Arama

Alman Tiyatrosu - Tek Mesaj #2

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Alman Tiyatrosu

1900’lerden sonra Alman Tiyatrosu’nda yeni-klasikçilik ve yeni-romatisizm eğilimlerine tanık olunmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı döneminin en güçlü akımı, natüralizmden toplum eleştirisini, yeni-romatisizmden de gizemciliği ve bireysel ruhu alan dışavurumculuk olmuştur. Kapitalizme, savaşa ve kitle toplumuna radikal bir bireysel başkaldırı olan dışavurumcu Alman Tiaytrosu, çağdaş Alman Tiyatrosu’nun en kendine özgü ve etkili tiyatrosu olmuştur. Barlach, Hasenclever, Kaiser ve Toller gibi yazarların başını çektiği dışavurumcu tiyatro, aynı zamanda, G. Fushs, L.Jessner, J.Fehling, E.Engel ve politika tiyatrosunun temsilcisi E.Piscayor gibi, yalnızca Alman Tiyatrosu’na değil, çağdaş dünya tiyatrosuna damgasını vurmuş ve yönetmen tiyatrosu ile sahnelemede devrim yapmış yönetmenlerle anılır.


Dışavurmcu tiyatro, toplumsal dönüşümlerin salt tinsel başkaldırmayla gerçekleşemeyeceğinin anlaşılmasıyla 1920’lerde son bulmakla birlikte, burjuvaca yaşamın sert bir dille eleştirisi, başlıcalıkla Wedekind ve Sternheim’ın oyunlarıyla sürerek, dışavurumcu tiyatro çizgisinden gelen Brecht’te niteliksel bir dönüşüme uğrayarak epik tiyatronun doğuşuna olanak vermiştir.


1933’te Hitler’in iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, komünist, sosyalist, liberal ve Yahudi yazarlar, ülke dışında sürgün yaşamak zorunda kalmışlar, bu dönemde, Alman Tiyatrosu, yurtdışında sürgün tiyatrosu olarak sürerken Almanya’da da Nazi tiyatrosu olarak sürmüştür. Bütün bütüne nazi faşizminin propagandası doğrultusunda, Alman ırkçılığını ve milliyetçiliğini işleyen Nazi dönemi tiyatrosu, siyasal-kültürel bir tapınma biçimi olmuş, bu arada, Kolbenheyer, Möller gibi oyun yazarlarını yetiştirmiş; Berlin’de Staatstheater, yönetmen Gründgens’in, Deutsches Theater da yönetmen Hilpert’in elinde, Nazi dmneminin klasik tiyatrosu olmuşlardır.


1945’te Almanya’nın kurtuluşu, Alman tiyatrosu tarihinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu dönem Almanya’nın Federal alman Cumhuriyeti ve Demokratik Alman Cumhuriyeti olarak ayrılması dönemidir. Böylece, Alman Tiyatrosu, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde, Brecht’in dönmesiyle birlikte, Berliner ensemble tiyatrosunda epik tiyatro olarak odaklanmıştır. Demokratik alman Tiyatrosu’nun başlıva oyun yazarları, Wolf, Brecht çizgisini sürdüren Heiner Müller, Helmut Baierl, Peter Hacks ve Volker Braun; başlıca yönetmenleri, yine Brecht çizgisini sürdüren B. Besson, Palitzsvh ve Wekwerth olmuştur; Heiner Kipphardt ile Helmut Lange gibi günümüzün önemli yazarları ise, Demokratik Almanya’ dan Federal Almanya’ya geçmişlerdir. Federal Alman Cumhuriyeti’nde tiyatro, özellikle federal eyaletlerde ve eyalet başkentlerinde tiyatro etkinlikleri olarak gelişim göstermiştir. Federal alman Cumhuriyeti’nde 2. dünya savaşı sonrasında oyun yazarlığı, başlıcalıkla, geçmiş Nazi dönemiyle hesaplaşmayı, savaşın etkilerini ve çağdaş toplumsal sorunları ele alır.


Son dönem Alman Tiyatrosu’nun başlıca oyun yazarı adları, Wolfgang Borchert, Leopold Ahlsen, Stefan anders, Ulrich Becher, Carl Zuckmeyer, Günter Grass, Peter Weiss, Martin Wasler, Tankred Dorst, B. Strauss, W.Hildesheimer, Enzensberger ve Kroetz; başlıca yönetmen adları ise Sellner, Schalla, Stroux,, Stein, Zadek, Grüber, Heyme, Peymann, Rudolph ve Ciuli’dir.