Arama

Yasmin Levy - Tek Mesaj #2

fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Yasmin Levy tek bir kez, tek bir ses, tek bir aşk ve tek bir güzellik gibi...
SANY0066
Çevrede hiçbirşey kıpırdamıyor, nesneler tüm farkındalıklarıyla duruyorlar. Onunla birlikte hareket edemiyorlar, herşey donuyor. Yasmin Levy sahnede...

Arkasında şehrin, boğazın ışıkları atmosferin güzelliğini tamamlıyor. Her yer yankılanıyor. Her şey yankılanıyor. Herşey Yasmin Levy oluyor. Onun sesi dolduruyor her yanı, bütün kent, sokaklar, deniz, yıldızlı gökyüzü... Herşeyde onun yankısı var...
"Bir yangın başlatabilirim parmaklarımla
Yüreğimle şarkı söylerim sana
Ki yüreğimin teli sızlamakta"
derken Yasmin hazan yaprağı gibi kopup gitmek istiyor sanki içteki bütün hüzünler son demlerinde ya da gönül telini titremeye hazır tutuyor insan acıyı damıtarak içebilmek için.

Sahnede o denli zarif ve büyüleyici duruyor ki, bir sesin peşine düşüp gelmek bu kadar heyecan verici olamazdı. Düşebilirdim yine o müziğin, diyaframdan çıkan o büyüleyici sesin ve sahnede insanı kendinden geçiren o varlığın peşine düşünmeksizin. Bir düşün pençesine takılmış gerçeğe yakın düşten uzak, parantez arası fotoğraf kareleri gözlerimde. Onunla birlikte ezbere söylüyorum bütün parçalarını. O an "bütünleşmek" kelimesinin anlamını yaşıyorum en derinde. Bütünleşiyorum, bütünleşiyoruz hep bir ağızdan...
"Adio, adio kerida
No kero la vida
Me l'amargates tu"

Elveda, elveda sevgilim
İstemiyorum artık
Benim için dayanılmaz kıldığın yaşamı...
Eşlik ediyoruz hep bir ağızdan. Mikrofonu uzatıp bizim söylememizi istiyor, ardından "bravo" diyip gülümsüyor tatlı tatlı Yasmin Levy.

Rüzgara tutulmuş yalnız bir kır çiçeğinin çelimsiz kökleriyle aslında düşmeye ne kadar yakın olduğunun sırrına Yasmin Levy La Alegria'yı söylerken erişiyoruz
"Seni sonsuza kadar terk ediyorum, aşkım
Ama yalnız senin için var olduğumu bil.
Ve hayatımın şarkısını sana armağan ediyorum.
Sonsuza kadar…
Ölene kadar"
Sözlerini bilmediği bir şarkıda yürekten kopup gelen bir damla gözyaşında buluşuyor kimi insanlar. Yanımdaki bir bayana usulca tercüme ediyorum şarkının sözlerini, gözyaşlarının yüzünde süzülüşünü izlerken. Sözcükler yetmiyor duygulara sarılıyor insan. Dilini, anlamanı bilmediği şarkıda "birlik" yaratılıyor. Her yüzde mutluluk tebessümü...

Şiir gibi atıyor sanki Yasmin Levy adımlarını şarkılarda, koşarken yere düştüğünde yumruklamıyor öfkeyle düştüğü yeri. Yağmur damlalarının yere düştüğü an çıkardığı sesi dinleyip kendini eşsiz bir bestenin notaları arasında dolaşırken buluyor insan. İnliyor, içten yakıyor, acıtıyor ama büyük haz veriyor, her defasında aynı hazzı istiyor.

Tek bir anı kaçırmamak için elim fotoğraf makinasına gitmiyor, gidemiyor. Bir kare çekiyorum, sadece bir kare, bütün görüntüleri saklıyorum içine... "Noches, Noches"i söylediğinde gözlerimi kapatıp başımı arkaya yatırıyorum. Yavaş yavaş gözlerimi açıp gökyüzüne bakıyorum. Hayatımda bir daha böyle bir mutluluk duyumsayabilir miyim bilmiyorum. İçime çekiyorum bütün güzelliği ile. Bedenim, her bir hücrem Yasmin Levy ve flamenko ile doluyor.

O kadar güzel bir insan ki Yasmin Levy desem, güzelliği fiziksel görünürlüğünün ötesinde dışa fazlasıyla vuran duru bir içsel güzellik. Hayatımda "güzel" dediğim çok nadir insanlar oldu hep. Bonkör davranıp - Yasmin Levy çok güzel bir insan, diyebilirim hatta.
Ezan okunurken "ezana saygı" diyip ezan okunmasının bitmesini bekleyen, inançlara saygılı, her sözünde hoşgörü mesajları veren, Ladino dilinin giderek yok olduğunu ve eğer şarkıları ile bir nebze olsun bu güzel dili canlı tutabiliyorsa ona ne mutlu olduğunu söyleyen, parçalarını okumaya başlamadan önce kısa kısa şarkı hakkında İngilizce olarak kah bilgi veren kah espiri yapıp bizi güldüren, "Uno ora en ta ventana" ile herkesi kendinden geçirip oynatan, "Los Bilbilikos" ile bana tarifsiz duygular yaşatan ve "Mano Suave"nin tadını dillerde bırakan melek gibi bir insan.

Konser sonrası daha yakından görme şansı yakalıyorum, hatta yüzyüze konuşuyorum. Kelimelere dökebildiğim kadar kendisine olan beğenimi söylüyorum. Sonrası da kesik kesik görüntüler... Heyecanım tavan yapıyor. Bir ben değilim böyle olan. Yasmin Levy'nin yanına gitmeden önce benim yaşlarımda elleri titreyip- cd'yi tutar mısınız diye benden ricada bulunan ve -3 senedir bu anı bekliyordum diyen birini gördükten sonra Tarkan konserlerinde çığlık atan kızları hala anlamamakta direniyorum.

Konuşmamız sırasında, festivaller bittikten sonra Türkiye'ye gelmek ve Manisa'yı babasının doğduğu yeri ziyaret etmek istediğini söylüyor. İzmir'de yaşadığımı ve konser için geldiğimi söylediğimde Türkçe olarak "teşekkür" demesi ve bana sarılması bütün yolculuk ve konser boyunca duyduğum sırt-bel ağrımı silip süpürüyor.
Ve öpüyorum onu. O kadar tatlı ki, işte bu anlatılmaz...

İngiliz darbukacı bayan, İsrailli gitarist, Ganalı basçı, Ermeni klarnetçi, İsrailli (eşi) perküsyonist ve yanılmıyorsam son albümünde beraber çalıştığı Türk kanuniden oluşan orkestrası ile Ortadoğu müziğinin karma esintilerini bize muazzam sesi ile sunan Yasmin Levy bana hayatımda unutamayacağım bir gece yaşattı, fonda Boğaz'ın güzelliği ve kulaklarda hiç eskimeyecek Endülüs flamenko ezgileri...

Konser dönüş yolunda "ben aşık oldum sanırım" dedim. Yanımdaki ses -kime? dediğinde, tam olarak kime ya da neye aşık olduğumu söyleyemedim, birçoktu...


r227061 901809
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Mira; 4 Ağustos 2012 08:50 Sebep: Düzenlendi.