En geniş anlamıyla bilgi sosyolojisi, bilginin toplumsal bir temelle arasındaki ilişki şeklinde tanımlanır. Bu ilişki nedenseldir, yani belirli bir toplum yapısı ya da türü Özel türden bilgiler üretmektedir ki, bu bilgiler diğer toplumsal yapılar için ya anlamsız ya da ilgisiz şeylerdir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisine göre, her toplum bireylerini başka toplumların üyeleriyle aralarında farklar olacak belli şekilde davranacak şekilde kodlar ve yönlendirir. Bu sosyoloji dalı yirminci yüzyılın ürünü olmasına rağmen günümüzde hemen bütün sosyal bilim dallarının literatürüne girmiş, hatta inanç ve bilgi formlarını tümüyle ekonomik ya da toplumsal alt-yapıyla açıklamaya çalışan kaba Marksist söylemde oldukça yaygınlaşmıştır.
Bilgi sosyolojisi teriminin en genel anlamı aşağıdaki tanımlardan çıkartılabilir: "İncelememizin konusu, verili bir tarihsel zamanda eiuellektüel hayatın mevcut sosyal ve siyasal güçlerle nasıl ne şekilde İlişkili olduğunu gözlemlemektir." (K.Mannheİm)
"Bilgi sosyolojisi bir yanda siyasal süreçler ve yapıların işlevsel iç-ilişkilerinin, öte yandan bilme tarzlarını da içeren entcllcktüel hayatın kalıplarının analizidir." (H.Becker ve H.D.-Dahlke)
"Bilgi sosyolojisi düşünce sistemlerinin diğer toplumsal olgular tarafından nasıl şartlandırıl-dığı ile ilgilenir." (V.J.H.Sportt)
Her üç tanımında "entellektüel hayat", "düşünce sistemleri", "bilme tarzları" gibi son derece soyut ifadeler kullandığı dikkat çekmekte, ilk paragrafta verilen standart tanımdan daha geniş bir bağlamdan söz ettikleri görülmek-
tedir. Ama temeldeki varsayım aynen korunmaktadır. Bu varsayım düşüncelerin toplumsal olarak şartlandınldığını veya ondan etkilendiğini İleri sürmektedir.
Terimin bilimsel bir tanımı şu şartlan yerine getirmek durumundadır:
a) İlk olarak nesnellik (objektiflik) şartı yerine getirilmelidir, yani değerlerden arınmalıdır. Bilgi sosyolojisinin ilk amacı onların siyasal anlamını veya da geçerliliğini yargılamak değil, bir bilim dalı olarak fikirlerin toplumsal kökenini anlamaktır.
b) İkinci olarak, sosyal alt-yapı İle zihinsel üst-yapı arasındaki bağlantıyla İlgili kanıtlanamayan ontolojik, yeni metafizik varsayımların ihraç edilmesi gereklidir. Eğer bilgi sosyolojisi bilimsel bir disiplin olmak istiyorsa, determinizm ve özgürlük sorunu hakkında dogmatik ifadelerden kaçınmalı ve kendisini sosyal durumların ışığında fikirlerin anlamının yorumlanması amacına yönelik bir yöntem olarak kurmalıdır.
c) Üçüncü şart, "sosyal alt-yapı", başka bir deyişle, fikirlerin onun ışığı altında yorumlandığı sosyal olaylar ile neyin kastedildiği açık bir şekilde belirtilmelidir.
Fransız ve İskoç aydınlanma filozolfları, tüm sosyal farklılıkların toplumsal köklere sahip olduğunu ve onların insanın kontrolünde olduğunu ilk kabul eden kimselerdi. Onlar gc-niŞ bir toplumsal, ekonomik ve siyasal faktörler ağının insan bilincinin oluşum, yapı ve içeriğini belirlediğinin bilincindeydiler. Bununla birlikte genelde bu filozoflar bilgi sosyolojisinin ne mümkün, ne de istenilen bir şey olduğunu kanıtlamaya girişmediler. Sözgelimi Kant, aklın deney öncesi (a priori) formlarından söz eder ve düşüncelerin dış etkilerle biçimlenebileceği anlayışına karşı çıkar. Aynı şekilde çeşitli görüşlere sahip deneyciler, bilimsel bilginin toplumsal şartlardan etkilenmemiş olan deneyler yardımıyla elde edildiğini öne sürdüler. Bu filozoflar olsa olsa toplumsal şartların teo-riüstü faktörlerin oluşumunu -düşüncenin yapı ve içeriğini değil- etkilediğini söylediler.
Kari Marks, belirli tarihsel şartlar altında ekonomik gerçeklerin çeşitli sosyo-ekonomik süreçler yoluyla ideolojik üst-yapıyı belirlediği
yolundaki teorisiyle bu alanın önemli köşe taş-lanndan birini oluşturdu. Bu anlayış bilgi sosyolojisinde hala ana konu olmaya devam etmekte olup, Lukacs gibi yazarların eserlerinde kültürel üretim sorunlarının kimi örnek sosyolojik analizlerine de ilham kaynağı olmuştur.
Durkheİm, genel bir tasnif edici, işlem modeli geliştirememişse de bilgi sosyolojisinin öncülerinden birisidir. O, algı deneyini (uzay, zaman, nedensellik, yön) düzenleyen temel kategorilerin (en azından daha basit toplumlarda) sosyal yapıdan kaynaklandığını iddia etti. Durkheİm, Mauss ve Levy-Brull "ilkel" toplumların mantıksal tasnif şekillerini açıkladı ve bilmeye ilişkin temel kategorilerin toplumsal kökenleri bulunduğunu öne sürdüler. Ne var ki, onlar bu analiz türünü daha karmaşık toplumlara dek genişletmeye henüz hazır değillerdi.
Max Scheler, bu alanın bir diğer başat kişisi-dir. O 1920'lerin başlarında Wissenssozİologie (bilgi sosyolojisi) terimini ortaya attı. Schcler, Marks'm alt-yapı kavramını farklı tarihsel dönemlerde ve çeşitli sosyal ve kültürel sistemler içinde kendine has yollarla düşünceyi biçimlediğine inandığı çeşitli gerçek faktörler (Reatfaktören) İle özdeleştirerek genişletti. Bu gerçek faktörleri zaman zaman kurumsallaşmış İçgüdüsel güçler olarak, zaman zaman da tarih-dışı bir alt yapı kavramının ifadesi olarak görüyordu. Scheler'İn sonsuz bir değerler ve fikirler âlemi varlığı üzerindeki vurgusu, gerçek faktörlerle toplumsal ve kültürel (yani tarihsel) değişimi açıklarken onun elini kolunu bağlamaktadır.
Mannheim iledir ki, bilgi sosyolojisine sosyolojik bir bilim analizi İçin en ince İşlenmiş ve ihtiraslı programatik temel sağlanmış oldu. Tıpkı Scheler gibi Mannheim da, ırk gibi biyolojik faktörlerin, iktidar olma dürtüsü gibi psikolojik unsurların ve manevi hatta doğaüstü fenomenlerin alt yapıdaki temel ekonomik ilişkilerin yerini alabileceğini öne sürerek altyapı kavramını genişletmiştir. O, modelini farklı bilgi formlarıyla ilişkili toplumsal şartlara uygulamış olup incelemelerinden bir kısmı hala
bilgi sosyolojisinin birinci sınıf analiz örnekleri olarak kabul edilmektedir. Bu eserler, kültürel bir form olarak rekabeti, muhafazakar düşünceyi, nesiller arası kopukluk sorunlarını ekonomik ihtirası ele alır. Mannheim bilgi sosyolojisinin özellikle entcllcktüel ve siyasal hayatta, rakip fikirleri, siyasal felsefeleri, İdeolojileri ve farklı kültürel ürünleri üreten şartlan sosyolojik olarak açıklamak suretiyle önemli bir rol oynamaya mahkum olduğu kanatindeydı.
Bilgi sosyolojisinin çağdaş biçimleri, teorilerini özellikle Marks-Mannheim doğrultusunda geliştirmişlerdir. Bu teoriler için Marks'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adh kitabından şu alıntıyı yapmak alışkanlık haline gelmiştir.
"İnsanların üstlendikleri sosyal üretimde onlar iradelerinden bağımsız ve kopuk olmayan belirli ilişkiler içine girerler, bu üretim ilişkileri onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme aşamasına tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin toplamı, toplumun ekonomik yapısını, hukuki ve siyasal üst-yapıların üzerinde yükseldiği ve sosyal bilincin belirli formlarına tekabül eden gerçek temeli oluşturur... Maddi hayattaki üretim tarzı hayatın sosyal, siyasal ve manevi karakterini belirler. İnsanların bilinci varlıklarını belirlemez, tersine insanların sosyal varlıkları bilinçlerini belirler." Yapı (alt-yapı) ve üst-yapı terimleri Marksist olmayan yazarlar tarafından da gelişigüzel kullanılmıştır.
Mannheim'in terime verdiği anlam bu Marksist anlayıştan etkilenmişti. Onun bilgi sosyolojisi alanına yaptığı katkı, İdeoloji ve Ütopya adlı kitabının adından da anlaşılacağı gibi, bilgi sosyolojisini esas itibariyle üç ayrı düşünce tipinin İncelenmesi olarak görmekti: İlki, gerçekçi düşünce yani belirli bir toplum İçindeki hakikat olarak işleyen ya da bu hakikata prag-matik olarak uygulanmış düşüncedir: "Ortamın ürettiği gerçeklikten ne çok, ne de az olan"ı içeren düşünce. İkinci olarak ideolojik düşünce, yani nesnel gerçeklik isteğiyle değil, değişimin önüne geçme tutkusuyla belirlendiğinden dolayı gerçekçi-olmayan muhafazakar ve reaksiyoner grupların düşünce karakteristiği. Üçüncüsü ütopyacı düşünce, yani programlarının gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle de yine nesnel gerçeklik isteğiyle değil, tasarlanmış bir gelecek arzusuyla belirlendiğinden ötürü gerçekçi-ol mayan devrimci grupların düşünce karakteristiği. Mann-heim'İn bilgi sosyolojisi bilimsel ve gerçekçi düşünceye karşıt olarak "ideoloji" ve "Ütop-ya"yı ele almakta ve düşünce-yapilannın "maskesini düşürecek" bir teknik olarak bilgi sosyolojisini kullanmaktadır.
Bilgi sosyolojisi bir de sosyal kaynakların temelinde düşünce yapılarının geçerliliğinin araştırılması olarak görülebilir. Bu anlamıyla bilgi sosyolojisi bilgi teorisi (epistemoloji) adı verilen felsefi disiplinin bîr parça olur.
Bilgi sosyolojisi özellikle 1920'lcrin sonundan itibaren bir uzmanlık alanı olarak tanınmışsa da genellikle diğer herhangi bir sosyoloji alanından daha çok öbür sosyal ve beşeri bilimlerle ilgili olan tipik ve bazı bakımlardan bcn/.eri olmayan bir sosyoloji alanı olarak kabul edilir.
Bilgi sosyolojisi, Özcllike ideolojinin çeşitli boyutlarının ortaya çıkartılması yönündeki çabaları teşvik etmiş ve bu alanda oldukça kabarık bir literatür oluşmuştur. Pozitivİstler tarafından bilginin kökenini ve yapısını insanın zihninde, kollektif toplumsal bilinçte aradığından ötürü, hermenötikçiler tarafından İse iro-nik biçimde, zihinden bağımsız bir toplumsal temelin bilgiyi ürettiği görüşünden dolayı eleştirilmiştir. Her iki tarafın da görüşleri bilgi sosyolojisinin alanının ne kadar sınırsız olduğunu ve her kapıyı açan bir anahtar niteliği taşıdığını göstermeye yeter. Felsefi olarak yorumlarsak, bilgi sosyolojisinin, Kaııı'ın zihinsel a priori kategorilerinin Hcgclci ruhun (gcist) açılımıfikriylcyorumlamasından oluştuğu söylenebilir.
Mustafa ARMAĞAN Bk. İdeoloji; Marksizm; Sosyoloji.