Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
06:39, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Perşembe, 09 Mayıs 2024 - 06:39
Arama
MaviKaranlık Forum
Sosyoloji (Genel Bilgi)
-
Tek Mesaj #44
GusinapsE
Ziyaretçi
5 Mayıs 2006
Mesaj
#44
Ziyaretçi
Sosyolog Max Weber
Alman
düşünür
ve
sosyolog
.
1864
-
1920
yılları arasında yaşamış olan Weber’in büyük önemi, onun
Emile Durkheim
’la birlikte, ayrı ve bağımsız bir disiplin olarak
modern sosyolojinin
kurucusu olması olgusundan kaynaklanmaktadır. O,
sosyal bilimlere
felsefi bir temel,
sosyolojiye
de kavramsal bir çerçeve kazandırmıştır. Başka bir deyişle, Weber bir bilim olarak sosyolojinin genel
kavramsal çerçevesini
en iyi bir biçimde ortaya koyduğu, tutarlı bir
sosyal bilimler felsefesi
geliştirdiği ve nihayet,
modern endüstri toplumunun
temel özelliklerini sağlam bir biçimde kavrayıp ifade ettiği için,
modern sosyolojinin
kurucusu olarak tanınır.
Zira,
Durkheim
’ın
sosyoloji
bilimini kurma, sosyoloji iyi temellendirme girişimi, zamanının
pozitivizmine
dayandığı yerde,
entelektüel
gelişimi
Windelband
ve
Rickert
’in de içinde yer aldığı
Yeni-Kantçı
gelenek içinde gerçekleşmiş olan Weber, öncelikle sosyolojinin insan davranışıyla ilgili olarak,
doğa bilimlerininkine
benzer, genel-geçer yasalara ulaşamayacağını iddia etmiştir. Diğer bir deyişle,
Yeni-Kantçı felsefenin
algılanan dünya ya da
fenomen
ve algılayan
bilinç
ya da
numen
ayırımını benimseyen Weber’de söz konusu ayırım doğa bilimleriyle sosyal bilimler arasındaki bir ayırım haline gelmiştir. Buna göre, biz doğa bilimlerinde
evrensel yasalara
ulaşmaya çalışırız. oysa bu ,
toplumsal eylemleri
tikel
,
tarihsel bağlamlar
ı içinde anlamayı amaçlayan sosyal bilimlerin amacı olamaz.
Sosyolojinin
yöntemi
ve
felsefi problemleriyle
ilgili
analizinde
Yeni-Kantçı bir bakış açısı sergileyen Weber, her şeyden önce sosyolojinin insan davranışıyla ilgili olarak, doğa bilimlerininkine benzer, genel-geçer yasalara ulaşamayacağını, insan toplumları söz konusu olduğunda,
evrim
niteliği taşıyan bir gelişmeyi doğrulayıp temellendiremeyeceğini öne sürmüştür. Fakat Weber bir yandan da, sosyolojinin eylemlerin anlamını kavramayı amaçlamak durumunda olduğunu, onun buradan hareketle, karşılaştırmalı bir temel üzerinde, ideal eylem tiplerine ya da formel davranış modellerine yönelmesi gerektiğini ve dolayısıyla, sosyolojinin yalnızca eyleme ilişkin öznel bir yorum olmadığını savunmuştur.
Şu halde, sosyolojinin konusunun
sosyal eylem
olduğunu öne süren Weber, sosyal eylemi dörtlü bir başlık altında sınıflamıştır.
Bu dört eylem türü sırasıyla:
Geleneksel eylem.
Duygulara dayalı eylem.
Nihai ve en yüksek değerlere yönelmiş değer temelli rasyonel eylem.
Araçsal eylem.
Bu dört eylem türünden rasyonel eylem kapsamı içine sadece son ikisinin girdiğini söyleyen Weber,
rasyonalizasyonu
kapitalist
Batı toplumundaki
en temel ve belirgin eylem olarak görmüştür. Rasyonalizasyonun her alanda izlerini süren ünlü düşünür, söz konusu rasyonalizasyonun bir kaynağının
Protestan
ahlâk
ının yol açtığı
kültürel
değişmelerde bulunduğunu savunmuştur. Buna göre,
Protestan ahlâkı
, her ne kadar kapitalizmin ilk ve temel nedeni olmasa da,
bireyciliğin
, sıkı çalışma ve disiplinin, rasyonel davranış ve özgüvenin önemini vurgulayan bir kültür doğurduğu için,
kapitalizmin doğuşunda
ve gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Weber’in
sosyal bilimlere
yaptığı bir başka önemli katkı da, onun sıklıkla naif bir
nesnellik
inancı diye yanlış yorumlanmış olan
değerden bağımsızlık teorisinden
meydana gelir.
Weber
’e göre,
bilim
ve
sosyoloji
tercihi, araçsal
akılcılık
temeli üzerinde hiçbir zaman meşrulaştırılamayacak olan bir tercihtir. Aynı durum, bilimsel ve sosyolojik araştırma konularının seçiminde de geçerlidir. Bununla birlikte, söz konusu tercih ve seçimler bir kez yapıldıktan sonra, sosyolojik bir araştırma, rasyonel tutarlılığın bilim
cemaatinin
eleştirilerine tabi olması anlamında, değerden bağımsız ve yansız olmak durumundadır.
Weber, buradan da anlaşılacağı üzere,
ekonomik determinizme
karşı çıkıp, kültürün, özellikle de
dinin
, insan davranışını biçimlemedeki rolünü vurguladığı; insan ilişkilerinde, bireylerin öznel yönelimlerini ön plana çıkardığı, ve nihayet, kapitalizmin yıkılacağı tezine karşı eleştirel bir tavır takınıp,
sosyalist toplumlardaki
planlı ekonominin rasyonalizasyonu güçlendirdiğini söylediği için,
Friedrich Nietzsche
’yle birlikte,
19. yüzyıl
ın en önemli düşünürlerinden biri olarak gördüğü
Karl Marx
’ı olmasa bile,
kurumsallaşmış Marksizm
'i şiddetle eleştirmiştir
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 06:39
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...