Arama


Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
17 Ağustos 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Kızılderili Astrolojisi - Agaçkakan Burcu

Bu burcun insanlarının bitki totemi, sayısız türküye, şiire konu olan çok sevilen yabangülüdür.
Kendiliğinden yetişen yabangülünün dikenli dalları üzerinde 5-7 arasında gül yaprağından biraz daha küçük yaprakları vardır. Çiçeğin 5 yaprağı sarı ve etli çiçek çanağından kenara doğru açılır. Yapraklar dökülünce çiçeğin ucunda portakal renkli kuşburnu meyveciği oluşur.
Kuşburnu bilindiği gibi vitamini en bol bitkilerdendir. Kuşburnu sonbahar ve kış boyunca pek çok Kızılderili kabilesinde olduğu gibi çiğ olarak çiğnenebilir. Ya da şimdilerde bizlerin yaptığı gibi kurutularak çayı içilebilir. Un haline getirilerek reçel veya çorbalarda tad vermek için kullanılabilir. Kurutulduğunda C vitamininin % 65 kaynatıldığında %40ını kaybeder.
Soğuk algınlıkları, grip ve boğaz ağrılarına karşı çok iyi ilaç vazifesi görür. Yabangülünün dalları ve kökü de kuşburnu meyveciği kadar soğuk algınlığı için faydalıdır. Eskiden kuşburnu çayı böbrek ve safra kesesi taşlarını sökmek ve karaciğer rahatsızlıklarında kanı temizlemek için kullanılırmış.


Kızılderililerin ahududu ve naneyle birlikte kaynattıkları kuşburnu çayı bedensel ve ruhsal şifa verirdi. Mohawk kabilesinden yaşlı bir bilge- bitki uzmanının anlattığına göre Avrupalıların Amerika kıtasına yerleşmesi sonucu bir gün çok kötü bir hastalık türeyecek ve bu hastalığın şifasını efsaneye göre Kızılderili kökenli birisi yabangülü karışımından yapacağı bir ilaçla bulacaktır.


Bu bitkinin yapraklarından elde edilen gülsuyu eski günlerde gözlere damlatılarak saman nezlesinin yan etkisi olarak ortaya çıkan gözdeki kızarıklığı gidermeye yarardı.Ayrıca yabangülü bitki uzmanlarınca otlardan yapılan başka ilaçların acısını hafifletmek ve kokusunu güzelleştirmek için kullanılırdı. Günümüzde yabangülü kimyasal içerikli yumuşatıcıların, parfüm ve saç şampuanlarının formüllerinde kullanılır. Kurutulmuş gül yaprakları da da ince küçük torbalarda çamaşır dolaplarında güzel bir koku yayarlar.


Ağaçkakan – İnsanları bitki totemlerinden yaşam enerjileri düzgün aktığı sürece çok çeşitli olanaklara sahip olduklarını öğrenirler. Güller gibi onlar da güzel insanlar olabilirler ve hem güzel hem yararlı olarak diğer insanları etkiliyebilirler.Doğal ortamlarında bulunduklarında çok çekici kişilerdir. Bu insanlar kuşburnu gibi ruhsal ve duygusal zenginliklerini yansıtan dış görünüşleri nedeniyle topluluklar içinde sevilen ve aranan kişilerdir. Bu insanların ayni zamanda derin bir iç dünyaları vardır ancak o dünyaya girebilmek için yeterli çabayı göstermek gerekir.


Huzursuz olduklarında Ağaçkakan – İnsanları da tıpkı kuşburnu için söyledikleri gibi çevrelerine kekremsi ve tatsız bir izlenim yayabilirler. Böyle zamanlarda gerçekten tembel, isteksiz kişiler olur, gerçekçi ve elle tutulur işlerle uğraşacakları yerde, bulanık, belirsiz duygular arasında gider gelirler. Bağımsız düşünüp davranamaz ve duygusal ilişkiye giremezler. Ancak huzur ve dengeleri yerindeyse, çevrelerindeki her şeyi çok iyi algılayıp yansıtabilirler. Bağımsız kararlar verebilir ve uygularlar.


**


Burcun rengi pembedir. Bu henüz olgunlaşmamış ya da evrensel aşkın pembesi olabilir. Bunun türü o insanın gelişme düzeyine bağlıdır.Yolunu ve yönünü henüz seçememiş bir ağaçkakan coşkun bir duygu denizinde çalkalanabilir ve hiçbir yerde huzur bulamazken, yaşamdaki amacını saptamış bir ağaçkakan duyarlılığını tüm insanlara yardımcı olacak şekilde kullanabilir. Bu insanlar Kurbağa kabilesinden oldukları için taşkın bir duygusallıkları bulunur. Genellikle kendi duygularının güçlü ama başıboş denizinde yüzerler. Bu nedenle duygularını daha yoğun yaşar ama kendilerini geliştirip her alanda güven içinde olmak isterler.Ama güneşin büyük bir güçle parladığı bu mevsimde gelişmenin yalnızca hızlı değil ayni zamanda doğru yönde olması gerekir. Güneş, bu burcun insanına yüzeysel uğraşlar için harcadığı gücü kısarak ve doğru yöne yönlendirerek bu konuda yardımcı olur.


Bol güneşli günler dönemi insanının hayvan totemi her yerde çok rastlanan ama gizemli bir kuş olan ağaçkakandır. Ağaçkakanın göğsü beyaz, gövdesi gri-kahverengidir.Boynunda kırmızı, göğsünde siyah bir yarım ay ve onun hemen altında siyah bir noktacık bulunur. Kütüklerin üstünde, teneke damlarda , tahta evlerin duvarlarında gagalarıyla trampet çalarlar.
Bunu bazen böcek yakalamak için bazen de zevk için yaparlar. Çiftleşme dönemlerinde müzik yeteneklerinin seçkin örneklerini sergilerler. Böcekle, yabani tohum, buğday ve mısırla beslenirler. Çok değişik sesler çıkarabilirler. Bazen “ tak tak tak “, bazen “ yuk yuk yuk “ bazen de “ çık çık çık “ diye yankılanır. Sabah saatlerinde ağaçkakanların trampete benzer sesiyle uyanalar onun “ kalk kalk kalk “ diye türkü çağırdığını söylerler. Uçmaları güçlü ve hedefe yöneliktir. Havada dalgaya tutulmuş gibi birkaç denge hareketinden sonra hızla gidecekleri yöne uçarlar. Gagaları kuvvetli, dilleri uzun, ayak tırnakları öne ve arkaya doğru çatallıdır. Böylece ağaç gövdelerine rahatlıkla tutunup yiyecek arayabilirler. Yuvasını ağaç gövdesine kabak biçiminde bir oyuk açarak yapar. Kapısı ancak 5 santim çapında olan bu yuvanın içi 2-7 metre derinliğindedir. Çok kullanışlı olan bu yuvalara daha sonra başka kuşlar da yuva kurabilir. Ortalama 8 yumurta yumurtlayan ağaçkakanlar da diğer kuşlar gibi iyi ve sevecen birer ana-babadırlar.


Kızılderililer için ağaçkakan özel bir kuştur. Cesaretin simgesi olarak görülür ve kanadındaki kırmızı renge dair bir efsane vardır. Bu efsaneye göre ağaçkakan deprem ruhlarının çıkardığı bir yangını söndürüp insanlara yardım etmek isterken alevlere çok yaklaşmış ve kanatları kızarmıştır. Trampet sesi çıkardıkları için çok sevilirler- Kızılderililerce bu sesin yüreğin atışını ve toprağın nabzını temsil ettiği söylenir. Tüyleri dinsel törenlerde kullanılırdı. Bu kırmızı tüylerin kanla ilişkili olduğu söylenir. Savaş sırığına bağlanan ağaçkakan tüyleri düşman güçlere karşı bir koruyucu gibidir. Başa takılan ağaçkakan tüyü ise o kişinin şifa kabilesi üyesi olduğunu gösterirdi.


Bu ayda doğan insanlar hayvan totemlerinden kendi içlerinde yatan gizemli yetenekleri öğrenebilirler. Ancak bu yeteneklerin ortaya çıkması için, dengeli bir ortamda ve dengeli bir durumda olmaları gerekir. Bu insanların gerçeğin düzlemini yarmak ve onun altındakileri başka gözle algılamak gibi bir becerileri vardır. Bu yetenekleri ile olayların içyüzünü kolayca kavrar ve doğru olanı seçerler. Birçok Ağaçkakan- İnsanı kendisini nasıl bir gücün koruduğunu, doğru kararları nasıl verdiğini fark etmez ve bunu çevresindekilere açıklayamaz. Mantıklı düşünmeye yatkın kişiler, sezgilerine güvenen bu insanın hayalci olduğunu gerçeği görmediğini öne sürerler ve onları yönlendiren, koruyucu gücü fark edemezler.


**


Bu burcun insanları tıpkı totemleri gibi yaşam içinde diledikleri şarkıyı çalıp söylemelidir.Ancak özledikleri şarkıyı çalıp söylemek için önce korunaklı bir yuvaya ihtiyaçları vardır. Ağaçkakan-İnsanları çok evcildir ve diğer insanlardan çok daha fazla gerçek bir yuvanın özlemini duyarlar. Her uçuştan sonra dönüp gelebilecekleri rahat ve uyumlu bir yuva kurmadan mutlu olamazlar. Ancak bu uyumlu yuvada derinden bağlı oldukları kişilerin de bulunması lazımdır.


İnsanlararası ilişkiler bu kişilerin yaşamında büyük ve önemli yer tutar. Enerjilerinin büyük bölümünü diğer insanlarla düzenli, iyi ilişkiler kurmak ve bunları sürdürmek için harcarlar.
Bu totemin insanları ana-baba olarak çok sevecendirler. Çocuklarını sevgileri ve koruma duygularıyla sarıp sarmalarlar. Sevgisini çocuklarına özgürlüklerini verirken de gösterebilmek bir Ağaçkakan –İnsanı için yaşamındaki en güç deneyimdir.


Bu burcun çocukları çocukluklarında yeterince sevilip korunduysa büyüdükleri zaman da ayni sevgi ve güvenliği çevrelerine yayacaklardır. Güvenli bir aile yuvası isteyen bu çocukları sık sık kucaklayarak sevildiklerini göstermek gerekir. O zaman yetişkinliklerinde daha huzurlu olacak ve dengelerini daha kolay bulacaklardır. Onlar için coşkun sevgi ve sevecenliklerini sunacakları kişileri bulmak büyük önem taşır.


Genellikle uyum sağladıkları gruplar bulurlar. Hoşlandıkları ve doğru buldukları bir topluluğa katılırlar. Bu grup yardımsever bir dernek, kardeşlik ilkelerine dayanan bir kuruluş olabilir, ancak çoğu kez dinsel veya mistik bir yön taşırlar. Çünkü Ağaçkakan- İnsanları mistik eğilimleriyle böyle gruplarda kişiliklerini bulurlar. Maddi alanda güvence sağladıktan sonra mistik eğilimlerini doyurmak isterler. Böyle bir grupta kendi düşünce eğilimlerini paylaşan insanlarla bir arada olduklarında büyük bir özveriyle çalışırlar. İçlerindeki sevgi selini doğru yönde akıttıkları inancıyla mutlu olurlar.



Aslında Ağaçkakan – İnsanları kendilerini ve ailelerini aşan daha büyük bir olguya, kendilerine yuva olacak bir inanışa veya bir kişiye bağlanarak ona hizmet etmek isterler. Başka alanlara rahatça yönelebilecek kadar maddi güvence sağlayamazlarsa çok mutsuz olurlar. Kendilerini daha da olumsuz yönler sürükleyebilecek bir huzursuzluk denizinde çalkalanıp dururlar. Böyle durumlarda enerjilerinin düzgün akmaması nedeniyle birçok iç hastalığına yakalanabilirler. Bundan kurtulup tamamen iyileşebilmeleri için maddi ve manevi (somut ve soyut ) anlamda güvenliğe kavuşmaları gerekir.


Diğer burçlardan insanlar Şifa Çemberinde bu burçtan geçerken ;
İçlerinde sevme ve sevilme gereksinimi duyarlar. Ayni zamanda kendi algılama ve sezgi güçlerine güvenmeyi öğrenirler. Güvenli bir yuvaya sahip olmak, yaşamda ruhsal bir amacın bulunması ve yaşam güçlerinin doğru bir şekilde yönlendirilmesi de yine bu burçtan geçen insanların deneyimleyeceği ve öğreneceği şeyler arasındadır.


Ağaçkakan-İnsanları kendileri gibi Kurbağa Kabilesinden olan Puma ( 19 Şubat- 20 Mart ) ve Yılan ( 24 Ekim-21 Kasım ) – İnsanlarıyla iyi anlaşırlar. Kaplumbağa Kabilesinden olan Bozayı ( 23 Ağustos-22 Eylül ) ve Kunduz (20 Nisan 20 Mayıs )–İnsanlarıyla iyi bir uyum sağlarlar. Yabankazı (22 Aralık-19 Ocak ) –İnsanlarıyla bütünleşirler.


Kaynak : Şifa Çemberi Kızılderililerde Burçlar, Sun Bear ve Wabun, Sungur Yayınları 1984