Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mayıs 2006       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Beşiktaş takımı kendisine sevdalı bir taraftar kitlesine sahip olduğu için ne kadar gurur duysa yeridir.

Uzun seneler boyu kupalara hasret kalındığı zaman dilimlerinde dahi takımına sonsuz hoşgörüyle yaklaşan nadir taraftarlardandır Beşiktaş seyircisi. Ancak sevgisi kadar olmasa bile öfkesinin de şiddetli olduğu unutulmamalı.
1997 senesinde tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi'ne girmek adına Beşiktaş'ın önünde sadece Maribor diye ismi duyulmamış bir takım duruyordu. O takıma karşı İnönü'de ilk maç 0-0 bitince seyirciden öylesine büyük bir tepki geldi ki, soğukkanlılığını asla bozmamasıyla tanınan efsane başkan Süleyman Seba'nın ağzından takımın hocası Toshack'a şu sözler döküldü: Maribor'u elemeden dönerseniz ne sen ne de ben burada duramayız! Neyse ki ikinci maç 3-1 kazanıldı da, kimsenin huzuru kaçmadı.
Biz bugün oynanacak Fortis Kupası finalini de aynen 9 sene önce olduğu gibi gerek futbolcular gerekse de yönetim açısından tamam mı devam mı, sorusuna cevap alınacak maç gibi görüyoruz. Maçın istenmeyen sonuçla neticelenmesi halinde futbolcular arasında büyük temizlik, yöneticiler arasında ise önemli kopmalar yaşanması kaçınılmaz duruyor.
Her ne kadar ‘büyük maçları büyük futbolcular kazanıyor' olsa da, bu akşamki maça en büyük etkiyi Tigana ile Daum'un yapacağını düşünüyoruz. Fenerbahçe takımı Daum'la 4'lü savunma hattından asla taviz vermeyeceğine göre, burada Tigana'nın yapması gereken şey şu: Ankaraspor ile Vestel'in Fenerbahçe'yi nasıl yendiğini iyi etüt etmek ve takımının Fener'le oynadığı 2-2'lik maçı doğru yorumlamak. Orta sahayı kalabalık tutan ve kazandığı topları çabuk oynayan her takım Fener'i zorlar. Tabii ki burada top kazanmak kadar kazanılan o topları iyi servis etmek de önemli. Bu da hâliyle akıllara şu soruyu getiriyor: ‘Tümer ve Sergen aynı anda sahada olmalı mı?' Biz aynı anda bu ikilinin oynaması gerektiğini düşünenlerdeniz.
Umarız Tigana zor geçmesi umulan bu dönüm maçına Mehmet Sedef'le başlama yanlışına düşmez. Çünkü Daum'un kanat bölgelerinde şans vereceği bir Anelka, zaten ağır olan Beşiktaş defansı içinde bir de boş alan bulacak olursa, Tuncay ve Apiah'ın yardımlarıyla resital bile verebilir.
Geldiği günden beri hiçbir dönüm maçında üzerine kurtarıcı elbisesi giyememiş Cordoba'nın, 36 yaşından sonra panterleşeceğine ise pek inanasımız gelmiyor. İlk golü atan takımın maçı umduğundan kolay kazanması da kuvvetle muhtemel. Çünkü bu ülkede skor tabelasında geriye düştükten sonra 90 dakikanın hayli uzun bir süre olduğunu hatırlayan hiç kimse yok. Fenerbahçe'nin bu akşamki maçın ardından önünde düşünmesi gereken çok önemli 180 dakikası daha varken, Beşiktaş'ın bu maçın akabinde rahatlayacak olması da şüphesiz bir diğer avantajı. Tigana'nın orta sahayı kalabalık tutması ve doğru tertiple takımını sahaya sürmesi halinde Beşiktaş'ın avantaj kazanabileceği; macera araması durumunda ise kendi konumunun bile tartışmaya açılacağı bir maçla karşı karşıyayız.