Arama


ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
6 Mayıs 2006       Mesaj #37
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
''KARMA KARIŞIK''
Sorunlarımıza yön veren şeyler nitekim mutluluklarımızla alakalıydı. Ve o anda(zor şartlarda) değişebilen kararlar yine bizim hayatımızın gidişatına yön veriyordu.
Bir Malmsteen klasiği sayılan ''Trilogy''i dinlerken, ''karma karışık'' duygular ve içi asit dolu kola ile bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Çalışıyorum, çabalıyorum ama işe nereden başlayacağımı bilemiyorum desem belki de doğru söylemiş olurum. Gece dışarıdan gelirken yorgun bir haldeydim ve aklımı kurcalayan şeyler vardı. Bu karmaşık duygular içinde eve vardığımda, cd arşivimden bir şeyler seçmeye başladım dinlemek için. Aslında yolda iken daha Doom/Gothic bir şeyler düşünmüştüm fakat CD'lerimi karıştırırken Malmsteen'in ''Trilogy'' albümünü görünce, seçimimi Malmsteen'den yana kullandım. Çünkü o deneysel ezgiler içinde insanın kendini bulması, bulamamasından daha iyiydi. Doom dinleyip sorunlar üzerine gidilemezdi, ama Progressive'de her türlü duygu bulunuyordu. Belki sevinç, belki hüzün, belki hırs, belki... Belki...
İşte başlık oluştu ve sonra bu başlığın başka bir makalede de yer aldığını fark ettim. Aptül'ün (Aptülika) RockBank'in ilk sayılarından birinde yer almış olduğu makalesinin adı da yine ''Karma Karışık''tı. Belki aynı konulara yönelmesek de, her şeyin içinde olup biten bu karışıklıkları bu başlık adı altında birleştirebilirdik. Zaten karışıklık dediğin bir süreç değil; insan her anında bir kaosa batmış ve anlamsızlıkların hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamıyor mu? Öyle olmasa belki bana bu satırları yazmamda ilham ve esin olarak Malmsteen'de esin olarak yardımcı olamazdı.
Akorlarla hüzün içeren bir arpejde sıra. Daha power akorları ve sert gitar tonlarını, sololarını, hiçbir şeyi öğrenmedik. Yeterince sert olamadık ki zaten. Rock ve Metal demek zaten bu değil. Öyle olsaydı, sorumlu bireyler olamazdı rockerlar. Yeri geldiği zaman içine kapanık, yeri geldiği zaman asi, yeri geldiği zaman yaşamaktan her ne kadar bıktın bir durumda da olsa zevk almasını bilen bir birey.
Yeri geldiğinde hüzün içeren bu sololar bana Doom'u seçmemden alı koyduysa da yinede içimizde biriken küller birer dışa vuruluğun göstergesiydi. İstersen o anda en zıt şeyi dinle, zaten senin kafan hala oradadır. Belki de orada kalmak zorunda! Bu benim biraz sorumluluklarımla da alakalı biraz. Sorumsuz olmaktansa yitik ve yorgun olmak... Olanları göz ardı etmeden yazılarımı yazıp, hayata devam etmek. Hayatın içinde süren bu anlamsızlığa yön vermek, yönlendirmek ve sonunda yaşayabilmek!