Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Büyük Türk Devletleri - Göktürkler


Göktürk İmparatorluğu, Türk toplumu tarafından kurulan dördüncü devlettir. Köktürk İmparatorluğu 552 - 745 yılına kadar varlığını sürdürdü. Çin İmparatorluğu ile uzun süre rekabet ve savaş içinde bulundu. Kardeş kavgaları, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun savaşlar yıkılmalarına neden oldu. Yine de Türk toplumu tarafından kurulmuş olan bu İmparatorluk Asya tarihinde kalıcı izler bıraktı.
  • Köktürk Tarihi (552 - 745)
  • I. Köktürk Kağanlığı (552–581)
  • I. Köktürk Kağanlığı'nın Bölünmesi (581–603)
  • Doğu Köktürk Kağanlığı'nın Çöküşü (603–630)
  • Batı Köktürk Kağanlığı'nın Çöküşü (603–659)
  • II. Köktürk Kağanlığı (681–745)

I.Kök Türk Kağanlığı(Doğu-Batı Kağanlıkları)


Kök Türk Devleti, VI.yüzyılın ortasında, Asya'nın doğusunda Çin devletinin, batısında Sasani-İran devletinin sınırladığı İç-Asya bozkırlarında ,doğuda Avarlar, batıda Eftalit/Ak Hunlar ile yapılan mücadeleler sonucunda ortaya çıktı. Kurucuları doğuda Bumin Kağan, batıda kardeşi İstemi Kağan'dır.

İli derleyen ve bu nedenle İliğ Kağan diye de adlandırılan Bumin Kağan'ın ölümünden sonra yerine oğlu Ko-lo/Kara Kağan geçtiyse de iktidarı kısa sürdü. Bir yıl sonra Mukan Kağan devletin başına geçti. Mukan Moğol soylu Kitanları yenerek Doğu Köktürk Devleti'nin sınırlarını Büyük Okyanus'a kadar genişletti. Mukan'dan sonra tahta Ta-po/Taspar Kağan geçti. Ta-po Budizmi kabul eden ve Çin'i baskı altında tutan yönleriyle sivrildi.

Doğuda bunlar olup biterken batıda sınırlarını Kırım'a kadar genişletmiş İstemi Kağan öldü. Yerine oğlu Tardu Kağan geçti. Tardu, 603 yılına kadar hükümdarlığını sürdürdü. Doğuda Ta-po'nun ölümü üzerine tahta çıkan To-lo-pien(ya da sonraki adıyla Apa Tarkan) toyda/kurultayda yapılan kengeş'te (müzakere) onaylanmadı. Yerine Ta-po'nun yeğeni Şapo-lio/İşbara Kağan ilan edildi.

Çin politikalarının da tesiriyle batı kağanı Tardu, To-lo-pien'i destekledi. İşbara'nın Apa'nın annesini öldürtmesi doğu ile batı arasındaki ilişkileri bir daha düzelmemek üzere bozdu; iki budun artık birbirlerine düşman hale geldi. Tardu'nun ölümünden sonra Batı Kök Türkleri güçlerinin zayıfladığının bir göstergesi olan yabguluk ve şadlık adları altında Aşena ailesine mensup kişilerce yönetildikten sonra 630 yılında Çin egemenliğine girdi. Bundan sonra On Oklar adını alarak Türgiş boyunun önderliğindeki boylar federasyonu şeklinde yüzyılın sonuna kadar Çin hakimiyetinde kaldılar.

Doğu Kök Türkleri ise, Şi-pi Kağan'nın 618'de ölümüne kadar benliklerini korudular. Ondan sonra görülen Hie-li/İliğ Kağan Çin'in başkentini kuşattı ise de tutsak alındı; esarette kederinden ölmesiyle I. Kök Türk İmparatorluğu tamamen yıkılmış oldu (630).

Aynı tarihte Çin İmparatoru Tai-tsung kendisini Türklerin Gök Kağanı ilan ediyordu. Hakanlığa bağlı Türk ve yabancı boylar etrafa dağılmaya başladılar bir kısmı ise Çin'e sığındı. 50 yıl süren esaret hayatında Türk budununu toparlama çalışmaları ve Çin'e karşı başkaldırma hareketleri(isyanlar) eksik olmadı. Bunların en ünlüsü 639'da Kök-Türk prensi Kürşad'ın ihtilal denemesidir. Bu harekat dünyada ilk milliyetçi harekattır.
  • 1. Köktürk Kağanlığının doğu kanadı yönetimi: Bumin, Kolo,Mukan ,Tapo ,İşbara ( 581- 582 bölünme- 587)
  • 1. Köktürk Kağanlığının batı kanadı yönetimi: uzun ömürlü İstemi Yabgu, Tardu ( Tardu zamanında bölünme

İdare ve Ordu


Devleti Kağan ünvanlı hükümdâr idâre ederdi. Kağan'da Bilgelik, Alplik ve Erdemlilik özellikleri aranırdı. İl denilen ülkeyi bilgili, kahraman, özü sözü doğru, fazîletli devlet başkanı idâre ederdi. Kağan'ın vazîfeleri arasında savaş gücüyle devleti kurma ve düzene koyma, yeni alınan yerlere iskan, töre yâni kânunları düzenlemek, ahâliyi doyurup giydirmek vardır.Ülke geniş bölge teşkilâtı gereğince Doğu ve Batı olmak üzere ikili devlet sistemine göre idâre edilirdi.
Kağanın eşine Hatun denirdi.Kağandan sonra gelen yüksek rütbe Yabguluktur'.

Köktürkler, devlet idâresinin en soylu, tecrübeli Türk boylarının elinde kalmasına dikkat etmişlerdir.Önceleri sayısı bir olan Yabgu’ya, devlet genişledikçe ihtiyaç çoğalmış, Batı Türkistan gibi bölgelere de yenileri tâyin edilmiştir. Şehzâdelere Tigin veya Tegin, Şad; eşlerine de Konçuy adı verilirdi. Tiginler, umûmî vâlilik, başkumandanlık gibi mühim memuriyetleri yaparlardı. Boy hükümdârına Kağan (Han) denmektedir.

Tarkan, Çur, Apa, Tudun, büyük memuriyetlerdendir. Köktürk ordusu, yükselme döneminde Asya’nın en güçlü askerî kuvvetiydi. Ordunun üçte ikisi süvâri, biri de piyâdeydi. Akınlarda ve savaşlarda sür’atli hareket etmek esastı. Gece ve gündüz sıkı yürüyüşle yol alan ve atlarına nöbetle binen Türk süvârisi, hiç ümit edilmedik anda, hiçbir haber alma şansı bırakmadan düşman ordusuna saldırırdı. Savaşta düşman asker miktârı yüzbinleri bulursa, Türk ordusu kırdırılmazdı. Bozkır taktiği ile ilk önce geri çekilinirdi.

Merkez üssünden ayrılan düşman, vur kaç ve gerilla savaşı ile yıpratılıp, ânî baskınla yok edilirdi.Göktürklerin bayrak ve tuğlarının tepesinde altından yapılmış kurt başlı heykel bulunurdu. Tuğ ile davul da bağımsızlık sembolleriydi. Köktürklerin başşehri Ötüken’dir. Burası Orhun Irmağı ile Selenge Irmağı'nın Tarim kolu arasında, ormanlar içinde bitki örtüsü ve suyu bol bir şehirdi. Ötüken’den başka Barshan, Çargelen-Çumgal, Çaldıvar, Atbaş, Şirdakbeg, Nanageldi, Fergana, Yassıkugart,Çikircik başlıca Köktürk şehirleridir. Köktürklerde karar, seçim, insan ve hayvan sayımı için ziyâfetli devlet meclisi mâhiyetinde Kengeş (Müşâvere) Meclisi toplanırlardı.

Sanat ve Edebiyat


Orta Asya'da yapılan araştırma ve kazılarda Köktürkçe yazılı eserler bulunmuştur. Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerden, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar gelmiştir.İlk Türk âbidelerinde yazılara altıncı yüzyılda rastlanmıştır. Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü Anıtları, Orhun Yazıtları veya Türük Bengü Taşlarıda denen üç büyük kitâbedir.

Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılmıştır. Bu kitâbeler; Göktürk Kağan'ı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir. Kitâbeler kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın tahribâtına mâruz kalıp, bozulmuştur. Bu yüzden bâzı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin kitâbesi, içlerinde en az tahribâta uğrayanıdır.

Orhun Âbidelerinin yazıldığı Köktürk alfabesi 38 harflidir.Türklerin millî alfabesi olan bu yazı sisteminde 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bulunmaktadır.Kelimeler birbirinden iki noktayla ayrılır. Türklerin İslâm dînini kabülünden önce yazılan Orhun Âbideleri, muhtevâ olarak Türk târihi ve kültürü bakımından önemlidir.

Âbidelerde; Türklerin yabancıların siyâsetine âlet olduğu zamanlarda bozulduğu, devlet kademelerinde bilgili ve ehil olmayan kadronun iş başına getirildiği zaman idâre mekanizmasının iyi çalışmayıp, ahâlide hoşnutsuzluk görüldüğü, yabancı kültürünün Türk birliğini zedeleyip, şahsiyetini kaybettirdiği, hitâbet sanatına uygun bir anlatımla verilmiştir.

Türk milletinin en zor şartlarda bile içinden kuvvetli şahsiyetler çıkıp, ülkeyi kurtarıp, devleti yeniden kurup, güçlendirdiği anlatılan âbidelerde, devlet tecrübesi yanında Türklüğün, istiklal fikrine yer verilmiştir.Ayrıca bu, Hâkanların millete hesap vermesidir. Bilge Kağan Âbidesinde bugünkü dille şöyle denmektedir:
Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir. Ey Türk Milleti! Kendine dön.Seni yükseltmiş Bilge Kağanı’na, hür ve müstakil ülkene karşı hatâ ettin, kötü duruma düşürdün. Milletin adı, sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım.Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiyle bitesiye çalıştım... Bu imparatorluk sadece Asya tarihini değil Türk siyasi tarihini ve aydınlatan anıtlar bıraktı, Orhun yazıtları. Köktürkler'in Göktanrı olarak adlandırılan bir inanca sahip oldukları tarih araştırmacıları tarafından dile getirilmektedir. Orhun yazitları bu görüşü doğrulamaktadır. Müslüman olmadan önce tarihte ilk kez Türk adını devlet adı olarak kullanmış Köktürklerin dini Göktanrı diniydi.

Dil örnekleri klasik eski Türkçe kültürü (Köktürk 6/7/8yy. ile Orhun yazıtları) ve Türkiye Türkçesi kültürü KöktürkçeTurk Oguz begleri, budun, esidin uze tenri basmasar asra yir telinmeser Turk budun ilinin, törüngün kim artati udaçı ertiTürkiye TürkçesiTürk Oğuz beyleri, soyu, işitin; üstte gök Tanrı basmasa, altta yer delinmese, Türk ulusu, ülkeni, töreni kim bozabilecekti?

Göktürklerin Kuruluş Mitolojisi


Çin yazılı kaynaklarına göre (550-557 yılın tarih kronikileri), Göktürklerin kökleri Orta Asya Hunlar'dan gelir. Göktürklerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğine göre Asen (Asena veya Zena) dir.Bu kaynaklarda Göktürk imparatorluğunu kuran Asena veya Zena ailesi kendi tanımlamada dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır. Asena/Aşina/Zena/Aşına ailesinin, yalnız bir erkek çocuk hayatta kalmak üzere, katliama uğramış olduğu söylencesinde Göktürklerin erken tarihinde bir soyun topluca kıyımının toplumsal bilinci etkilediği bilinmemektedir

Göktürk Kağanları


I. Göktürk Kağanlığı Hükümdarları
  • 534-552Bumin Kağan
  • Qara-Issyk Khagan/Han <=> Kelo Khan <=> Kolo Khan <=> Kök-Khan (552)
  • Kushu Muqan-Khagan/Han <=> Sekin Khan (553-72)
  • Taspar Khan/Han <=> Arslan Tobo-Khan (572 -81)
  • Amrak <=> Tanhan Khagan/Han (581)
  • Shetu Baga İşbara Kağan/ Han (581-582-87)
  • Qara-Churin Turk Bogiu (Tardush)-Khan <=> Batının yabgusu Tardu 582 yılında tüm ülkenin kağanı olduğun ilan etti. Doğunun kağanı İşbara itiraz etti. Sonuçta ülke ikiye ayrıldı.
582 yılı bölünme ve Doğu Göktürkler:
  • Shetu Baga İşbara Kağan/ Han (582-87)
  • Chulo-Khan Tolos-Shad (587-88)
  • Yun Yolliyg Dulan-Khan (588-99; ile Zhangar)
  • Kimin Kağan (600-609) Zhangar Kimin-Khan <=> Tuli Khan (597-609; Dulan-Khan ile Qara-Churin)
  • Şipi Kağan (609-619) (Dugi Shibir-Khan (609-19))
  • Çulo Kağan(619-621) (Chulo Khan (619-21))
  • Kieli Kağan(621-630) (Kat Ilkhan Tugbir <=> Xieli Khagan (621-30))
582 yılı bölünme ve Batı Göktürkler:
  • Qara-Churin Turk Bogiu (Tardush)-Khan <=> Tardu (576dan 582'ye kadar yabgu- 582-603; Batı Göktürk Kağanı)
  • Tardunun Oğulları (?)
  • Tong Yabgu
  • Sebu Kağan
630-680 arası Çin esaretindeki Göktürklerin Kağanları
  • Chebi-Khan (630-49; )
  • Symno ?? (639-41)
  • Nishu-Beg (679-80; )
  • Funian (680-81; )

Devletin doğu kanadını yöneten İşbara


Çinlilere yazdığı mektup:

“ Size bağlı kalacak, haraç verecek kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem. Halkıma çin giysileri giydiremem. Adetlerimizi, kanunlarımızı değiştiremem. İmkan yoktur. Çünkü bu yönlerden bütün Türklerim, hassasiyetle çarpan tek bir kalptir.”

Devletin batı kanadını yöneten İstemi Yabgu


Bizans elçisine verilen cevap:

O Romalılar siz değil misiniz ki on dille konuşursunuz ve herkesi aldatırsınız. Siz Romalılar niçin bizim elçilerimizi Kafkaslar üzerinden Bizansa götürüyorsunuz ve Romaya gidilecek başka yol yoktur diyorsunuz. Yani biz, yollar geçilmez, her taraf arızalı, dağlık taşlık zannedelim de Roma İmparatorluğuna hücum etmeyelim mi? Böyle düşüneceğimizi mi sanıyorsunuz? Fakat biz Dinyeper nehrinin nerede bulunduğunu, Tunanın nereye aktığını, Meriçin nereden geçtiğini çok iyi biliyoruz. Bize tabi olan kavimlerin Romaya nereden girdiklerini de çok iyi biliyoruz. Sizin kaleleriniz bizim için sır değildir...

GÖKTÜRK ALFABESİ Gök Türkler Oniki hayvanlı Türk takvimini kullanmışlardır. Eski Türk takvimi, her biri bir hayvan adı ile anılan "12 yıllık" devre esasına dayanıyordu. Yılların adları şöyle idi:

1. yıl = sıçkan (fare)
2. yıl = ud (sığır, öküz)
3. yıl = pars
4. yıl = tabışkan (tavşan)
5. yıl = lu (ejder)
6. yıl = yılan
7. yıl = yunt (at)
8. yıl = koy (koyun)
9. yıl = biçin (maymun)
10. yıl = takagu (tavuk)
11. yıl = it (köpek)
12. yıl = tonguz (domuz)

Bir yılda 12 ay vardı. Aylar, birinç (birinci) ay, ikinç, üçünc.. diye adlandırılmıştı. Bir gün 12 kısım sayılıyor ve her kısma "çağ" deniyordu. Yıl 365 gün, 5 küsûr saat itibar edilmekte idi. Günün başlangıcı gece yarısı idi. Yılbaşı Ocak - Şubat aylarına rastlardı. Aslında ay yılına dayanan bu "Oniki hayvanlı Türk Takvimi"nin Gök Türkler zamanında güneş yılına çevrildiği söylenmektedir.

Menşei çok eski olması gereken, ayrıca 12 yıllık devrenin 5 katı 60 yıllık devreler olarak da faydalanılan bu takvim, Gök Türkler'de, Uygurlar'da, Batı Türkleri'nde ve muhakkak ki Hunlar'da kullanılmış olup, hem zaman, hem coğrafî yönden çok yaygın bir sistem gibi görünmekteydi. Gök Türkçe kitabeler, Uygur kitap ve hukukî belgeleri, Bulgar kitabeleri ve "Bulgar hakanları listesi", hatta Kırgızların Manas destanındaki bazı olaylar bu takvimle tarihlenmiştir. Bu eski Türk takvimi, son zamanlara kadar Orta Asya'da

Göktürklerin TÜRK Tarihine Katkıları


  • Türk adını devlet adı olarak kullanan ilk Türk devletidir.
  • Türkler arasında bağımsız yaşama duygusunun gelişmesinde öncülük eden bir devlettir.
  • Bulgarlar ( Kazan Tatarları ) ve Yakutlar hariç tüm Türkçe konuşan Türk boylarını tek bir yönetim altında toplamıştır.
  • Bilinen İlk yazılı Türk alfabesini geliştirmişlerdir.
  • Orhun hitabelerini miras bırakmışlardır.
  • Batı Türkistanın ve Kafkasların Türkleşmesini sağlamışlardır.

Göktürk Gelenekleri


Gök Türkler'de ölülere yapılan törene Yuğ (veya Yoğ) adı verilirdi. Birisi ölünce cenazesi önce çadırına konur. Bütün yakınları ölünün adına kurban olarak bir koyun ve bir at kesip çadırın dışına bırakırlar. Sonra feryad ederek atları çadırın çevresinde yedi defa koştururlar, çadırın giriş kısmının önünden geçerken bıçakla yüzlerini çizerler. Böylece kan ile gözyaşı birbirine karışır. Sonra ölüyü gömmek için uygun bir gün seçilir. Bir kimse bahar ve yaz mevsiminde ölmüşse, cenazesi ağaçların yaprakları dökülünceye kadar, güz veya kış mevsiminde ölmüşse ağaçlar yaprak çıkarıncaya kadar bekletilirdi. Önce ölünün atı yakılarak külleri, kullandığı eşya ile birlikte ölü ile gömülür. Gömme günü ölünün bütün yakınları kurban için çeşitli şeyler getirir, mezarın çevresinde at koşturarak feryad eder ve yüzlerini yaralarlar. Ölü gömüldükten sonra mezarı üzerine dikilen taşlar (Balbal) yenilen düşmanın öbür dünyada galip gelene hizmet edeceğine işaret ederdi. Orkun yazıtlarında, Bilge Kaan'ın kardeşi Kül Tegin'in ölümü dolayısıyla yaptığı matem merasimine komşu boylardan gelen heyetler arasında yas tutan (Yoğçı) ve ölüye ağlayan (Sığıtçı) kişilerin bulunduğu belirtilmektedir. Yas töreninde bulunan kişilerin, yas alâmeti olarak kulak ve saçlarını kesmeleri bir gelenekti.

Göktürk kaanları tahta çıkarılırken bir keçi üzerine konur ve yukarı kaldırılırlardı. Bu gelenek daha önce tobalarda görülür. Türkler'de tahta çıkma törenlerinin bir çeşit "göğe çıkma" gibi kutsal bir anlamı vardı. Altay ve Sibirya şamanlığında inanca göre şamanlar göğe çıkarlar ve göğün dokuz katını dolaştıktan sonra yere inerlerdi. Şamanın göğe çıkmasından önce bir tören yapılır ve şaman, dokuz şaman çırağının tuttuğu beyaz bir keçe üzerine konarak dokuz defa döndürülürdü. Yazıtlarda da Gök Türk kaanları, "Gökte olmuş, Gökte tahta oturmuş, kağanlığı ve buyruğu gökten almış" kimseler olarak nitelendirilmiştir. Anlaşıldığına göre bu geleneğin büyük bir dini anlamı bulunmaktadır.
Son düzenleyen Baturalp; 18 Kasım 2016 02:27