Arama


Master Blue - avatarı
Master Blue
Ziyaretçi
3 Eylül 2008       Mesaj #12
Master Blue - avatarı
Ziyaretçi
İman etmeyenler tarih boyunca pek çok peygambere olduğu gibi, Hz. İsa'ya da çeşitli tuzaklar kurmuş ve onu öldürmeye kalkışmışlardır. Ancak Allah, inkar edenlerin Hz. İsa'ya kurdukları tuzakları bozmuş, Hz. İsa'yı öldürememişlerdir. Hz. İsa Allah Katına yükseltilmiştir ve Hıristiyanların da bekledikleri gibi Allah'ın takdir ettiği zaman geldiğinde yeniden dünyaya gelecektir.

Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne gelmesi ile ilgili yapılan tartışmaların, gün geçtikçe artması beraberinde birçok iddia ve soruyu da getirmektedir. Bu nedenle makalemizde, hiçbir doğruluğu olmayan iddiaları ve cevabı yanlış verilen soruları işlemek amaçlanmıştır. Bu vesileyle "Hz. İsa'nın yeniden dünyaya dönüşü" konusunda yapılan yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeler Allah'ın izniyle düzeltilmiş olacaktır.

İddia 1: Maide Suresi'nin 117. ayetinde geçen "... Beni vefat ettirdiğinde (teveffeyteni) üzerlerindeki gözetleyici Sendin..." ifadesi bazı kişilerin iddia ettiği gibi biyolojik bir ölüm müdür?

Cevap 1: Bu ayette geçen "vefat ettirmek" kelimeleri biyolojik bir ölüm değildir. Vefat ettirmek, her zaman biyolojik olarak insanın ölümü manasında kullanılmamaktadır. Örneğin bu ayette "vefat ettirme" olarak tercüme edilen kelimeyle, Enam Suresi'nin 60. ayetinde kullanılan kelime aynıdır. Ancak "Vefat" kelimesinin Arapça karşılığı Türkçede kullanılan ölüm anlamından farklı anlamlar taşımaktadır.

"Sizi geceleyin vefat ettiren (teveffakum) ve gündüzün "güç yetirip etkilemekte olduklarınızı" bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten O'dur..." (Enam Suresi, 60) Bu ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah uyuyan insanın da canını almaktadır, ama bu haliyle insan bildiğimiz manada ölmüş olmaz. Teveffa kelimesinin, uyku manasında kullanıldığını söyleyenlere göre -ki çoğunluk bu görüştedir- ayetin tefsiri "Seni uyutacağım" şeklindedir. Sonuç olarak Hz. İsa'nın uykudakine benzer bir duruma sokularak Allah Katına yükseltildiğini, olayın bildiğimiz ölüm olmadığını, sadece bu boyuttan bir ayrılış olduğunu söyleyebiliriz. (En doğrusunu Allah bilir.)

İddia 2: Allah Hz. Muhammed (sav)'in son peygamber olduğunu bildirdiği için Hz. İsa'nın tekrar geleceğini düşünmek İslam'a aykırı değil midir?

Cevap 2: Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Muhammed Suresi'nin 40. ayetinde de bildirildiği gibi Peygamber Efendimiz (sav), "Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. " Ve Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelecek olması bazı kimselerin öne sürdüğü gibi- bu gerçeği değiştirmez. Hz. İsa, Hz. Muhammed (sav)'den sonra gönderilen bir peygamber olarak değil, Hz. Muhammed (sav)'in şeriatını devam ettirecek ve dünyaya din ahlakını hakim kılacak bir elçi olarak gelecektir.

İddia 3: Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi bizim bağımlı olduğumuz zaman ve mekan kavramları ile değerlendirilebilir mi? Hz. İsa gökyüzünde mi yaşamaktadır?

Cevap 3: Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesini bu şekilde yorumlamak son derece yanlış olacaktır. Belirtilmelidir ki, Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi ile kasıt, Hz. İsa'nın bilinen anlamda gökyüzünde yaşamaya başlaması değildir. Hz. İsa'nın yükseltilmesinden kasıt, Allah'ın Hz. İsa'yı zamandan ve mekandan bağımsız ayrı bir boyuta almasıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)

İddia 4: Hz. İsa'nın ölmemiş ve Allah Katına yükseltilmiş olması, kendisinin ölümsüz olduğu anlamına mı gelmektedir?

Cevap 4: Bazı kimseler, Enbiya Suresi'nin 34. ve 35. ayetlerinde bildirilen "hiçbir beşere ölümsüzlüğü vermedik" ve "her nefis ölümü tadıcıdır." ifadelerine dikkat çekerek Hz. İsa'nın da ölmüş olduğunu öne sürmektedir. Ancak ayetlerde Allah'ın Hz. İsa'yı inkar edenlerin kurduğu tuzaktan koruyup kurtardığı bildirilmiştir. Bu ise, elbette Hz. İsa'nın ölümsüz olduğu anlamına gelmemektedir. Unutulmamalıdır ki "O, yalnızca bir kuldur..." (Zuhruf Suresi, 59) ayetiyle bildirildiği gibi, Hz. İsa da Allah'ın yarattığı bir kuldur ve herkes gibi ölümlüdür.

İddia 5: Hz. İsa'nın gelişine inanmak, Hıristiyanlığı savunmak anlamına mı gelmektedir?

Cevap 5: Hz. İsa, Allah Katında övülmüş, seçkin kılınmış, mübarek bir peygamberdir. Üstün ahlakı ve derin imanı tüm müminler tarafından saygıyla anılmakta ve örnek alınmaktadır. Hz. İsa'nın ahlakını övmek, böyle kutlu bir insanın yeniden dünyaya gelecek olmasından heyecan duymak, bu gerçeği tüm iman edenlere müjdelemek, güzel tavır örnekleridir."Hıristiyanlığa destek vermek olur" gibi akıl ve mantık dışı bir mazeret öne sürerek, Hz. İsa'nın geleceği gerçeğini göz ardı etmeye çalışmak kesinlikle makul bir davranış değildir.

Ayrıca belirtilmelidir ki, Hz. İsa yeniden dünyaya geldiğinde, Kitap Ehli'nin sapkın inançlarını ortadan kaldıracak, insanları Allah Katında hak olan dine yani İslamiyet'e çağıracak, Kuran'la ve sevgili Efendimiz (sav)'in sünnetiyle hükmedecektir. Bu gerçek hadislerde şöyle müjdelenmiştir:

Kırk (40) yıl Allah'ın Kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder.

İddia 6: "Hz. İsa'nın ölmediği ve tekrar yeryüzüne geleceği" inancı Hıristiyanlığa ait tahrif edilmiş bir inanç mıdır?

Cevap 6: Hayır, değildir. Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi konusunda Hıristiyanların, üçleme ve Hz. İsa'yı sözde ilahlaştırma gibi sapkın inançlarından kaynaklanan birtakım yanlış yorumları bulunmaktadır. Hıristiyanların bu yorumları dejenere edilmiş, gerçek dine uygun olmayan yorumlardır ve Kuran'da bu dejenere olmuş inanç ve hükümlerin hangileri olduğu belirtilir. Ancak Hıristiyanların Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceğine dair inançları Kuran'da açık ve net olarak pekiştirilmiştir. Eğer Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne dönecek olması Hıristiyanların tahrif edilmiş inançlarından biri olsaydı (ki bu doğru değildir), hiç şüphesiz diğer tüm sapkın inanışlarda olduğu gibi bu da Kuran'da bildirilirdi.

İddia 7: Hz. İsa'nın yeniden gelişi ile, binlerce yıl önce ölen birinin dirilişine tanıklık edilecek olması, imtihan ortamını ortadan kaldırmış olmaz mı?

Elbette bu, hiçbir mantıklı dayanağı olmayan bir yorumdur ve bu yorumda iddia edildiği gibi, Hz. İsa'nın dönüşü tüm insanlar tarafından hemen kabul edilmeyebilir. Hz. İsa, özellikle inkar edenler, gerçek din ahlakını yaşamayanlar veya imanen zayıf olanlar tarafından şüphe ile karşılanabilir.

Cevap 7: Unutulmamalıdır ki tarih boyunca gönderilen peygamberlerin pek çoğu insanları imana davet edebilmek için onlara Allah'ın dilemesiyle pek çok mucizeler göstermişlerdir. Ancak gördükleri mucizeler karşısında insanların büyük bir kısmı iman etmemiş, tam tersine daha da kibirlenmiş ve inkarlarında direnmişlerdir. Dolayısıyla bazı insanların iddia ettiği gibi Hz. İsa'nın gelişi gibi büyük bir mucizenin gerçekleşmesiyle, imtihan ortamının ortadan kalkması kesinlikle söz konusu değildir.

İddia 8: Hz. İsa'yı beklemek iman edenleri tembelliğe sürüklemez mi?

Cevap 8:Bu aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği bir iddiadır. Bazı kimselerin iddialarının tam tersine, Allah'ın insanlara bir elçi gönderecek olması samimi olarak iman edenler için çok önemli bir şevk konusudur. Gönülden iman eden bir kişi, elçinin geleceği ortam için elinden gelen en iyi ve güzel hazırlığı yapması gerektiğini bilir. İmani bir heyecan ve aşkla hem kendisini hem de çevresini bu kutlu olaya hazırlar. Tembellik ve şevksizlik ise imani zayıflığı olan kişilerin özellikleridir.

İddia 9: "Din ahlakını hakim kılmak için neden Hz. Muhammed (sav) değil de, Hz. İsa gönderilmektedir?"

Cevap 9: Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), yaşamı boyunca Allah yolunda tüm insanlığa örnek bir mücadele sergilemiş ve Allah'ın takdir ettiği süre dolduğunda ise, diğer birçok peygamber gibi ömrü sona ermiştir. Hz. İsa için ise, Allah farklı bir kader takdir etmiş ve onun yeniden yeryüzüne döneceğini vadetmiştir. Bu Rabbimiz'in takdiridir ve şüphesiz büyük hikmetleri vardır. Hz. İsa'nın yeniden gelecek olmasının hikmetlerinden biri ise (en doğrusunu Allah bilir), Hıristiyanların ve Yahudilerin içinde bulundukları durumdan ancak bu şekilde kurtulabilecek olmalarıdır. Bilindiği üzere, Hıristiyanlar, Hz. İsa'nın ardından peygamberlerini ilahlaştırma sapkınlığına düşmüşler (Allah'ı tenzih ederiz) ve dinlerini tahrif etmişlerdir. Hıristiyan dünyasının söz konusu tüm sapkın inanışlardan arınarak gerçek din ahlakına ve son hak din olan İslam'a yönelmeleri için Hz. İsa'nın gelmesi bu nedenle büyük önem taşımaktadır.

Hz. İsa Yeryüzüne Yeniden Geldiğinde Her Tavrıyla Hikmetli ve Benzersiz Olacaktır...

Buraya kadar verilmiş olan cevaplar samimi olarak iman edenlerin bu önemli konuyu bir kez daha düşünmeleri ve vicdanlarının sesini dinleyerek maddi manevi gerekli tüm hazırlıkları yapmaları için önemli birer hatırlatmadır. Bu hatırlatmaya uyanlar, Allah'ın izniyle, bu kutlu elçi yeniden yeryüzüne geldiğinde -sevgili Peygamberimiz (sav)'in müjdelediği gibi- kendisinin yardımcısı ve destekçisi olma şerefine erişmeyi umabilirler. Hiç şüphesiz bu, gönülden iman eden tüm Müslümanların duasıdır.

Bu makale, Mercek Dergisi 35. sayı (Mayıs 2004) 22. sayfada
Son düzenleyen Baturalp; 13 Aralık 2016 22:48 Sebep: sayfa düzeni