Arama


MeLL - avatarı
MeLL
Ziyaretçi
5 Ağustos 2008       Mesaj #37
MeLL - avatarı
Ziyaretçi
Allahu Teala sayılamayacak kadar fazla güzel fiilleri ve eserleri ile Kendisini tanıtmaktadır. Bu fiillerin kaynağı O’nun güzel isimleri, isimlerin kaynağı da zati ve subuti sıfatlarıdır. Allah Kendisini nasıl tanıtıyorsa insanın da öyle tanıması gerekir. Yoksa insan kendi sınırlı akıl ve duyguları ile Allah’ı tasvif etmeye kalkarsa ciddi eksiklikler ve yanlışlar yapabilir. Kuran
Allah’ın uluhiyetin nihayetsiz hususiyetlerini ortaya koyacak en güzel isimlerle tanıtır. Bu ilahi isimler vasıtasıyla insan, yaşayışının her türlü durumunda Allah ile bir bağ kurma imkanına kavuşur. Esmaül Hüsnanın en önemli işlevi Allah ile insan, insan ile Allah arasında münasebetleri en ideal bir seviyede gerçekleştirmektir.

Allah Rasulu şöyle buyurur “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim onları sayarsa cennete girer.” (Buhari, Şurut,18)

“En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan sapanları terkedin. Onlar işlediklerinin cezasını çekeceklerdir.” Araf 180

“De ki: “Dua ederken ister “Allah” ister “Rahman” diye hitap edin. Hangisini deseniz en güzel isimleri hep O’nundur” İsra 110

ESMAUL HUSNA - AÇIKLAMALI

ALLAH : Kainatın sahibinin özel adı.
Esmaül Hüsnanın bütün anlamını içinde toplayan, tüm alemlerin yaratıcısı ve mabudu olan o yüce zatın özel adıdır. Bu mübarek isim, Kurandaki Esmaül Hüsnadan ilk inen isimdir. Çünkü ilk inen ayet besemeledir. Allah ismi Kuranda 2697 yerde geçmektedir.

ER-RAHMAN : Dünyada mümin, kafir bütün yaratıklara rahmet eden.
Rahmeti, acıması sonsuz olani Kendisine inanan-inanmayan herkese rahmet ve merhamedini ayrım yapmadan dünyada sunan.

ER-RAHİM : Ahirette yalnız müminlere rahmet eden.
Rahmet ve merhameti sınırsız olan. Kendisine inanan ve hayatını kendi emir ve yasaklarına göre yaşayan müminlere ahirette rahmet eden.

EL-MELİK : Bütün kainatın hükümdarı.
Melik, emirleri tutulan, bütün kainatın sahibi, hakimi ve gerçek hükümdarı. Kuranda en çok Mülk şeklinde kullanılmıştır. “Göklerin ve yerin mülkü Allahındır” ifadesiylegelmiştir. Yüce Allah buyuruyor “Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. O’ndan başka ilah yoktur” (Müminun 116)

YA-KUDDUS : Bütün eksikliklerden arınmış.
Kuddüs, temiz pak mübarek, bütün yüceliklerle donanmış demektir. Yani O,mübarektir, büyüktür, çok temizdir, her türlü noksanlıktan arınmıştır, bir benzerden münezzehtir.
Yüce Allah buyuruyor “O, öyle Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O, mülkün sahibidir, Kuddus’tur, esenlik verendir” Haşr 23

ES-SELAM : Bütün ayıplardan arınmış.
Selam, esenlik, barış anlamlarına gelir. O, her türlü eksiklikten salim olduğu gibi, kullarını da her türlü tehlikeden koruyandır.

EL-MÜMİN : İnanan ve koruyan.
Mümin; inanan, güvenen, koruyan demektir. Ve iman eden demektir. İman hem tastik etmek hem de emin kılmak, güven vermek anlamlarına gelir.

EL-MÜHEYMİN : Gözetleyen, Koruyan.
Hükmü altında tutan, gözetleyen, denetleyen. Yarattıklarının, kendisi tarafından belirlenen ölçülere uygunluğunu denetleyen. Yüce Allah, yarattığı bütün canlıların işlerini, rızklarını ve ecellerini bilip muhafaza eder.

EL-AZİZ : Her şeye galip, çok güçlü.
Allah, gerçek manada güç ve galebe sahibidir. Onun emir ve iradesine karşı bütün evrenin bir gücü yoktur. O, ‘OL’ dediği zaman bütün kainat olur.

EL-CEBBAR : Dilediğini zorla yaptıran.
O, yapılmasına karar verdiği şeyi dilediğinde zorla yaptırır, düzeltir, onarır.

EL-MÜTEKEBBİR : Büyüklük ve ululukta tek olan.
Büyüklüğünün kemalinde, her şeyden yüce olan, her türlü kötülükten arınmış olan.

EL-HALİK : Yaratan.
Kuran ve sünnette insanın dikkatine sunulan en önemli hususlardan birisi de Allahın yaratması O’ndan başka yaratıcının bulunmadığıdır. Yüce Allah cc tek yaratıcıdır; hem Halik hem de Hallak’tır.

EL-BARİ : Bir örnek olmadan yaratan.
Bir model olmaksızın canlıları yaratan. Varlıkları değişik şekillerde yaratan, birbirlerinden ayıran. Yüce Allah buyuruyor “ O, yaratan yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nu tesbih eder.” Haşr 24

EL-MUSAVVİR: Bütün yaratıklara ayrı ayrı suret ve şekil veren.
Allah, her şeye her eşyaya bir suret bir şekil vermiştir. Her şeyin kendine göre dıştan görünüşü vardır ve başkalarına benzemez. Tamamen birbirinin aynısı olan iki insan yoktur.

EL-ĞAFFAR : Günahları tekrar tekrar, çokca bağışlayan.
Affı çok olan, günahları bir tek defada affeden, defalarca günaha dönen insanı yine bağışlayan demektir.

EL-KAHHAR : İsyankarları kahreden.
Allah hakimiyet ve kudretle kullarına galip gelip, onlar isteseler de istemeseler de irade ettiği cihete yöneltmekte, istediği gibi yönetmektedir. Yarattıkların içinde zorbaları ve azgınları azapla ezendir.

EL-VEHHAB : Karşılıksız veren.
Kullarına çok çok, tekrar tekrar nimet veren veya hak sahibi olmaksızın insalara lütufta bulunan demektir. O’nun cömertlik ve rahmeti bütün caclılara yayılmıştır.

ER-REZZAK : Tekrardan, bol bol rızk veren.
Yarattığı bütün canlıların rızklarını veren ve onları yaşatacak zaruri gıdayı üstüne alan.

EL-FETTAH : Hayır kapılarını açan.
Kapalı olan her şeyi yardımıyla açan, her müşkili hidayetiyle gideren.

EL-ALİM : Her şeyi çok iyi bilen.
Olmuş olanı, olmakta olanı ve gelecekte olacakları bilen, kendisine kainattan hiçbir şeyin gizli kalmayan ve ilmi küçük-büyük, gizli-aşikar her şeyi kuşatan.

EL-KABID : Ruhları kabzeden, sıkan, daraltan, rızkı belli ölçülerde veren.
Bütün canlılara hayat veren, ölüm anında varlıkların ruhlarını kabzeden, kullarının kalplerini kabzedip onları istediği yöne çeviren.

EL-BASİT : Ruhları bedenlere yerleştiren, açan, genişleten, rızk veren.
Bedenlere ferahlık veren, ömrü uzatan, canlılara bol bol rızk veren, rızkı açan ve genişleten.

EL-HAFID : Dereceleri indiren, alçaltan.
Yüce Allah cc kendisine inamayan kafirleri, ve asi olanları, nankörlük edenleri alçaltır.
Rabbimiz Kuranda buyuruyor “Rasulum! De ki: ‘Ey Mülkün Sahibi olan Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, mülkü dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Hayır senin elindedir. Gerçekten senin her şeye gücün yeter.” Al-İmran 26

ER-RAFİ : Dereceleri yükselten, kaldıran.
Yüce Allah cc kendisine inanan, ihlaslı, itaatkar kullarından dilediklerini yükseltir. O’nun yükselttiği kimseyi O’ndan başkası alçaltamaz. O’nun alçaltığı kimseyi de O’ndan başkası yükseltemez.

EL-MUİZ : İzzet veren, yükselten.
İstediğine izzet veren, mülk veren, şeref veren. Yüce Allah buyuruyor “Göklerin ve yerin mülkü Allahındır. Allah her şeye kadirdir” Al-i İmran 189

EL-MÜZİL : Alçaltan, zillet veren.
İstediğini hor ve hakir eden, alçaltan.

ES-SEMİ : Her şeyi işiten.
Aşikarı, gizliyi, açığı, kapalıyı bütün fısıltıları ve duaları kısaca her şeyi duyan demektir. Kuranı Kerimde ‘işitme’ sıfatı 45 yerde geçer. Yüce Allah buyuruyor “Allah her şeyi işiten ve bilendir” Nisa 134

EL-BASİR : Her şeyi gören.
Rabbimiz kainatta bulunanları bütün incelikleriyle görendir. Kuranda 44 yerde ‘görme’ sıfatıyla geçer.
“Onlar, başlarına bir bela gelmeyeceğini zannederek kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah onların tevbelerini kabul etti. Fakat daha sonra onlardan pek çoğu yine kör ve sağır kesildiler. Allah, onların yaptıklarını çok iyi görendir” Maide 71

EL-HAKEM : Hükmeden, iyiyi kötüden ayıran.
Cenabı Hak cc dünya ve ahirette kulları arasında adaletle hükmedendir. O, hiç kimseye başkasının günahını yüklemez ve kimseye zerre miktarı haksızlık yapmaz. Bütün işlerinde adaletle hükmeder.
“Rasulum! De ki: ‘Allahtan başka bir hakem mi arayacağım? Oysa kitabı size açık olarak indiren Allahtır” En’am 114

EL-ADL : Çok adaletli.
Cenabı Hak adaletlidir, zalimleri sevmez onlara yardım edenleri de sevmez. İslamda zulüm büyük günahlardandır. Adalet ise İslamda en çok öenmsenen ve üstünde durulan kavramlardan biridir.
“Allah hakimlerin en güzel hüküm vereni değil midir?” Tin 8

EL-LATİF : Lütfedici, gizli sırları bilen.
Faydalı olan şeyleri kullarına güzellik ve incelikle ulaştırmakla lütuf ve ihsan eden.

EL-HABİR : Her şeyden haberdar olan, gizli şeyleri bilen.
Her zerreden haberdar olan, olup bitenleri bilendir.
“Allah kullarının üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.” En’am 18

EL-HALİM : İlim sahibi, sabırlı, şefkatli.
İnsanların isyanlarına rağmen onları cezalandırmada aceleci davranmayan, af ve sabır sahibi.
“İyi bilin ki Allah, gönlümüzdekileri bilir. Allahtan sakının. İyi bilin ki Allah Gafurdur, Hakimdir” Bakara 235

EL-AZİM: Çok ulu, sonsuz büyük.
“Allah çok yücedir çok uludur. O’nun büyüklüğünden gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor” Şura 4-5

EL-ĞAFUR : Çok affeden, devamlı affeden.
“Rabbin mağfiret ve merhamet sahibidir.” Kehf 58

EŞ-ŞEKUR : Az amele çok sevap veren.
Allahın kullarına şükrü, onları bağışlaması, amellerinin karşılığını vermesi ve onları övmesidir.
“Kim isteyerek bir iyilik yaparsa muhakkak Allah onu kabul eder ve o iyiliği hakkıyla bilendir” Bakara 158

EL-ALİYY : Yükseklikte sonsuz, yüceltici.
O, zatı yönüyle uludur, yüceliğin kaynağı ve sahibidir.
“Allah yücedir, büyüktür” Nisa 34

EL-KEBİR : Pek büyük.
Bu sıfat mutlak olarak Allaha mahsustur.

EL-HAFİZ : Koruyan, gözeten.
“Şüphesiz Rabbim her şeyi koruyup gözetendir” Hud 57

EL-MUKİT : Bütün canlıların gıdalarını azıklarını üstüne alan.
Allah, canlıların bedenlerini vakit vakit çözülen ve gidenlerin yerini yeni unsurların almasıyla yenilenen bir nizama göre yaratmıştır.

EL-HASİB : Hesaba çeken.
“Hesab sorucu olarak Allah yeter” Nisa 6

EL-CELİL : Azamet ve büyüklük sahibi.
Celal sahibi, kuvvet ve kuddet sahibi.
“ Yeryüzünde her şey fanidir. Ancak, yüce ve cömert olan Rabbinin varlığı bakidir”

Rahman 26-27

EL-KERİM : Çok cömert.
Bağışlaması tükenmeyen, her türlü şeref ve fazileti kendinde toplayan, öğülmeye layık ve hayrı bol olan.
“Rasulum! Yaratan Rabbinin adıyla oku! O insanı yapışkan bir sudan yaratmıştır. Oku! Rabbin Kerim’dir” Alak 1-3

ER-RAKİB : Gözeten, zapteden.
İnsanların tüm yaptıklarını zapteden, murakabe eden, onlara vakıf olan.
“Allah her şey üstünde murakıptır, gözetendir.” 33/52

EL-MÜCİB : Duaları kabul eden.
Duaları ve dilekleri kabul edeni yerine getirerek karşılık veren, kullarına yetişen.
“Şüphesiz ki Rabbim yaratıklarına çok yakındır ve onların dualarını kabul edendir” Hud 61

EL-VASİ : İlmi ve rahmeti geniş, genişleten.
İlim ve rahmeti her şeyi donatan. Kainatı sürekli genişleten.
“Biz semayı kudretimizle kurduk. Biz onu devamlı genişletmekteyiz.” Zariyat 47

EL-HAKİM : Hüküm ve hikmet sahibi.
Hakim ismi Kuranda 97 yerde geçer. (Hakim veya Hâkim olarak)
“O, kullarının üzerinde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir” En’am 18

EL-VEDUD : Müminleri çok seven.
Yüce Allah insanları mağfireti ile sever, yarattıklarına karşı sonsuz sevgisi vardır.
“O, bağışlayandır, sevendir.” Buruc 14

EL-MECİD : Şanı büyük, ikramı çok.
“O, arşın sahibidir. O Mecid’dir (çok yücedir)” Buruc 15

EL-BAİS : Öldükten sonra dirilten.
Ölüleri tekrar dirilterek kabirlerinden çıkaran.
“Yüce Allah, ilk insan olan Adem’i yoktan ve topraktan yaratmıştır. Buna kadir olan Allah yeniden diriltmeye kadirdir” Rum 27

EŞ-ŞEHİD : Her şeye şahit olan.
Allah ezelden beri olan her şeyi bilir ve her şeye vakıftır.
“Şüphesiz Allah her şeye şahittir” Mücadele 6

EL-HAK : Hak ve hakikatın kendisi.
İnkarı mümkün olmayan, varlığı ve muhiyeti kesin olan, hakkı açıklayan, vadinde durandır.
“De ki: ‘Hak, Rabbinden gelendir. Dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin” Kehf 29

EL-VEKİL : Her şeye vekil.
İşlerin ne güzel kefil ve idarecisidir O. Her şey üzerinde gözetici ve koruyucudur.
“O, doğunun ve batının Rabbidir. O’ndan başka ilah yoktur. Sen sadece O’nu vekil et” Müezzemmil 9

EL-KAVİ : Her şeye gücü yeten, kudretli.
Yüce Allah, gönderdiği peygamberleri yalanlayanları helak eden, savaşta müminlere yardım edendir.
“Muhakkak rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah’tır” Zariyat 58

EL-METİN : çok güçlü, çok sağlam.
Hiçbir iş O’na zor gelmez ve hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.
“Ben onlara mahsus mühlet veririm. Çünkü benim tedbirim çok kuvvetlidir” Araf 183

EL-VELİ: Müminlere dost.
Allah, Veli’dir Mevla’dır. O dosttur insana en yakın olandır.
“Zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah da takva sahiplerinin dostudur” Casiye 19

EL-HAMİD : Hamdolunan, övülen.

EL-MUHSİ : Her şeyin sayısını bilen.
İlmi her şeyi kuşatan. Her şeyin miktarını, adedini eksiksiz bilen.
“Şüphesiz Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Doğrusu O, kalplerde olanı da bilir” Fatır 38

EL-MÜBDİ : Her şeyi örneksiz yaratan.
O, bir misali olmaksızın yaratan, varlıkları eşyaları icad edendir. Gerçek mucit O’dur.
“Hamd- gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Sonra kafirler hala başkalarını Rablerine denk tutuyorlar” En’am 1

EL-MUİD : Öldükten sonra tekrar dirilten.
Başlangıçta insanları yaratan Cenabı Hak mahşerde tekrar yaratacaktır. Kainat tekrar ona dönecektir.
“Allahın ayetlerinden biri de yeryüzünü kupkuru görmendir. Onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçer ve kabarır. Onu dirilten Allah, kesinlikle ölüleri de diriltecektir. O, gerçekten her şeye kadirdir.” Fussilet 41

EL-MUHYİ : Hayat veren, dirilten.

EL-MÜMİT : Öldüren, ölümü yaratan.
“Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişir” Nisa 78

EL-HAY : Her zaman diri.
“Sen daima diri, hiç ölmeyecek olan Allaha dayan. O’nu hamd ile tesbih et” Furkan 56

EL-KAYYUM : Her şeyi ayakta tutan, koruyan.
“Allah, O’ndan başka ilah yoktur. O, diridir. O, bütün yaratıklarını koruyup idare edendir” Al-i İmran

EL-VACİD : İstediğini istediği anda bulan.
Allahın bir şeyi bulmak için zamana, mekana ve plana ihtiyacı yoktur. Her şey O’na muhtaçtır.

EL-MACİD : Şanı yüce, ulu ve cömert.
“Allah arşın sahibidir, Mecid’dir (çok yücedir) Buruc 15

EL-VAHİD : Bir olan; ortağı olmayan.
“Rasulum! De ki ‘O, ancak bir olan ilahtır. Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım.’” En’am 19

EL-EHAD : Tek eşi ve benzeri olmayan.
“De ki O Allah tektir.” İhlas 1

ES-SAMED : Hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olan.
“Allah’tır Samed” İhlas 2

EL-KADİR : Her şeye kadir, gücü yeten.
“Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların mülkiyeti Allah’ındır. O’nun her şeye gücü yeter” En’am 120

EL-MUKTEDİR : Mutlak güç sahibi.
Kendisi için imkansız hiçbir şey olmayan tam kudret sahibidir.
“Allahtan korkanlar, çok kudretli hükümdarın huzurunda doğruluk makamında olacaklardır” Rahman 55

EL-MUKADDİM : İstediğini istediği şekilde öne geçiren.
Yüce Allah, canlıların kimini önce kimini de sonra yaratmıştır. ‘Öne geçirme veya geri bırakma’ dini konularda olduğu gibi yaratılış ve maddi konularda da olur.
“Rasulum! De ki ‘Şimdi Allah size bir zarar dilerse veya bir yarar murat edecek olursa, O’nun sizin için dilediğine kim mani olabilir! Hayır! Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” Fetih 11

EL-MUAHHİR :
İstediğini geri bırakan.
Hz. Adem’i ve çocuklarını önce yaratan , bizleride sona bırakıp 2000 li yıllarda yaşatan Allah’dır. Bizi bizden sonrakilerin önüne almış. Daha sonra gelecekleri sona bırakmış.

“Keşke peygamber efendimizin asrında Mekke de yaşasaydım” deme. O çağda Mekke de yaşayan Ebu Cehil gâvur olarak geberip gitti. Hikmetinden sual olunmayan Rabbimiz bizi bu çağda yaratmış. Biz bu çağın imkanları içinde hizmette, ilimde, ibadette maddi ve manevi makamlarda öne geçmek için sebeplere sarılacağız ve el-Mükaddim Rabbimize bizi öne geçirmesi için dua edeceğiz. İnkara, fakirliğe, korkaklığa, tembelliğe düşmemek için çalışırken el-Müahhira bizi geride kalanlardan eylememesi için dua edeceğiz.

EL-EVVEL : İlk, başlangıcı olmayan.
Allah, her şeyden zamanda bile öncedir çünkü zamanı yaratan da O’dur.
“Evvel O’dur. Ahır (son) O’dur, görünendir, görünmeyendir. O, her şeyi bilendir” Hadid 3

EL-AHİR : Son, varlığının sonu olmayan
“O’ndan başka ilah yoktur. O’nun zatından başka her şey helak olacaktır. Hüküm O’nundur. Siz sadece O’na döndürüleceksiniz” Kasas 88

EZ-ZAHİR : Varlığı aşikar olan.
“Evvel O’dur. Ahır (son) O’dur, görünendir, görünmeyendir. O, her şeyi bilendir” Hadid 3

EL-BATIN : Gizli olan, gizlilikleri bilen.
O, hiçbir gözün ve beynin idrak edemeyeceği zattır. Her şeye her şeyden daha yakın.

EL-VALİ : Bütün kainatı yöneten.
“Allah bir millete kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç imkan yoktur. O millet için Allah’tan başka vali (yardımcı) yoktur.” R’ad 11

EL-MÜTEALİ :
Pek yüce.
“ O, görüneni de görünmeyeni de bilendir. O, çok büyük ve müteal (çok yücedir) R’ad 9

EL- BERR :
Sonsuz iyilik sahibi.
“Biz gerçekten bundan önce de O’na yalvarıyorduk. Çünkü O, çok iyilik eden ve çok merhamet edendir” Tur 28

ET-TEVVAB : Tevbeleri kabul eden.
“Rasulum! Müminlere şu emrimi söyle: Ey kendilerine zulmedip aşırı giden kullarım! Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları affeder. O, muhakkak çok bağışlayan ve çok merhamet edendir” Zimer 53

EL-MÜNTAKIM : İntikam alan.
Allahın intikamı, bir öç alma, hıncını çıkarma değil, zalimleri ve kafirleri, müminlere yaptıkları zulum ve haksızlıklardan dolayı cazalandırmaktır.

EL-AFÜV : Çok affeden.
“Ey iman edenler! Kalpten tevbe ederek Allaha yönelin. Belki Rabbiniz kötülüklerinizi siler.” Tahrim 8
“Bir iyiliği açıklar veya gizlerseniz veya bir kötülüğü affederseniz muhakkak Allah affedicidir, her şeye gücü yetendir.” (Nisa 149)

Rabbimiz Bakara 52 de buzağıya tapınan beni İsraili afvettiğini, Ali İmran 152’de Uhud savaşından kaçan Müslümanları affettiğini haber verir.

Puta tapınmak, harbden kaçmak en büyük suç olduğu halde suçu işleyenler pişman olunca Allah onları cezalandırmak yerine afvediyor. Bizlerin de afvedici olmasını istiyor ve insanları afvedenler övülüyor. (Ali İmran 134) Yakınlarımızın katilini afvetmemiz tavsiye edilir (Bakara 178)

Rabbimiz afvedicidir, afvı sever öyle ise bizde afvedici olmalıyız. Suçluların tevbe etmelerine, özür dilemelerine yardımcı olmalıyız.

Sevgili Peygamberimiz “Şüpheden sanık yararlanır” kuralını koymuş ve “cezaları şüphelerle kaldırınız” buyurmuş. (Tirmizi, Hudud bab 2, ibni Mace Hudud 5)

Bütün insanların günahı bir araya gelse Allah’da afvetse Rabbin afvından, rahmetinden bir şey eksilmez.


ER-RAUF : Çok merhametli, çok şefkatli.
“Allah, insanlara karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir.” Bakara 143

MALİK’ÜL-MÜLK : Mülküm gerçek sahibi.
“Gerçek hükümdar olan Allah çok yücedir. O’ndan başka ilah yoktur. Arşın Rabbi O’dur” Müminun 116

ZÜ’L-CELALİ VE’L İKRAM : Ululuk ve ikram sahibi.
Allah, kerem sahibi olduğu içindir ki, hak sahibi olmayan yarattıklarına da nimet verir, bir karşılık beklemeksizin bağışta bulunur, günahları örter.
“Ancak celal ve ikram sahibi olan Rabbinin zatı baki kalacaktır” Rahman 5

EL-MUKSIT : Adaletin gerçek sahibi.
“Aranızda adaletle hükmedin.Hakimlerin en hayırlısı olan Allah’ın hükmü gelinceye kadar sabret” Hud 107

EL-CAMİ : Hesap günü insanları bir araya toplayan.
“Allah’tan başka ilah yoktur. Sizi, kopacağından şüphe olmayan kıyamet gününde muhakkak toplayacaktır.” Nisa 87

EL-ĞANİ : Zengin, kimseye muhtaç olmayan.
“O, hiçbir şeye muhtaç değildir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.” Yunus 688

EL-MUĞNİ : İstediğini zengin eden.
“Kim cihad ederse, yalnız kendisi için cihad etmiş olur. Allah, alemlerden hiçbirine kesinlikle muhtaç değildir” Ankebut 6

EL-MANİ : İstediği şeye engel olan.
Mani ve Hafız isimleri birbirine yakındır. Mani, helaka sürükleyen sebebe mani olan; Hafız ise, zarara sürükledikten sonra koruyan demektir.

ED-DAR : İstediğine zarar veren.
“Nimet olarak size ulaşan ne varsa, hepsi Allah’tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız O’na yalvarırsınız”Nahl 53

EN-NAFİ’ : İstediğine fayda veren.
“Onlar: Ey Rabbimiz! Bizi hidayete eriştirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz, bütün istekleri veren sadece sensin!” Al-i İmran 8

EN-NUR : Kainatı nurlandıran.
“Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil gibidir.” Nur 35

EL-HADİ :İstediğini hidayete eriştiren.
“Yol gösteren” anlamına gelen bu ismi cemili Kur’an-ı Kerim’de iki yerde Allah’ın ismi olarak geçmekte. Beş yerde Allah’tan başka hidayet verecek birinin olmadığını haber vermekte. Bir yerde de (Ra’d 7) peygamberler için kullanılmıştır.
“Şüphesiz Allah, iman edenleri doğru yola iletir” (Hac 54)
“Yol gösterici olarak Rabbin yeter” (Furkan 31)
Rabbimiz bize yolu Kur’an’iyla göstermekte. Bakara suresinin ilk ayetlerinde Kur’an’ın müttakilere yol gösteren bir kitap olduğunu haber verir. Bakara suresinin 185 inci ayetinde bütün insanlığa yol gösterdiğini ifade eder. Tekvir suresinin 27-28 inci ayetlerinde ise “O Kur’an alemler için bir öğüttür. Sizden doğru olmak isteyenler için öğüttür” buyurur. Ömer, Ebu Cehil’e: “Muhammedi bir dinleyelim. Doğrularını alalım, yanlışlarını almayalım” dediğinde, Ebu Cehil “Onun doğrusunu da yanlışını da istemiyorum” diyor. Hz. Ömer gözlerini açıyor, Ebu Cehil ise gün ışığında gözlerini kapatarak çukura düşen gibi Cehenneme düşüyor. Biz Rabbimizin hidayetini insanlara ulaştırmaya çalışacağız. Gönül gözüne küf bağlayanların küfrünü gidermeye çalışacağız.


EL-BEDİ : Örneksiz yaratan, çok güzel yaratan.
“O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O, bir işi yapmaya karar verdi mi ona sadece “Ol!” der; o da hemen oluverir.” Bakara 117

EL-BAKİ : Ebedi olan tek varlık.
“Allah’tan başka ilah yoktur. O’nun zatından başka her şey helak olacaktır. Hüküm O’nundur. Siz sadece O’na döndürüleceksiniz” Kasas 88

EL-VARİS :
Mülkün gerçek varisi, sahibi.
“Servetlerin hakiki sahibi” anlamına gelen “el – Varis” ismi şerifi bu haliyle değil de çoğul haliyle Kur’an-ı Kerim’de üç defa geçmekte.

“Şüphesiz biz öldürürüz, biz diriltiriz ve biz varis oluruz” (Hicr 23) ayetinde “biz” kelimesini kullanır ve azametini bildirir. “Biz varis oluruz” derken de yine kendi büyüklüğünü bize bildirir. Kayalar oyarak sarsılmaz evler yapan, yeryüzüne kazık çakanlar hepsi gitti. Peygamberler, Şehitler, Salihler de gitti. “Yeryüzü bir kişiye bol iki kişiye dar” diyenler de gitti. Mallarını miras bıraktığı varisleri de gitti. Bir gün gelir kıyamet kopar insanlar ölür. Mahşerde toplanır ve Rabbimiz sorar: “Bugün Mülk kimindir? dendiğinde “Her şeye gücü yeten tek Allahındır” denir. (Mü’min16)

Rabbimiz bu mülkü Hz. Ademe teslim ettiğinde havası, suyu, güneşi, çiçekleri, böcekleri tertemiz pırıl pırıldı.

Biz çocuklarımıza temiz miras bırakalım. Allah’ın mülkünü kirletmeyelim. Başta kalbimizi inkarla bedenimizi isyanla kirletmeyelim. Kalp kirlenirse karalar ve denizlerde kirlenir. Çocuklarımıza temiz bir isim ve helal mal bırakalım.



ER-REŞİD : İstediğini hidayete eriştiren.
“Muhakkak ki Allah, iman edenleri kesinlikle doğru yola iletir.” Hac 54

ES-SABUR : Çok sabırlı.
“Eğer Allah, yaptıkları günahlar yüzünden insanları yakalayıp hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onların cezalarını adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor. Sonunda vakitleri geldiği zaman, gereğini yapar. Çünkü Allah, gerçekten kullarını çok iyi görür.” Fatır 45

“Çok Sabırlı” anlamına gelen bu ismi cemili Kur’an-ı Kerim’de geçmemekte el- Esma-ül Hüsna hadisinde geçmekte.

“Sen kafirlere mühlet ver. Onlara zaman tanı” (Tarık 17) “Eğer Allah insanları zulümleri sebebiyle cezalandırmış olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Ancak onları belirli bir zamana kadar geciktirir.” (Nahl 61) ayetlerinde Allah’ın çok sabırlı olduğunu anlıyoruz. “Allah kahretsin, Allah canının alsın, evini başına yıksın” gibi beddualarımızı Allah kabul etse yeryüzünde adam kalmaz. Babamız, annemiz, çocuklarımız eşimiz kızınca da sevince de dengeyi kaçırabilir. Es- Sabur olan Rabbimiz kendini inkar edenlere de ekmek verip su içiriyor, hava veriyor. İbadetleri yaparken sabredeceğiz. Trilyonları zimmete geçirme makamında sabredeceğiz. Zina imkanı olduğunda sabredeceğiz. Cihat ederken sabredeceğiz. Timur’a “sen bu savaşları nasıl kazandın?” diyenin parmağını Timur ağzına almış. Kendi parmağını da adamın ağzına vermiş. Harp ısırma sanatıdır. İkimiz de ısıralım demiş. Biraz sonra karşıdaki adam aaaa diye bağırır. Timur kendi parmağını çeker ama ısırmaya devam eder. Sonra işte ben sabırla kazandım der.


Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2013 14:59 Sebep: sayfa düzeni