Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Mayıs 2006       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaşar Tunagür Hoca, liseden sonra tapu-kadastro okuyup, tabir-i caizse laik bir eğitim gördü. Şahsi gayretiyle Arapça ve Farsça öğrendi. Batı dillerine aşina oldu. Müftülük, vaizlik yaptı.

Diyanet İşleri başkan yardımcılığına kadar yükseldi. Konuşmalarıyla dinleyenleri tesiri altına aldı. Aklını ve kültürünü İslam'a hizmette kullandı. Kısacası hayatını İslam'a vakfetti. Demek ki bir insanın tahsili ne olursa olsun, o şahıs İslamiyet'i öğrenip anlayabilir, laik eğitimle dinî eğitimi bütünleştirebilir. Her insan yaratılanlara bakıp, yaratanı anlayabilir. Ben Yaşar Hocam'ı böyle tanıdım, böyle dinledim. Ben kendimi onun talebesi kabul ederdim.
Yaşar Hocam şimdi vefat etti, dünya hayatından ahiret hayatına geçti, maddi âlemden ruhani âleme geçti. İnşallah onun makamı cennettir. Yaşar Hocam'ın vefatı beni çok üzdü. Sonra birdenbire kendime sordum: “Yaşar Hocam cennete gidecek diye mi ben üzülüyorum?” İrademi aşan bir ıstırapla gözümden yaşlar dökülse de, aklım ve kalbim diyor ki: “Çok şükür Yaşar Hocam yaşlılığın verdiği sıkıntılardan, hayatın zorluklarından kurtuldu. Allah onu huzuruna aldı. Hayatı veren de alan da Allah'tır. Allah'ın verdiklerine de aldıklarına da razıyız.”
Biz Yaşar Hoca'yı gönlümüzde yaşatmıyor, dualarımızda yaşatıyoruz. Her aklıma gelişinde ona dua ediyorum. Yaşar Hocam huzuru Rahman’da yaşarken, Fethullah Gülen Hocaefendi'ye de Allah, uzun ömür versin, sıhhat, afiyet versin.
Bu dünya öyle acip bir âlem ki bir taraftan akın akın çocuklar dünyaya geliyor, diğer taraftan akın akın insanlar ahirete göçüyor. Necip Fazıl'ın bir şiirinden, bir parça okumadan edemeyeceğim...
Sonsuzluk kervanı, peşinizde ben
Üç ayakla seken topal köpeğim,
Bastığınız yeri, taş taş öpeyim,
Bir kırıntı yeter kereminizden,
Sonsuzluk kervanı, peşinizde ben...
Necip Fazıl'ın Sonsuzluk Kervanı dediği, peygamberler, evliyalar, asfiyalar, âlimlerdir. Necip Fazıl, üstün bir tevazuyla “Peşinizde seken topal köpeğim.” diyor. Allah ona da rahmet etsin. O bizim sultanımızdı. Yaşar Tunagür sultanımızdı. Dualarımız onlarla beraber.
Sema Hastanesi'ne sağlık kontrolüne gitmiştim. Yaşar Hocam da o hastanede yatıyordu. Yaşar Hocam'ı görmeye gittim, beni görünce ağladı... Yaşar Hocam, Sema Hastanesi'nden saadet-i ebediyyeye uçarken, ben şifa bekliyorum. Şafi-i Mutlak Allah'tır.
Geçmiş yıllarda Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi'yi ziyarete gitmiştim. Yerde bir yatak, kendisi yatağa oturmuş, yorgana sarılmış, yazıyordu. Buyurdu ki: “Şu tefsiri bitirip, öyle öleyim. Duam budur.” Gerçekten de Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, meşhur tefsirini bitirip, öyle vefat etti. İslam âlimleri son nefeslerine kadar ilimle meşgul olmuşlar. Her Müslüman, İslamiyet'i öğrenmeye, anlamaya, yaşamaya mecburdur. İslamiyet'in asırlarca devam etmesinin sırrı budur.
Yaşar Hocam saadeti ebediyeye gitti diye sevinelim... Allah mekânını cennet etsin. BİZ
Cennet ve cehennem, Sırat, Arafat,
Saadet, selamet, ıstırap, afat,
Hepsi nokta nokta serpilmiş gerçek
Biz mahlukun, Halık'ına gidecek
Yola revan olmak için lebaleb
Sarıldık Kur'an'a, Peygamber'e hep.
Kah sürünüp, kah yürüyüp gideriz.
Ağlayan da bizler, gülen de biziz.
Korkumuz Sultan'a muti olmamak.
Kesrette yaşayıp, vahdet bulmamak
Kitap bir, rehber bir, yol bir, hedef bir!
Mal, mülk, mevki, şöhret gayeden uzak
Bunlar hem vasıta, hem de bir tuzak
Bütün vasıtayı tevcih ederiz.
Hayra kullanırız, Hakk'a gideriz.
En büyük saltanat Kur'an'a hizmet
Mertlikte kaide, yalnız nedamet.
Bütün yolları bir yola râm ettik.
Biz vahdetten gayrisini gam ettik.
Güvendik Allah'a, O bize yeter
Faniye güvenmek serapmış meğer.
Ne dünya ne Ahret gayedir bize
Bir katreydik saldık onu denize.
Gayeyi can, c***** da can ettik.
Hakk'ı gaye, Kur'an'ı sultan ettik.