Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #198

drzombie - avatarı
drzombie
Ziyaretçi
30 Haziran 2008       Mesaj #198
drzombie - avatarı
Ziyaretçi
İşte Dağlıca Tedbirleri

PKK’nın 21 Ekim 2007 gecesi üç koldan başlattığı saldırı üç saat sürdü. Baskında 13 er yaşamını yitirirken, sekiz er ise PKK tarafından esir alınarak Kuzey Irak’a götürüldü. Serbest kaldıklarında önce tutuklanan erler, halen Van Jandarma Asayiş Komutanlığı Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanıyor.
30trfs12tarC4B1k
Taraf, 21 Ekim 2007’de 13 erin şehit düşmesi, sekiz erin de PKK tarafından kaçırılmasıyla sonuçlanan Dağlıca baskınındaki ihmaller zincirine ilişkin bugüne dek birçok haber yaptı. Son olarak 25 Haziran 2008 günkü sayımızda, Dağlıca baskınından dokuz gün önce başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere tüm ilgili askeri birimlere gönderilen bir iç yazışmayı belgesiyle yayımladık.

Bu yazışmada, baskının nereden, nasıl, kim tarafından yapılacağına ilişkin ayrıntılı bilgiler vardı. Genelkurmay Başkanlığı önceki gece internet sitesinde yayımladığı açıklamada, Taraf’taki belgeye ilişkin olarak, “Yayımlanan mesaj gerçek bir belge olup, tehdide maruz tüm birimleri uyarma amacı taşımaktadır. Alınan duyumların değerlendirilerek istihbarat haline getirilmesi ve eylem ikazı olarak yayımlanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kullanılan standart bir uygulamadır” dedi.

Aynı açıklamada Genelkurmay, Dağlıca baskınına ilişkin mevcut uyarının nasıl değerlendirildiğini de şöyle tarif etti: “Söz konusu ikazla birlikte, bölgedeki birliklerde emniyet tedbirleri artırılmış ve Dağlıca’da konuşlu unsurlarımız gerekli tepkiyi göstererek, hain saldırının amacına ulaşmasını engellemişlerdir.”

Ancak bu baskın öncesinde ve sırasında yaşananlar, 13 erin şehit, sekizinin de esir düştüğü saldırıyı etkisiz kılmak için gerekli önlemlerin eksiksiz biçimde alındığı konusunda kuşku uyandırıyor. Taraf, Dağlıca tedbirsizliklerini okurların dikkatine sunuyor.

Bölükteki asker sayısı 250’den 80’e indi


Dağlıca baskınından önce taburun emniyetini sağlayan bölükteki asker sayısı 250’den 80’e düşürüldü. Bu bölükteki askerlerin bir kısmı taburun emniyetini sağlamak için Keri Tepesi’ni tutuyordu.

Başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma, 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na Van’dan gönderilen ve önceki gün yayımlanan Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla belgesi doğrulanan istihbarat raporunda, PKK’lıların Keri Tepesi’nden saldırı yapacağı baskından dokuz gün önce bildirilmişti.
Nöbetçi erlerin sayısı azaltıldı

Baskının yapıldığı ve taburu korumakla görevli tepedeki nöbetçi erlerin sayısı 100’den 26’ya indirildi. Dağlıca baskınında yaralı olarak kurtulan Piyade Ufuk Çelik baskın sonrasında bölükteki asker sayısının azaltılmasıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi; “Taburun emniyetini sağlamak için Keri Tepesi’ni bizim bölük tutuyordu.

Bölüğün mevcudu yaklaşık 250 kişi idi. Ancak 20 Ekim 2007 tarihine kadar 1986/3 tertip erler terhis olup gidince, tabur komutanının emriyle her bölükten yaklaşık otuzar kişi seçilip alınarak Buğra Bölük Timi oluşturuldu. Bu tim tabur karargahının olduğu bölgede operasyon için hazır tutuluyordu. Bölük mevcudumuz 80 kişiye düştü. 26 kişi de Keri mevzilerinde 10 gün görevde kalmak durumunda oldu.”

Mevziler boş bırakıldı

Yeterli sayıda asker olmaması nedeniyle, hakim tepeler boş bırakıldı. Her mevzide üç asker bulunması gerektiği halde, bu sayı 1’e düşürüldü. Her iki uçtaki mevzilerin orta noktasındaki bir mevzi de, yine asker sayısının yetersizliği nedeniyle boş bırakıldı. Hakim tepeler olan Geper, Gerçek Keri ve 2522 rakımlı Oramar Tepesi, asker yetersizliğinden boş kalan mevzilerdendi.

Bu mevziler PKK’lıların geliş yolu üzerindeydi ve korunmasız oldukları için PKK’lılar bu bölgeleri herhangi bir direnişle karşılaşmadan ele geçirdi, daha sonra da baskın düzenlendi. Hava soğuk olduğu için çadırda ısınan erlerin bir kısmı baskın anında panikten tabura doğru kaçtı.
Tim bir mermi bile atmadı
Bir görevi de nöbet tutan erleri korumak olan yeni oluşturulmuş Buğra Bölük Timi, baskın anında taburda bekletilmesine rağmen çatışmaya girmedi, taciz ateşi bile açmadı. Asker sayısının yetersizliği nedeniyle iki ağır makineli silah mevzisinin boş olduğu da ortaya çıktı. MK19 bombaatar mevzi de boş bırakılmıştı.

Top atışları kısa düştü
Bunun üzerine PKK’lıların görüldüğü bölgeye ateş açıldı. Ancak tüm mermiler ve toplar kısa düştü. Dağlıca’da görevli Piyade Çavuş Ufuk Çelik, bu olayı ifadesinde şöyle anlattı: “Telsizle durumu tabura ilettik. Bu bölgeye taburdan havan ve topçu ateşi açıldı, ama mermiler hep kısa düştü. Havan ve topçu menzili dışında kaldılar.”

Komutan düğündeydi
Dağlıca baskınından altı saat önce, PKK’lılar bölgede yine görüldü. Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’in düğünde olduğu ortaya çıktı. Çelik ifadesinde “Tabur komutanı o sırada köydeki düğünde olduğundan üsteğmenimize telsizden herhangi bir emir verilmedi. Bu yüzden bölük komutanımız gece uyumamamız ve dikkatli olmamız gerektiğini söyledi” diyerek yaşananları ve komutanın düğünde olduğunu açıkladı.

Tabur Komutanı Onur Dirik baskından sonra Hakkari Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alınan ifadesinde “Baskın günü bölgenin gözetlendiği ve teröristlerin görüntüsü bana telsizle bildirildi” diyerek görüntü alındığını kabul etti. Van Cumhuriyet Başsavcılığı da önceki hafta tamamladığı iddianamesinde, PKK’lıların baskına gelirken “Düğün” kodunu kullandıkları ortaya çıktı.

Projektörlerle aydınlatma yapıldı
Dağlıca baskını sırasında, yüksek noktalardaki bölgeler projektörlerle aydınlatıldığı için nöbet tutan erler çok rahat görülüyordu. Çelik, ifadesinde bu olaya da yer verdi: “Herkes önemli bir olayın olabileceğinden endişe duyarak gerilmişti. Hepimiz diken üstündeydik. O gün sis vardı ve ortalık projektörlerle aydınlatılıyordu. Bu nedenle bulunduğumuz tepede personel, yakın mesafeden rahatça görülüyordu.”
Erler nöbete el bombasız gönderildi
Dağlıca baskını sonrası ifadeleri alınan tüm erler bölgeye el bombasız gönderildiklerini açıkladı. Erlerin tümü “Son 10 günde, göreve gelirken her askerin üzerinde bulunan taarruz el bombaları savunma bombalarıyla değiştirilmek üzere tabur komutanının emriyle toplatıldı.

Biz yeni el bombalarını almadan, yani el bombasız Keri Tepesi’ne gelmiştik. Sadece mevzilerde 30 kadar el bombası vardı. Üç saat çatıştıktan sonra bu bombalar da bitti” şeklinde ifade verdi.
El bombasız nöbet itirafı ve gerekçesi
Tabur Komutanı Onur Dirik, Van Askeri Mahkemesi’ne verdiği ifadede erlerin nöbete el bombasız gönderildiklerini kabul etti ve şöyle dedi; “Olaydan önce bir el bombasının pimi çekilirken kaza yaşandı. El bombalarının sakıncalı olacağı düşünüldü. Bu nedenle olaydan önce, arızalı olabileceği gerekçesiyle el bombaları toplatıldı.”
Üç saatlik çatışmaya yardım gelmedi
Ramazan Yüce’nin baskın anında erleri teslim olmaya ikna ettiği iddia edilmesine rağmen, çatışmanın başladığı saat 00:20’den, teslim olunan 03:20’ye kadar çatışmanın sürdüğü, bombaların ve mermilerin bitmesi üzerine teslim oldukları ortaya çıktı. Yüce’nin başına saplanmış olan şarapnel parçaları ve PKK’lılarla çatıştığı da erlerin ifadelerine yansıdı.
Erlerin kaçırıldığı kamuoyundan gizlendi
Baskın sonrası esir alınan sekiz er, bayrak direği yanında toplu halde bir saat bekletildi. Ardından yaya olarak iki gün süren K. Irak’a intikalleri yapıldı. Bu süre boyunca baskını yapanlar helikopterlerle takip edilmedi. Erler’in kaçırıldığı gerçeği, iki gün boyunca kamuoyundan gizlendi.

Silahlar tutukluk yaptı
Başta Keri Tepesi olmak üzere baskının yapıldığı tepelerde askerlerin kullandıkları silah ve uzun menzilli bombaatarların tutukluk yaptığı ortaya çıktı. Tabur Komutanı Dirik mahkemeye gönderdiği tutanakta silahların tutukluk yapmasının mümkün olmadığını belirtirken, tutukluk yapmayan silahların listesini rapor olarak sundu. Ancak daha sonra yapılan incelemelerde silahların tutukluk yaptığı ortaya çıktı.

DOĞRULANAN BELGE

Genelkurmay Başkanlığı tarafından kabul edilen “İvedi” damgalı, 12 Ekim 2007 tarihli, Van Bölge Komutanlığı’ndan gönderilen “3590-2292-07/İDAM (63939) mesaj no’lu istihbarat raporunda, Dağlıca Taburu’na yapılacak saldırı istihbaratı, Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere tüm birimlere baskından dokuz gün önce şu ifadelerle bildirildi:

“Hakkari-Yüksekova İkiyaka Bölgesi’nde faaliyet gösteren Zindan sorumluluğundaki TÖ. (Terörist Örgüt) grubunun işbirlikçileri aracılığıyla, Dağlıca 3. Motorize Tabur Komutanlığı’nın faaliyetleri hakkında bilgi almaya çalıştığı, önümüzdeki günlerde Dağlıca bölgesinde bulunan Keri Tepe üs bölgesi ile Geper olarak adlandırılan bölgede icra edilecek faaliyet esnasında askeri birliklere yönelik eylem yapmayı planladıkları...”

Baskın günü üç komutan izinliydi
Baskın günü taburda bulunan üç komutanın da izinde olduğu ortaya çıktı. Tabur, baskın anında komutansız kalmıştı. Dirik bu durumu şu sözlerle açıkladı: “Bölgede bölük komutanı bulunmamasının sebebi, birinin izinde olması, diğerinin ertesi gün icra edilecek izin konvoyunun yol emniyet görevini sevk ve idare edecek olması ve birinin de birkaç gün sonra yapılacak operasyonun komutanı olarak görevlendirildiği için dinlendiriliyor olmasıdır. Bölgedeki iki bölük komutanı izinli olduğu için lider personelin tecrübe ve yetenek durumu dikkate alınarak gerekli düzenleme yapılmaktadır.”

Helikopter isteği karşılanmadı

Dağlıca baskınından iki gün önce PKK’lıların bölgede dokuz katırla görüldükleri tabura üç kez rapor edildi. PKK’lıların bölgede görülmesi üzerine taburdan helikopter talebi yapıldı. Ancak taburun helikopter isteği uygun görülmedi. Piyade Er Recep Can, helikopter isteğinin reddedilmesini ifadesinde şöyle belirtti; “Olay gecesinden iki gün önce öğlen saatlerinde dokuz on katırla üç kişilik görüntü tespit ettik. Bu görüntü Çağdaş Üsteğmen tarafından tabur komutanına bildirildi. Akabinde kobra helikopter talebinde bulunuldu, ancak talep uygun görülmedi.”





( Taraf/MEHMET BARANSU ) - 29.06.2008