GRETA GARBO 
BİYOGRAFİ Sinema henüz hikayelerini çıt çıkarmadan anlatırken ve Amerikan sineması tüm dünyayı ele geçirmemişken de yıldızlar vardı. Elbette bugünün yıldızları kadar kaprisli ve pahalı değillerdi ama çok daha yetenekli ve özveriliydiler. İşte bu yıldızların en ünlülerinden biri Greta Garbo. 18 Eylül 1905 tarihinde İsveç'in Stockholm kentinde Greta Lovisa Gustafson adıyla dünyaya gelen Greta Garbo, küçük bir çocukken tüm dünyayı saran savaşla ve ardından babasının ölümü ile yüzleşmek zorunda kaldı. Babasının ölümünden sonra ailesini düştüğü kötü durum nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kalan Garbo, bir süre farklı işlerde çalışarak hayatını kazanmak için çabaladı. Bir süre sonra şans yüzüne güldü ve güzeller güzeli Greta Garbo, ünlü bir firmadan modellik teklifi aldı. Modellik yaparak geçinmeye başlayan Garbo bu dönemde sinemaya ilgi duymaya başladı ve İsveç Drama Okulu'na yazıldı. İsveç'te çevirdiği sessiz film "Herr och fru Stockholm" (1920) ile oyunculuk kariyerine başlayan Garbo altı yıl boyunca İsveç'te çalıştıktan sonra 1926'da Amerika'ya transfer oldu. Aktristin Amerika'da rol aldığı ilk film "Torrent" adlı romantik drama oldu. Bu ilk filmi ile dikkatleri çekmeyi başaran Garbo, kısa sürede Amerika'nın en çok iş yapan kadın oyuncularından biri oldu. Büyülü gözleri, güzelliği ve yeteneği ile dönemin en büyük yıldızlarından biri haline gelen güzel yıldız bu dönemde rol aldığı "Love", "Flesh and the Devil" ve "Divine Woman" gibi filmlerle sinemaya damgasını vurdu. Bu dönemde rol aldığı romantik filmler Garbo'nun gizemli yüzünün de yardımı ile çok başarılı oldu ve Garbo tarzını bulmuş oldu. Ancak tam bu sırada teknoloji sinemanın akışını değiştiriverdi ve filmler "seslendi"! Bu gelişme bir çok sessiz dönem yıldızının sonu oldu. "Seslenen" filmler gerçek yaşama bir adım daha yaklaşınca sessiz filmlerin abartılı mimikleri ve dolayısıyla abartılı oyuncuları tarihe karıştı. Ancak bu kaybolan yıldızlar arasında Greta Garbo yoktu. Kendini yenilemekte hiç zorlanmayan Garbo bu geçiş döneminde hızından hiç bir şey kaybetmedi. Hatta Garbo bu dönemde oyunculuğunu geliştirmeyi başardı ve 1930 yılında iki filmi ile Oscar'a aday oldu; "Romance" ve "Anna Christie". O yıl Oscar'ı kazanamadı ama bu yeni dönemde de sinemanın devleri arasında olacağını kanıtlamış oldu. 1931 yılında çektiği "Mata Hari" ile sinema tarihine geçen Garbo, gizi hala çözülememiş Alman ajanı Mata Hari'yi mükemmel biçimde canlandırarak büyük başarı kazandı. 1933 yılında rol aldığı "Queen Christina" ile performansının zirvesine çıkan güzel yıldız bu sinema klasiğinde müthiş bir oyun çıkardı. 1935'de "Anna Karenina" ile bir kez daha dönem filmi çekmeye soyunan Garbo, bu filmle yine çok başarılı oldu ve tarihi karakterleri canlandırmadaki yeteneğini bir kez daha kanıtlamış oldu. 1937'de "Camille" ve 1939'da "Ninotchka" ile Oscar'a aday olan güzel yıldız heykelciği bir türlü kazanamadı. 1941 yılında rol aldığı "Two-Faced Woman" Garbo'nun son önemli filmi oldu. II Dünya Savaşı'ndan sonra sinemaya yani Hollywood'a dönmek yerine New York'a taşınan Garbo burada hayır kurumları için çalışan bir jet-sosyete güzeli olmayı seçti. 1955 yılında kendisine verilen Onur Ödülü sayesinde dört kez kaçırdığı Oscar heykelciğine kavuşan Garbo 15 Nisan 1990 tarihinde New York'ta hayata gözlerini yumdu. Son düzenleyen MeLL; 21 Şubat 2009 01:20
Sebep: Materyal eklendi.