Arama


KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #53
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi

İran, Irak ve Türkiye

Türk ordusu Irak sınırı boyunca yığnak yaptığında herkes bir şeyler söyledi. Doğal olarak dünya medyası da konuya ilgi gösterdi. Bazıları da bazı birliklerin Kuzey Irak'a girdiğini söyledi. Bunun üzerine Irak Dışişleri Bakanlığı Ankara'ya bir nota verdi.
Oysa 1998'den bu yana Irak topraklarında bulunan Türk ordusu yeniden bu bölgeye girmemişti. Sonradan anlaşıldı ki; gönderilen nota da ciddi değildi ve Dışişleri Bakanı Hoşyar Zabari'den habersiz gönderilmişti. Nitekim haberi duyan Devlet Başkanı Talabini, Zabari'yi arayarak uyarmış ve notanın 'Türkiye'yi sevmeyen ve Iran yanlısı' bir memur tarafından gönderildiği anlaşılmıştı.
Oysa tam o sıralarda İran birlikleri Kuzey Irak'a girmiş ve PKK kamplarını bombalıyordu.
İşte Irak ve böylesi ilginç bir ülke.
Bir düşünün; ABD ve Irak hükümeti 'direnişçi ve terörist sızmalarına göz yumduğu için' Suriye'yi suçluyor ve tehdit ediyor, ama PKK'nın Türkiye'ye yönelik eylemlerine ses çıkarmıyorlar.
Bu nedenle ABD, Suriye'yi işgal etmekle tehdit ettiğine göre Türkiye de Irak'ı işgal edebilir!
Dönelim Kuzey Irak'a, yani Irak Kürdistanı'na. Bu bölgede pazar günü yeni bir bölgesel hükümet kuruldu. Yani Talabani ile Barzani arasındaki tarihsel ayrışma, çekişme ve düşmanlıklar sona erdi. Bu hükümette diğer İslami, Türkmen ve Asuri gruplar da yer aldı. 42 bakandan oluşan bu hükümet, Irak Anayasası gereğince Kürdistan'ın bağımsız bir yapıya dönüşmesi için çaba harcayacak.
Önemli olan bu eğilimlerin Kürtlar açısından ne kadar öncelikli olmasıdır.
Kürtler, Irak'ın geleceğini karanlık gördükleri için bağımsızlık yönünde her türlü tedbiri alıyor.
Federal yapılarda, federal bölgelerin Savunma ve Dışişleri'nde merkeze bağlı olması gerekirken Irak Kürdistanı'nda durum böyle değil.
Kürtlerin Bağdat'tan ayrı olarak bir peşmerge ordusu ve bu ordudan sorumlu bir de 'iki' peşmerge bakanı var.
Biri Talabani bölgesinden, diğeri de Barzani bölgesinde... Anlaşılan iki lider arasında hala bir güvensizlik sorunu var.
Güvensizlik PKK'ye karşı da sürüyor.
Talabani'nin yardımcılarından İmad Ahmet 'Komşularımız Türkiye ve İran ile sorun istemiyoruz. PKK bu iki ülkeye yönelik saldırılarından vazgeçmeli ve Kürdistanı'ndaki silahlı varlığına son vermelidir' diyor.
Geçen hafta da Süleymaniye'de Talabani'ye bağlı güvenlik güçleri, Türkiye karşıtı yürüyüş yapmak isteyen bir grup PKK yandaşını gözaltına aldı. Başta Talabani olmak üzere Iraklı Kürtler PKK'dan kurtulmak istiyor.
Elbette bunu yaparken 'Kürtler birbirini öldürüyor' dedirtmek istemiyorlar. Bu konuda son sözü ABD'nin söyleyeceğini bildikleri için Barzani ve Talabani bu yönde her hangi bir adım atmıyor. Çünkü ABD, ister PKK ister bölgesel Kürt sorunu konusunda henüz kesin bir karar almış değil. Üstelik herkes biliyor ki; PKK sorunun çözümü ağırlıklı olarak Ankara'nın tavrına bağlıdır. Leyla Zana'nın Erbil ve Süleymaniye ziyareti bu yönde atılmış 'başarılı ' bir adımdır.
Kürt Parlamentosu'nun açılışına katılan DTP liderlerinin de Erbil'de bu yönde bazı görüşmelerde bulundukları biliniyor.
Amaç dağda bulunan PKK liderlerini 'silahı bırakma' konusunda ikna etmektir.
Bu konuda bazı 'olumlu' işaretler geliyor.
Ama yine de PKK yöneticisi Cemil Bayık, İran'ı tehdit etmekten geri kalmıyor. Bayık 'İran, Türkiye ile işbirliği yaparak bize yönelik saldırılarını durdurmazsa gerekli karşılığı görecektir' diyor.
PKK'nın bazı İranlı Kürt örgütlerle ilişkisi var.
Ancak İranlı Kürtler ağırlıklı olarak Barzani ve Talabani'nin ne dediklerine bakıyor.
PKK bunu bildiği için İranlı diğer muhalif gruplarla da işbirliği yapıyor.
Örneğin Halkın Mücahitleri grubu.
ABD, Irak'ı işgal ettiğinde bu grubun Irak'taki tüm kamplarını kuşatarak silahlarını almıştı.
Bu grubun tüm lider kadroları ve militanları Irak dışına çıkartıldı. Bazıları da PKK'ye sığındı.
Ortadoğu'nun kaypak zemininde ilişkiler her zaman olduğu gibi çok karmaşık. Bunun de tek nedeni ABD'nin çirkin bölgesel hesapları.
Ama en büyük suçlu: ABD'ye bu hesaplarında yardımcı olan bizim insanlarımızdır.
Bunların sayısı azaldıkça başta PKK ve bölgesel Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunlar çok daha kolay çözülecek ve coğrafyamız rahata kavuşacak! Görüntünün çok karanlık olmasına rağmen ben iyimserim.
Neden mi?
Çünkü ABD satılık adam bulmakta zorlanıyor. Satılmış olanlar da sıkıntılı.
CIA Başkanı Porter Goss bile istifa etti.
Darısı bizdeki CIA'cilerin başına!