Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mayıs 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uluslararası Göçmen Kaçakçılığı ile İnsan Ticareti

7 - Yasadışı Göç Güzergahları
Avrupa ülkelerine yönelik gerçekleştirilen yasadışı göç olaylarında çeşitli güzergahların kullanıldığı tespit edilmiştir. Ülkemiz, kullanılan bu güzergahlardan birkaçının konusu olmakta, bunun yanı sıra çeşitli ülkelerden Avrupa ülkelerine doğru seyreden geçiş yolları da bulunmaktadır.
Yasadışı göçmenler, Ülkemiz dışında;
  • İran-Kafkasya-Doğu Avrupa-Batı Avrupa Ülkeleri,
  • Afrika-Güney Avrupa Ülkeleri,
  • Rusya Federasyonu-Polonya-Avrupa Ülkeleri,
  • Ukrayna-Avrupa Ülkeleri,
  • Balkan Ülkeleri-Bosna-Hersek-İtalya-Almanya,
gibi farklı birçok güzergahı kullanmaktadır.
Özellikle, 2000 ve 2001 yılında Ülkemiz güvenlik güçlerinin kararlı tutumunun sonucunda, göçmen kaçakçılarının geçiş yolları;
  • Güney rotasına (Irak-Suriye-Lübnan),
Ayrıca
  • Kuzey rotasına (İran-Kafkaslar-Ukrayna)
doğru kaymıştır.
Bunun yanı sıra yasadışı göçmen taşıyan gemilerin de güzergahlarında değişiklik olmuş, son dönemde yoğunlukla Afrika ülkelerinden İtalya ve Fransa’ya; ayrıca;
Sri Lanka, Hindistan tarafından gelen gemiler de, Süveyş Kanalını takip ederek, GKRY, Yunanistan ve İtalya yolunu tercih etmeye başlamışlardır.
Ayrıca, bölgemiz dışında, Güney ve Orta Amerika’da A.B.D'ye doğru göç akımı bulunmaktadır.

8– Göçmen Kaçakçılığında Türkiye’nin Tercih Edilmesinin Sebepleri
İnsanların, Türkiye’de kaçak olarak çalışıp para biriktirerek ülkelerine dönmek istemeleri, daha önceden çeşitli yollarla Türkiye’ye girip yerleşmiş olanların kendi tanıdıklarını Türkiye’ye çağırmaları, Türkiye’nin Ortadoğu ve Kafkas ülkeleri arasında en demokratik ve ekonomik açıdan güçlü ve istikrarlı bir ülke olması, yaşam standartlarının geldikleri ülkelere göre daha iyi olması, Türkiye’de yakalanmaları halinde daha az ceza göreceklerini ve insanlık dışı muameleye maruz kalmayacaklarını bilmeleri, yasa dışı giriş yapan çoğu yabancı uyruklu kişilerle vatandaşlarımız arasında dil birliğinin bulunması gibi sebeplerle Türkiye’ye kaçak yollardan girmeyi tercih ettikleri görülmektedir.
Batı ülkelerine geçiş yapmak için Türkiye’nin tercih edilmesinin sebepleri ise;
Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle Asya ile Avrupa arasında bir köprü durumunda bulunması, kuzeyden yapılacak geçişlerde (Türkmenistan, Rusya, Ukrayna, Belarus(Beyaz Rusya) ve Romanya) yolun daha uzun, geçilecek ülkelerin daha fazla sayıda ve coğrafi - iklim şartlarının daha sert olması, Orta doğudaki savaş ve karışıklıklar sebebiyle İran-Irak-Suriye-Akdeniz yolunun kullanılamaması, Türkiye’nin doğuda sarp, dağlık, kontrolü güç olan kara sınırlarına, batıda ise çok uzun ve girintili - çıkıntılı deniz sınırlarına sahip olması, ayrıca Avrupa Ülkelerine ulaşılması açısından Ege Adalarının kıyılarımıza çok yakın bulunmasıdır.
Ülkelerin son yıllarda üzerinde ciddi olarak durduğu ve Türkiye’nin de özellikle coğrafi konumu itibariyle çeşitli yönlerden içinde doğrudan yer aldığı dünyadaki yasadışı göç hareketleri, sadece ülke güvenliklerini tehdit etmekle kalmayıp, çok sayıda yasadışı göçmenin umuda yolculuk niteliğindeki bu illegal hareketleri sırasında hayatlarına mal olmakta ve bu göçlerden büyük gelir elde eden terör örgütleri, kaçakçılık şebekeleri ve yasadışı göç organizatörlerine de önemli bir kazanç ve fayda sağlamaktadır.
Bu itibarla, Türkiye yabancıların turistik, bilimsel araştırma, çalışma, öğrenim ve ticaret amaçlı olarak yasal yollardan gelişlerinin yanısıra; iltica, yasadışı göç eylemleri ile ülkemiz üzerinden üçüncü ülkelere yasadışı yollardan geçme teşebbüslerine yoğun olarak konu olmaktadır.

9 - Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticaretinin Sonuç ve Etkileri
Özellikle insan ticareti, her şeyden önce insan haklarının en ağır bir şekilde ihlalidir. Bu sebepten dolayı yüz yılımızın önemli ve mücadele edilmesi gereken bir sorunudur.
- Fiziki ve Ahlaki Çöküntü; yapılan baskı, istimrar ve yıldırma sonucunda mağdurlar ahlaki çöküntüye uğramakta, uyuşturucu vb. gibi maddeleri kullanma alışkanlığı edinmekte, AİDS vs. gibi çeşitli bulaşıcı hastalıklara yakalanmakta, bunların yayılmasına sebep olmakta, istenmeyen gebelikler sonucu sorunlar yaşanmakta, mağdurları kontrol altında tutmak isteyen insan tacirlerinin uyguladıkları sürekli psikolojik baskı sonucu mağdurların psikolojik durumları bozulmakta, yaşadığı olumsuzluklar sebebiyle suç işleme eğilimleri artmaktadır.
- Aile Yapısının Bozulması; sonuçta, aileler arasındaki ilişkilerde meydana gelen bozulma, dayanışmanın azalması, potansiyel konumundaki kişilerin insan tacirleri açısından ulaşılması kolay hedef olarak ortaya çıkması toplum içerisinde çöküntülere sebep olabilmekte, meydana gelen bu sosyal çöküntüyle birlikte çocukların ahlaki açıdan gelişmeleri olumsuz yönde etkilenmektedir.
- İssizlik oranının artması; Ucuz ve yasa dışı işçi çalıştırılması sebebiyle yetişmiş elamanların işsiz kalması gündeme gelmekte ve kalitesiz üretim artmaktadır.
- Suç gelirlerinin yasa dışı işlerde kullanılması; elde edilen kazancın kullanılmasıyla suç örgütleri kuvvetlenip güçlü hale gelmektedir.
- Memleketin aleyhinde kullanılması; çeşitli terör örgütleri tarafından yurt dışına gönderilen veya bu amaçla yurt dışına kaçan insanlar gittikleri ülkelerde kabul görmek için ülke aleyhinde asılsız ve olumsuz beyanlarda bulunarak ülkenin itibarını zedelemektedirler.
- Suç ve Suçlularla Mücadeleyi Zorlaştırması; mağdurların bazı bakımlardan kendilerinin de batağa saplanmış olmaları sebebiyle yetkili mercilere şikayet etmekten çekinmeleri, içerisinde bulundukları durumu kabullenmeleri, özgürlüklerinin kısıtlanması ve nereye şikayet edecekleri hakkında bilgilerinin bulunmaması gibi sebeplerden dolayı bu suç ve suçlularla mücadele zorlaşmaktadır.

10 - Mağdurların Korunması
Mağdurları içinde bulundukları bu olumsuz durumdan kurtarmak için; sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilerek;
  • Ulaşabilecekleri telefon için bilgilendirilmeli,
  • Mağdurların müracaat edebilecekleri danışma merkezleri açılmalı,
  • Tıbbi yardımda bulunulmalı,
  • Hukuksal destek sağlanmalı,
  • Tanıklık yapmaları ve şikayetçi olmaları durumunda korunma programları hazırlanmalı, korunma ve barınma yerleri açılmalı,
  • Ülkelerine gönüllü dönüşleri teşvik edilmeli ve bu konulardaki olumsuzların aşılmasında kendilerine yardımda bulunulmalı,
  • Eğitim ve öğretime katılım hakkı verilmeli,
  • Tercüme ve bulunduğu ortama uyumu kolaylaştırılmalı,
  • İş imkanı sağlanmalıdır.
Yurdumuzda; insan ticareti mağdurlarının tanıklık yapmalarını teminen talepleri halinde altı aya kadar ülkede geçici olarak ikamet etmelerine izin verilmektedir.
Mağdurların korunması, rehabilite edilmesi, tıbbi ve psikolojik destek sağlanması ve barındırılarak ihtiyaçlarının karşılanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfının işbirliği ile İstanbul’da bir sığınma evi kurulup faaliyete geçirilmiştir
5 Aralık 2003 tarihli ve 2003/6565 karar sayılı Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Kararname’yle birlikte insan ticareti mağdurlarının sağlık hizmetlerinden faydalanması sağlanmıştır. 2 Ocak 2004 tarihli ve 25334 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan bu kararnameye göre; insan ticareti mağduru olduğu tespit edilen ve sağlık giderlerini karşılayamayacak durumda olan yabancı uyruklu hastalar, resmi sağlık kurum ve kuruluşlarından ücretsiz olarak faydalanabilecektir.

Ahmet FIRAT