MERHABA DÜNYA
Merdum-i dideme bilmem ne füsun etti felek.
Gıryemi kıldı füsun eşkimi hun etti felek.
Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan;
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek.
Yavuz Sultan Selim
Miladi 1470 yılıydı...
Tenden kopan can sancısı Gülbahar Hatun'u kıvrandırıken, Amasya Sancakbeyi Şehzade Bayezid^'in kapısına bir müjde dayandı. Açılan kapı aralığında beliren dervişi pek ciddiye almayacaklardı, ama müjdesi bir şeyler söylüyordu:
"Bugün hanedanın bir erkek çocuğu doğacak, vücudunda yedi ben olacak, padişahlığa çıkıp vücudundaki ben sayısı kadar hükümdar yenecektir."
O günlerde "Amasya Sancakbeyi Şehzade Bayezid" unvanını taşıyan
baba için bu, müjdelerin en büyüğüydü. Hele "Selim" adını verdiği
küçük şehzadesinin vücudunda dervişin belirttiği gibi yedi ben sayınca, sevincin zirvesine çıkmıştı.
Ancak Bayezid padişah olduktan ve bir zamanların benli şehzadesiyle baht mücadelesine giriştijten sonra bu müjde, yüreğinde belli belirsiz bir korkuya dönüşecek, zaman zaman bunu hatırlayıp "Kaderin önüne geçilmez." diye mırıldanarak, sonunda kaderine boyun eğip tahttan feragat edecekti. Kaderin neler hazırladığını kim bilebilrdi?...