Yaralı yüreğimin gecelerine ayak izlerimi bırakıyorum.
Ruhumun derinliklerinde biçare sevdam gizli.
Kalbimin köşelerinde birikmiş, acımtırak gülümseyişler.
Hüzünlerde sonlanan biçare sıfatlar gibi,
Yeni konmuş ismim yalnızlığa.
Dar geçitlerden geçiyorum,
dipsiz kuyularda saklı gözyaşlarım.
Dokunaklı sızılar sinmiş mısralara,
hayal perdemden süzülen çaresizliğim.
Yaşamın gölge oyununda titreyişleri gönderiyorum,
Yeni konmuş ismimin yalnızlığına.
Gölgeler benim peşimde,ben İstanbul un içinde.
Baharlardaki sevdalar yaşanmıyor artık.
Aşkın can verdiği yerdeyim. Özlemleri lanetim olur cehennem düşer tenime…
uslandım desem de şimdi yeni bir aşkın seyrine
içimdeki tenhalık ne yapsam düşer peşime
gökyüzünün renksizi yurtların sürgünü olmuşum
üstelik delik deşik geçmişimden de kovulmuşum
ki incittiğim kadınlar hala ağlar sesim de
sözleri lanetim olur dilim dönmez bir başka sevmeye…
sokaklar çekilirken kendi haline kendi sesleriyle
sitemim yoktu bekçilere bir de süslü perdelere
kaç şehri kaç gece bir başıma dolandım da
bulamadım suretimi / ne bir kalabalık / ne de kuytu bir yerde
ki kırdığım kadınlar hala solar yüzüm de
gözyaşları lanetim olur aklım yetmez kendime…
mavisi solgun dalgası leş kıyılara çok çarptım / kanadım
şarkılarını bozdum yağmacı kuşların / dudaklarımı ısırdılar
yetmedi her mevsim kovalayıp üzerime saldırdılar / vurdular
işte bu yüzden martılar sevmez beni istersen sen de sevme
ki üzdüğüm kadınlar hala yanar göğsüm de
duruşları lanetim olur adımlarım gitmez geriye…
tapınağına küsmüş köyler geçti başımdan bulut diye
hoş rakılı akşamlarım da oldu söz meclis içeri
bir düş''ün peşine kitap yumruk düştüm düşeli
benimle gezer her mahallenin en kıdemli delisi
ki öptüğüm kadınlar hala kanar içim de
bakışları lanetim olur gölgem bile küser bendime…
şimdi her şairin dizesine ağlayan benim / kimseler bilmez
bilmezler nasıl faili meçhul bir cinayetti yitirdiklerim
koştum yeni bitme acılara / kimseler küçüktür demedi
peki ne oldu da hangi şubede / ben yeniden dirildim
ki sevdiğim kadınlar hala konar gönlüme
kanatları lanetim olur kirpiklerim neşter gözlerime…
oysa şarkıların bir dokunuşu vardı önce bir ıslığı
her aşkın ateşi keman yayı kadar yanıktı
şimdi kentlerin içinde yol alan bir ucubeyim
kutsal kitaplardan da sürüldüm yok bir yerim
özlemleri lanetim olur cehennem düşer tenime… Adı sevda mı yoksa tufan mı
İki koca yürek iki çift göz
Kan ağlıyor
Gece mi gündüz mü kimse bilmiyor
Adı sevda mı yoksa poyraz mı
İki sevgili biri can biri canan
İkisinin de yüreğinde ferman
Dizleri kırılmış kalmamış derman
Adı sevda mı yoksa ölüm mü
Tarumar olmuş tenler bembeyaz
Gözler kan çanağı
Dil hecede
Hayaller isyanda
Damar kansız
Yürek dermansız
Adı sevda mı yoksa hasret mi
Adı sevda mı yoksa….
Her sabah iki damla göz yaşı
Akşamları hüsran
Sözler intikam
Nefret
…
Adı sevda mı yoksa isyan mı
İki koca yürek
İki çift göz
İkisi de düşmüş sevdaya
Biri can biri canan
İkisi dönmüş harmana
Kapılmışlar ahir zamana
Adı sevda mı yoksa yaşayan ölüm mü
İkisi de ölümüne bağlı birbirine
Kavuşmak hayal olmuş
Güzelim yürekler isyanda
Ben seyirciyim sevdaya
İki yanan kula
İkisi de aşukar
İkisi de divane
İkisi de bir birine pervane
Şimdi sorarım size
Adı sevdamı
Yoksa CENNET GÖZLÜM BU SANA!
GİTTİN...
kabullenmem zor oldu gidişini ama gittin.gitmez diyordum cennet gözlüm bırakmaz beni diyordum ama gittin.yoksun.şimdi herşey okadar eksik okadrar yarım ki sensiz.nefes almanın bukadar zor gülmenin bukadar korkunç olduğunu bilmezdim.gidişin geliyor aklıma o haince gidişin.SUSUYORUM....nasıl böyle olduk nasıl bir anda silebildin beni hala aklım almıyor.gözlerin için canımı verirdim.saatlarce baksam bıkmazdım bilirsin.oysa sen gözlerinin derinlerinde kaybolurken,gidişini olanlamışsın benden.ölüm sebebimde gözlerin oldu.böyle söz vermemiştik birbirimize ölüm olucaktı bizi ayıran.bahanelerin değil.ama sen çabuk pes ettin sevdiğim.önce yüreğini verdin,yüreğimi istedin.seneler önceydi sabahın erken saatinde.günaydın demiştin,gözlerinin içi gülerek.işte ozaman aşık oldum sana.hep canımsın derdin bana,insan yakarmı canını.sen canımı yaktın benim.yaşanılan onca şeyden sonra adımı oyuncak olarak andın.küçük çocukların oyuncaklarına olan sevgisini bilirsin sen oyuncak kadar bile yüce tutmadın beni.bir tebeşir yazısı.bir cam buğusu gibi sildin attın yüreğinden.büyük şeylerin bedelide büyük olur derler.ben büyük sevdim seni.
ama GİTTİN........
Ağlasamda geri gelmezsin bilirim.seni özledim desem.gelmezsin.bazen aniden saçımı oksadığını hissediyorum.ama yoksun.tekrar oksamazsın.dön tut elimi desem tutmazsın.yüreğini kaybetmişsin.YÜREKSİZSİN.
seninleyken çok mutluydum ben bir sürü rengim vardı.ama gittin.korkma hemen çatma kaşlarını.ben senin yaptığın gibi hakaretler yağdırmicam sana dinle sevgilim son sözüm bu!
teşekkür ederim hayatın renksiz yüzünü gösterdiğin için.şimdi binlerce renk getirsen.gülücükleri sunsan bir ömür adasan yoluma.İNCİ TANEN ÖLDÜ.SAKIN DÖNME ölümsüzüm BİR DAHA GERİ...
seni seviyorum
ellerinden tutmayı
koşarcasına o cadde bu kumsal
her adımda öpüşmeyi
senin o kahverengi gözlerin yok mu suçlu onlar
sen değilsin
sana kıyıp suçlayamam
bilirsin
ben burada özgürlük hapsinde
saat kaç gene bilmiyorum
sen yoksun ellerin yok gözlerin
bilmiyorum
kayıpsın
bildiğim bir bilinmezde
seni ancak geceleri görebiliyorum
bana yıldızlar kadar uzak
ve bir o kadarda ışıltılı
ve sessiz
belki bunlar da dayanır da
en kötüsü seni eve bırakıp
o yolları geri dönmek tek başına
anılar boğazına yapışmış
ama sen buna değersin
ve tabi fazlasına
hiç bir fikrimin ve hiçbir yerimin
kesinkes şüphesi yoktur
seni sevdiğime
gelecek güzel günlerin adı seni sevmek
uzakların ve daha ve daha
kanatlanıp uçmanın adı
sen
yıllar sonra gelen bir ufak paket bana
bilmem kimin bilmem nerelerden getirdiği
bir bilinmez boşluk
kuytu ve sıcak bir
bir
bilmiyorum nesin sen
nasıl anlatırdı seni mısırlılar duvarla
dedeler torunlarına
yıldızlar kediler ve öpücükler kızı
seni nasıl sevdiğimi bilemezsin
nasıl sevmek istediğimi
yıllar sonra yeniden
çok uzaklardan daha uzaklara gitmeyi
seni
artık bana ölesiye uzak değilsin
telefon numaran yazılı
ahizeler kablolar ve yolları aşıp
emin olduğun bir şeye inandırmak için
sana ihtiyacım olduğunu anlatmak için
her gece saat sekiz olunca
kanepenin yanındaki şeffaf telefonun çalınca
sen de biliyorsun ben olduğumu
ne olacağını bilmediğin kadar
sonsuzluğumuzun sonunun
sonumuzun
uzun
seni seviyorum diyebilmek ne güzel şey!...
Vazgeçilmezim
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında, seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın, dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam...
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam...
Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp, bana baktığını hissediyorsam...
Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa...
İçtiğim çayın şekeri, sigaramın dumanı, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan...
Sokakta bana bakan her insan, yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa...
Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam...
O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam...
Yüzlerce kişinin arasında bile kadehimi sadece senin şerefine kaldırıyorsam...
Başımı döndüren şeyin aslında içki değil, sana olan aşkım olduğunu biliyorsam...
Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle, bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam...
Ve o enerjiyle hiç uyumadan günlerce çalışabileceğimi duyumsuyorsam...
Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp 'Neden geçmiyor bunlar' diye hayıflanıyorsam...
Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam...
Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam...
Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam...
Seninle ilgili planlar yapıyorsam...
Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzerinde dakikalarca düşünüyorsam...
İzlediğim filmdeki başrol oyuncularının yerine kendimizi koyup 'Biz olsaydık böyle yapardık' diyorsam...
Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam...
Yine de bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam...
Aşkımın coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam...
Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı, yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, içkinin en keyiflisini seninle içeceğimi düşünüyorsam...
'Hayatının en anlamlı şeyi ne' diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam...
Sen benim için vazgeçilmez olmuşsun demektir... Öyle bir hayat yaşadım ki;
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki;
Okudum, okudum anlamadım.
Öyle bir hayat yaşadım ki;
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan anladım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım, hem güldüm halime.
Sonra dedim ki,
Söz ver kendine!
Denizleri seviyorsan,
Dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan,
Önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan,
düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan,
Yalnızca; hayatı seyredersin...