye karşın, bu azimli çalışmanın kısa sürede meyvelerini topluyor ve bağlama çalmaya karşı duyduğu tutkulu aşk, bağlamayı hayatının vazgeçilmezleri arasında baş köşeye oturtuyor.

Bir ara terzi çıraklığı yapıyor ve burada biriktirdiği parayla İstanbul’a gidiyor, elinde bağlamasıyla. İstanbul’da kaldığı yaklaşık iki ay içinde ilginç deneyimler yaşıyor Özay Gönlüm;Elvis Presley ve rock’n roll rüzgarına kapılıp, bağlamasıyla İngilizce parçalar çalıp söylemeyi deniyor.Yeni bir şeyler yapma yönündeki ilgi ve enerjisini çeşitli vesilelerle ortaya koymaya çaılşıyor.Kimi açık hava etkinliklere katılıyor ve buralarda ilgi görüyor.Kazandığı ilk parayla birlikte memleketine dönerken, babasına bir palto almayı da ihmal etmiyor.

1956 yılında, Mustafa Sarısözen’le tanışıyor ve Ankara radyosunda “Yurttan sesler”programlarına katılmaya başlıyor. Derken askerlik gelip çatıyor ve Amasya’ya yedek subay olarak gidiyor. 1963 yılında, çocukluk yıllarında Kütahya’ tanıştığı Ayten Hanım’la hayatlarını birleştiriyorlar. Evren ve Ezgi adında iki tane kızları oluyor.

Yaşamının sonuna kadar, yaklaşık 34 yılını verdiği Ankara Radyo’sunda, kendine özgü tarzıyla, radyo sanatçıları arasında farklı bir konum sağlıyor kendisine…


Çoğunlukla Ege bölgesine özgü, ağır zeybekler, boğaz havaları, kırık havalar, oyun havaları, ağıtları, tahtacı semahları ve zaman zaman deyişler seslendiriyor. Seslendirdiği özgün repertuarının arasında fıkralar ve meşhur ‘Nine’nin Mektupları’ yer almaktadır.

‘Nine’nin Mektupları’, Özay Gönlüm’le özdeşleşmiş; özlü yergi ve nasihatlerden oluşan metinlerdir. Üslup olarak, Denizli’li bir ‘nine’nin ağzından, askerdeki ‘toruna’ yazılmış mektuplardan oluşur.
Bunların yanı sıra Özay Gönlüm’ün, mahalli ağzı ustaca kullanışı, içtenliği ve konulara olumlu yaklaşımı, geleneğimizdeki meddah kimliğini kazandırmıştır kendisine.

Tek Gövdeli, Üç kollu dev: YAREN
Temelde üç farklı bağlama türünün (tanbura, bağlama, cura) aynı tekneden oyulmasıyla meydana gelen, neredeyse küçük bir çalgı topluluğu oluşturan bu bağlama Gönlüm’ün Yaren adını verdiği sazıdır.

Gönlüm’ün çaldığı bağlamalar kendinden başka kimsenin çalacağı nitelikte değildir.
Kariyerinde, sayısız yurtiçi, başta Avrupa olmak üzere Çin, Japonya, ABD, Bangladeş, Tayland, Meksika ve Ortadoğu ülkelerinde konserler vermiştir.


Gönlüm, kişisel bir ilke olarak yurt dışı konserlerinde, gittiği ülkeye özgü karakteristik şarkıları, o ülkenin diliyle öğrenmekte ve bağlamasıyla konserlerinde seslendirmektedir. Bu yönü, onun samimiyetinin, uluslararası düzeyde, farklı kültürlerce de algılanmasını ve kendisine sempatiyle yaklaşılmasını sağlamıştır.

Bir türkü de, ‘Bu dünya bir pencere, her gelen bakar gider’ sözleri yer alır. Yunus ise,’bu dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun’ der. Özay Gönlüm, dünyaya yalnızca ‘tebessümle’ bakmayıp, ardın da gerçekten ‘hoş seda’lar bırakabilen, son nesilden kalanlara selam edebilen birkaç kişiden biri oldu.

Aslında erken sayılabilecek yaşta, henüz 60 yaşında iken, 1 Mart 2000 Çarşamba günü hayata veda etti, Cebeci Asri Mezarlığında toprağa verildi.
(Alıntı)

Özay Gönlüm, anılarımızda Yaren’iyle, Nine’nin Mektuplarıyla, ‘Mustaf’Ali’siyle yaşıyor.
Ruhun şad olsun Özay Gönlüm….


Özay GÖNLÜM (Nenem den Mektup)



Son düzenleyen sanar; 24 Mayıs 2008 02:13 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi