Arama

Güneş Sistemi - Tek Mesaj #14

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Haziran 2008       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneş Sistemi
Ad:  gs2.jpg
Gösterim: 1295
Boyut:  25.8 KB


Merkür
Çıplak gözle görülebilen gezegenler arasında en az dikkat çeken Merkür’dür. Büyük olasılıkla onu görmemiş bir çok insan vardır, çünkü onu görebilmek için doğru saatte doğru yere bakmak gerekir. Şehirlerde ve endüstri bölgelerinde yaşayan kişilerin onu görebilme şansı neredeyse hiç yoktur. Merkür’ün çıplak gözle görülebildiği anlarda ufka çok yakın bir noktada bulunur, bu gözlemini zorlaştırır.

Venüs
Teleskopla bakıldığında hayal kırıklığına uğranır, çünkü gerçek yüzeyi kalın ve bulutlu atmosferinin arkasında kalır. Venüs üzerinde Mars’taki gibi sert ve keskin izlerin olmayışı dikkat çekicidir.Üstelik Dünya’nın en yakın olduğu zaman yani iç kavuşum konumundayken karanlık yüzü bize dönüktür.

Mars
Gökbilimi ölçütlerine göre bize yakın sayılabilecek olan Mars’ın gözlenmesi düşünüldüğü kadar kolay değildir. Öncelikle çok küçüktür. Çapı 6790 km. kadardır. Yakın bir karşı konumda olmadığı sürece, yüzeyindeki şekilleri ayrıntılı olarak sadece büyük teleskoplar kullandığımızda görebiliriz. Zaten uzay çağı öncesinde çok çeşitli tartışmalara yol açması da bu yüzdendir.

Jüpiter
Jüpiter’in kavuşum dönemi yaklaşık 13 aydır. Bunun 5 ayında sabahları, 5 ayında ise akşamları görülebilir.Geri kalan 3 ay boyunca Güneşin diğer tarafındadır ve görülemez. Güneş, Ay ve Venüs’den sonra en parlak gök cismidir. Küçük teleskoplar ve dürbünler ile yuvarlak şekli kolayca görülebilir.Orta boy teleskoplar ile atmosferindeki bantlar ve “büyük kırmızı leke” (Dünya’ya dönük olduğunda) ayırt edilebilir. Jüpiter’in 4 Galilean uydusu dürbünle bile görülebilir.

Jüpiter’in iyi bilinen uyduları 16 tanedir. Metis, Adrastea, Amalthea, Thebe, Io, Europa, Ganymede, Callisto, Leda, Himalia, Lysithea, Elara, Ananke, Carme, Pasiphae, Sinope. Ayrıca yeni bulunan pek çok ufak uydusu da bulunmaktadır.

Jüpiter gezegeni tamamiyle gaz yapıdadır. Bu nedenle alıştığımız katı cisim dönmesinden farklı bir dönüş sergiler. Ekvator bölgesinin kutuplara nazaran hızlı dönüşü ve büyük manyetik alan etkisi bir araya gelince üzerinde hala araştırmaların devam ettiği kırmızı leke görünmektedir. Lekenin çapı Yer’in yaklaşık 4 katıdır.

Io
Jüpiter’in 4 büyük uydusundan biri olan IO sergilediği volkanik faaliyetlerle ilgi çeker Dünya’nın ilk zamanlarında gerçekleşen türden büyük tektonik hareketler gözlenmesi nedeniyle, IO’ nun ilerde yaşanabilir olacağı konusunda teoriler üretilmiştir. Fotoğrafta görülen ikinci nokta , Jüpiter üzerindeki gölgesidir.

Cassini Gallileo
Gezegenimizden hacmen yaklaşık 1000 kez büyük olan dev gezegen Jüpiter’in pek çok uydusu vardır. Bu uydulardan bazıları Plüto’dan daha büyük olmakla beraber Jüpiter’in yanında minicik kalırlar.

Satürn
Onu benzersiz yapan halkalarıdır. Bugün bütün devrelerin halka sistemleri olduğunu biliyoruz; ancak hiçbiri Satürn’le yarışamaz. Bu halkalar ilginin gezegenin kendisinden sapmasına neden olur. Zaten, yüzey şekillerinin etkileyici bir tarafı olmadığı da bir gerçek. Satürn temelde jüpiter’e benzer; onun da bulut kuşakları ve lekeleri vardır, ancak gözlemlenebilecek etkinlik çok daha azdır. Yoğunluğu suyun yoğunluğundan daha düşüktür. Halkaları ise buz yapıdadır.

Satürn Halkaları
Yıldızlara göre çok yavaş hareket etmektedir; bu yüzden ona hain sıfatını yakıştıranlar çıkmıştır. Ancak bir teleskopla bakıldığında, hiç tartışmasız gökyüzündeki en güzel cisim odur. Tam bir halkalı şeker.

İçeri doğru gidildiğinde, G.D. Cassani tarafından 1675 yılında keşfedilen ve bu nedenle Cassini boşluğu olarak anılan bir aralık gelir. Genişliği 4000 km. kadar olan bu aralık, A halkasının genişliği yaklaşık 25.700 km olan parlak B halkasından ayırır.

Uranüs
Gökbilimci William Herschel’in Uranüs’ün nasıl keşfetdiğini anlatıyor; “Gemini takım yıldızı civarındaki yıldızlara bakarken, diğerlerindan daha büyük olan bir tane gördüm. Bu beklenmedik görüntü karşısında onu, Gemini takımyıldızındaki yıldızlarla ve Auriga ile Gemini arasındaki küçük yıldızla kıyasladım, sonuçta hepsinden daha büyük olduğunu gördüm. Bu durumda onun bir kuyruklu yıldız olduğu sonucuna vardım.” Şüphesiz bu buluş Güneş Sistemi araştırmalarını hızlandırmıştır.

Neptün
Güneş Sisteminin derinliklerinde, Uranüs’ün 1,6 milyar kilometre ötesinde dev gezegenlerin sonuncusu olan Neptün bulunur. Neptünlü gökbilimciler –tabi eğer varlarsa- Dünya hakkında hiçbir şey bilmiyor olmalılar. Ama çok gariptir ki dünyalı gökbilimciler daha onu gözlemlememişken bile varlığından haberdarlardı. Uranüs gezegeninin hareketlerindeki daha dış yörüngedeki başka bir gezegenin çekim etkisini akıllara getiriyordu.

Jüpiter’inki gibi lekeler Neptün üzerinde de görülmektedir. Gezegen üzerinde görülen en büyük oluşum, bugün Büyük Kara Benek olarak adlandırılan iri oval bir şekildir. Neptün üzerinde yer alan bu şeklin büyüklüğü, Büyük Kızıl Benek’in Jüpiter’ e oranıyla aynıdır. Bu iki leke enlemsel olarak da benzerlik gösteriyorlar.

Neptün Bulutları
Üst atmosferi, yüzde 85 hidrojen, yüzde 13 helyum, yüzde 1-2 arası metan oluşturur. Çeşitli bulut katmanlarına rastlanır. Bunlardan en sık görüleni büyük bir olasılıkla hidrojen sülfitten oluşmaktadır. Daha yukarıda ise onlardan ayrı ve alttaki bulutların üzerine ışığı süzerek ileten bulutlar vardır.

Pluto
Plüto’un durumu hala bir bilmece. Gezegene benzemiyor; normal bir asteroid de değil; gezegenimsi olduğundan da emin değiliz. Yirmi birinci yüzyıl içinde onu yakından inceleme imkânımız olacak. Gönderilmesi düşünülen sondanın planları hazır, ancak ne zaman yola çıkacağını henüz bilmiyoruz. Plüto’un hayal edebileceğimiz en yalnız ve ıssız dünya olması muhtemel ama yinede görülmeye değer olduğundan hiç kuşkum yok.

GÜNEŞ
Bize en yakın yıldız olan Güneş, 1 AB (Astronomik Birim) uzağımızdadır (149 milyon km). Güneş, kendi çevresindeki 105 AB uzaklığa kadar olan gezegen, uydu, asteroid ve kuyruklu yıldız gibi çeşitli gökcisimleri için bir enerji kaynağı ve çekim merkezi oluşturur.

Isı ve ısık kaynağımız olan Güneş, kendi enerjisini kendi içinde üreten orta büyüklükte sarı bir yıldızdır. Diğer yıldızlardan tek farkı hemen yanı başımızda olmasıdır.

Dünya'nın manyetik alan eğrilerinin açık olduğu kutup bölgelerinde görülen Auroraların (kuzey ışıkları) nedeni Güneş'te gerçekleşen patlamalar sonucunda Dünyaya ulaşan yüklü parçacıklardır.

Aslında Güneşimizi kaynayan bir kazana benzetmek yanlış olmaz. Kazanda kaynayan zeytinyağı gibi madde önce yukarıya çıkar daha sonra soğuyarak aşağıya döner. Bu sürekli dönüşüm Güneş üzerinde bulgurlanma olarak adlandırdığımız Granül yapıyı ortaya çıkarır.

Güneş enerjisinin üretildiği bölge, çekirdek tepkimelerinin yer aldığı merkez bolgesidir. Bu enerji dış katmanlara taşınmakta, oradan da uzaya yayılmaktadır. Flare ve prominence adı verilen dev patlamalar Güneş'in kenarında daha kolay algılanabilir.
Son düzenleyen Safi; 31 Mart 2016 22:31