Sevr antlaşması
OsmanlI devletinin Mondros mütarekesi'nden (1918) sonra itilaf devletleri'yle imzaladığı barış belgesi
(10 ağustos 1920)
Birinci Dünya savaşı’ndan birleşikleri Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'la birlikte yenik olarak çıkan Osmanlı devleti, itilaf devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Japonya, Yunanistan, Sırbistan) tarafından Paris barış konferansı'na çağrıldı (22 nisan 1920).
Eski sadrazamlardan Ahmet Tevfik Paşa (Okday) başkanlığında Dahiliye nazırı Reşit Bey (Rey), Maarif nazırı Fahrettin Bey (Rumboyoğlu) ve Nafıa nazırı Cemil Paşa'dan (Topuzlu) oluşan bir heyet konferansta OsmanlI devletini temsil etmek üzere yola çıkarıldı. Ancak, İstanbul hükümeti Paris barış konferansı' na çağrıldıktan 8 gün sonra (30 nisan) Anadolu'da TBMM hükümetinin kurulduğu ve Osmanlı devletiyle yapılacak bir barışın türk ulusunca kurulan bu bağımsız yönetimi kesinlikle etkilemeyeceği Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) tarafından tüm Avrupa devletlerine duyuruldu, itilaf devletleri bu bildiriye karşın, Ankara hükümetini konferansa çağırmadılar. Öte yandan, Fransa’ya giden osmanlı delegelerine Paris barış konferansının antlaşma koşulları bildirildi (10 mayıs). Koşulları çok ağır bulan türk heyeti görüşmeleri kesip İstanbul'a döndü.
Bunun üzerine itilaf devletleri, son osmanlı padişahı Mehmet (Vahdettin) Vl'ya İstanbul'daki işgal komutanları aracılığıyla baskı yaparak ve Ege bölgesindeki istilacı yunan kuvvetlerini saldırıya geçirtip Balıkesir, Bursa, Uşak'ı işgal etmelerine göz yumarak (22 haziran) sadrazam Damat Ferit Paşa’nın önerilen barış koşullarını İstanbul hükümetinin kabul etmeye hazır olduğunu kendilerine bildirmesini sağladılar (25 haziran). Ancak, Ankara hükümeti bundan bir hafta önce (18 haziran) Misakı milli'ye sadık kalınacağını, türk topraklarının parçalanmasına izin verilmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha duyurdu. Öte yandan, Damat Ferit Paşa’nın âyandan Bağdatlı Hadi Paşa başkanlığında Paris’e gönderdiği Rıza Tevfik (Bölükbaşı) ve Bern büyükelçisi Reşat Halis beylerden oluşan osmanlı heyeti, Sevr antlaşması' imzaladı
(10 ağustos 1920). imzalanmadan önce (22 temmuz) Mehmet VI başkanlığında toplanan Saltanat şûrası tarafından da kabul edilmesine karar verilen Sevr antlaşmasının başlıca hükümleri:
1. sınırlara ilişkin koşullar:
- tüm Arabistan’la birlikte Irak, Ürdün, Filistin İngiltere’ye;
- tüm Suriye ile birlikte Güneydoğu Anadolu bölgesi (Urfa, Mardin, Gaziantep, Kahramanmaraş) Fransa'ya;
- Antalya başta olmak üzere Akdeniz bölgesi İtalya'ya;
- Büyükçekmece gölüne kadar uzanan Trakya bölgesinin batısında kalan topraklarla birlikte İmroz (Gökçeada), Bçızca ada ve Ege bölgesi (Salihli, Akhisar, İzmir, Ödemiş, Tire, Söke, Afyonkarahisar, Kütahya) Yunanistan'a bırakılacaktır;
- ancak, Ege bölgesi resmen osmanlı egemenliğinde kalmakla birlikte Osmanlı devleti yönetim yetkisini Yunanistan'a devredecek, bölgede yerel bir meclis kurulacak ve antlaşmanın uygulamaya girmesinden en az 5 yıl sonra bu meclis bölgenin kesin olarak Yunanistan'a katılmasını isteme hakkına sahip bulunacaktır;
- Doğu Anadolu' da sınırlarını ABD Başkanı Wilson’ın saptayacağı bağımsız bir Ermenistan, ayrıca, bu antlaşmanın uygulamaya giriş tarihinden bir yıl sonra da yine Doğu Anadolu' da bir kürt devleti kurulacaktır;
- öte yandan, İstanbul merkez olmak üzere İzmit, Bursa, Balıkesir, Çanakkale'yi de kapsayan Boğazlar bölgesinde Türkiye’nin de katılacağı bağımsız bir yönetim oluşturulacak ve kendine özgü bir bayrağı olacak bu yönetimin parasal işlerini Büyük Britanya, Fransa ve İtalya’nın üyesi bulunduğu bir komisyon yürütecek, türk üyeler ancak danışma niteliğinde olan görüşmelerde oy kullanabilecekleri gibi, devletin bütçesini de bu komisyon düzenleyecektir;
- İstanbul yine resmen Osmanlı devletinin başkenti olarak kalacak, padişah ve hükümeti bu barış antlaşmasının hükümlerine uydukları sürece burada oturacak, aksi takdirde tüm yetkilerinden yoksun bırakılarak ellerinden alınacaktır;
2. siyasal ve toplumsal koşullar:
- herhangi bir osmanlı yurttaşı (özellikle azınlıklar) hiçbir engelle karşılaşmadan dilediği itilaf devletinin uyruğuna girebilecektir; savaşlar yüzünden ya da başka nedenlerle yerlerinden ayrılmış olan azınlıklar geri dönebilecek ve uğradıkları zararlar Osmanlı devleti mâliyesi tarafından ödenecektir;
- azınlıklar okul, yetimevi, kilise gibi toplumsal ve dinsel kuruluşlar açmakta özgür olacaklardır;
- yabancı okul ya da yüksekokul mezunu azınlıklar osmanlı ülkesinde parlamento etkinlikleri başta olmak üzere her işi serbestçe yapabilecekler, bu uygulamanın kurallara uygun biçimde sağlanması itilaf devletleri'nce denetlenecektir;
3. askerliğe ilişkin koşullar:
- Osmanlı devletli silahlı kuvvetlerini sayıca azaltacak, 35 bini jandarma, 15 bini özel birlik, 700’ü de padişahı korumakla görevli güvenlik alayı olmak üzere sadece 50 700 kişilik bir askeri güç bulundurulacaktır;
- itilaf devletlerinin denetiminde görev yapacak olan jandarma birlikleri top kullanamayacak, yalnız kendilerine ayrılan bölgelerin dirlik ve düzeninden sorumlu olacak ve itilaf devletleri’nin izni olmaksızın tahkimat yapamayacaklardır;
- türk deniz kuvvetleri savaş gemisi olarak 600 tonilatodan küçük 6 torpido ve 7 gambot kullanabilecek, 1 600 groston üstündeki tüm deniz araçları itilaf devletlerinin buyruğuna verilecektir;
4. ekonomik koşullar:
- yürürlükte kalacak olan kapitülasyonlardan itilaf devletleri ile birlikte Romanya, Portekiz ve Ermenistan da yararlanacaktır; itilaf devletleri Türkiye'nin parasal durumunu yeniden düzenlemek ve refah düzeyini yükseltmek amacıyla bir komisyon oluşturacak, OsmanlI devleti bu komisyonun onaylamadığı mali önlemleri almayacaktır;
- gümrükler genel müdürü komisyonca atanacak ve görevinden alınabilecektir;
- devletin para sistemi, OsmanlI bankası ve Düyunu umumiye ile işbirliği yaparak çalışacak olan bu komisyon tarafından düzenlenecektir: Düyunu umumiye dışındaki gelirlerden önce türk topraklarında bulunan itilaf devletleri askerlerinin tüm giderleri, sonra savaştan zarar gören itilaf devletleri uyruklularının zararları, daha sonra da OsmanlI devletinin gereksinimleri karşılanacaktır.
Yunanistan’dan başka hiçbir devletin, padişah Vahdettin'in bile onaylamadığı Sevr antlaşması, Kurtuluş savaşı’nıntürk ulusu adına zaferle sonuçlanması üzerine geçersiz sayıldı. Sevr’i kökünden bozan Lozan antlaşması’yla (24 temmuz 1923) Hatay dışında bugünkü egemenlik sınırlarını elde eden Türkiye, kapitülasyonları da kaldırdı.
kaynak: Büyük Larousse