UNODC 2004 DÜNYA UYUŞTURUCU RAPORU
(Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi)
1.2 DÜNYA UYUŞTURUCU PİYASALARININ DİNAMİKLERİ
1.2.1 Dünyada şu anki uyuşturucu kullanım düzeyi nedir?
Dünyadaki uyuşturucu kullanıcılarının toplam sayısının şu anda 185 milyon olduğu tahmin edilmektedir; bu sayı da küresel nüfusun % 3’üne ya da 15 ile 64 yaşları arasındaki nüfusun % 4,7’sine tekabül etmektedir. Son dönemde yapılan tahminler, kenevirin en yaygın kullanılan madde olduğunu (yaklaşık 150 milyon kişi) doğrulamıştır; bunu ATS (30 milyon amfetamin, özellikle de metamfetamin ve amfetamin, kullanıcısı ve 8 milyon ecstasy kullanıcısı) takip eder. 13 milyondan fazla kişi kokain kullanmaktadır, 9 milyon eroin kullanıcısı da dahil olmak üzere 15 milyon kişi de afyon türevleri (eroin, morfin, afyon, sentetik afyon türevleri) kullanmaktadır.
1.2.2. Uyuşturucu sorunu nasıl bir değişim geçirmektedir?
Ele geçirme vakalarının sayısı 1990’ların başından itibaren sürekli olarak artmıştır; ancak 2002 yılında sabit kalma ya da azalma işaretleri görülmüştür.
Bildirilen ele geçirme vakalarından anlaşıldığı kadarıyla toplam kaçakçılık düzeyi 1990’lardaki büyük artış döneminin ardından 2002 yılında sabit kalmış / düşüşe geçmiştir. 1990 – 2000 dönemindeki artış (0,3 milyon vakadan 1,3 milyon vakaya ya da ortalama % 15 artış), raporlamadaki gelişmelerin yanı sıra kaçakçılıktaki gerçek artışın da bir yansımasıydı. 1990 yılında 55 ülke ve bölge UNODC’ye uyuşturucu ele geçirme vakası bildirmiştir; 2002 yılında bu sayı 114 ülke ve bölgeye çıkmıştır. 2001 yılında ele geçirme vakalarının sayısı 1,4 milyonla en yüksek düzeye çıkmıştır. 2002 yılında bu sayı % 16 düşüşle 1,1 milyona gerilemiş ancak yine de 1990’lardaki herhangi bir yıldan daha yüksek olmuştur. Dünyada ele geçirme vakalarının gerçek sayısı muhtemelen 1,1 milyondan fazladır, çünkü hükümetler genellikle vaka sayısından (2001 / 2002 döneminde 131 vaka) ziyade ağırlık olarak (aynı dönemde 176 ülke ve bölge) uyuşturucu ele geçirme vakası bildirmiştir.
1990’ların başından itibaren yöntemlerin değişmesi
2002 yılında kenevir, tüm ele geçirme vakalarının % 55’ini oluşturmuştur; onu amfetamin türü uyarıcılar (ecstasy de dahil olmak üzere % 24), afyon türevleri (% 12) ve kokain türevi maddeler (% 7) takip etmektedir. 1990’ların başından itibaren ele geçirme vakalarının geçirdiği değişim kaçakçılık yöntemlerinde aşağıdaki değişikliklere işaret etmektedir:
• Kenevirin öneminin nispeten azalması : bu durum, tüketici pazarlarına daha yakın yerlerde kenevir üretiminin artmasının ve bunun da ele geçirme olasılığını azaltmasının yanı sıra dünyanın birçok bölgesinde eğlence amaçlı kullanılan diğer uyuşturucu maddelerin ortaya çıkmasının bir sonucudur. Bununla birlikte, 2002 yılından beri kenevirin payı değişmemektedir.
• ATS’nin hızlı yükselişi : ATS’nin küresel ele geçirme vakaları içindeki oranı son on yıl içinde üç kattan fazla artmıştır. Bu da ATS üretimi, kaçakçılığı ve kullanımının artmakta olan önemini ortaya koymuştur. Bununla birlikte, 2001 ve 2002 yılları arasında belirgin bir değişim olmamıştır.
• Afyon türevleri ele geçirme vakalarında görülen artış : afyon türevlerinin toplam ele geçirme vakaları içindeki oranı 1990 ve 1999 yılları arasında artmıştır. Bu da diğerlerinin yanı sıra Afganistan’daki afyon üretiminde görülen artışı yansıtmaktadır. 2000 ve 2001 yıllarında bu ülkedeki üretim azalınca afyon türevlerinin küresel ele geçirme vakalarındaki oranı da azalmıştır. Afyon türevlerinin üretimiyle ele geçirilmesi arasında bir yıllık bir sürenin olduğu görülmektedir. Yine buna bağlı olarak 2001 yılında Afganistan’ın afyon üretiminde görülen büyük düşüşün en büyük etkisi 2002 yılındaki ele geçirme vakalarında ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, bu düşüş eğiliminin daha fazla sürmeyeceği düşünülmektedir. 2002, 2003 ve 2004 yıllarında Afganistan’da afyon üretiminin giderek arttığı göz önünde bulundurulduğunda afyon türevlerinin ele geçirilme eğiliminin tersine dönmesi beklenebilir.
• Kokain ele geçirme vakalarının önce artması sonra da sabit kalması : kokainin küresel ele geçirme vakalarındaki oranı 1990’larda, o dönemde Kolombiya’da koka yetiştirilmesinde görülen artış doğrultusunda yükselişe geçmiştir. Son dönemlerde ise ele geçirme vakalarının sayısında bir değişiklik olmamıştır ve bu da Kolombiya’daki koka üretiminin azalmasının bir sonucudur. Miktar olarak en çok ele geçirilen madde kenevirdir. 2000 yılında 165, 2001 yılında 161 ve 2002 yılında 152 ülke ve bölge tarafından verilen bilgilere bakıldığında kenevir ürünlerinin (ot ve reçine hallerinde) ele geçirilen yasa dışı uyuşturucular içinde en büyük miktara sahip olduğu görülmektedir; bu ürünleri koka türü maddeler (koka yaprağı ve kokain), afyon türevleri, uyarıcılar (amfetamin ve metamfetamin) ve ecstasy takip eder. Son on yılda ATS’nin önemi nispeten artsa da bu sıralama değişmemiştir. Farklı kategorilerdeki uyuşturucuları ele geçirilen ağırlıklara göre sıralamak ise pek işe yaramaz. Örneğin; kenevir otu ya da koka yaprağı, eroin ya da ecstasyden hacmen daha büyük ürünlerdir. Ele geçirilen miktarların yıldan yıla, eğilim analizi yapmak amacıyla izlenmesi ise her durumda fayda sağlayacaktır.
1.2.3. Dünya uyuşturucu piyasalarına bakış
Uyuşturucu yollarının kesişme noktası Afganistan’da afyon türevi piyasası
Ekim, üretim ve tüketimdeki eğilimler göz önünde bulundurulduğunda, küresel eroin piyasasının 2002 yılında büyük ölçüde sabit kaldığı, bununla birlikte 2003 yılında birtakım önemsiz büyüme belirtileri olduğu görülmekte ve 2004 yılında bu büyümenin artacağı tahmin edilmektedir. Haşhaş kozası üretimi, son dönemde dünyadaki yasa dışı afyonun dörtte üçünü üreten Afganistan’da giderek daha fazla yoğunlaştığından dünya eroin piyasasının kaderi büyük ölçüde bu ülkede ne olacağına bağlıdır. Geçen yıl UNODC, 1998 – 2002 döneminde üretimde genel olarak bir değişme olmamasına rağmen başlıca grupların iş başında olduğunu bildirmiştir. Bu analiz 2003 yılı için gerçekleştirilmiştir. Piyasada sürmekte olan eğilimlere bir örnek olarak ekimin konsolide edilmesi ve kısılması gösterilebilir. Küresel afyon üretiminin % 90’ından fazlası Afganistan, Myanmar ve Laos’ta gerçekleştirilmektedir; bu oranın büyük kısmı günümüzde Afganistan tarafından üretilmektedir. 2003 yılında Myanmar ve Laos, sırasıyla eksi % 24 ve eksi % 14 oranlarıyla yetiştirmede ciddi düşüşler yaşamışlardır. Her iki ülke de son yıllarda afyonun tasfiye edilmesi yönünde kararlı bir şekilde çeşitli programlar yürütmektedir ve 1996 yılından beri, ekilen alanların % 60’ı oranında toplam bir azalma görülmüştür. Eğilimin 2004 yılında da sürmesi beklenmektedir. Bu eğilim, takip eden birkaç yılda da sürdürülürse Güneydoğu Asya, küresel yasa dışı afyon üretimi haritasından silinecektir. Bununla birlikte afyonun hızla sökülmesi, çoğu etnik azınlıklara mensup olan ve geçimlerini sağlamak için uzun zamandır afyon üreten çiftçiler üzerinde büyük bir ekonomik baskı oluşturmaktadır. Myanmar’ın doğusundaki Shan eyaletinde, çiftçilikle uğraşan nüfusun ciddi bir insani kriz yaşadığı yönünde bulgular vardır. Myanmar ve Laos, uluslararası toplum tarafından UNGASS (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Özel Oturumu)’ta kararlaştırılan hedeflere ulaşılması konusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmektedir. Bu noktada, bağış yapan toplumların da üzerlerine düşen sorumluluğu tam olarak yerine getirmesi ve dünyanın en yoksul halkları arasında yer alan bu halklara yönelik iyileştirme ve kalkındırma yardımı sağlaması son derece önemlidir. Myanmar and Laos, 2003 yılı İnsani Gelişme Endeksi’nde 175 ülke içerisinde sırasıyla 131 ve 135. olmuştur; uzaktaki afyon üretim alanlarında yaşayan etnik azınlıkların yaşam standardı ise nüfusun genelininkinden çok daha kötüdür.
Afganistan’da ise, aksine, 2003 yılında haşhaş kozası yetiştirme alanlarında % 8’lik bir artış görülmüştür. Bu artış, Güneydoğu Asya’daki azalma sonucu ortaya çıkmıştır. Küresel olarak ise yasa dışı afyon üretiminde % 6’lık bir düşüş gözlemlenmiştir. Belki bundan daha da önemli olan ise üretimdeki kaymalardır. Bu kaymalar, eroin piyasasının arz yönüyle ilgili hususları belirlemeye devam etmektedir ve bunu gelecekte de sürdürecektir. Özellikle de afyon veriminin yetiştirme alanları arasında çeşitlilik göstermesi üretim eğilimlerini etkilemeyi sürdürmektedir. Dolayısıyla, üretimdeki büyük azalmaya rağmen Afganistan’da üretimin artması ve hektar başına düşen yüksek verim (Güneydoğu Asya’dakine oranla genellikle üç ya da dört kat daha fazla) 2003 yılında dünyada yasa dışı afyon üretiminde % 5 oranında artışa yol açmıştır.
Özellikle de Afganistan’daki üretimin 2004 yılında artacağının tahmin edilmesine bağlı olarak bu eğilimin sürmesi ve küresel afyon / eroin üretiminin artması beklenmektedir.
Bu arz eğilimlerinin piyasayı, özellikle de Batı ve Doğu Avrupa, Orta Asya ve Rusya Federasyonu piyasalarını ne ölçüde belirlediği, beraberlerinde getirdikleri sosyal ve sağlıksal yıkımlar dolayısıyla daha da iyi anlaşılmıştır. Bu durum, 2002 yılında eroin kullanımında kaydedilen sabitlenmenin – 2001 yılında Afganistan’da afyon üretiminin yasaklanmasının bir sonucudur - sürdürülmesini tehlikeye atabilir. 2002 yılında İntravenöz Uyuşturucu Kullanımı (IDU)’na bağlı olarak yeni bildirilen HIV virüsü bulaşması vakalarının Avrupa’nın en büyük eroin pazarı olan Rusya Federasyonu’nda büyük ölçüde (eksi % 43) azaldığı yönünde belirtiler vardır. Bununla birlikte Rusya Federasyonu da dahil olmak üzere bazı ülkelerde sabitlenme oldukça yüksek düzeylerde gerçekleşmiştir. Bunlar günümüzde yerleşik eroin tüketim pazarları olduğundan, arzın tahmin edildiği üzere bu yıl ve gelecek yıl (Afganistan’ın 2004 yılındaki afyon üretimi pazara ulaştığında) artması halinde uyuşturucuların kolaylıkla temin edilebilmesi talebi arttırabilir.
Afganistan’daki afyon üretimi sorunu Güneydoğu Asya’nın aksine ülkenin genel siyasi ve sosyoekonomik durumuyla yakından ilişkilidir. Bunun sonucu olarak da tek başına çözülemez ve bu nedenle istikrar ve yeniden yapılandırma gündeminin ayrılmaz bir parçası olarak aşılması gerekmektedir. Afganistan’ın yasa dışı afyon arzında oynadığı etkin rol göz önünde bulundurulduğunda bu ülkedeki afyon üretiminin durdurulması yönünde (birkaç yıl içinde) hızlı çalışmalar yapılması dünya eroin piyasasını kurutabilir. Ancak bu çalışmaların aşamalı olarak yapılması geçmişte de olduğu gibi piyasasının duruma uyum sağlamasına ve üretimin başka alanlara kaymasına sebep olacağı için zamanlama son derece önemlidir. Afgan Hükümeti, afyon üretiminin beş yıl içinde % 75 azaltılmasını ön gören ulusal bir uyuşturucu kontrol stratejisini kabul etmiştir. Bu stratejinin uygulanması önündeki başlıca engeller ise eyaletlerdeki kötü güvenlik koşulları ve yerel diktatörlerin ve bazı durumlarda illerdeki yetkililerin uyuşturucu işiyle uğraşması olarak öne çıkmaktadır.
Tüketimin yayılması ile dengelenen kokain arzının kontrol edilmesi yönünde ilerleme
Piyasalar farklı olsa da küresel eroin piyasasında son dönemde gözlemlenen konsolidasyon ve istikrar belirtilerinin bazıları küresel kokain piyasasında da mevcuttur.