Anne karnında stres, şizofreni riskini artırıyor
ABD’nin New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırma, anne karnındayken büyük oranda strese maruz kalan bebeklerin, ilerleyen yıllarda şizofreni gösterme olasılığının önemli ölçüde yüksek olduğunu ortaya koydu. Kudüs’teki doğum kayıtlarıyla akıl sağlığı verilerini karşılaştıran araştırma, İsrail’le Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak arasında 1967’de yaşanan 6 Gün Savaşı sırasında 2 aylık hamile olan kadınların çocuklarının, normallerin çok üzerinde şizofreniye yakalandığını ortaya koydu. Ayrıca, hamileliğinin ilk döneminde savaş stresi yaşayan kadınların normalden 4.3, erkeklerinse normalden 1.2 kat fazla olasılıkla şizofreni geliştirdiği bulundu.
Araştırmanın yöneticisi Dolores Malaspina, bebeğin plasenta dokusunun özellikle doğal afetler ve savaş gibi durumlarda aşırı salgılanan stres hormonlarına karşı çok hassas olduğunu ve bu yüzden annedeki stresin bebeği kötü etkilediğini söylüyor. Daha önce Finlandiya’da yapılan bir araştırma da hamileliğin ilk iki ayında kocalarını kaybeden kadınların çocuklarının şizofreni hastası olma olasılığının yüksek olduğunu bulmuştu. Şizofreninin ne yazık ki bilinen bir tedavisi yok.
Çocukta stres baş ağrıtıyor
Nörologlar, yüzlerce çeşit baş ağrısı olduğunu ve çocuklarda da artık strese bağlı çoğu baş ağrısının yaygınlaştığını dile getirdi.
Nörologlar, yüzlerce çeşit baş ağrısı olduğunu ve çocuklarda da artık strese bağlı çoğu baş ağrısının yaygınlaştığını dile getirdi.
Baş ağrısının sadece yetişkinlerde olabileceği düşünülür. Oysa 5-7 yaş arası çocukların yaklaşık % 20 sinde kronik baş ağrıları oluşuyor. Daha büyük çocuklar baş ağrılarını tanımlayabilirler ancak bu yaştaki çocuklar ve daha küçükler bunu yapamazlar.
Araştırmacılar baş ağrılarını tiplerine göre ve ağrı oluşma mekanizmalarına göre sınıflandırmaktadırlar. Çocuklarda baş ağrılarını oluşturan 5 mekanizma vardır:
Gerilim Tipi: Birçok baş ağrısı boyun çevresindeki kasların kasılması ile oluşur. Çocuğunuzun Gerilim tipi baş ağrıları yanlış postür, sıkıntı, üzüntü, depresyon sebepli olabilir.
Damarsal: Kafatası içindeki ve çevresindeki kan damarları ve arterler genişleyebilirler.Bu genişlemiş damarlar beraberlerindeki sinirlere bası yaparak ağrılara sebep olurlar.
Kafa içi basıncı: Bazı tumorler, hematom vs organik sebepler kafa içi basıncını arttırarak ağrılara sebep olabilir.
İltihaplar: Göz, kulak, burun, diş, sinus iltihaplanmaları baş ağrılarına sebep olabilirler.
Nörojenik veya Epileptik Baş ağrıları: Epilepsi( sara) gibi bazı sinir rahatsızlıkları baş ağrısı sebebi olabilirler.
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Babür Dora, yüzlerce çeşit baş ağrısı olduğunu ve çocuklarda da strese bağlı baş ağrısının yaygınlaştığını açıkladı. Dora, yüzlerce çeşidi olan baş ağrılarını iki grupta değerlendirdiklerini belirtti.
Birinci grubun genetik geçişli migren ile gerilime bağlı baş ağrıları, ikinci grubun ise hastalık sonucu oluşan baş ağrıları olduğunu ifade eden Dora, çalışanlarda en sık görülen baş ağrısının, yoğun iş temposu, sıkıntı ve stres sonucu ortaya çıktığını söyledi.
Dora, özellikle 20 ile 50 yaş arasındaki grupta gerilime bağlı bu çeşit ağrıların yüksek olduğunu kaydetti. Eğitim koşullarının ağırlığı ve sınavlar nedeniyle ilkokul çağındaki çocuklarda da strese bağlı baş ağrılarının arttığına işaret eden Dora, `Çocuklara sınavlar nedeniyle büyük yük bindiriliyor. Stresten bunalan çocuklarda da baş ağrısı görülüyor. Erişkinler streslerini ifade edebiliyorlar ama çocuklar stresli olduklarını ifade edemedikleri için baş ağrısından şikayet ediyorlar` dedi.
Doç. Dr. Babür Dora, yüzlerce çeşit baş ağrısından en sık görülenin migren olduğunu söyledi. `Türkiye`de 5 kadından ve 15 erkekten birinde migren olduğunu` bildiren Dora, migreni olan kişilerin, normal insanların aksine ışık, ses ve kokudan rahatsız olduklarını anlattı.
Dora, migrenli kişilerin bazı ilaçlar sayesinde yaşam kalitesinde artış sağlanabildiğini vurguladı. Sürekli ağrı kesici ilaç kullanmanın bağımlılık yapabileceğini ifade eden Dora, baş ağrısında hemen ilaç kullanmak yerine ağrının nedeninin belirlenmesi gerektiğini söyledi.
`Bir kişi 10 günden fazla ağrı kesici ilaç kullanıyorsa o kişi ilaç bağımlılığına gidiyor demektir` diyen Dora, başı üç günden fazla ağrıyanlar mutlaka nöroloğa muayene olmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Stres ile erken tanışıyor baş ağrısı çekiyorlar
Yetişkinler gibi gençler de stres ile boğuşuyor.10 gençten 7`si stresli bir hayata sahip olduklarını söylüyor. Streslerini arkadaşları ile sohbet ederek atıyorlar. Baş ağrısı çekiyor ve haftada bir kez ağrı kesici kullanıyorlar.
Günümüz modern insanının en çok yakındığı konuların başında stres geliyor. Adeta günlük yaşamın bir parçası haline gelen stresten gençler de kendilerini kurtaramıyor. Stres onların da yaşamında çok önemli bir alanı işgal ediyor ve çok erken yaşta stres ile tanışıyor. Araştırmaya katılan 15-22 yaş grubundaki gençlerin üçte ikisinden fazlası biraz da olsa hayatlarının stresli olduğunu düşünüyor. Yüzde 17.2`si `Çok stresli hayata sahip olduklarını` ifade ederken, yüzde 50`si `Biraz stresli hayatları olduğunu` söylüyor. Kısaca gençlerin yüzde 67`si az ya da çok stresle iç içe yaşıyor. 18 yaş üstü erkek ve kızlarda ise stres oranı yüzde 70 oranına dayanıyor. Hayatlarında az ya da hiç stres olmadığını belirten gençlerin oranının ise yalnızca üçte bir ile sınırlı olması günümüz gençliğinin en büyük sorununun stres olduğunu gösteriyor. Kısaca stres cinsiyet, eğitim, çalışma gibi faktörleri saf dışı bırakarak tam gençlerin yaşamında önemli bir alanı işgal ediyor.
KIZLAR DUA EDİYOR
Gençler stresten kurtulma yolu olarak da arkadaşları ile sohbet etmeyi görüyor. Arkadaşlarının entelektüel düzeylerinden şikayet ediyor olsa da başları sıkıştığında ilk adresleri onlar oluyor. Arkadaşın ardından genç kararsız kaldığı konuda `anne`ye gidiyor. İkinci sırada ise müzik dinlemek geliyor. Gençler bunun dışında kitap okumak, sinema, açık hava gezintileri ile streslerini azaltmaya çalışıyor. Gençlerin büyük
çoğunluğunun sigarayı stresle mücadele yöntemi olarak kullanmaları da dikkat çekici. Stresten kurtulmak için sigara içme oranı kızlarda yüzde 25, erkeklerde ise yüzde 32`ye ulaşıyor. İçki de stresten kurtulma yollar arasında yer alıyor. Erkeklerin yüzde 20`si kızların ise yüzde 10`nu streslerini içki ile atmaya çalışıyor. Erkeklerin yüzde 19`unun şans oyunları ya da kağıt oyunları oynayarak, kızların da yüzde 14`ünün de dini aktivitelerde bulunarak stresten arınmaya çalışmaları araştırmada dikkat çeken bulgular arasında yer alıyor. Yine internette dolaşmak ve chat yapmak da gençler arasında stresle başa çıkma yolları arasında yer alıyor. Kızların yüzde 22.7`si erkeklerin yüzde 26.3 chat ile stres atıyor. Araştırma gençlerin `kendilerini dinç ve enerjik hissetmediklerini` ve baş ağrısı ile boğuştuklarını gösteriyor. `Kendinizi bu günlerde nasıl hissediyorsunuz` sorusuna 15-22 yaş grubundaki gençlerin ancak üçte biri yani yüzde 29`u `çok dinç` yanıtını veriyor. Dinç ve enerjik hissetmeyeenlerin oranı ise yüzde 63.9 Sağlık söz konusu olduğunda ise her 100 gençten 35`i sağlık sorunları yaşıyor. En büyük sağlık sorunları ise hem kızlarda hem de erkeklerde baş ağrısı. Her 100 gençten 16`sı başağrısı çekiyor. 15-22 yaş grubu genç kızların yarısına yakın bir kesimi yüzde 44`ü düzenli olarak kendilerini rahatsız eden bir sağlık problemi yaşadıklarını dile getirirken bu oran
erkeklerde yüzde 27. Genç kızların en çok yaşadığı rahatsızlıkta ilk sırayı yüzde 21 oranıyla baş ağrısı alıyor. Yüzde 10 oranlarındaki sinir bozukluğu ve mide rahatsızlıkları ise baş ağrısını takip ediyor. Araştırmanın dikkat çeken bulgusu da düzenli olarak baş ağrısı yaşayan genç kızların oranının, Türkiye geneli kadınların baş ağrısı yaşama oranının üç katı olması. TNS Piar Profil`05 Araştırması`nda yetişkin kadınlardaki baş ağrısı oranı yüzde 6.5 olarak saptanmıştı.
HAFTADA BİR AĞRI KESİCİ
Erkeklerde de baş ağrısı yüzde 11 oranıyla ilk sırayı alıyor. İkinci ve üçüncü sırada gelen bel ağrısı ile sinirsel problemlerin oranı ise yüzde 5. Gençler düzenli olarak haftada bir kez ağrı kesici kullanıyor. `Haftada en az bir kez kullandığınız herhangi bir ilaç, mineral ya da vitamin var mı?` sorusuna verilen yanıtlara göre 15-22 yaş grubundaki genç kızların üçte biri yüzde 30`u erkeklerin dörtte biri yüzde 26`sı haftada en az bir kez düzenli ilaç alıyor. Bunların başında ise yüzde 14.2 oranıyla baş ağrısı ilaçları geliyor. Kızlar ağrı kesicileri erkeklerden daha çok kullanıyor. Kızların yüzde 18.5`i erkeklerin 9.9`u ağrı kesici alıyor. 18 yaş üstü kızlarda ağrı kesici kullanma oranı yüzde 20.2`yi buluyor. Ağrı kesicilerin ardından düzenli olarak kullanılan ilaç yüzde 5.2 oranı ile vitaminler.